odyoloji ne demek?

Odyoloji terimi Latince işitme anlamına gelen “audire” ve tanımlama anlamına gelen Yunanca son ek olan “logos” kelimesinden türemiştir. Odyoloji, işitme (duyma sistemi) ve denge (vestibüler sistem) bozukluklarının araştırıldığı bir bilim dalıdır. Üniversitelerin sağlık bilimleri fakültesi bünyesinde lisans eğitimini başarıyla tamamlayanlar "Odyolog" ünvanı almaya hak kazanarak sağlık profesyoneli olur.

Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmelik ile (Resmî Gazete Tarihi: 22.05.2014 Resmî Gazete Sayısı: 290071) diğer sağlık meslek mensuplarının olduğu gibi Odyologların da iş ve görev tanımları düzenlenmiştir. Buna göre Odyolog:

  • İşitme ve denge ile ilgili hastalıkların tanısında uzman hekimin işbirliği ile tanısal testlerin gerçekleştirilmesi ve rehabilitasyonu ile işitme rehabilitasyonu için kullanılacak cihazların belirlenmesi, seçimi ve programlanmasını yapar.
  • İşitme sağlığının korunması ve işitme kaybının önlenmesine yönelik çalışmalar yapar.
  • İşitme tarama programlarında görev alır ve bu programlardaki testleri yapar.
  • Gürültü ölçümlerini yaparak işitmenin korunması hakkında gerekli önerilerde bulunur.
  • Cerrahi işlemler esnasında cerrahın gerekli görmesi durumunda işitme ve denge ile ilgili sinir monitörizasyonu yapar
  • Kulağa implante edilen cihazlarda (kohlear implant) ameliyat sırasında ve sonrasında cihaz ayarlamalarını yapar.
  • İşitsel algı değerlendirmesi ve rehabiltasyonu yapar.
  • İşitme ile ilgili eğitim programlarının hazırlanmasında görev alır.1

Odyologlar, etik kurallara bağlı, multidisipliner yaklaşımı özümsemiş, çağdaş tıp kuralları doğrultusunda sağlıklı ve/veya sorunları olan gruplar için gerekli tarama programlarını hazırlama, uygulama, işitme ve denge sorunu bulunan hastaları uzman hekiminin yönlendirmesiyle değerlendirme, sorunlarını tespit etme, uygun rehabilitasyon programlarını hazırlama, gereksinim duyulacak araçları (işitme cihazı, implantlar, FM sistem, vestibüler rehabilitasyon vs) belirleme, bunların uygun şekilde ayarlamasını yapma ve kullanılması için gerekli rehabilitasyon programlarını hazırlama ve uygulama becerilerine sahiptir.2

Odyoloji alanları

  • Odyoloji programları odyologları genel olarak ‘‘klinik’’ odyoloji adı altında hazırlamaktadır.
  • Mezuniyet sonrasında odyologlar zaman ve konsantrasyonlarını yöneltebilecekleri odyoloji alanlarında çalışabilmektedirler.

Odyoloji alt alanları

  1. Klinik Odyoloji
  2. Eğitim Odyolojisi
  3. Pediyatrik Odyoloji
  4. Geriatrik Odyoloji
  5. Endüstriyel Odyoloji
  6. Denge Sistemi Alanı
  7. Konuşma-Ses Bozuklukları

Klinik odyoloji

  • İşitme sistemi içerisinde işitme kaybının yerini tayin eder (dış kulak, orta kulak, iç kulak, vestibülokoklear sinir ve merkezi sinir sistemi) tanıya gider.
  • Odyolojik bulgular diğer medikal bulgularla birleştirilerek ‘asıl tanı’ konur.
  • Gerekli olan odyolojik tedaviyi belirler, uygulama takibini kontrol eder.
  • Tanı koyma sürecinde davranışsal işitme testleri, otoakustik emisyon ölçüm testleri ve elektrofizyolojik testlerden yararlanır.
  • Denge bozukluklarıyla (vestibüler sistem) ilgili tanı, takip ve rehabilitasyon süreçleriyle birebir ilgilenir takibinde rol oynar.
  • Çınlama (tinnitus) şikayeti olan hastalara uygun tedavi ve rehabilitasyon programları uygular.
  • İşitme kaybı tanısı alan hastalara uygun işitme cihazları ve işitsel implantları belirlemede yol gösterici görevi üstlenir.

Çalışma alanları

  • Kamu ve özel hastanelerde:
  • Özel merkezlerde
  • Sağlık koruma programlarında
  • Askeri hastanelerde
  • Sağlık merkezlerinde
  • Yenidoğan işitme tarama programlarında
  • İşitme cihaz firmalarında

Eğitim odyolojisi

  • Yurt dışında:

Okullarda görev alır.

  • Amaç: Çocukların eğitim sistemi üzerinde işitme kaybının etkilerini en aza indirmek.
  • Sorumlulukları: İşitsel eğitim, dudak okuma, işitme kaybı danışmanlığı.
  • Yakın çalışma alanları:
    • Konuşma-lisan patologları
    • İşitme engelliler öğretmenleri

Pediyatrik odyoloji

  • Çocuklarda işitme kaybı tanısını koyarak, gerekli işitsel tedavi sürecini uygulamakla sorumludur.
  • İşitme tedavisi sonrasında işitsel rehabilitasyon için çocuğu eğitim odyoloğuna yönlendirir.

Geriatrik odyoloji

  • Yaşılılarda işitme kaybı tanısını koyarak, gerekli işitsel tedavi sürecini uygulamakla sorumludur.

Endüstriyel odyoloji

  • Gürültüden korunma programı çerçevesinde gerekli olan yasal uygulamaların başlatılması, uygulanmasından sorumludur.
  • İşitme kaybı olan işçilerin işitme kaybı tanısının konması ve uygun tedavi sürecinin başlatılmasından sorumludur.
  • İşitme kaybı olan işçilerin yasal haklarının korunmasında danışmanlık görevi görür.

Denge sistemi alanı

  • Denge sistemi ile ilgili bozukluklarda tanı koyar, gerekli terapi programını uygular.

Konuşma-ses bozuklukları

  • Konuşma-ses bozuklukları: Konuşma ve ses bozukluklar ile ilgili tanı ve terapi sürecinde rol oynar.

Odyolojinin diğer alanlarla ilişkisi

Odyolojinin sağlık sektöründe yeri ve önemi

  • Odyologlar sağlık sektörü içerisindeki diğer uzmanlarla karşılıklı etkileşim içerisindedir. Bu uzmanlarla karşılıklı pozitif bir iletişim kurmak, hem hastaların tüm ihtiyaçlarının karşılanmasında hem de sabit bir yönlendirmenin sağlanmasında önemli rol oynamaktadır.
  • Sadece Kulak burun boğaz doktorları ile değil, tüm tıp bilimleri alanlarındaki uzmanlarla karşılıklı yönlendirmenin sağlanması gereklidir.

Odyoloji-tıp bilimleri ilişkisi

  • Kulak Burun Boğaz: Tamamen koopere çalışma gereklidir.
  • Pediyatri: Bebek ve çocuklar ortak alanımızdır.
  • Geriatri: Yaşlılar ortak alanımızdır.
  • Psikiyatri: Testlerde simülasyon yapan hastalar ortak alanımızdır.
  • Nöroloji: İşitme sinir sistemi, İşitme kaybı ile ilgili görülen nörolojik problemler her iki bölümü de içermektedir.
  • Anatomi-Fizyoloji: İnsan organizması ve işleyişi, özellikle kulak ve beyin dahil olacak tüm mekanizma ortak alanımızdır.

Odyoloji-psikoloji ilişkisi

  • Psikoloji insan organizmasının uyarılara tepkisini inceler,
  • Hasta psikolojisi, normal çocuk-yetişkin psikolojisi konusunda bilgilendirme
  • Çocuk ve yetişkinlerde organik olmayan işitme kaybı tedavisinde uygulamalar

Odyoloji-fizik ilişkisi

  • Akustik ve Elektronik Fizik
  • Ses uyaranının fiziksel özelliklerinin bilinmesinde,
  • İşitme cihazları ve implantların elektrik, akustik bilgisinin değerlendirilmesinde.

Odyoloji-eğitim bilimi ilişkisi

  • Eğitim davranış değişikliği ve yönlendirilmesi prensibine dayanır.
  • Çocuğun eğitilmesi konusunda.
  • Bakım verilen okullarda prensip ve metodların öğrenilmesinde.
  • Okul döneminde işitme kayıplı çocukların okula adaptasyonunda (kaynaştırma eğitimi).

Odyoloji-işitme cihaz sektörü

  • Hearing Industries Association: Tüm dünyada çeşitli derecelerde işitme kaybı olan ve amplifikasyona ihtiyacı olan yaklaşık 27.2 milyon kişinin olduğunu öngörmektedir.
  • Ancak bu popülasyonun sadece % 20.4’ü işitme cihazı kullanmakta, geri kalan kısım, yaklaşık % 70’i, çeşitli nedenlerle işitme cihazı kullanmamaktadırlar.
  • Çoğu işitme kayıplı kişi odyoloji uzmanlığını ve hizmet alanlarını tanımamaktadır. Hatta çoğu zaman bilseler dahi cihaz kullanmaktan kaçınmaktadırlar.
  • Bu nedenle: Öncelikle sağlık alanları içindeki diğer uzmanları işitme kaybının önemli negatif etkileri üzerinde bilinçlendirmek gereklidir.
  • Tüketiciler odyoloji hakkında bilgi sahibi olmalıdır.Bu önyargıyı aşma konusunda odyologlara büyük görev düşmektedir.

Odyoloji çalışma alanları

  • Özel Hastaneler
  • Devlet Hastaneleri
  • Üniversite Hastaneleri
  • Koklear İmplant Merkezleri
  • İşitme Cihaz Merkezleri
  • İşitme Eğitim Merkezleri
  • Okullar
  • Huzurevlerİ
  • Bakanlıklar

Hasta Yaşı

  • Yenidoğanlar
  • Okul öncesi çocuklar
  • İlkokul çocukları
  • Ortaokul-Liseliler
  • Üniversiteliler-Gençler
  • Genç yetişkinler
  • Orta yaşlılar
  • Yaşlılar

Dünyada odyolojinin tarihsel gelişimi

  • Amerika Birleşik Devletleri'nde, odyoloji mensuplarının 1925 yılında resmi olarak teşkilatlandığı bilinmektedir.
  • İlk odyoloji uzmanları Konuşma-Lisan Patalogları (SLP) ve Kulak Burun Boğaz doktorları olmuşlardır. Odyoloji bugün çalışma prensipleri yasalarla düzenlenmiş, bağımsız çalışma yetkisine sahip bir bilim dalı olarak hizmet vermektedir. Odyoloji terimi ise 1940 yılında Amerika’da hükûmet kararı ile profesyonel kullanıma girmiştir. Raymond Carhart Odyoloji’nin Babası olarak bilinir.
  • Her ne kadar işitmenin ölçümü ve işitme engellilerle ilgili çalışmalar 1940’lı yıllardan önce varsa da, bir bilim dalı haline gelmesi II. Dünya Savaşı öncesinde, sırasında ve sonrasında olmuştur.
  • 1912 yılında Meksiko'da doğan Carhart, lisans eğitimini Konuşma ve Psikoloji alanında Dakota Wesleyan Üniversitesi'nde 1932 yılında tamamladı.
  • Northwestern Üniversitesi'nde "Deneysel Fonetik ve Psikoloji" alanında 1934 yılında yüksek lisans, 1936 yılında doktora derecesi aldı.
  • 1936-1940 yılları arasında aynı üniversitede öğretim üyesi olarak çalışmalarına devam etti. 1944 yılında ABD ordusuna katıldı. 1946 yılına kadar II. Dünya Savaşı boyunca Amerikan Askeri Sağlık Teşkilatında çalışmalarda bulundu.
  • 1947 yılında Northwestern Üniversitesi'ne geri döndü. Aynı yıl profesör oldu. Hayatını kaybettiği 1975 yılına kadar üniversitede çalışmalarına devam etti.
  • Carhart, ABD'de odyoloji alanında ilk akademik programı başlatarak odyoloji bilim dalının kurulmasına öncülük etmiştir. Yeni bir bilim dalının doğuşuna yaptığı büyük katkının yanı sıra bilimsel çalışmalarıyla da adından söz ettirmiştir. Yaptığı bilimsel çalışmalarla konuşma odyometresinin gelişiminde, saf ses odyogram yorumlama tekniklerinde odyoloji bilimine katkıları olmuştur.
  • 1950 yılında Stockholm'de yapılan ilk Uluslararası Odyoloji Kongresi'nde otoskleroz hastalarında başarılı bir stapes cerrahisinden sonra kemik yolu eşik değişimleriyle ilgili daha önceden tanımlanmamış bir odyolojik bulguyu tanımlamıştır. Kongrede açıkladığı bu durum Carhart Çentiği olarak bilinmektedir.
  • 18 yy dönemlerinden sonra konuşma ve lisan gelişim konularına daha fazla ağırlık verilerek işitsel eğitim ve dudaktan okuma çalışmaları başlatılmıştır. Bu amaçla “sağırlar” okulları kurulmuştur. Sağır olan kişilerin gerçekte sağır olmadıkları , işitme mekanizmalarının uyarılması ile uygun eğitimi alabilecekleri görülmüştür. Önceleri “sağırlar okulu” çok fazla ilgi görüyorken Odyoloji biliminin ortaya çıkışı ile işitme engelliler üniversite hastanelerinde, merkezlerde, okullarda işitsel rehabilitasyon programlarına alınmaya başlanmıştır.

Türkiye’de odyolojinin tarihsel gelişimi

Türkiye’de odyoloji eğitimini başlatan kişi Prof. Dr. İ. Nazmi Hoşal’dır. 1963 yılında Hacettepe KBB Kliniğinin kurucusudur. Odyoloji Bilim dalının ilk temeli 1967 yılında Prof.Dr.İ. Nazmi Hoşal tarafından atılmıştır. Aynı yıl Prof Dr.Soner Özkan eğitim için ABD'ye gönderilmiştir. Kuruluştan bir yıl sonra, 1968 yılında Odyoloji Yüksek Lisans programı başlatılmıştır. Türkiye'de ilk resmi eğitim programı olan Odyoloji Yüksek lisans ve doktora derslerini vermek üzere ABD'den tanınmış Odyologlar Dr.Richard Israel, daha sonra da Dr.Jack Katz getirilmiştir. 1989 yılına kadar Odyoloji olarak yürütülen program,bu yıldan itibaren programları revize edilerek "Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları " Yüksek Lisans ve Doktora eğitimi olarak sürdürülmektedir.Türkiye’de Odyoloji Eğitim Programını düzenleyen ve uygulayan kişi Dr. Richard H. Israel’dir. 1967 yılında Prof. Dr. Soner Özkan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Bölümünde görevlendirilmiş ve Odyoloji’de (Master) Bilim Uzmanlığı yapmak üzere ABD’ ye gönderilmiştir.

1974 yılında Hacettepe üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinde Odyoloji (KBB) Doktora programı açılmıştır.İlk Odyoloji Bilim Dalı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 1990 yılında kurulmuştur. Eğitim Odyolojisi Bilim Uzmanlığı Programı Hacettepe üniversitesi Sağlık Bilimler Enstitüsü'nde 1992 yılında kurulmuştur. İlk ‘yenidoğan işitme taraması’ 1994'te Marmara üniversitesi Odyoloji Bilim Dalı’nda başlamıştır. İlk Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Kongresi 2002 de Ankara’da yapıldı.

Odyoloji alanına duyulan ihtiyaç

  • II. Dünya savaşı sırasında ve sonrasında askerlerin birçoğunda:
    • Direkt hasar- şarapnel, mermi parçaları
    • Akustik travma-yüksek şiddette gürültü (silah-top-tüfek v.b.)
    • Duygusal bozukluklar- “savaş bunalımı”
  • Bu nedenle İşitsel rehabilitasyon hastaneleri kurularak:
    • İşitmenin korunması
    • Rehabilitasyon uygulamaları
    • Medikal problemlere bağlı olarak
    • İşitme kayıplı kişilere eğitim programlarının uygulanması Kapsamlarında odyolojiye duyulan ihtiyaç artmış ve odyolojinin gelişmesine neden olmuştur.

Odyolojide kullanılan test aletlerinin tarihsel gelişimi

İşitmenin değerlendirilmesinde “işitme eşik” olarak adlandırdığımız hava ve kemik yolu işitme eşiklerinin tayini klinik odyolojinin temelini oluşturmaktadır. Bu test için kullanılan odyometrelerin tarihçisine baktığımızda ilk saf ses odyometre test aletinin 1920’li yıllarda üretildiği bilinmektedir. Odyolojide kullanılan aletlerin ve uygulamaların ulusal ve uluslararası standartlara göre ayarlanması 1964 yılında geliştirilen International Standart Organization (ISO 1964) ve 1969 yılında geliştirilen ve günümüzde hala geçerliliğini koruyan American National Standart Instute (ANSI 1969) yapılmaktadır.} Günümüzde kullanılan konuşma odyometri testlerinin tarihçesi yine İkinci dünya savaşı yıllarına dayanmaktadır.

Objektif test yöntemlerinden biri olan Elektroakustik impedansmetre ilk olarak orta kulak patolojisi geçiren hastalarda 1946 yılında uygulansa da, 1970’li yıllarda yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Jewett, 1970’li yıllarda İşitsel Uyarılmış Beyin sapı Odyometrisi (ABR) ile ilk kez hayvanlar üzerinde elektrofizyolojik kayıt yapmıştır. Koklea tarafından üretilen seslerin özel bir metotla kulak kanalından kaydedildiği Otoakustik emisyon kayıtları ilk olarak David Kemp tarafından 1978 yılında yapılmıştır. Odyolojik tedavinin temelini oluşturan işitme cihazlarına baktığımızda; ilk işitme cihazları hayvan boynuzları, deniz kabuklarıdır.

1970’li yıllarda Odyoloji’de uygulamalar:

  • Havayolu ve kemik yolu işitme eşiklerinin ölçümü, konuşma testleri
  • Santral işitme testleri
  • Akustik immitans ve refleks ölçümü

Yirminci yüzyılın başına kadar olan döneme “pre-elektrik” dönem adı verilmektedir. Aleksandar Graham Bell elektrikle çalışan bir işitme cihazı üretmek isterken, işitme cihazı yerine telefonu icat etmiştir. Elektrik ile çalışan, ticari amaçlı ilk işitme cihazı 1903 yılında piyasaya sürülmüştür. 1947 yılında ise transistörün bulunması ile işitme cihaz boyutları giderek küçülmüştür. 1951 yılında ilk metal plakadan oluşan kemik iletim aleti kullanılmıştır.

Odyolojik tedavinin temelini oluşturan diğer bir konu ise koklear implantlardır. 1980’li yıllarda tek kanallı olarak uygulanmaya başlayan implantlar, 1990’lı yılların sonuna doğru ivme kazanmış, günümüzde ise sadece koklea içine değil, orta kulağa ve beyin sapına yerleştirilecek tarz da uygulamalar başlamıştır.

Kaynakça

Orijinal kaynak: odyoloji. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

Kategoriler