Kameralizm ya da Kameral Bilim (Kameralwissenschaft) Alman merkantilizmi olarak yanlış bilinen Almanca konuşulan bölgelerdeki yönetim bilgisinin bütünüdür. Almanca konuşulan topraklarda 15. yüzyıldan itibaren Kameral Bilim ya da Kameral Bilimler adı altında gelişmeye başlamıştır. Kameral Bilim ve Polizey Bilim, Alman prensliklerine özel bir olgudur. Kameral Bilim, ilk aşamada prensin ve prensin kişiliğinde vücut bulan devletin gelirlerinin yönetilmesi olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple “dar anlamıyla Kameral Bilim”, mali-iktisadi konularla ilişkilendirilmiştir. Ancak Kameral Bilim aslında bundan fazlasıdır. Ruhani meşruiyet kaynağı olarak Kilise’den bağımsızlığını kazanmaya başlayan prens, kilisenin dini alandan gelen üstünlüğünü aşacak yeni bir siyasete ihtiyaç duymuştur. Bu gelişme, teolojiye karşı siyaset ve bilimin ortaklığını teşvik etmiştir. Artık prensin iktidarını pekiştirecek, ayrıca siyasi gücünü içeriye ve dışarıya karşı koruyacak hedeflere destek, yeni bir bilgi alanından gelecektir. Bu hedefler, içeriye karşı tebaanın itaatinin sağlanması, dışarıya karşı ise prensin hâkimiyetinin tanınması ile tehdit edilmesinin önlenmesini sağlayacak en iyi yönetim tekniklerinin bulunmasını içermektedir. Dünyevi iktidarlarını, kilise başta olmak üzere diğer güç odakları karşısında geliştirmek isteyen kral ya da prensler, bu amaca dönük bilgi ve desteği Alman coğrafyasında Kameral-Polizey Bilim’den almışlardır. Feodal sistemde prensin bu amaçlara ulaşmasını sağlama yolu ise öncelikle soyluların silahsızlandırılması, düzenli ordunun kurulmasıdır. Kullanılacak yöntemler de siyasetin iktisadi eylemlerle kesişmesini göstermektedir. Çünkü prensin, düzenli ordu kurması ile feodal zümrelerin iktisadi ve böylelikle siyasi, askeri gücünü geriletmesi gerekmektedir. Dolayısıyla iktidarın kullanımının karmaşıklaşmasıyla Kameral Bilim, hem iktisadi hem de siyasi ve toplumsal konulara doğru genişlemiştir. Bu, “geniş anlamıyla Kameral Bilim” olarak tanımlanabilir. Kısaca çatı kavram olarak Kameral Bilim, “ökonomie, polizey ve dar anlamıyla Kameral Bilim” olarak üç temel dala ayrılmaktadır. Kameral Bilim’in, devlet ve toplum tasarımı denmese de bu konuda ciddi bir kavrayışları olduğu söylenebilir. Dönemin Alman prensliklerinde kabaca Roma Hukuku’nun genel ve kapsamlı bir devlet öğretisi içermediği, Yunan devlet felsefesinin ise genelgeçer, her gelişme aşamasına uygun bir devlet kavrayışı verdiği inancı yerleşmiştir. Çünkü Yunan devlet felsefesi, daha az teori içermekte, buna karşın tüm diğer külliyattan geniş bir bakış açısı sunmaktadır. Bu çerçevede Aristocu toplum ve devlet yaklaşımı, Kameral-Polizey Bilim’in çekirdeğine yerleşmiştir. Bu yaklaşımda, her biri ayrı bir iktisadi birim olan oikos yani hanelerin birliği, Polis’tir. Hanedeki sıradüzen de Polis’e aktarılmıştır. Devlet, tüm oikosların birlikteliği olarak en büyük oikos, prens ise bunun yönetilmesi ve işletilmesinden sorumlu “en büyük hane sahibi”dir. Bu kavrayış, Kameral Bilim’in nesnesi ve dallarına ayrılmasını da açıklamaktadır. Kameral Bilim, tüm hanenin sorumlusu olarak toplumsal ve iktisadi alandaki her şeyi düzenleyen prense, hanenin her işini en iyi şekilde görebilmesi için uygulanabilir bilgiler sağlamaktadır. Burada kritik nokta, bu bilgilerin teoride kalmayıp, uygulanabilir olmasıdır. Çünkü prensin ihtiyacı, teorik bilgiler yığını değil, uygulama alanında işe yarar bilgidir.1
Prusya Kralı I. Friedrich Wilhelm’in, Halle ve Frankfurt an der Oder’de kürsüleri kurmasıyla Kameral-Polizey Bilim ortaya çıkmamıştır. Kameral-Polizey Bilim’in temel eserlerinin, kürsülerin kurulması ardından yayınlandığı da söylenemez. Kameral işlere dair çok sayıda eser, daha önce verilmiştir. Öte yandan kürsülerin kurulmasının, kralın bilimsel merakı, sürekli ve güvenilir gelir kaynaklarına erişecek yöntemleri geliştirerek düzenli orduyu oluşturma ve mutlakiyeti kurma amacına dönük girişimler olarak açıklanması aynı şekilde eksik kalacaktır. Öyleyse tüm bunların yanı sıra iktisadi alanda yer edinmekte ve güçlenmekte olan üçüncü tabakanın eğitime ilişkin taleplerinin de kürsülerin kuruluşuyla karşılandığı söylenebilir. Ayrıca monarşik-bürokratik yapı için Kameral-Polizey Bilim öğrenimi görmüş görevliler oluşturmak, böylece feodal zümrelerin ve soyluların karşısında monarka bağlı bir görevliler tabakası yaratarak dengeyi sağlamak, bir diğer amaç olarak görünmektedir. Öte yandan Kameral Bilim, kamer görevlilerinin eğitilmesi amacıyla Lautern, Tübingen ve Braunschweig’ta kurulan akademilerde kürsülerin kurulmasından önce öğretilmeye başlanmıştır. Ancak Aristocu geleneğin ağır bastığı üniversiteler, bu yeni öğretilere karşı çıkmışlardır. Dolayısıyla geleneklerin çok etkili olmadığı Halle ve Göttingen gibi daha genç üniversitelerde Kameral Bilim kürsülerinin kurulması daha kolay olmuştur. Siyasi alandan gelen etkiyle bir süre gerilese de feodal yapının ihtiyaç duyduğu bilgiyi üreten Kameral-Polizey Bilim, zamanla saygın bir disiplin olarak akademik alanda yer edinmiştir.2
Özellikle Otuz Yıl Savaşları sonrasında Alman prenslikleri, iç işlerine yönelmiş, yıkımın giderilmesine çalışmışlardır. Bu sırada giderek büyüyen ve karmaşık hale gelen iktisadi ve idari bir yapı oluşmuştur. Dolayısıyla saray görevlilerinin, hukuk yanı sıra iktisat ve idare teknikleri konusunda eğitimli olmaları önem kazanmıştır. Ancak dönemin üniversitelerinin programı, bu talebi karşılayamamaktadır. Buna rağmen Kameral-Polizey Bilim’in üniversiteleşmesi akademik ve siyasi alandan gelen tepkilerle karşılanmış, ancak süreç içerisinde üniversitelerde yerini sağlamlaştırabilmiştir. Zamanla akademik alandan Kameral Bilim’in, prensin mal varlığının idaresine indirgenmesine önemli eleştiriler gelmiş, bu yaklaşımın toplumun güncel ihtiyaçlarını karşılamadığı hem de prensin kamer yönetiminin, patrimonyal tek yönlü dar bakış açısının yetersizliği gündeme gelmiştir. Bu “Özel Kameralizm”den “Evrensel Kameralizm”e doğru bir evrilmeyi beraberinde getirmiştir. Bunun önemi, devlet düşüncesinde değişim ve devletin amacı ile amaca ulaşmanın yollarının aranmasını teşvik etmesidir.3
Kammer kelimesi, Latince "camer/camera/camerae" kelimelerinden türemiştir. Camer/Camera, kubbe, kubbeli ya da kemerli tavan, kemerdir. Kammer ise oda, asıl oturma odalarının dışında ya da yanında bir yer, meclis, tilki tavşan ini, elbise deposu anlamını taşımaktadır.4 Alman Dilinde oda için günümüz Almancasında das Zimmer kullanılmaktadır.5 Goethe eserlerinde das Zimmer ve Kammer farkını şöyle açıklar: "Kammer'i tavanı ışıldayan, duvarları parıldayan Zimmer ile değiştirdim"..Çünkü günlük dilde Kammer, eşyalar saklanacağı için ısıtılmayan ve süslenmeyen odalardır. Baumstark, Kammer kelimesinin Doğu ve Batı dillerinin (eski Yunanca ve Latince) hemen hepsinde aynı anlamda kullanıldığını belirtmektedir. Genel olarak Kammer, "kemerli oda" (gewölbter Raum) ve "oda" (Gemach, Zimmer) demek iken zamanla kapalı alan/oda (Verschluss), gizli oda, yatak odası, gizli şeyler için oda" anlamını kazanmıştır. Giderek daha fazla kemerli oda anlamı ön plana çıkmıştır. Almanlar arasında kemerli oda yapımı zor ve bir sanat olarak görüldüğünden soyluların evlerinin vazgeçilmezi olmuştur. Dayanıklı bir inşaat tarzı olarak yangınlardan korunma ve değerli eşyaların saklanması için bu kemerli odalardan yararlanılmıştır. Çünkü ısıtılmayan bu odalarda yangın çıkması olasılığı düşüktür ve dolayısıyla değerli eşyaların korunması için oldukça uygundur.6 Kammer kelimesinin gelişimi de önemlidir. Karolenj İmparatoru Şarlman (Karl der Grosse) vasiyetinde, kişisel hazinesindeki para ile değerli eşyaların fakirlere ve kiliseye dağıtılmasını (thesauris suis atque pecunia, quae in illa die in camera eius inventa est). Burada camera, hazine odasına işaret etmektedir. Başka bazı belgelerde ise Kammer, para cezalarıyla bağlantılı olarak yer almaktadır. Başka deyişle cezaların ödendiği/toplandığı kasayı ifade etmektedir. Ödemelerle ilgili makamlar ise fiscus, palatium ya da Şarlman'ın torunu II. Ludwig döneminde olduğu gibi imparatorluk kasası (imperalis camera) olarak adlandırılmıştır. Kutsal Roma Cermen İmparatoru I. Berengar'ın 916 tarihli belgesinde, sarayımızın kasası anlamıla camera palatii nostri kullanılmıştır. Karl Heinrich Rau, Kammer'in sadece değerli eşyaların tutulduğu bir alan değil, oturma ve yatak odası anlamı taşıdığını, Frank Sarayı'ndaki Camerarius'un kralın yatak odasını anlattığını aktarmaktadır. Dolayısıyla kralın özel işleri ve bakımından sorumlu bir çeşit Hasodabşı olarak Kammerherr gibi birçok kullanım şekli ortaya çıkmış ve Kammer krala yakınlık ve kralla kurulan kişisel bağ ile de ilişkilendirilir olmuştur. Baumstark, benser şekilde Frank krallarının özel odaları ve kişisel servetleri için idari, askeri, kültürel ya da kiliseye ilişkin emirnamelerde hazine odası anlamında Camerarius kullanıldığını, ancak bunun devlet kasası anlamına gelmediğini söylemektedir. Devlet kasası anlamını daha sonra kazanmıştır. 874 tarihli Diplomata II. Ludovici, 870 tarihli Diploma ejusdem, 889 ve 919 tarihli I. Berengarii belgelerinde para cezaları, vergiler, senyörler, piskopos ya da prenslerin aldığı diğer vergilerin aktığı kasadan bahsedilmektedir. Bu çerçevede camera, kammer giderek devlet kasası anlamını almaya başlamıştır. Feodal sistem içeriinde bu kasada toplanan her türlü nakdi ya d ayni gelirler "Kammergut" ya da "Kameralgut" olarak adlandırılmaktadır. Çünkü bu dönemde monarkın kasasındaki gelirler kısmen hanedanın ve kısmen ülkenin ihtiyaçları için kullanılmaktadır. İşte prens ya da kralın hazinesinin toplandığı yer olarak Kammer, bu hazinenin işlerinin yerine getirilmesinde görevli kişilere de Kammerherr vb. isimler verilmiştir.7
Kameral Bilim, Kameral Bilim kürsülerinin 1727'de Frankfurt and der Oder Üniversitesi ve Halle Üniversitesinde "Oeconomie, Policey und Cammer-Sachen" adı altında I. Friedrich Wilhelm'in emirnamesi üzerine kurulmasıyla başlamamaktadır. 16. yüzyılda dahi Kameral Bilim adıyla eserler verilmektedir. Kameral Bilim, Kammer görevlilerinin eğitilmesi amacıyla 16. yüzyılda da 1559'da Tübingen'de kurulan, daha sonra üniversite içerisine alınan "Collegium illustre", Braunschweig'ta Collegium Carolinum" vd. okullarda okutulmuştur. Dolayısıyla Kameral Bilim'in 1727'de başladığı söylenemez. Ancak Aristocu geleneğin ağır bastığı üniversiteler, bu eğitim kurumlarındaki öğretilere yabancı kalmışlar, hatta karşı çıkmışlardır.8
Kameralizm, ya coğrafi bağlamı düşünülerek Merkantilizm yerine kullanılmakta ve Merkantilizm ile Kameralizm bir tutulmakta ya da Merkantilizm’in Alman yorumu olarak kabul edilmektedir. Bu yaklaşım geleneği, iktisat teorisi tarihçilerinin Merkantilizm ve Kameralizm arasındaki örtüşmeyi keşfettiği 19. yüzyıla uzanmaktadır.9
Merkantilizm’in ilk kez Adam Smith tarafından mercantil system olarak kavramlaştırıldığı yerleşmiş bir düşüncedir. Ancak genel olarak Fizyokrat Marquis de Mirebau Victor Riquetti’nin 1763 tarihli Philosophie Rurale adlı eserinde ilk defa Fransa’yı mahveden “merkantil salgın” olarak yer aldığı kabul edilmektedir.10 Magnusson, Smith’in Philosophie Rurale’i okumuş ve mercantil system kavramını buradan ödünç almış olmasının mümkün olabileceğini ifade etmektedir. Ancak yine Magnusson, “mercantil system” kavramının, Vincent de Gournay ve çevresinde oluşan grup tarafından Fransa’nın eski Maliye Bakanı Colbert’in ticaret ve manüfaktürün korunmasını kapsayan düşüncelerine atıfla söz konusu tarihten birkaç yıl önce kullanıldığından bahsetmektedir. Kavrama dünya çapında ün kazandıran ise Smith olmuştur.11 Bu aşamada, Merkantilizm ile Kameralizm arasında bu tür bağlantının neden kurulduğu sorusunun kısaca yanıtlanmasında fayda görülmektedir. ABD’deki akademik çevrelere Kameral Bilim’i ve tarihini tanıtan 1909 tarihli kitabında Small, Kameralizm’in sadece iktisadi içeriği bağlamında tanındığı ya da ele alındığından bahsetmektedir. Bu durum, Alman yazarların “politik iktisat” (Nationalökonomie)’ye yükledikleri anlam ile Anglo-Sakson araştırmacıların kavram ve bilim olarak iktisat tanımları arasındaki temel bir farktan kaynaklanmaktadır. Small, Kameralist ve Hukukçu Georg Obrecht’in (1547-1612) Yunanca oikonomia’dan genel olarak “iyi yönetimi” anladığını, Alman yazarların da 19. yüzyılda İngilizce’deki “economics” kavramını karşılayacak bir fikir ve hatta bir kelimeye sahip olmadığını belirtmektedir. Oikonomia’nın bu erken dönem içeriği, daha sonra “Devlet Bütçesi İdaresi” (Staatshaushaltung) terimiyle ifade edilen kavramın esaslarını kapsamaktadır. “Oikonomia” ile “economics” arasındaki fark, Anglo-Sakson yazarlarca anlaşılamamıştır. Dolayısıyla Anglo-Sakson yazarların, bu yaklaşım hatalarının, Kameralizm ile karşılaştıkları yerde Merkantilizm’i görmelerine yol açtığı söylenebilir.12 Simon’un bu yaklaşımı, Small’un “Kameral Bilim’in sadece iktisadi içeriğiyle ele alınması” eleştirisiyle örtüşmektedir.13 Blaich’in de aynı görüşte olduğu söylenebilir. Merkantilizm’in farklı ülkelerde ele alınışı ya da uygulanışını açıklarken Kameralizm’in, Merkantilizm’in kapsadığından çok daha büyük bir bilimsel alanı ifade ettiğini, Kameralizm’in, merkantil iktisat politikalarının tümünü içerdiğini, ancak bundan daha fazlası olduğunu belirtmektedir.14 (Bkz. Kameralizm-Merkantilizm farkı ve Fizyokrasi ile ilişkisi için15) ----[1] Fritz Blaich, Wiesbaden 1973, a.g.k., s.17 ----[1] Albion W. Small, Chicago 1909, a.g.k., s.19,49 16 ----[1] Moritz Isenmann, “Einleitung”, Merkantilismus. Wiederaufnahme einer Debatte, Vierteljahresschrift für Sozial- und Wirtschaftsgeschichte, Beiheft 228, Moritz Isenmann (Yay.), Franz Steiner Verlag, Stuttgart 2014, s.9
[2] Lars Magnusson, The Political Economy of Mercantilism, Routledge, New York 2015, s.3 ----[1] Andre Wakefield, New York 2014, a.g.k., s.134
Orijinal kaynak: kameralizm. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page