Mankurt, Türk, Altay ve Kırgız efsanelerinde bahsedilen bilinçsiz köledir. Kökeni Orta Asya'ya dayanan bu yönteme ise ''mankurtlaştırma'' denir. Mankurt haline getirilmek istenen kişinin önce başı kazınır, ardından başına ıslak bir deve derisi sarılır ve elleri kolları bağlı bir şekilde Güneş altında bırakılır. Deve derisi kurudukça gerilir. Gerilen deri, başı mengene gibi sıkar ve inanılmaz acılar vererek kişinin aklını yitirmesine neden olur. Böyle bir kişi bilinçsiz ve her istenen şeyi sorgusuzca yapan bir köleye dönüşür.
Ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un 1980 yılında yazdığı Gün Olur Asra Bedel adlı romanında, Orkun Uçar ve Burak Turna'nın ise birlikte kaleme aldıkları Metal Fırtına 2: Kayıp Naaş adlı eserde Kırgız destanlarından yararlanarak güncelleştirdikleri bir kişiliktir. Mankurt bazı işlemler sonucu öz benliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren ve düşmanının kuklası haline gelmiş olan bir zavallı insan tipidir.
Aytmatov'un "Gün Olur Asra Bedel" adlı eseri pek çok Batı ve Türk diline çevrilip yaygınlaşırken "mankurt" kavramı da kabul görerek literatüre girmiş ve “mankurt” ve “mankurtlaştırma” temaları yaygınlaşmıştır. Fransa'da V. Lackhine tarafından "yılın kitabı" olarak gösterilen Aytmatov'un "Gün Olur Asra Bedel" eserinden yapılan iktibasla "Mankurtizm", ''sosyal kimlik değiştirme ve öz köküne yabancılaşma" temalarını karşılayan bir terim olarak sosyal psikoloji literatüründe yerini almıştır.
Çağdaş Sovyet Kazak şairlerinden Muhtar Şahanov, "Yenilen Galip ya da Cengiz Han'ın Halası" konulu Otrar Manzumesi’nin doğuşunu anlatırken şunları söylemektedir: "Eserimizde kültür tarihimize derin kökler salmanın bizler için pek önemli olduğunu anlatmak istiyordum. Her insanın doğduğu yere sıkı sıkıya bağlı olması gerekir. Bunsuz büyük çaplı yazar olmaz. Köksüz insanlar ortaya çıkınca "mankurtizm" hali olur."
Eski Türk, Kazak ve Kırgız destanlarından edinilen bilgi ve Orta Asya mitlerine göre "mankurt", dönemin Orta Asya halkları arasında çok yaygın bir işkence ve zihin kontrol yöntemiydi.
Bir insanı mankurt yapmak istediklerinde:
Böylece sıcağın etkisiyle deve derisi büzülür ve kafaya iyice yapışır. Deve derisinin artık kafa derisiyle bütünleşmeye başlamasıyla kazınan saçlar da yeniden uzamaya başlar. Fakat deri kafaya o kadar yapışır ki, zaten sert olan deve derisi sıcağın etkisiyle iyice sertleşir ve uzayan saçlar da deriyi delip uzamasına devam edemez. Bu nedenle saçlar, vücudun dışı yönünde değil de kafanın içine doğru uzamaya başlar. Sıcaktan büzüşen deve derisinin kafatasına yaptığı baskı ve kafanın içinde ters yönde uzayan saçların kafatasını delip beyne doğru ilerlemesiyle mankurt adayı büyük acılar çeker. Bu acılara dayanamayan mankurt, bir müddet sonra kuklaya döner. Hafızasını yitirir, anne babasını dahi tanıyamaz. Aklını çalıştırıp düşünemez hale gelir. Bu nedenle sahibi ne söylerse ona itaat eder.
Günümüzde modern işkence ve zihin kontrol yöntemlerinin kullanılması nedeniyle mankurt tekniği geçmişte kalmıştır.1
(Bun/Ban/Man) kökünden türemiştir. Bun sözcüğü akıl yoksunluğunu ifade eder. Moğolca munu/mung (Türkçe: bunu/bung) fiilleri aklını yitirmeyi, munah (Türkçe: bunak) sözcükleri yaşlılık nedeniyle aklını yitirmiş olan kişileri anlatır. Eski Altaycada manu, Tunguz ve Mançu dillerinde mana sözcüğü akıl yitimini ve kullanılamaz hale gelmeyi belirtir. Sözcük, Türkçedeki Mankafa tabiri ile aynı kökten gelir ve benzer anlamlar içerir.2
2014-2019 yılları arasında TRT 1'de yayınlanan ''Diriliş Ertuğrul'' dizisinin yoğun olarak 1. sezonunda ''mankurt'' kavramına değinilmiştir ve dizideki karakterlerden birisi de (Turgut Alp) mankurtlaştırılmıştır.
Orijinal kaynak: mankurt. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page