iddet ne demek?

"İddet" kelimesi, Arapça kökenli olup İslam hukukunda, boşanma veya eşinin ölümünden sonra kadının yeniden evlenmeden önce beklemesi gereken süreyi ifade eder. Bu süre, kadının hamile olup olmadığının anlaşılması ve evlilikten kaynaklanan herhangi bir bağın çözülmesi için gereklidir.

İddet süresi, durumuna göre değişir:

• Boşanmada: Kadının hamile olup olmadığına bağlıdır. Hamile ise, doğum yaptıktan sonra iddet süresi sona erer. Hamile değilse, üç adet (aybaşı) bekler. Bu, yaklaşık üç ay anlamına gelir. Ancak, bazı durumlarda, kadının bir aydan fazla adet görmemesi durumunda, hukuki görüşlere göre farklılıklar olabilir.

• Eşinin ölümünde: Kadının hamile olup olmadığına bağlıdır. Hamile ise, doğum yaptıktan sonra iddet süresi sona erer. Hamile değilse, dört ay on gün iddet bekler. Bu süre, Arapça metinlerde belirtilmiştir ve genellikle dört aylık bir süreye denk gelir.

İddetin amacı:

• Hamilelik tespiti: Kadının hamile olup olmadığının belirlenmesi ve olası bir çocuğun babalığının tespiti içindir. Bu sayede miras ve soy konusunda karışıklıklar önlenir.

• Cinsel ilişkinin sona ermesinin anlaşılması: Boşanma veya ölüm sonrası, kadının bedensel ve duygusal olarak yeni bir ilişkiye hazır olup olmadığını değerlendirme süreci sağlar.

• Sosyal düzenin korunması: Toplumsal düzenin korunmasına ve akrabalık bağlarının belirlenmesine katkıda bulunur.

İddet süresinin başlangıcı ve bitişi:

İddet süresi, boşanma veya eşinin ölümünün gerçekleştiği andan itibaren başlar. Sürenin bitişi, hamilelik durumunda doğumla, diğer durumlarda ise iddet süresinin dolmasıyla tamamlanır.

Önemli Not: İddet, İslam hukukunda tartışmalı bir konudur ve farklı mezhepler arasında farklı yorumlar bulunabilir. Yukarıdaki bilgiler genel bir bilgi olup, kesin hükümler için ilgili dini yetkililere başvurulmalıdır. Ayrıca, farklı ülkelerin hukuk sistemlerinde iddetin uygulama şekli değişiklik gösterebilir.