İrinaios1 (), Smyrna’da 126 yılında doğup, Lyon’da 202 yılında Tours’lu Gregorius’a göre din şehitliği mertebesine yükselmiştir. Hristiyan apolojistiydi. Yortusu 28 hazirandadır, Ortodoks Kilisesi'ne göre ise 23 auğustostadır. 21 Ocak 2022'de Papa Franciscus onu "Birliğin Doktoru" unvanıyla Kilise Doktoru ilan etti.2
İrinaios, Polikarp'ın öğrencisidir. Polikarp da Yuhanna'nın öğrencisiydi. Aynı zamanda Roma’da da eğitim almıştır. Galya'nın Lugdunum şehrinin (şu anda Fransa'da Lyon) piskoposluğunu yaptı. Hristiyan teolojisinin gelişmesine önemli katkıları olmuş, hem Ortodoks Kilisesi hem de Katolik Kilisesi tarafından bir Aziz olarak tanınmıştır ve bir Kilise Babası olarak görülür.
İrinaios Hristiyan cemaati gnostik etkilerden koruma konusunda hassasiyet göstermiştir. Bugüne kadar ulaşmış çoğu yazı ve öğretileri de gnostik öğretilerin reddi üzerinedir.
İrinaios sıklıkla kullanılan şu ünlü sözlerin de sahibidir; “İnsandaki hayat Tanrı’nın görkemidir, insanın hayatı Tanrı’nın tasavvurudur." Şöyle de çevrilebilir: “Tanrı’nın görkemi yaşayan insandır, insanın yaşamı Tanrı’yı tefekkür etmektir." (Adversus Haereses/Sapkınlıklara Karşı, Cilt 4, 20: 7).
İrinaios, her şeyi yaratmış olan tek bir Tanrı'nın var olduğu ve gökyüzü ile yeryüzünün tek bir Yaratıcısının bulunduğu iddia etmiştir. O, Tanrı'nın varoluşunu teolojik kanıtla, yani maddî dünyadaki düzenin tinsel bir düzen vericiyi gerektirdiğini ortaya koyan kanıtla ve ortak onay deliliyle kanıtlamaya çalışmıştır.
Kilise Babaları arasında yaratma konusunu ele alan ilk azizlerden biridir. Buna göre, Tanrı dünyayı, gnostiklerin Anaksagoras, Empedokles, Platon ve Aristoteles gibi Yunan düşünürlerinden hareketle iddia ettikleri gibi, ezeli olan maddeye şekil vermek suretiyle değil de, hiçten yaratmıştır. Başka bir deyişle, kadiri mutlak olan Tanrı, her şeyi kendi kelamı ile yoktan var etmiştir. İnsan, bir şeyi meydana getirirken, önceden var olan maddeyi kullanır. Tanrı ise, önceden var olmayan maddeyi de yaratır. Görünen yaratılış kötü değil, iyidir.
İrinaios’a göre, insan da, tüm diğer varlıklar gibi, Tanrı tarafından, kendi suretinden ve bir bütün olarak yaratılmıştır. İnsan, Tanrı tarafından yaratılmış olduğu için, iyidir; yetkin olmaması ise, sadece onun yaratılmış bir varlık oluşunun bir delilidir. Bununla birlikte, bir ruh ve bir bedenden mürekkep olan insan gelişip belli bir yetkinlik derecesine erişebilir. Bunu mümkün kılan şey ise, insan ruhunu meydana getiren akıl ve irade güçleri ya da melekeleridir. Aklı insana, sırasıyla duyum, inceleme, akıl yürütme, anlama ve yorumlama aşamalarından geçerek hakikate ulaşma imkânı verir. Özgür olan irâdesi ise, insanın ilâhi emirleri temele alarak eylemesini ve son çözümlemede de, yaratıcısına olabildiğince benzer bir varlık haline gelmesini mümkün kılar.3
Gnostikler, kişinin bilgi, felsefi arayış ve kişisel aydınlanmalar ile kurtuluşa erişebileceğini düşünüyorlardı. İrinaios bu fikrin aksine kurtuluşun sadece Tanrı’nın yaptıkları ve gösterdiklerine imanla olacağını bize hatırlatmıştır.
İrinaios için, insanın aklı ve vahiy aynı gerçekliğin iki farklı eksenidir. Ancak insanın aklı Tanrı’nın vahiyine denk değildir. İnsan aklı ile hakikate vahiy’in sağladığı şekilde ulaşılamayacağı gibi, hakikatin anlaşılması ve herkes tarafından kabul edilebilsin diye dile getirilebilmesi için insan aklına ihtiyaç vardır.
İrinaios için Kilise'yi tanımlayan şey eşsizliği ve birliğiydi. Farklı organizasyonları ve değişken doktrinleri olan sapkın kiliselerin aksine, "Gerçek Kilise" tek ve aynı organizasyona, tek ve aynı doktrine ve tek ve aynı inanca sahipti. Kilise'deki herkes tek ve aynı Baba Tanrı’ya inanıyordu, kurtuluş için Oğul’un enkarnesine giden tek ve aynı planı kabul ediyordu. Bu ‘tek ve aynı’ olma İrinaios için Gerçek Kilise'ni ayırt edici özelliğiydi. Kökenini Havariler’den alan ve Baba ve Oğul’a ilişkin tek ve aynı doktrini ile koruyan tek kilise, gerçek kiliseydi. (Sapkınlıklara Karşı 3.2.7)
Tek ve aynı İrinaios ayrıca evrensellik üzerine de konuşmuştur. Kilise dünyanın her yanındadır ve nerede olursa olsun tamamıyla kilisedir. Roma’da ya da Smyrne’deki kilise farklı değildir ve yerel olarak evrensel kilisenin tüm özelliklerine sahiptirler. Havariler tüm yerel kiliselerin kurucularıdır. Onlar temelleri atmışlardır. Onlar episkoposlara devretmişlerdir. Kiliseler tam anlamıyla episkoposların ellerindedir. (Sapkınlıklara Karşı 4.33.8)
İrinaios aynı zamanda Kilise'nin insan bedenine benzetilmesi gerektiğini düşünmüştür. Gerçek Kilise'nin dolayısıyla o ağız ile doğru doktrini öğrettiği tek bir ağzı olmalıdır. Onun aynı zamanda her Hristiyanın yeniden doğduğu eşsiz bir rahmi ve şefkatli tek bir kalbi olmalıdır. Kilisenin Tanrı’ya olan bir sevgisi vardır ve bu sevgisini dünyaya birçok şehitleri ile göstermektedir.
"Kilise'nin olduğu yerde Kutsal Ruh’da vardır" (Sapkınlıklara Karşı 3.24.1). Ruh’un mevcudiyeti Kilise'nin hayatının merkezidir. Kutsal Ruh’un mevcudiyeti Kilise'nin gerçeği öğretmesine ve peygamberlikte bulunmasına imkan tanır. Kutsal Ruh nihayetinde, bölgesel kiliselerin aralarındaki birlikten sorumludur. Kutsal Ruh’un bölgesel kiliselerdeki etkisi ısının her şeyin içinden geçmesi ve etkileşime girmesi gibidir. Kutal Ruh’un mevcudiyeti Hristiyanlara şehit olabilme gücü vermektedir.
İrinaios Gnostikler'e karşı kaleme aldığı, en önemli eseri Adversus Haereses'tir. Bu kitapta gnostiklerin görüşlerinin ne mantıkla, ne İncil'le ne de Havariler'in öğretilerine uyumlu olmadığını göstermiştir.
Ayrıca:
Orijinal kaynak: irinaios. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page