Aziz, Aya (Roma Yunancası aslı ἅγιος ayos) veya kadın ise Azize, Arapça kökenli azîz sözcüğü ermiş anlamına gelir. Günlük kullanımda sevilen ve sayılan kimseleri tanımlamakta kullanılır.1 Sözcüğün dişi formlarından muazzez, Türkçede yaygın bir kadın ismidir.2
Azizlik kavramı genel olarak Hristiyanlığın literatüründe yer alsa da kökleri tam olarak Yahudilik geleneğinde bulunmaktadır. Aynı biçimde kavram İslam, Hinduizm ve Budizm’de de yer alır.
Anlayış olarak Yahudilik, Azizlik kavramını kullanırken bireylerden ziyade halkın köken olarak Yahudi ulusunu oluşturan insanları betimlemeyi tercih eder. Tüm Yahudi halkı Aziz olarak kabul edilir. Bunun yanı sıra Hasidisizm ve Kabalist hareketler dini önderlerini Aziz olarak kabul ettiler. Şefaat bulmak amacıyla mezarlarını ziyaret ettiler.
Genellikle Aziz olarak çevrilen, Arapça bir terim olan (Veli) Kuran’da hem Tanrı’ya hem de dindar kişiliği ile tanınan saygın kimselere, Tanrı dostlarına atıfta bulunmak için kullanılır.
Bununla birlikte popüler İslam, Veli kavramını Tanrısallığa olan özel yakınlığı, mümin ile mutlak güç ve Tanrı arasında aracılık eden Tanrı dostu olarak lanse etmeye başladı.
İslam'da bir Aziz, Tanrı tarafından, içten gelen bir sevinçle yaratılır. Azizler kim olduklarını bilirler ve hatta kendi Azizliklerini ilan edebilirler. Azizler güçlerine rağmen peygamberlerden daha düşük bir manevi dereceye sahiptir. Rol model olarak benimsenen ve saygı duyulan kutsal kişiler olarak, Aziz figürüne en iyi uyum sağlayan kişiler Sufi efendileridir. Yalnız bilinmeli ki tüm Azizler Sufi değildir. Bazı saygın ve dindar Müslümanlar, ölümünden sonra şefaatini ve “bereketini”(manevi güç) arayanlar tarafından saygı görürler.
Azizler Şii İslam'da daha önemli bir role sahiptir. Doğrudan Peygamberin soyundan geldiği ifade edilen imamlar Aziz mevkiinde kabul edilir. Peygamberden doğrudan soyunduğunu iddia eden imamlar azizdir. Bunun nedeni, Şii İslam'da Kuran'ın gerçek yorumunu sadece bu imamların bilmesidir.3
Hristiyanlıktaki azizlik kavramının kaynakları Yeni Ahit'te bulunmaktadır.4 Pavlus kaleme aldığı mektuplarında, İbranilere mektupta ve Vahiy kitabı'nda, Azizlerin kilisenin üyelerini belirlediğini görüyoruz.5 Bireylerin “kutsal” kişiler olması, “Mesih'e sadık” olmalarına ve inananların kardeşlik duygusundan kaynaklanır (Markos 1:24; Yuhanna 6:69; Havarilerin İşleri Kitabı 3:14).6
Hristiyanlığın ilk yüzyılı boyunca Aziz terimi yalnızca iman şehitleri için kullanılmıştı (Yunanca tanık kavramı). Şehitlik, bugüne dek bizlere ulaşan ve resmi anlamda kanonize edilen bir durum olmaya devam ediyor. Havarilerin İşleri Kitabı'na göre Kilise tarafından kabul edilen ilk Aziz, İsa Mesih'e olan bağlılığı nedeniyle ölümü kabul eden, Yahudi iken din değiştiren ve diyakoz olan Aziz İstefan. Hapsedilen veya işkence gören tüm Hristiyanlar iman şehidi olarak ölmedi. Hayatta kaldıktan sonra toplumsal yaşamına dönen ve inancını açık bir biçimde ilan eden, Kilise hizmetinden sonra bulunan kişiler de doğal biçimde ölmelerine rağmen Aziz olarak kabul edildi.
12. yüzyıldan itibaren, Azizlerin belirlenmesi Papaların görevi haline geldi. Papa, kişinin ölümünden sonra Aziz ilan edilmesi için üç şart belirledi:
- İnsanlar arasında kutsallığın yüksek saygınlığı
- Cesurca erdemler
- Mucizeler üretme konusundaki şöhreti, özellikle ölümünden sonra mabetlerde veya kalıntılar aracılığıyla.
Ortodoks geleneğinde bir Aziz, kendisinde bir şekilde Tanrı imajını gösterir - bir ikon, orijinal bir yaratılış, İsa Mesih'te yeni bir varlık haline gelmiştir.
Orijinal kaynak: aziz. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page