Veba, Yersinia pestis adındaki bakteri tarafından oluşturulan enfeksiyon hastalıklarına verilen genel isimdir.
"Veba" sözcüğü Arapça'da "salgın" (bulaşıcı hastalık) demektir.1 Örneğin, Koronavirüs pandemisi sürecinde Arap televizyonlarında "Veba-i Kurûna" (Korona salgını) tabiri sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak "Veba" kelimesi Osmanlıca'da özel bir hastalığı tanımlar hale gelmiştir. Aslında bu hastalığa Araplar "Taun" (الطاعون) demektedirler.2
Antik Çağlar'dan itibaren tanınmış bir hastalıktır. Lakabı "Kara Ölüm"dür. Orta Çağ'da 1347-1353 arasında, Avrupa nüfusunun üçte birinin kaybedilmesinden sorumludur. (Ayrıca bu hastalık 1347-1348 yılları arasında Venedik nüfusu 130.000 iken 70.000'e düşmesine neden olmuştur.) Modern antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Gelişmiş ülkelerin tamamında ve gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda ortadan kaldırılmış olmasına rağmen Asya ve Afrika kıtalarının bazı bölgelerinde hâlen görülebilmektedir.
Kendini 4 şekilde gösterebilir:
Bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Vebanın farelerden bulaştığı kanısı yaygındır, ancak gerçekte bakteriyi yayan bir tür piredir ve fareler de bu hastalığın kurbanıdırlar. Tarihte veba salgınlarından önce şehirlerde büyük miktarda fare ölümlerinin meydana geldiği görülmüş, ölü farelerle temas eden insanların, pire ısırması nedeniyle bu hastalığa maruz kaldıkları tespit edilmiştir.
Hastalık, mikrop kapıldıktan 2-8 gün içerisinde kendini gösterir. Hastada aniden başlayan baş ve sırt ağrıları, ateş, titreme, kusma, nefes darlığı, halsizlik, deri lekeleri, burun kanaması, kan tükürme, kasık ağrıları ve devamlı dalgınlık görülür.
Dili de kahverengi ve kurudur. Yapılacak ilk iş hastayı tecrit etmektir. Çevresindeki sağlıklı kişilere koruyucu antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır. Bugün için önemi olmayan ve eski devirlerde de olduğu kadar çok görülmeyen bu hastalığın tedavisi için geç kalmadan sağlık kuruluşlarına haber vermek gerekir.
"Hıyarcıklı veba" (bubonik veba) veba hastalığının en yaygın biçimidir. Hastalığa Yersinia pestis adı verilen enterobakteri neden olur. Bakteri vücuda girdikten sonra 3 ila 8 gün içinde etkisini gösterir. Belirtileri, yüksek ateş, üşüme duygusu, başağrısı, ishal ve bubo adı verilen, lenf bezi şişmeleridir. Deri altında ve iç organlarda kanama başladığı zaman da, akan kanın birikmesi sonucu ciltte siyah lekeler oluşur.
Geçmişte belirli dönemlerde bu hastalığın büyük salgınları yaşanmıştır. 14. yüzyılda kara ölüm olarak kayıtlara geçen salgının, hıyarcıklı veba olduğu sanılmaktadır.
Bir pire insanı ısırdığında ve yarayı açılmış kanla kirlettiğinde, veba taşıyan bakteriler dokuya geçer. Y. pestis hücrelerin içinde üreyebilir, bu nedenle fagositozlanmış olsalar bile, hala hayatta kalabilirler. Vücutta bir kez girdiklerinde, bakteriler interstisyel sıvıyı boşaltan lenfatik sisteme girebilir. Veba bakterileri,biri beta-adrenerjik blokaja neden olduğu bilinen birkaç toksin salgılar.3 Y. pestis, enfekte olmuş insanın lenfatik damarlarından, lenf noduna ulaşana kadar akut lenfadenite neden olur.4 Şişmiş lenf nodları, hastalıkla ilişkili karakteristik buboları (hıyarcıklar) oluşturur5 ve bu buboların otopsileri, bunların çoğunlukla hemorajik veya nekrotik olduğunu ortaya koymuştur.6
Eğer lenf nodu patlatılmışsa, enfeksiyon kan dolaşımına geçerek sekonder septisemik vebaya neden olabilir ve akciğerlere geçerek sekonder pnömonik vebaya neden olabilir.7
Lenfatikler nihayetinde kan dolaşımına akar, böylece veba bakterileri kana girebilir ve vücudun neredeyse her yerine gidebilir. Septisemik vebada, bakteriyel endotoksinler vücutta küçük pıhtılara ve muhtemelen iskemik nekroza (o dokuya dolaşım/perfüzyon eksikliği nedeniyle doku ölümü) neden olan yaygın damar içi pıhtılaşmaya (DIC) neden olur. DIC, vücudun pıhtılaşma kaynaklarının tükenmesine neden olur, böylece artık kanamayı kontrol edemez. Sonuç olarak, ciltte ve diğer organlarda kanama olur ve bu da kırmızı ve/veya siyah düzensiz döküntü ve hemoptizi/hematemez (kan öksürme / kusma) neden olabilir. Deride böcek ısırıklarına benzeyen yumrular vardır; bunlar genellikle kırmızı ve bazen merkezde beyazdır. Tedavi edilmezse septisemik veba genellikle ölümcüldür. Antibiyotiklerle erken tedavi, mortalite oranını yüzde 4-15 arasında azaltır.8910
Pnömonik veba formu, akciğerlerin enfeksiyonundan kaynaklanır. Öksürme ve hapşırmaya neden olur ve böylece bakteriyel hücreler içeren ve bunları teneffüs eden herkesi enfekte etmesi muhtemel havadaki damlacıklar üretir. Pnömonik veba için kuluçka süresi kısa, genellikle iki ila dört gün, ancak bazen sadece birkaç saattir. İlk belirtiler diğer bazı solunum yolu hastalıklarından ayırt edilemez; baş ağrısı, halsizlik ve kan tükürme veya kusmayı içerir. Hastalığın seyri hızlıdır; yeterince erken teşhis ve tedavi edilmezse (tipik olarak birkaç saat içinde), bir ila altı gün içinde ölüm görülebilir. Tedavi edilmemiş vakalarda mortalite yaklaşık %100'dür.1112
Dosya:Plague_bubo.jpg|Hıyarcıklı vebada, veba bakterisi yüzünden şişmiş lenf bezleri (bubolar) Dosya:Yersinia pestis.jpg|Hastalığa neden olan bakteriler Dosya:Bubonic_plague_map.PNG|Kara ölüm'ün Avrupa'da yayılması
Orijinal kaynak: veba. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Thesaurus Linguarum Orientalium Turcicae, Arabicae et Persicae; François de Mesgnien Meninski, 1680, Viyana ("Morbus epidemius, pec. pestilentia" şeklinde tanımlanır.) ↩
Tâ‘ûn and Wabâ - Conceptions of Plague and Pestilence in Early Islam, Jesho, XXV/3 (Yıl: 1982), Sayfa: 268-307. ↩
Brown, SD; Montie, TC (1977). "Beta-adrenergic blocking activity of Yersinia pestis murine toxin" . Infection and Immunity. 18 (1): 85–93. doi:10.1128/IAI.18.1.85-93.1977. PMC 421197. PMID 198377 . ↩
Sebbane, F; Jarret, C.O.; Gardner, D; Long, D; Hinnebusch, B.J. (2006). "Role of Yersinia pestis plasminogen activator in the incidence of distinct septicemic and bubonic forms of flea-borne plague". Proc Natl Acad Sci U S A. 103 (14): 5526–5530. Bibcode:[https://ui.adsabs.harvard.edu/abs/2006PNAS..103.5526S 2006PNAS..103.5526S] . doi:10.1073/pnas.0509544103. PMC 1414629. PMID 16567636 . ↩
"Symptoms | Plague" . Centers for Disease Control and Prevention. 14 September 2015. Retrieved 18 April 2017. ↩
Sebbane, F; Gardner, D; Long, D; Gowen, B.B.; Hinnebusch, B.J. (2005). "Kinetics of Disease Progression and Host Response in a Rat Model of Bubonic Plague". Am J Pathol. 166 (5): 1427–1439. doi:10.1016/S0002-9440(10)62360-7. PMC 1606397. PMID 15855643 . ↩
Wagle PM (1948). "Recent advances in the treatment of bubonic plague". Indian J Med Sci. 2: 489–94. ↩
Meyer KF (1950). "Modern therapy of plague". J Am Med Assoc. 144 (12): 982–85. doi:10.1001/jama.1950.02920120006003. PMID 14774219 . ↩
Datt Gupta AK (1948). "A short note on plague cases treated at Campbell Hospital". Ind Med Gaz. 83 (3): 150–51. PMC 5190352. PMID 29014753. ↩
Ryan, K. J.; Ray, C. G., eds. (2004). Sherris Medical Microbiology: An Introduction to Infectious Diseases (4th ed.). New York: McGraw-Hill. ISBN 978-0-8385-8529-0. ↩
Hoffman SL (1980). "Plague in the United States: the "Black Death" is still alive". Annals of Emergency Medicine. 9 (6): 319–22. doi:10.1016/S0196-0644(80)80068-0. PMID 7386958 . ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page