Abutiu,1 Antik Mısır döneminde yaşamış bir köpek olup, tarihte belgelenmiş ismi bilinen en eski evcil hayvanlardan biridir. Altıncı Hanedan'da (MÖ 2345-2181) yaşamış bir kraliyet bekçi köpeği olduğuna inanılan Abutiu, adı bilinmeyen bir firavunun emriyle Gize Nekropolü'nde ayrıntılı bir cenaze töreni ile gömülmüştür.
Firavunun Abutiu'nun cenazesine bağışladığı hediyeleri listeleyen bir yazı taşı, 1935 Ekim'inde George Andrew Reisner tarafından bulundu. Taş, aslen yerleştirilmiş olabileceği tahmin edilen Abutiu'nun sahibine ait mezarın yıkılmasından sonra, Altıncı Hanedan'a ait mastabanın yapısına dahil edilmiş devşirme malzemelerin bir parçası olarak bulundu. Beyaz kireç taşından yapılmış tablet 54,2×28,2×23,2 cm boyutundadır. Yazıt, dikey çizgilerle ayrılmış on dikey sıra hiyeroglif dizisinden oluşur.
Abutiu'nun, dik kulaklara ve kıvırcık bir kuyruğa sahip, tazı gibi hafif yapılı bir av köpeği olan görerek iz süren tazı cinsinden bir köpek olduğu düşünülmektedir. Tabletin bulunduğu mezar, Gize Büyük Piramidi'nin (Khufu/Keops Piramidi) batı tarafına yakın Gize Batı Sahasındaki Mezarlık G 2100'de yer almaktadır.
Herodot, Antik Fars toplumlarında köpeklerin korunduğunu ve yaşamları boyunca saygı duyulan hayvanlardan biri olduğunu belirtir. Antik Yunan kaynaklarına göre Antik Mısır'daki köpekler, Fars toplumlarındaki köpeklerle aynı muameleyi görmüş ve genellikle öldükten sonra, aile mezarlarına gömülmeden önce mumyalanmışlardır. Antik Mısırlılar ve Yakın Doğu’daki diğer halklar, köpeklerin insanlara benzer manevi varlıklar olduğuna ve “genellikle belirli tanrılar ve sahip oldukları güçlerle ilişkilendirildiklerine” inanıyorlardı. Hanedanlığın erken dönemlerinde inşa edilmiş mezarlık alanlarının birçoğunda, kadınlar ve kraliyet hanesinin hizmetkârları ile birlikte köpeklerin de mezarları bulunur. İsrail'in Güney Bölgesinde bulunan Aşkelon mezarlığı, antik dünyanın en iyi belgelenmiş köpek mezarlığı olarak sınıflandırılır; ancak köpek mumyaları Mısır genelinde Roda, Teb, Abidos ve Maghagha gibi bölgelerde de topluca ortaya çıkartılmıştır.
Antik Mısırlılar; kedi, ceylan, timsah, babun ve kuş gibi çeşitli hayvan türlerini mumyalamıştır. Genellikle pek çok hayvan türü öldükten sonra et olarak tüketilirdi; ancak köpeklerin yenmiş olması pek olası gözükmemektedir. Radyografik incelemeler, antik dünyada yaşamış köpeklerin mumyalanma işlemi esnasında, mumyalanmış kemiklerinin bir bandaj ile sarıldığını ve tahtadan bir Anubis heykelciği içine yerleştirildiğini göstermiştir. Antik Mısır dininde Anubis, mumyalama ve ölümden sonra yaşam ile ilişkilendirilen çakal başlı bir tanrıdır.
Abutiu'nun tarihte geçtiği tek kaynak, köpeğin sahibinin mezarından gelmiş olabilecek bir taş tablettir. Tabletin, bu mezarın yıkılmasından sonra, yaklaşık MÖ 2280'de, bir Altıncı Hanedan mastabası inşa etmek için devşirme malzeme olarak kullanıldığı görülmektedir. Tablet, 13 Ekim 1935 tarihinde George Andrew Reisner tarafından Harvard Üniversitesi-Boston Güzel Sanatlar Müzesi ortak gezisi sırasında keşfedildi ve dört gün sonra sahadan kaldırıldı.
Keşif, Reisner'ın keşif gezileri hakkında 9,321'den fazla geniş format cam plaka görüntüsü almış ana keşif fotoğrafçısı Mohammedani İbrahim tarafından kaydedildi. Tablet günümüzde Kahire'de bulunan Mısır Müzesi'ndedir. (envanter numarası JE 67.573).2
Köpeğin mezarı ve mumyası bulunamamıştır. Tabletin bulunduğu mezar Giza Büyük Piramidi'nin (Khufu/Keops Piramidi) batı kısmına yakın Giza Batı Sahası'ndaki Mezarlık G 2100'de yer almaktadır. Beyaz kireç taşından yapılmış 54,2×28,2×23,2 santim ebatlarındaki tablet, dikey çizgilerle birbirinden ayrılmış on dikey hiyeroglif dizisi ile yazılmıştır. Tabletin sağ üst köşesinde görülen bir tasma kayışı parçası, tabletin Abutiu ve sahibinin görüntüsünü de içermiş olabileceğini düşündürmüştür.
Reisner tarafından çevrilmiş olan yazıt, firavun tarafından Abutiu'nun cenazesine bağış olarak sunulan hediyeleri anlatır:
Eski Mısır'da köpekleri gömmek yaygın bir gelenek olmasına rağmen, Abutiu'nun cenazesi olağan dışı bir şekilde ayrıntılıdır ve bu normalde üst sınıf insanları onurlandırmak için yapılan bir şeydir. Firavunun hediyeleri, o dönemde insanlarda yaygın olarak görülen mumyalamanın, köpeğin üzerinde de uygulandığını düşündürmektedir. Antik Mısır'da mumyalamanın ve mezarda hediye bulundurmanın nedeni, Ka'nın (ruhun) törensel defin yoluyla ölümden sonraki dünyaya gireceği inancıydı.
Abutiu'nun hiçbir resmi bulunamamış olmasına rağmen, metin onu tzm (Tesem) olarak tanımlar. Bu kelime hafif yapılı, dik kulaklı, kıvrık kuyruklu tazı benzeri av köpeklerini tanımlamak için kullanılmıştır. Tesem köpeği, onu bilinen en eski köpek ırklarından biri haline getiren tarihöncesi betimlemelere sahiptir ve Antik Mısır tarihi boyunca da resmedilişi yaygındır. Reisner’e göre, “Abutiu” ismi tamamen çevrilemez; ancak köpeğin isminde bulunan -bw kısmı (“abu”), Antik Mısır'daki köpek adlarında sıkça karşılaşılan bir ektir ve bir köpeğin havlamasının yansımasal bir temsili olduğu tahmin edilmektedir. Edward C. Martin Jr., köpeğin adının Tesem tanımına uygun olan "Sivri Kulaklı" anlamına geldiğini iddia etmiştir.
Özel;
Genel;
Tabletin bulunduğu taşın bir fotoğrafını içerir.
Hiyerogliflerin yorumlanmasını içeren, taşın bir taslağı.
Orijinal kaynak: abutiu. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page