Gibongiller (Hylobatidae), Asya'ya özgü bir Eski Dünya maymunları familyası. İnsansılar üst familyası içinde insangillerin kardeş taksonu olmalarından dolayı küçük insansı maymunlar1 olarak da adlandırılırlar. Familya 18 türü kapsar.
Gibonlar kuyruksuz maymunlardır. Boyları 45 – 90 cm ve ağırlıkları 4 – 13 kg arası değişir. Kollarının bacaklarından daha uzun olması ile dikkat çekerler. Bu özellik sayesinde bir eliyle dala tutunup sallanır diğer eliyle başka dala uzanır – tutar sallanır ve böylece ağaçta hızlıca ilerler. Ellerinin ve başparmaklarının şekli dallara sıkı tutunabilmesine yönelik gelişmiştir. Postları kara, boz veya kahverengi tonlarında olur. Ağızları kısadır ve gözleri öne doğru bakar.
Gibongiller Güneydoğu Asya'da, Hindistanın kuzeydoğu'sundan Myanmar, Çin, Çinhindi, Malezya, Endonezya, Borneo ve Cava'ya kadar uzanan bir coğrafyada yaşar. 16. yüzyıla kadar daha da yaygındılar ve örneğin Çin'in büyük bir kısmında gibongillere rastlamak mümkündü.
Yağmur ormanlarında ve bazen 1800 metre yüksekliğe kadar dağlık ormanlarda yaşarlar.
Familyanın tip cinsi Hylobates, "ağaçcıl" anlamına gelir. Uzun kollarıyla daldan dala atlayıp sarkılmaya mükemmel şekilde uyarlanmışlardır. Dallara sırayla tutunarak ilerlerken, dalların arasında 3 metrelik mesafeyi bile kolaylıkla aşarlar. Yere indiklerinde iki ayak üzerinde yürürler. Ancak iki ayak üzerinde yürürken dengeyi sağlamak için kollarını havaya kaldırırlar.
Gibonlar bütün ömrü boyunca tek bir eşe sadık kalırlar. Bir çift yavrusu ile bir bölgede yaşar ve bu bölgeyi başkalarına karşı savunur. Bazen ebeveynleri tarafından kovulmuş ve henüz kendi bölgesi olmayan, yalnız bir bireye de rastlanır. Kendilerine bölge bulmaları bazen yıllar sürebilir. Bazı gibon türlerinde ebeveynler çocuğu için bir bölgeyi rezerve eder (onun için hazır tutarlar).
Gibonlar kendi bölgelerine çok titizce sahip çıkar. Bir çiftin bölgesi 25 ila 50 dönüm büyüklüğünde olur. Bölgeyi savunmaları fiziksel şiddetten daha çok sesli bağırışları, ağacın üstünde zıplamaları ve dalları kırmaları ile düşmanlarını ürkütmeleriyle gerçekleşir. Çoğu kez erkek yalnız, ama bazen de dişinin eşliği ile, şarkı söylercesine, çok çeşitli sesler çıkarır.
Gibonların beslenmesı neredeyse sırf bitkisel ve –çok nadir– etçildir. Başlıca meyveyle beslenir ve mevsime göre hangi meyvelerin olgunlaştığını bilir ve bundan faydalanır. Günün 9-10 saatini yiyecek aramayla geçirir. Ne kadar çok yaprak yediğine bağlı olarak türden türe farklı genişlikte çiğneme dişleri olur. Tek odalı olan apandis ve grim mideleri yaprakları da sindirebilmektedir.
Gibonlarda belli bir çiftleşme zamanı yoktur. Dişi her 2 - 3 yılda tek bir yavru doğurur, ikizler nadirdir. Yavru ilk başta annesinin karnına tutunur, daha sonraları baba da çocuk bakımına katılmaya başlar. Ancak 1,5 - 2 yıl sonra yavru sütten kesilir ve 8 - 9 yaşında ergenleşir. İnsan himayesinde olanlar 34 yaşına kadar varmakta, ancak doğada yaşayanların ömürünün 25 yıl civarında olduğu tahmin edilir.
Gibongillerin kardeş taksonu insangillerdir (Hominidae). Familyanın 15 türü dört cinse ayrılır:
Familyanın soy ağacı:
Gibongiller (Hylobatidae)
├──
Nomascus
└──N.N.
├──Siamang (
Symphalangus
)
└──N.N.
├──Beyaz kaşlı gibon (
Bunopithecus
)
└──Küçük gibon (
Hylobates
)
„Gibbon“ kelimesi 18. yüzyılın sonlarında Güneydoğu Asya'daki Fransız kolonilerinden Avrupa'ya getirilmiştir. Orada konuşulan yerli bir dilden alındığı söylenilse de bugüne kadar hangi dile ait olduğu tespit edilememiştir.
Yaklaşık 16. yüzyıla kadar Çin'de gibonlar çok yaygındı ve böylece Çin edebiyatında da izlerini bıraktılar. Çinli şairleri özellikle gibonların şarkıları etkilemiştir:
„Pa-Tung'un üç uçurumlarında gibonların çağırışları sitemlidir. Üç çağrış sonra, geçen yolcuların elbiseleri gözyaşları ile ıslanır.“ (Yüan Sung, 4. yüzyıl, Geissmann'ın çevirmesi)
Bu zamandan kalan çok sayıda somut çizimleri bulunur. Taoizm inancına göre gibonlar insan kılığına da girebilirler.
Çin'deki yayılımları bin yıl önceye kadar Çin'in büyük bir kısmını kapsarken 17. yüzyılda yayılımlarının kuzey sınırı sadece Jangtsekiang'e kadar varmaktaydı. Bugün sadece Çin'in en güneyinde Yunnan'da ve Hainan adasında rastlanırlar.
Son yüzyıllarda yayılımları çok daralmıştır. Son yaşadıkları yerlerde de av ve ormanların tahrip edilmesi nesillerini tehlikeye sokmaktadır. Özellikle Cava'da yaşayan gümüş gibon soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. IUCN, tüm gibon türlerini tehdit altında olarak listelemekte.
Orijinal kaynak: gibongiller. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page