Canısı | boy = | aktif_yılları = 1984–2017 | meslek = | net_değer = | eş = Filiz Akgün (2003-2017) | çocukları = 3 | partner = | website = ibrahimerkal.com.tr | modül = Türk halk müziği {{·}} Fantezi | çalgı = Vokal {{·}} flüt {{·}} mandolin {{·}} bağlama {{·}} ud {{·}} gitar {{·}} tambur {{·}} piyano {{·}} org {{·}} ney {{·}} darbuka | plak şirketi = Uzelli {{·}} Ulus {{·}} Camses {{·}} Söz Müzik {{·}} Poll Production | ilişkili hareketler = }} | imza = }} İbrahim Erkal (10 Ekim 1966, Narman – 11 Mayıs 2017, Ümraniye); Türk şarkıcı, söz yazarı, besteci, şair ve oyuncu. "Fantezi Müziğin Kralı" olarak anılan sanatçı, 1990'lı yılların başından itibaren çıkardığı albümlerle fantezi müziğin en önemli sanatçılarından birisi kabul edilir. Otuz yıldan fazla bir kariyeri olan sanatçının, yazdığı sözler ve yaptığı besteler onu fantezi ve arabesk müzik dalında oldukça ön plana çıkardı. İbrahim Erkal, birçok müzik türündeki sanatçıyı etkiledi. Ulus Müzik döneminde keşfettiği birçok sanatçıya albüm çıkardı ve sanatçılara verdiği eserlerle çok sayıda müzisyenin popüler hale gelmesini sağladı.1 Erkal, Türkiye ve dünya çapında 10 milyona yakın satışıyla, Türkiye'de tüm zamanların en çok satan müzik sanatçılarından biridir. Kariyeri boyunca unutulmaz eserlere imza atan İbrahim Erkal, çıkardığı albümlerle Türk müzik tarihinin efsane sanatçıları arasına girmiştir.2
1984 yılında Sarhoş Baki adlı ilk profesyonel albümünü çıkardı.3 İbrahim Güzelses adıyla çıkardığı bu albümle pek sesini duyuramadı. Ardından kendi adıyla Sensiz Yaşıyamam adlı bir albüm daha çıkardı.4 90'lı yılların başından itibaren çıkardığı Tutku (1993), Sıra Bende/Aklımdasın (1995) ve Gönlünüze Talibim (1996) gibi albümlerle milyonlar satarak büyük kitlelere ulaştı. "Canısı" parçasının yıla damgasını vurmasından dolayı Canısı adlı bir TV filminde oynamış ve film reyting rekoru kırmıştır. Bu film ile birlikte oyunculuk kariyeri başlamış ve daha sonra çeşitli dizi ve filmlerde rol almıştır. Klipleri ve oynadığı roller başarısının artmasına yardımcı oldu ve Sırılsıklam (1998), De Get Yalan Dünya (2000), Su Gibi (2001), Aşknâme (2002) ve Gönül Limanı (2004) albümleriyle ve devamındaki albümlerle birlikte hit eserler çıkarmaya devam etti. Sırılsıklam, Türkiye'nin ve yılın en çok satan albümlerinden birisi oldu.5
İbrahim Erkal, çıkardığı albümlerin yanı sıra hareketli yaşam tarzıyla da 90'lı yılların ortalarından itibaren de çok konuşulan birisi olmuştur. Söz yazarlığı ve besteciliğinin yanı sıra şiirde yazan İbrahim Erkal, 2002 yılında Ben Bu Şöhreti Sevmedim adlı bir şiir kitabı yayınlamıştır.6 3. Kral TV Video Müzik Ödülleri'nde bir gecede iki ödül alarak geceye damgasını vurmuştur ve birçok ödül töreninde aday gösterildiği kategorilerde birçok ödül kazanmış ve müzik listelerinde bir numaraya kadar yükselmiştir.
Ebubekir ve Hatice Erkal'ın çocuğu İbrahim Erkal’ın, her ne kadar nüfus idaresinin resmi kayıtlarına göre 1 Ocak 1965 doğum tarihli olarak gözükse de ailesinden alınan bilgilere göre gerçek doğum tarihi 10 Ekim 1966’dir. İbrahim Erkal’ın sırf kahveye rahatça gitmek için yaşını büyüterek doğum tarihini 1 Ocak 1965 olarak değiştirmiştir. İbrahim Erkal, Erzurum ilinin Narman ilçesinde Camii Kebir Mahallesinde iki katlı mütevazı bir evde dünyaya gözlerini açtı. Babası Tarım Bakanlığında çalışan bir tarım işçisi, annesi ise ev hanımıdır. İbrahim Erkal'ın Erdal ve Abdullah isimli iki erkek kardeşi ve Hülya, Nuran ve Meryem İsimli üç kız kardeşi vardı. Erkal ailesi altı çocuk, anne ve babadan oluşan sekiz kişilik bir aileydi ve en büyük çocuk İbrahim Erkal'dı. Aile Erzurum'a taşınıncaya kadar Erzurum’un Narman ilçesinin Camii Kebir Mahallesinde oturmuş ve oranın en sevilen ailelerinden biri olmuştur. İbrahim Erkal’ın çocukluğunda ve gençliğinde altı şey önemli yer tutar. Kur’an-ı Kerim, okul, şiir, müzik, patenle kaymak ve Galatasaray. İbrahim Erkal öğrenim hayatına Narman'da başlamış ve Narman'da tamamlamıştır. Okuduğu okulların hepsi yan yanadır. 18 Mart ilkokulunda başladığı okul hayatı, Narman lisesinde mezun olmakla bitmiştir. Okul arkadaşlarının vermiş olduğu bilgilere göre disiplinli, derslerini günü gününe yapan, görünümüne ve temizliğine özen gösteren, arkadaşları ile son derecede ilişkileri iyi olan ve öğretmenlerine karşı saygılı bir öğrenciydi. Onun çocukluk yıllarında en büyük tutkusu müzikti. Ortaokulda müzik öğretmeni olan Muhittin Akgül onun müziğe karşı olan yeteneğini keşfetmiş ve kendisiyle yakinen ilgilenmiş ve müzik bilincini yerleştirmiştir. Okulda öğretmeninin desteği ama daha çok kendi çabası ile öğrenmiş olduğu flüt ve mandolin ilerideki müzik hayatının temelini sağlam ayaklar üzerine oturtmasına önemli katkılar sağlamıştır. Ödevlerini bitirdikten ve kardeşlerinin ödevlerini yapmalarına yardımcı olduktan sonra, boş zamanlarını müziğe ayırmaktaydı. Flüt ve mandolin çalmak en büyük zevkiydi. Ortaokuldan liseye geçiş dönemlerinde yine kendi çabalarıyla bağlama çalmayı da öğrenmiştir. Ortaokuldan itibaren şiir yazmaya başlamış ve kendi şiirlerini yazdığı bir defter tutmaya başlamıştır. Kuran’ı Kerim zevki ve okuma isteği aslında tıpkı müzik gibi babasından kendisine genetik miras olarak geçmiştir. Babası onun Kuran öğrenmesi ve iyi bir hafız olmasını çok arzulamış ve her fırsatta oğlunu bu alana elinde geldikçe yönlendirmeye çalışmıştır. Allah vergisi güzel sesi ile babasının gönüllü olarak müezzinliğini yaptığı Camii Kebir camisinde zaman zaman ezan okumuş, kamet getirmiş ve kuran tilavet etmiştir. İbrahim Erkal kışların sert geçtiği, imkânların ise kısıtlı olduğu çocukluk döneminde karda, buzda kaymayı çok severdi. Bir demirci ustasına paten yaptırmış ve okula kışın bu patenle kayarak gidip gelmek onun en büyük zevklerinden biri olmuştur. O dönemde Anadolu’da her çocuk ve gencin gönlünde üç büyük futbol takımından birisinin sevdası yatardı. İbrahim Erkal ise gönlünü Galatasaray’a kaptırmıştı. Öğrencilik yıllarında harçlığını çıkartmak için kahvehanelerde garsonluk ve tuğla ocaklarında işçilik yapmıştır. Liseyi bitirdikten sonra girmiş olduğu ÖSS ve ÖYS sınavlarında Ankara’da öğretmenlik bölümünü kazanmış ve bu okulu okuma bahanesi ile Narman’dan ayrılmış ve Ankara’ya gitmiştir. Ancak tercihini müzik alanında yapmış ve kazandığı okula kaydını yaptırmadan müzik eğitimine yönelmiştir.
Ebubekir Bey aslında gazelhan olan babası gibi güzel sesi olan, tasavvufa gönül veren bir hafızdır. Oturdukları mahalleye de adını veren Camii Kebir Camisinde gönüllü olarak müezzinlik yapan birisidir. Okula hiç gitmemiş, okuryazarlığı 1960 yılında askerlik yapmış olduğu Hadım köy kışlasında öğrenmiştir. Askere gitmeden önce kaval çalmasını bildiğinden olacak bando takımına klarnetçi olarak alınmış ve burada kendisine nota eğitimi verilmiştir. O dönemde askerlik süresi 30 ay olduğu için müzik konusunda kendisini bayağı bir geliştirme şansını yakalamıştır. Askerlik görevini bitirdiğinde vatani görevinde çalmış olduğu ve komutanınca kendisine “bunu senden başka kimse iyi çalamaz” diyerek hediye ettiği klarnet ile memleketine geri döner. Halk arasında o dönemde klarnete gırnata onu çalana da gırnatacı denilmektedir. Bu yüzden artık Ebubekir Bey, Gırnatacı Ebubekir olarak anılmaya başlanmıştır. Erzurum radyosunun seçmelerine katılır ve girdiği sınavda başarılı olur. Çünkü o tarihlerde nota bilgisi olan, özellikle klarnet çalan ve sanat müziği icra edebilen bir müzisyen bulmak çok güçtür. Ancak radyoda birlikte çalıştığı bazı kadınların hallerinden rahatsızlık duymuş ve o günün koşullarına göre çok iyi imkân sağlayan radyo sanatçılığından istifa etmiş ve Narman’a yerleşmiştir. Tarım müdürlüğünde işçi olarak işe başlamıştır. Narman’a döndüğünde ramazan ayında sahurlarda arkadaşlarıyla beraber insanları sevdikleri şarkıları çalarak uyandırmış, bayramlarda, eş ve dostlarının düğünlerinde klarnetini çalmıştır. Özellikle sabah namazlarında okuduğu ezan ve sabah namazlarından sonra güzel sesiyle iki bazen üç saate yakın okuduğu Kuran çocuklarının ruhlarına maneviyatı, kulaklarına ise musikiyi nakşetmiştir. İbrahim Erkal çocuk yaşlarda müzikal olarak babasından etkilenmiştir.7
İbrahim Erkal 1984 yılında lise mezunu bir genç olarak öğretmen olmak için Ankara'ya gitmiştir. Cebinde parası olmayan, kısıtlı bütçeye sahip, Ankara'da adamı olmayan bir ailenin, elinde mesleği olmayan bir çocuğu olarak yapması gereken şeyi yapmış ve bulduğu ilk işe girmiştir. Bulmuş olduğu iş garsonluktur. Ankara'nın Yenimahalle ilçesinin Demetevler mahallesinde faaliyet gösteren Soylu restoranda girmiş olduğu garsonluk onun o dönemde hayatına ve tutkusuna bağlayan tek güvencesiydi. Her ne kadar öğretmen olmak için Ankara'ya gitmiş olsa da tercihini tutkusu olduğu müzikten yana kullanmıştır. Müzik yeteneği gazelhan dedesinden, gırnatacı, hafız ve gazelhan olan babasına, ondanda İbrahim Erkal'a miras olarak geçmiştir. Okul yıllarında resmi bayramlar başta olmak üzere özel gün ve gecelerde sahne alan İbrahim Erkal müziğe olan bu ilgisini daha yukarılara taşıma azmindeydi. Ankara'da bir gazinoda tanıştığı Musa Eroğlu onun yeteneğini ve müziğe olan ilgisini fark ederek kendi adına açmış olduğu ve ders vermiş olduğu Musa Eroğlu Müzik Eğitim Merkezine gelmesini teklif eder.8 İbrahim Erkal bu merkeze kaydolarak bağlama, nota ve solfej eğitimi almaya başlamıştır. Musa Eroğlu’nun desteğiyle biri tamamen Erzurum oyun havasından oluşan türkülerin yer aldığı Sarhoş Baki (1984)9, diğeri ise tamamen söz ve müziği kendisine ait eserlerden oluşan h beni Sensiz Yaşıyamam (1986) isimli iki albüm çalışması yapmış ancak bu albümler başarılı olmamıştır.10 Bir taraftan müzik, bir tarafta yaşamak, halk tabiriyle ayakta kalmak için giriştiği bu zorlu mücadelede bir ara halk arasında verem olarak bilinen Tüberküloz hastalığına da yakalanmıştır. İbrahim Erkal askerlik görevi ona hayat mücadelesinde ve maddi sıkıntılarına küçük bir mola verdirirken, sevmiş olduğu müziği de sürdürmesine olanak sağlamıştı. 1986 yılında teslim olmuş ve acemilik eğitiminden sonra İstanbul, Kalender Ordu evinde solist olarak görevlendirilmiş ve 1987 senesinde buradan terhis olmuştur. Askerlik bittikten sonra İbrahim Erkal kısa süreliğine Erzurum'a gelmiş ailesiyle kısa bir süre hasret giderdikten sonra tekrar Ankara'ya dönmüştür. Bir yıl kadar Ankara'da kaldıktan sonra hem geçimi hem de müziği açısından Ankara'nın kendisine aradığını veremeyeceğini anlamış ve 1988 senesinin Ekim ayında İstanbul'a gitmiştir.11
İstanbul onun için yeni bir başlangıçtır. Ankara'da Musa Eroğlu Müzik Merkezinde almış olduğu müzik eğitimi askerlik nedeniyle yarım kalmıştır. Hem bu eğitimini tamamlamak hem de daha rahat bir geçime kavuşmak amacıyla İstanbul onun için ideal bir yerdir. Çünkü müzik piyasasının hem kalbi hem de beyni burasıdır. İstanbul'a gitme kararını kendisinin Narman'da çocukluk arkadaşı dostu olan ve o dönemde Ziraat Bankası'nın İstanbul'da bir şubesinde çalışan ve aynı zamanda kendisi de müzisyen olan Selami Bektaş'ında etkisi olmuştur. İbrahim Erkal arzuladığı müzik eğitimi ve peşine hedeflediği noktaya gelebilmek için ilk önce yaşamını idame ettirebilmek ve daha sonra da arzuladığı eğitimi finanse edebilecek bir gelire ve bunun içinde bir işe sahip olması gerekir. Tıpkı Ankara'da yaptığı gibi ilk önce bir restoran da kendisine garson olarak iş bulur. Burada çok kısa bir süre çalıştıktan sonra Nişantaşı'nda faaliyet gösteren Merhaba isimli kafede iş bulur ve garson olarak burada çalışmaya başlar. Bir taraftan bu işe devam ederken diğer taraftan ise Erzurumlu büyük saz ustası Arif Sağ ile Selami Bektaş aracılığıyla tanışır ve kendisinden bağlama dersleri almaya başlar. Bu büyük ustadan sadece bağlama değil nota, solfej ve halk müziği usulleri üzerinden çok şey öğrenir. Arif Sağ'ın duruşundan ve tecrübesinden çok şey öğrendiği muhakkaktır. İbrahim Erkal, Selami Bektaş’ın ortak olduğu Çağlayan'da faaliyet gösteren Telden Dile Müzik Merkezine gider. Burası onun için hem ders aldığı hem ders verdiği hem de barındığı bir yer olur. Telden Dile Müzik Merkezinin kurucusu ve ortaklarından Mehmet Sağat ve Atilla Meriç tutku isimli albümünde ciddi katkılar sağlayan isimler olacaklardır. İbrahim Erkal bu merkezde ut, piyano, bağlama, nefesli çalgılar başta olmak üzere birçok enstrümanda, nota, solfej ve şan alanında kendini geliştirir.12 Bu dönemde emekliye ayrılan babası almış olduğu emekli ikramiyesinin yarısını İbrahim Erkal'ın ihtiyacı olan enstrümanları ve araçları almak için gönderir. İbrahim Erkal ihtiyacı olan aletleri aldıktan sonra arta kalan parayı geriye gönderir. Aldığı bu çalgı aletlerinden biri uzun süreler boyunca kullandığı ut dur. Gündüzleri garsonluk yapan İbrahim Erkal geceleri ise Udi sanatçı olarak ilk önce Tunç kafede daha sonra ise garsonluk yapmış olduğu Merhaba Kafe’de sahne aldı. Merhaba Kafe'de sadece udi olarak değil piyanist olarak ta canlı müzik yapmıştır. Bu dönemde haftanın belirli günlerinde Düzce’de bir restoranda da sahne almıştır. 1992 yılında Tekirdağ'da Dalyan isimli restoranda udi sanatçı olarak sahne almıştır. Kumbağ ilçesinde ise Abone isimli bir çay bahçesinin işletmesine ortak olmuş ve geceleri sahne almıştır. Tekirdağ döneminde gündüzleri inşaat işçisi geceleri ise ses sanatçısı olarak çalışır. Tekirdağ'da sadece çalışmamış aynı zamanda harıl harıl çıkarmayı düşünmüş olduğu albümün içerisinde yer alacak olan eserlerinin sözlerini yazıp, müziklerini hazırlamıştı. Telden Dile Müzik merkezindeki öğretmen arkadaşlarıyla birlikte Tutku adını verdiği albümün düzenlemelerini tamamlarlar. Sistem stüdyolarında kaydı yapılan albümün kayıt ücretinin yarısını Mehmet Sağat karşılarken geri kalan kısmı için sistem stüdyosuna borçlanılır. Albümün kaydedilmesi işin bitmesi anlamına gelmez. Önemli olan bu albüme sahip çıkacak onu basacak ve dağıtacak bir müzik yayıncısıyla anlaşılması gereklidir. Çünkü bir albümün basılması, dağıtılması ve tanıtılması gerçekten ciddi maliyetleri gerektiren bir iştir. Türkiye'de müzik dünyasının merkezi olan Unkapanı çarşısında yapımcılarla görüşmeye giderler ancak umduklarını bulamazlar.13
1990’lı yıllar müzik piyasasında önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Bu sadece Türkiye'de değil dünyada da kendini his ettirmekteydi. Türkiye’de 50'li ve 60'lı yıllar müzik piyasasında halk müziği, sanat müziği ve hafif batı müziği popüler iken 70'li ve 80'li yılarda arabesk ve Türkçe rock müzik hâkimiyeti vardı. 90'lı yıllar arabesk müziğe duyulan ilginin azalması ile birlikte yeni arayışların yaşandığı bir döneme denk gelmektedir.14 Bir taraftan yabancı diğer taraftan Türkçe pop gençler arasında yayınlaşırken, genç ve orta yaş arasında olanlar için ise halk, sanat ve bu iki müziğin sentezi olan ve yapımcılar tarafından fantezi olarak adlandırılan müzik tarzı yaygınlaşmaya başlamıştı. Orta yaş ve yaşlı nüfus arasında halk ve sanat müziği eskiden olduğu gibi popülerliğini korumaktaydı.15 Müzik piyasasını etkileyen bir diğer husus ise çok hızlı bir şekilde gelişen özel radyo- televizyon yayıncılığı olmuştu. TRT'nin aksine sıkı kuralları olmayan bu kanallar yayın akışlarını çok farklı programlarla doldurarak rekabet etme yoluna gitmişlerdi. Müzik sansürleri yoktu. İnsanlar arasında bir anda farklı müzik türlerinde tanıdık ve bildik seslerin yanı sıra yeni sesler ve yüzleri dinleme ve görme isteği sektörde farklı arayışları başlattı. Sektördeki bu hareketlilik aynı zamanda müzik alanında yeni yapımcı firmaların ortaya çıkmasına, genç ve müzik piyasasına farklı ve yenilikçi bir anlayışla bakan yapımcıların sektöre girmesine neden olmuştu. Sadece ses değil görsellikte önemliydi, kaset ve CD çıkartmak yetmiyordu. Televizyonlarda yayınlanacak kliplerde lazımdı. Özellikle Kral TV gibi sadece müzik üzerine yayın yapan bir televizyon kanalının kurulması bu sektörü başka bir boyuta taşıyacaktı.16
Unkapanı çarşısında aradığını bulamayan ve lise yıllarında çıkardığı Sarhoş Baki kasetinde başarısızlığa uğrayan İbrahim Erkal artık ümidini kesmiş ve Erzurum’a dönme kararı almıştır. Ancak o sırada arayışta olan bir başka kişi daha vardır. Bu kişi ise İskender Ulus'tur. 15 Mayıs 1962 tarihinde Ordu'nun Gölköy ilçesi Ahmetli köyünde dünyaya gelen İskender Ulus, tıpkı İbrahim Erkal gibi hayat mücadelesi içerisinde olan, müziğin solistliğinden tutun, yönetmenlik, yapımcılık ve işletmeciliğe kadar her alanında yer almıştır. 1990 yılında kurmuş olduğu ve 1992 yılında ise Türk Halk Müziği sanatçısı Belkıs Akkale'ye ait olan Midas Plakçılık Şirketini devralarak büyüttüğü Ulus Müzik Şirketini güçlendirmek için farklı tarzlarda müzik yapan yetenekli ve içinde yıldızlık parıltısı bulunan yeni sesler aramaktadır. Arayışta olan bu iki isimin tanışmasında Korkut Sarıgül'ün albümü İskender Ulus’a getirmesi ile olur. İskender Ulus kaseti dinler ve İbrahim Erkal'ı tanımadan albümü satın alır ve sahiplenir.17 6 Mayıs 1993 tarihinde Ulus Müzik etiketiyle Tutku adını verdiği albümünü yayınladı. Kendi adıyla yayınladığı albümle adını duyurmayı başardı ve eserleriyle olumlu tepkiler aldı.18 Albümle aynı adı taşıyan "Tutku" adlı parça albümde öne çıkan parçaların başında yer aldı ve yayınlanan tek parça oldu. "Unutmadım Seni" , "Ellere Düş" ve "Unutmadım Seni" gibi parçalarında ön plana çıktığı albüm, 150 bini geçen satış rakamına ulaştı.19 1994 yılında fanatik derecede tuttuğu takımı Galatasaray için Ölümüne Cim Bom adlı sekiz parçadan oluşan bir albüm yaptı. "Aslanlar Geliyor", "Hadi Ordan" ve "Ölmeye Geldik" adlı parçaların yer aldığı albüm Galatasaray taraftarı tarafından olumlu tepkiler almayı başardı.20 İbrahim Erkal bu yılla beraber başka sanatçılara da eserlerini vermeye başladı.2122
Ekim 1994 tarihinde ikinci solo albüm çalışmaları için stüdyoya girdi. Dört ay kadar süren albüm kayıtları sonrasında Sıra Bende/Aklımdasın adlı albümünü Mart 1995 tarihinde yayınladı.23 12 parça bulunan albümdeki tüm parçaların söz ve müziği İbrahim Erkal'a aitti.24 Albümden ilk olarak "Aklımdasın" adlı parça yayınlandı.25 Daha sonra "Sevmesende Olur" ve ardından "İnsafsız" gibi parçalar yayınlandı.2627 Art arda yayınladığı hit şarkılarla bir anda medyanın ilgi odağı oldu. Televizyon programlarına çıktı. Radyolarda şarkıları sık sık çalınmaya başlandı. Gördüğü büyük ilgiden sonra diğer albüm çalışmalarına hız kesmeden ara verdi. İlk iki albümüyle başarıyı ve şöhreti yakaladı. "İnsafsız" parçasıyla 2. Kral TV Video Müzik Ödülleri'nde Arabesk-Fantezi En İyi Erkek dalında aday gösterildi.28 Bu dönemde Zeynep, Kader ve Murat Yıldız gibi birçok sanatçıya parça verdi.
İbrahim Erkal, 90'ların ilk yarısında yayınladığı iki albüm ile olumlu tepkiler aldı. Televizyon ve radyo programlarında konuk olmaya başladı ve ödül törenlerinde aday gösterildi. Bu iki albümünün başarısının ardından üçüncü albümünün kayıtlarına başladı. Aralık 1995 tarihinde stüdyoya girdi ve albüm kayıtları yaklaşık beş ay kadar sürdü. Albümün yönetmenliğini Hakan Kumru üstlendi. Telli çalgılarda Çetin Akdeniz, Güray Hafiftaş, Göksel Kartal ve Erdinç Şenyaylar yer aldı. Vurmalı çalgılarda Celal Bağlan, Serdar Erbaşı, Seyfi Ayta, Göksun Çavdar ve Tarık Ağansoy yer aldı. Üflemeli çalgılarda Göksun Çavdar ve Ercan Irmak yer aldı. Yaylılarda A. İhsan Kısaç, Ayhan Şenyaylar, Namık Taşpınarlı, Reşat Şenyaylar, Sendur Güzelel, Şükrü Büyükçınar ve Ersin Baykal yer aldı. Tuşlu çalgılarda ise Tarık Ağansoy vardı.29 Albüm 8 Temmuz 1996 tarihinde yayınlandı.30 12 parçanın yer aldığı albümde söz ve müziği Serdem Coşkun'a ait olan "Er Meydanı" adlı parça hariç tüm şarkıların söz ve müziği İbrahim Erkal'a aittir.31 Albümden ilk olarak "Unutmayacağım" adlı parça yayınlandı.32 Oldukça iyi bir çıkış yakalayan parça çok beğenildi. Şarkının klibi Abant Gölü'nde çekildi. Albüm yayınlandıktan bir ay kadar sonra albümden "Canısı" adlı parça yayınlandı.33 "Canısı" albümden yayınlandı anda bir anda albüm satışlarında patlama yaşandı. Televizyonlarda ve radyolarda en çok çalan parçalardan birisi haline geldi ve listelerde bir numaraya kadar yükseldi. Albümün satışlarını olumlu derecede etkileyen "Canısı", 90'lı yılların ve Türkiye'nin klasik parçaları arasına girdi. Albümün başarısı devam ederken yılın sonunda "Erzurum'a Gel" adlı parça yayınlandı.34 Erzurum'da klibi çekilen parçanın Alparslan Bozkurt yönetti ve klipte Bülent Serttaş, Kibariye ve Kader gibi sanatçılar oynadı. Bu Türkü çok beğenildi ve Erzurum hakkında yazılan en meşhur eserlerden birisi olmuştur. Albümden son olarak 10 Mart 1997 tarihinde "Yalnızım" adlı parça yayınlandı ve albümün en ünlü hit eserlerinden birisi oldu.35 Bu Albümle birlikte İbrahim Erkal, Türkiye ve ülke dışında tanınmaya başlandı ve sürekli olarak konserler vermeye başladı. Albüm 1.4 milyon adet satarak 1996 yılının en çok satan albümlerinden birisi olmuştur.36
1997 yılında Nurullah Akçayır'ın ikinci albümünde "Hani Yaylam" ve "Seyreyle Güzel" adlı parçalarda düet yapmıştır.37 Gönlünüze Talibim albümünün büyük başarısının ardından birçok ödüle aday gösterildi. 3. Kral TV Video Müzik Ödülleri'nde dört dalda aday oldu. Arabesk-Fantezi Erkek ve En İyi Söz ödüllerini kazandı. Bir gecede iki ödül birden kazanarak geceye damgasını vurdu.38 1997 yılında birçok ödül kazanan İbrahim Erkal'a Star TV'den bir televizyon filmi teklifi geldi ve teklifi kabul etti. Temel Gürsu'nun yönettiği Canısı adlı film 21 Haziran 1997 tarihinde yayınlandı. Başrolünü Emine Ün ile paylaştığı film yayınlandığı gün birinci oldu ve reyting rekoru kırdı.39 Filmin büyük başarısının ardından Temel Gürsu, aynı isimli bir dizi çekmek için Show TV ile anlaştı. 21 Ekim 1997 tarihinde Canısı adlı dizi yayına girdi ve yayınlandığı günden itibaren reyting rekoru kırdı.40 Ulus Müzik'in 13 Şubat 1998 tarihinde çıkardığı Müslüm Gürses, Kibariye ve Bülent Ersoy gibi sanatçıların yer aldığı Ulus'tan Gala Gecesi adlı albümde "İnsanlık" ve "Sıyırma Eteğini" adlı parçaları seslendirdi.41 Parçaların söz ve müziği kendisine aittir. Dizi yayınlanmaya başladıktan kısa bir süre sonra İbrahim Erkal, yeni albümünün çalışmalarına başladı. 9 Mart 1998 tarihinde Ulus Müzik'in yayınladığı Bölgemiz Türkülerimiz - Doğu Anadolu albümünde "Tutam Yar Elinden" adlı parçayı seslendirdi. Ayrıca albümde Zara ile birlikte "Sarardım Ben Sarardım" ve "Gurbet Elde Bir Hal Geldi Başıma" adlı parçalarda düet yaptı.42 Canısı dizisi bir sezon sürdü ve 14 Nisan 1998 tarihinde final yaptı. Bu dönemde albümünün kayıtlarını tamamladı. 15 Mayıs 1998 tarihinde Sırılsıklam adını verdiği albümünü yayınladı.43 Bir önceki albümünden sonra büyük ilgiyle beklenen albüm yayınlandığı günden itibaren satış rekoru kırmaya başladı. Tüm parçaların söz ve müziği İbrahim Erkal'a aitti. Albümden ilk olarak "Güllerede Küstüm" adlı parça yayınlandı.44 Üç ay sonra "Gavurun Kızı" adlı parçasını yayınladı. Bu parça albümdeki halinden klibi için farklı versiyonda yayınlanmıştır. Milas'ta çekilen klipte İbrahim Erkal'a Danimarka'lı model Dea eşlik etmişti.45 Yönetmen Temel Gürsu bu albüm için bir dizi çekme kararı aldı. 6 Ekim 1998 tarihinde Sırılsıklam adıyla yayınlanmaya başlayan dizide İbrahim Erkal, Melis Yamalıoğlu ile başrolü paylaştı.46 Ekim ayında albümden "Sen Aldırma" adlı parça yayınlandı ve albümün en çok ses getiren parçalarından birisi oldu. 90'lı yılların efsane parçaları arasında yer alan şarkı ayrıca klibi ile büyük beğeni topladı.47 Albümden son olarak 15 Ocak 1999 tarihinde "Dönemem" adlı parça yayınlandı.48 Albüm, 90'lı yılların en çok satan albümlerinden birisi oldu. 2,2 milyon satış rakamıyla yılın en çok satan ikinci albümü oldu. İbrahim Erkal müzikal çalışmalarına devam ederken bir yandan da Ulus Müzik bünyesindeki birçok genç sanatçıya destek verdi. İbrahim Erkal şans eseri girdiği Ulus Müzik'in en çok satan ve en başarılı sanatçısı oldu. 1999 yılının yaz ayında beşinci albümünün kayıtları için stüdyoya girdi.
İbrahim Erkal, 1999 yılının ikinci yarısında beşinci albümünün kayıtları için stüdyoya girdi. Beş ay kadar süren kayıtlar sonrasında 5 Ocak 2000 tarihinde De Get Yalan Dünya adını verdiği albümünü yayınladı.49 1999 yılının son aylarında çektiği ve albümle aynı gün yayınlanan "De Get Yalan Dünya" adlı parça ile büyük bir çıkış yakaladı.50 "Sarı Gelin" ve "Hele Dadaş" adlı anonim parçalar haricinde albümdeki tüm parçaların söz ve müziği İbrahim Erkal'a aittir. Tuşlu çalgılarda Cengiz Özdemir ve Fırat Şanlıel yer aldı. Telli çalgılarda İbrahim Erkal, Erdem Sökmen, Eylem Per, Ali Osman Erbaşı, Ergin Kızılay ve Emrah Günaydın yer aldı. Yaylı çalgılarda Ergin Kızılay, Kadir Verim, Naci Keskin ve Göksel Kartal yer aldı. Vurmalı çalgılarda Cem Erman, Mehmet Akatay, Serdar Erbaşı yer aldı. Üflemeli çalgılarda ise Aycan Teztel, Göksun Çavdar, Şenova Ülker, Ercan Irmak, Deniz Selman, Ergun Çakarlar yer aldı.51 Albüm yayınlanmasından itibaren olumlu tepkiler almayı başardı. Albümden ikinci olarak "Sevin Gönül" adlı parça yayınlandı.52 8 Haziran 2000 tarihinde iki sezondur yayınlanmaya devam eden Sırılsıklam dizisi final yaptı. Albümden son olarak "Nasıl Sevmiştim" adlı parça yayınlandı.53 Slow bir parça olan şarkının klibi madencileri anlattığı için klibin çekimleri Zonguldak'ta yapıldı.54 Bu albümle birlikte yine bir milyon tirajını geçen İbrahim Erkal, 2000 yılında en çok satan sanatçılardan birisi olmayı başardı. Albümün yılın ses getiren albümü olmasının yanı sıra sanatçı 7. Kral TV Video Müzik Ödülleri töreninde En İyi Arabesk/Fantezi Erkek dalında aday oldu. Bu albüm ayrıca İbrahim Erkal'ın bir milyon satış tirajını geçtiği son albüm oldu.
2001 yılının ilk ayında altıncı albümünün kayıtları için stüdyoya girdi. İki buçuk ay kadar süren albüm kayıtları sonrasında Su Gibi adını verdiği albümünü 18 Nisan 2001 tarihinde yayınladı. 10 parça bulunan albümdeki tüm şarkıların söz ve müziği İbrahim Erkal'a aittir.55 Albümden ilk olarak "Aşkından Yanayım Mı (Gönül)" adlı parça yayınlandı ve albümün en çok ses getiren parçalarından birisi oldu.56 Büyük çıkış yakalayan parçadan sonra yaz ayında "Balam" adlı ikinci klibini yayınladı.57 Dönemin siyasi ve karışık ortamından dolayı yazdığı "Güzelleşelim" adlı parçada o yıllarda yaşanan olayların görüntülerine yer vermiştir. Ayrıca bu parça tasavvuf ezgileri de taşımaktadır.58 İbrahim Erkal, albüm başarısından dolayı 12 Şubat 2002 tarihinde düzenlenen ve canlı olarak yayınlanan 8. Kral TV Video Müzik Ödülleri'ne En İyi Arabesk-Fantezi dalında aday oldu. 2002 yılının başında yedinci albümünün kayıtlarına başladı. Yaz ayının başlarında tamamladığı albümünü 16 Temmuz 2002 tarihinde yayınladı.59 Aşknâme adını verdiği albümden ilk olarak "Sevme" adlı parçayı yayınladı. Bu parça ile albüm büyük bir çıkış yakaladı. Ayrıca albümün en çok ses getiren parçası oldu.60 Albüm için on üç parça kaydedildi ve albümde "Akşam Olanda" hariç tüm parçaların tamamının söz ve müziği İbrahim Erkal'a aitti. Albümün düzenlemeleri İbrahim Erkal ve İlyas Tetik'e aittir. Telli çalgılarda İbrahim Erkal, İlyas Tetik, Güray Hafiftaş, Fatih Doğaner ve İsmail Soyberk yer aldı. Üflemeli çalgılarda Nüvit Has, Bülent Altınbaş, Ertan Tekin ve Ercan Irmak. Vurmalı çalgılarda Hamdi Akatay, Mehmet Akatay, Yaşar Akpençe yer aldı. Yaylılarda ise İlyas Tetik ve Göksel Kartal vardı. Albümden ikinci olarak "Unutulurmuş" adlı parça yayınlandı. Yılın en başarılı fantezi tazındaki albümlerinden birisi oldu. Albümün geri vokallerinde Adnan Yavuzer, Alp Arslan, Aylin Şenyaylar, Aysel Gür, Bekir Ünlüataer ve Sevim Yiğit yer aldı. 24 Mart 2003 tarihinde düzenlenen 9. Kral TV Video Müzik Ödülleri töreninde En İyi Arabesk-Fantezi Erkek dalında aday oldu.61 Bu dönemde de birçok sanatçıya eserler vermeye devam etti ve ayrıca bazı programlarda konuk olarak sunuculukta yaptı.
İbrahim Erkal, 2000'li yılların başında çıkardığı üç albümle büyük beğeni topladı. "De Get Yalan Dünya", "Nasıl Sevmiştim", "Aşkından Yanayım Mı (Gönül)" ve "Sevme" gibi parçalarla döneme damgasını vurmayı başardı. 2000-2002 arası yayınladığı üç albümde 2 milyona yakın satış rakamına ulaştı. Şubat 2004 tarihinde sekizinci albümünün kayıtlarına başladı. Albüm kayıtları dört buçuk ay kadar bir süre sürdü. 21 Temmuz 2004 tarihinde Gönül Limanı adını verdiği albümünü yayınladı.62 Albümden ilk olarak Zara ile düet yaptığı "Yandım" adlı parçayı yayınladı. Şarkı yılın yazına damgasını vurdu ve albümdeki en iyi parçalardan birisi olarak kabul edildi.63 Albümün orkestrasında yaylılarda Kempa Yaylı Grubu, ritimlerde Cengiz Ercümen, Seyfi Ayta, Yağar Akpençe, Kemal Taşpınarlı ve Eyüp Hamiş yer aldı. Gitarda Erdem Sökmen ve Ayhan Günyıl, ney ve zurnada Eyüp Hamiş, klasik kemençede Furkan Bilgin yer aldı. Ud da Yıldıran Güz, kanunda Göksel Kartal, klarnette Bülent Altınbaş, yaylı tamburda Mustafa Gencer, klavyede Suat Aydoğan, bağlama, ud ve cümbüşte Ali Yılmaz yer aldı. Geri vokallerde Suat Aydoğan, Tarık Mengüç, Tuncay Kocakaya, Zeynep Atagür ve Ümit Açıkalın yer aldı.64 Albümden ikinci olarak yaz ayında "Taze Taze" adlı hareketli parça yayınlandı ve dönemin beğenilen parçalarından birisi oldu.65 2000'li yılların ortalarından itibaren gelişen internet ve korsan satışlardan dolayı sanatçıların albüm satışları genel olarak azalmaya başladı. Gönül Limanı albümü, İbrahim Erkal'ın 100 bin tirajını geçen son albümü oldu. Albümden son olarak albüme adını veren "Gönül Limanı" adlı parça yayınlandı.66 Albüm yayınlandığı yılın en çok satan albümlerinden birisi oldu. Albümde yer alan "Sevdim Ya" adlı parçanın müziği ilerleyen yıllarda yayınlanan Musa & Gülşah'ın seslendirdiği "Çek Git Bebeğim" adlı parçanın altyapısı oldu. Albümde sözleri Erzurumlu Ermrah'a ait olan "Bizim Esrarımız" adlı tasavvufi parça yer ald. Albümde "Lemide" adlı eser tek anonim parçadır.
17 Ocak 2005 tarihinde Ulus Müzik'in Destanlaşan Türküler adlı proje albümünün ikincisi olan Destanlaşan Türküler 2 albümünde Erzurumlu Emrah'ın "Tutam Yar Elinden" adlı eserini seslendirdi.67 Bedirhan Gökçe'nin 1 Mart 2005 tarihinde yayınlanan Başım Gözüm Üstüne adlı şiir albümde yer alan ve albüme adını veren "Başım Gözüm Üstüne" adlı şiire eşlik etmiştir.68 Aynı yılın sonunda 23 Aralık 2005 tarihinde Destanlaşan Türküler 3 albümünde "Sarı Gelin" adlı eseri seslendirdi. 16 Haziran 2006'da Zara, Işın Karaca ve Yeşim Vatan gibi sanatçılarında yer aldığı Ogeday'ın Mecburi İstikamet adlı ikinci albümünde "Özüne Dön" adlı parçada düet yaptı. 1 Temmuz 2006 tarihinde Yüreğinden Öpüyorum/Gülüm albümünü yayınladı. Bu albüm Ulus Müzik etiketiyle yayınladığı son solo albümü olmuştur. Albümden sadece "Avuçlarımda Tutamadım"69 adlı parça yayınlandı ve dönemin en iyi slow parçaları arasına girdi. Albümdeki birçok eser oldukça beğenildi. Albümde memleketi Erzurum için "Erzurum Uzak Şehir" ve "Palandöken" gibi parçalar yayınlamıştır.70 2006 yılının son ayında Destanlaşan Türküler 4 albümünde Gaye Aksu ile birlikte "Bülbülüm Altın Kafeste" adlı eseri seslendirdi. Bu albümden yayınlandıktan sonra Ulus Müzik'ten ayrıldı.
On üç yıllık birliktelik sağladığı müzik şirketi Ulus Müzik'ten ayrıldıktan sonra müziğe bir yıl kadar ara verdi. 2008 yılının yaz aylarında on ikinci albümünün kayıtlarına başladı. Üç ay kadar süren albüm kayıtları sonrasında 14 Ekim 2008 tarihinde Camses Müzik etiketiyle Aranağme adlı on ikinci albümünü yayınladı.71 Albümden sadece "Sen Bana Lazımsın" adlı parçayı yayınladı.72 Çıkış parçasıyla birlikte oldukça beğenilen albümde "Sana Değer" ve "Tutmayın Beni" gibi parçalarda ön plana çıktı. Albümde yine söz ve müziği kendisine ait olan ve Kader'in Seni Veren Allah'a Kurban Olayım (1996) albümünde seslendirdiği hit parçayı seslendirdi. Albümde "Nenni Nenni" ve "Çıkrık Benim" adlı parçalar anonim diğer parçaların hepsinin söz ve müziği kendisine aittir. Albümde ayrıca "Seni Aradım" adlı bir şiirde seslendirmiştir. Bir süredir televizyon programlarına katılmayan İbrahim Erkal, bu dönemde Cengiz Kurtoğlu ile birlikte İbo Show'a katılmıştır. 2009-2010 yılları arasında sahne almaya ve müzikal çalışmalarına devam etti.
5 Temmuz 2011 tarihinde Ulus Müzik'in yayınladığı ve çeşitli sanatçıların yer aldığı Türkülerimiz Doğu Anadolu albümünde daha önce seslendirmiş olduğu "Sarı Gelin" adlı parçayla yer aldı.73 2011 yılında yeni bir albüm çalışması için çalışmalara başladı. 2011 yılının yaz sonlarına doğru on üçüncü albümünün kayıtlarına başladı. Dört ay kadar süren albüm kayıtları sonrasında Burnumda Tütüyorsun adını verdiği albümünü yayınladı.74 On üçüncü albümünde on parça bulunuyordu. Albümdeki tüm parçaların söz ve müziği kendisine aittir. Cns Müzik ve Söz Müzik Yapım etiketiyle yayınlanan albümden sadece "Üç Kuruş" adlı parça yayınlanmıştır. Parçanın klibi Körfez, Kocaeli'de çekilmiştir.75 "Burnumda Tütüyorsun", "Seni Nasıl Severim" ve "Olamadım" gibi parçalar albümün ön plana çıkan eserleri oldu. Bu albümle birlikte oldukça beğeni toplayan İbrahim Erkal, bu dönemde çok sık televizyon ve radyo programlarına katılmaya başladı. Beyazın Sultanı ve Kibariye gibi birçok programa katıldı.7677 Bu sırada konserler vermeye devam etti. Albümün yapımcılığını Fatih Atasever üstlendi. Albümün kayıtlarında birçok müzisyen yer aldı. İbrahim Erkal, bu dönemden sonra albüm çalışmalarına kısa bir süre ara verdi.
İbrahim Erkal on üçüncü albümünü yayınladıktan sonra albüm çalışmalarına kısa bir ara verdi. Bu dönemde düzenli olarak sahne almaya, konserler vermeye ve televizyon programlarına katılmaya devam etti. Saba Tümer'le Bugün78, Sessizce79, Kendine İyi Bak, Yıldız Akşamı ve Yaylaların Avazı gibi birçok televizyon programına katıldı. Ulus Müzik'in 26 Mayıs 2014 tarihinde yayınlaldığı Türkülerimiz (Box Set) adlı derleme albümünde daha önceden seslendirdiği "Sarı Gelin" türküsüyle yer almıştır.80 Bu dönemde Poll Production şirketiyle anlaşarak on dördüncü albümünün kayıtları için stüdyoya girdi. Ekim 2014 tarihinde başladığı albüm çalışmaları dört buçuk-beş ay kadar sürdü. Albüm için sekiz parça kaydetti. Albümden yayınlanmadan dokuz gün önce albümden ilk olarak "Vur Dibine" adlı parça yayınlandı. Oldukça beğenilen parçanın ardından 8 Nisan 2015 tarihinde Nefes 1 adını verdiği albümü yayınlandı.81 Albümün yönetmenliğini Ali Yılmaz üstlendi. Aranjörlüğünü ve piyanistliğini Serdar Gelgeç'in yaptığı albümün kayıtları Canısı Müzik stüdyolarında gerçekleşti. Kayıt-mix'te ve flütte Volkan Akyız, mastering de Muammer Tokmak, klasik ve elektro gitarda Selahattin Güzelel, bateride Mehmet Yüzgeç, bas gitarda Kemal Bıyık, perküsyonda Cengiz Ercümer ve Mehmet Akatay, yaylılarda Gündem Yaylı Grubu, klarnet ve trompette Aykut Sütoğlu, ney ve kavalda Türker Dinletir, balabanda Gürkan Çakmak, bağlama, buzuki ve ud da Ali Yılmaz, solo kemanda Süha Esgin albümün kayıt ekibinde yer almıştır. Vokallerde Ali Yılmaz, Burçin Cantürk ve Özgür Arkun yer aldı. Albümdeki tüm eserlerin söz ve müziği İbrahim Erkal'a aittir.82 Albümün çıkış parçasının yanı sıra "Unutulanlar", "Çileli Başım" ve "Bugün Hava Erzurum" adlı parçalarda ön plana çıktı. Albüm oldukça beğenildi.
On dördüncü albümünün yayınlanmasının ardından birçok festivalde de sahne aldı.83 Kasım 2016 tarihinde on beşinci albümü için stüdyoya girdi. 8 Şubat 2017 tarihinde Ömrüm (Nefes Vol. 1) adıyla yayınlanan albümden on bir parça yer aldı.84 Albümdeki sadece üç yeni parça vardı diğer parçaların hepsi Nefes 1 albümünde yer alan parçalardır. Albümdeki "Raralili" adlı parçanın söz ve müziği Hadi Atalar'a aittir. Diğer bütün parçaların söz ve müziği İbrahim Erkal'a aittir. Albümün kaydı on dördüncü albümdeki kayıt ekibiyle birlikte yapılmıştır. Albüm yayınlandıktan sonra İbrahim Erkal, 12 Nisan 2017 tarihinde evinin otoparkında tansiyonunun düşmesi sonucunda dengesini kaybetti ve yere kafasını vurarak beyin kanaması geçirdi. Bir ay kadar yoğun bakımda kaldı ve 11 Mayıs 2017'de tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.85 Ölümünden dört ay sonra son albümünde yer alan ve çok beğenilen "Ömrüm" adlı parça yayınlandı. Parçanın klibinde "Vur Dibine" adlı parçanın klibindeki görüntülere yer verildi.86
İbrahim Erkal Erzurum müzik geleneğinden beslenmiş ve bunu yer yer sanatında sergilemiştir. Doğduğu ve büyüdüğü Narman, âşıklık geleneğinin güçlü isimlerinden Sümmani'nin yetiştiği yerdir.87 Kendisi ile yapılan röportajlarda ve bulduğu her fırsatta kendisini Sümmani'nin, Reyhani'nin ve Âşık Emrah'ın devamı olduğunu söyler.88 Zaten kendisini sevenler ve hayranları ona modern ozan demektedirler. İbrahim Erkal kendine has bir müzik yapmış, sözleri, besteleri ve icrası ile kendine has bir ekol geliştirmiştir. Radyo programlarında, Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay ve Müslüm Gürses hayranlarına dönük anonsların yanında artık Erkalcılara anonsu da işitilmeye başlanmıştır.89 Bu isimlerden tek farkı onun arabesk veya fantezi müzik alanında değil Türk Sanat ve Halk Müziğini ustalıkla birleştiren bir tarzda kendini bütün Türkiye'ye kabul ettiren bir isim olmasıdır. İbrahim Erkal müzik tarzını yapmış olduğu bir röportajda ben Türk Müziği yapıyorum diyerek açıklamıştır. Onun yapmış olduğu müziğe Tük Sanat Müziği ezgilerinden esinlenen Türk Halk Müziği demek daha doğrudur. İbrahim Erkal, Müzik tarzına Arabesk ve Fantezi adının verilmesine karşı çıkmıştır.
İbrahim Erkal Türk Halk müziğini hafif batı müziği ile buluşturmayı başaran, türküleri gitar ile çalıp söyleyen, birçok türkü derlemesine imza atan ve kendisine ait özgün besteleri de olan Adanalı müzisyen İlhan Erten’den ve sanat müziği ile halk müziğini birleştiren Diyarbakırlı Celal Güzelses'ten etkilenmiş veya örnek almıştır.90 Etkilenmiş olduğu bu isimlerin onun müzik tarzına yansımasını Hülya Okur ile yapmış olduğu röportajda şu cümlelerle ifade etmiştir. İbrahim Erkal'ın ses tonu tenordur. Tenor, ses skalasının temelini oluşturur. İbrahim Erkal, ses tonunu ve oktavı çok iyi ayarlayabilen ve kullanabilen bir sanatçıdır. Kulağa çok tatlı bir tını bırakacak şekilde tiz ve pes geçişleri başarılı bir şekilde yapabilmektedir. Bu şan, solfej ve nota bilgisinin tam bir ahenk içerisinde belleğinde yer ettiğini göstermektedir. Bunun en iyi anlaşıldığı nokta bestelerinde ana ve ara nameler arasında farklılık oluşturması ve bunlar arasında yumuşak geçişler sağlayarak kulağa hoş bir seda bırakacak bütünlük sağlamasıdır. İbrahim Erkal eserleri, Erzurum müziğinin geleneksel ölçülerine uymasa da bestelerini Erzurum yöresinin türkülerinin derlenmesi ve bestelenmesinde en çok kullanılan uşak ve nadiren hüseyni makamlarına uyarak yapmıştır. Buda insanları etkileyen ve manalı güzel sözlerden oluşan şarkı sözleriyle birleşince gerçekten insan kulağına tatlı bir tını bırakmaktadır. İbrahim Erkal eserlerinin hem söz yazarı hem bestekârı hem de yorumlayanı olarak bestelerinde hangi noktada nasıl bir dokunuş yapacağını çok iyi karar vermiş durumda. Telli, nefesli ve vurmalı birçok enstrümantal çalması nedeniyle beste içerisinde almak istediği sesin hangi enstrümantal ile elde edeceğini bilmesi bestelerinin insanlar üzerinde oluşturduğu tesiri artırmıştır. Bir sanatçının yaşadığı toplumun değerlerini kendi sanatçı kimliği ile bütünleştirerek insani tavrını ve değerini sanatına yansıtması onu apayrı bir yere taşır. İbrahim Erkal yetişmiş olduğu toprakların değerlerini, Anadolu insanı kimliğine sahip dinleyicilerine "De Get Yalan Dünya" isimli eserinde olduğu gibi yeri geldiğinde şive yaparak dinleyenlerine sevdirmesi müzik kimliğinde ayrıca önemli bir yer tutmaktadır. Burnumda Tütüyorsun albümümde Türk Sanat müziğinde karşılaştığımız fasıl ve Rock müziğine ilişkin enstantanelere bestelerinde yer vermeye başlamıştır. Müzik çalışmalarında popüler olma kaygısından daha çok insanların kulağına ve duygularına hitap edecek güzel müzik yapma bunun için anlamlı ve içten sözler yazma ve bu sözlere içtenlik katacak manasını güçlendirecek besteler yapmak kaygısını içinde taşımıştır. Onun müziğinde en çok sevdiği şey insanlara sevdiklerini hatırlatması ve aşka davet etmesidir.
Genelde söz ve güftesi kendisine ait eserleri yorumlamıştır. Kendi bestelerinin dışında başta Erzurum yöresi olmak üzere Türk Halk Müziği eserlerini de icra etmiştir. Bu türkülerin dışında dışarıdan beste alarak yorumlamamıştır. Buna karşı birçok sanatçıya bestelerinden vermiş ve vermiş olduğu bu bestelerin hiçbir tanesini kendisi kullanmamıştır. Alişan91, Ayhan Aşan92, Burhan Çaçan93, Ceylan, Doğuş, Erdinç Şahin, Ferman Toprak, Gökhan Özen, Hülya Avşar, İbrahim Tatlıses, İzzet Yıldızhan, Kader, Metin Şentürk, Mine Koşan, Murat Yıldız, Soner Arıca, Ümit Yılmaz, Vahdet Vural, Yudum94, Zara ve Zeynep95 gibi ünlü sanatçılar eserlerini seslendirmiştir. İbrahim Erkal'ın müzikte en büyük hayali bir konservatuvar oluşturmak ve orada müzik dersleri vermekti. Bunu başaramadı ancak Telden Dile Müzik Merkezinde ve Maltepe Musiki Eğitim Derneğinde başta bağlama ve ud dersleri olmak üzere yediden yetmişe müziğe gönül veren yetenekli insanlara müzik dersi vermiştir. Maltepe'de bir müzik kayıt stüdyosu açarak müzik alanında işletmecilikte yapmış olan İbrahim Erkal müzik dünyasına yeni adım atan birçok genç yeteneğin elinden tutmuştur.
İbrahim Erkal'ın tasavvufi bir anlayışa sahip olduğu ve vahdeti vücuda inandığı anlaşılmakta. Kendisini Halvet-i neşesinde olduğunu ve bu tarikata gönül verdiği yaptığı röportajda kendi ağzıyla söylemektedir. İbrahim Erkal ile aynı dönemde Ulus müzik yapımda anlaşan ve bir düet yapan Zara başta olmak üzere dönemin birçok sanatçı ve bilim insanının Mehmet Dumlu'dan tariki tabirle el aldığı bilinmektedir.96
İbrahim Erkal oyunculuk hayatına başlaması "Canısı" isimli parçasının tutulması üzerine gelen film teklifini kabul etmesiyle olmuştur.97 Aslında Türk Sinema tarihinde tutulan sevilen şarkıların adıyla ve o şarkı konu alınarak senaryolaştırılmasıyla çekilen filmler önemli bir yer tutmuştur. Orhan Gencebay'ın Bir Teselli Ver (1972)98, İbrahim Tatlıses'in Mavi Mavi (1985)99, Ferdi Tayfur'un Çeşme (1976)100, Müslüm Gürses'in İsyankar (1979)101, Emrah'ın Ayrılamam (1987)102, Ceylan'ın Güneş Yine Doğacak (1989)103 isimli filmleri bunun en iyi örnekleri arasındadır. Yani Türk sineması kendine özgü bir müzikal film tarzı geliştirmiştir. İşte İbrahim Erkal'ın meşhur "Canısı" isimli şarkısı da bu tarzda bir film olmuştur. "Canısı" şarkısının sözleri etrafında bir film konusu senaryolaştırılmıştır. Temel Gürsu tarafınca yönetmenliği üstlenilen film 1997 yılında TV Filmi olarak nitelendirilen tarzda çekilir. Başrol oyuncuları İbrahim Erkal ve Emine Ün'dür. Film 1997 yılında Star TV'de yayınlanır bu filmin başarısı sonucunda Canısı (1997-98) dizisi çekilir. Filmin yapımcı şirketi olan Gold Film, Show TV'nin ısrarları sonucunda dizi olarak aynı kadroyla çekilir ve iki yayın sezonunda 1997 ve 1998 yılları arasında 26 bölüm halinde yayınlanır. Bu dizi yayınlandığı sürece reyting rekorları kırar.104
İbrahim Erkal ikinci oyunculuk deneyimini yine "Canısı" gibi tutulmuş bir şarkısı olan "Sırılsıklam"'ın öyküleştirilerek senaryolaştırılmış ve aynı adla yayınlanmış olan dizide yaşamıştır. Bu dizide rol arkadaşı Melis Yamalıoğlu'dur. 1998-2000 yılları arasında yine iki yayın sezonunda toplam 32 bölüm halinde Show TV'de yayınlanmıştır. Dizinin yönetmeni Temel Gürsu ve yapımcı şirketi Gold Film'dir.105 Bu diziden sonra 2004 yılında Cennet Mahallesi isimli dizide katıldığı konuk oyuncu rolünü saymasak oyunculuk hayatına bu dizi ile sonlandırmıştır.106 Oyunculuk hayatını sonlandırmasında ki temel etken müzik çalışmalarını engellemesidir. Oyunculuk hayatı esnasında kaset ve sahne çalışmaları sekteye uğramıştır. Kendisi oyunculuğu hakkında Hülya Okur'la yapmış olduğu röportajda şunları söylemiştir. "Ben iyi bir oyuncu olduğumu söyleyemem, ben matrak adamım, gülerim, benim oyunculuğum, Temel Gürsu'nun başarısıdır. Suratı asık görünürüm ama gülerim. Film yazdım da oynar mıyım, oynayamam mı bilmem" kendisiyle yapılan bir başka röportajda ise oyunculuğundan daha çok şarkıcılığından dolayı rol aldığı dizilerin izlendiğini söylemiştir. Yine aynı röportajda bu dizilerden dolayı birçok kadınla beraber gözükmesinin babası tarafınca eleştirildiğini belirtmiştir. Muhtemelen bu nedenlerden dolayı oyunculuk hayatını sevmemiş ve bu perdeyi kapatmıştır.
İbrahim Erkal, 2003 yılında Filiz Akgün ile evlendi.107 2004 yılında ilk çocukları Dilara, 2005 yılında İbrahim Eralp ve 2017 yılında Elif Su isimli çocukları doğdu. İbrahim Erkal aslında en güzel şarkılarını ailesi için yazmıştır. Biricik eşi Filiz Erkal için "Ömrüm" ilk doğan çocukları için ise "Balam" isimli şarkısını yazmıştır. İbrahim Erkal, ailenin kutsallığına inanan, evlendikten sonra magazin dünyasına uzak kalan magazin gündemine malzeme olmamak için aile düzenini bozmayan kahve ve gece hayatı olmayan birisi olmuştur. İbrahim Erkal evlendikten sonra hırs duygusunu dizginlediğini baba olduktan sonra daha bir dinginleştiğini ve zenginleştiğini ve ailesini dışında harcamış olduğu zamana acıdığını eve zaman ayırdığı anlarda, panik halinde koşturduğu günlere yazık olduğunu anladığını söylemektedir. İbrahim Erkal kızı Dilara'ya Keman, oğlu İbrahim Eralp'ı ise Lavta çalmayı öğrendiklerini söyleyerek müzik yeteneği ve ilgisinin çocuklarına geçtiğini vurgulamıştır.108
Filiz Erkal ise eşi İbrahim Erkal ile büyük bir aşk yaşadıklarını söylediği röportajında İbrahim Erkal'ın dünyasının ailesi olduğunu, çocuklarına karşı ilgili olduğun ifade etmiştir. Filiz Erkal eşi İbrahim Erkal'ın kararında alkol kullandığını ve asla alkolik olmadığını bunun çok kötü bir iftira olduğunu kendisiyle yapılan röportajda özellikle vurgulamıştır. İbrahim Erkal en güzel şarkılarını aslında ailesi için yazmıştır.109
Erkal, 12 Nisan 2017 tarihinde evinin otoparkında tansiyonunun düşmesi sonucunda dengesini kaybetti ve yere kafasını vurarak beyin kanaması geçirdi. Hastaneye kaldırılan Erkal, yoğun bakıma alındı.110 9 Mayıs'ta beyin ölümünün gerçekleştiği, yaşam destek ünitesine bağlı olarak kalp ve diğer organlarının hayatî fonksiyonlarının devam ettirildiği bildirildi.111 11 Mayıs 2017'de tedavi gördüğü Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 50 yaşında hayatını kaybetti.112 13 Mayıs 2017'de Marmara İlahiyat Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.113 Müzik hayatı boyunca onu yalnız bırakmayan hayranlarından Türkiye'nin her tarafında gelenler 29 gün boyunca tedavi olduğu hastane önünde bir yakınlarını, dostlarını bekler gibi beklemişler ve son yolcuğunda onu yalnız bırakmamışlardır.
İbrahim Erkal vefatından sonra Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen eskiden Dadaş sineması olarak bilinen yerde hizmete alınan kültür merkezine İbrahim Erkal'ın adını vermiştir.114 Narman Belediyesi İbrahim Erkal anısına özel bir anma pulunu PTT filateli servisine bastırmıştır. Yıllarca birlikte çalıştığı İskender Ulus onun bestelerinin yer aldığı ve değişik sanatçıların yer alacağı özel bir tribute albüm hazırlığına başlandı.115 Birçok dernek, vakıf, meslek örgütü vefa ödülü altında ailesine ödüller vererek bu büyük sanatçıyı unutmadıklarını gösterdiler.
Yıl | Film | Rol | Yönetmen | Kaynak |
---|---|---|---|---|
1997 | Canısı | İbrahim | Temel Gürsu | |
1997-1998 | Canısı | İbrahim | Temel Gürsu | |
1998-2000 | Sırılsıklam | İbrahim | Temel Gürsu | |
2006 | Cennet Mahallesi | Konuk Oyuncu | Yaşar Seriner | |
Orijinal kaynak: ibrahim erkal. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page