dasein ne demek?

Dasein, Martin Heidegger'in felsefi sisteminde merkezi bir öneme sahip olan Almanca bir terimdir ve genellikle "varoluş", "orada-varlık" veya "olma" şeklinde Türkçeye çevrilir. Dasein, sadece insan varlığını değil, aynı zamanda insanın dünyayla ve kendi varlığıyla olan özel ilişkisini ifade eder.

Dasein, diğer varlıklardan farklı olarak, kendi varlığının bilincinde olan ve varoluşu üzerine düşünebilen bir varlıktır. Bu bilinç, Dasein'ın varoluşunu anlama ve şekillendirme yeteneğini beraberinde getirir. Dasein, dünyaya "atılmış" bir varlık olarak doğar ve varoluşu boyunca sürekli olarak seçimler yaparak kendini yeniden yaratır. Bu süreçte, Dasein'ı etkileyen çeşitli faktörler bulunur:

  • Varlığa Atılmışlık (Geworfenheit): Dasein, kendi seçimi olmaksızın belirli bir zamanda ve mekanda dünyaya "atılmıştır". Bu, Dasein'ın varoluşunun başlangıcını belirleyen ve onu belirli koşullar altında yaşamaya zorlayan bir temel durumdur.
  • Kaygı (Angst): Dasein, kendi varoluşunun belirsizliği ve sonluluğu karşısında kaygı duyar. Bu kaygı, Dasein'ı kendi özgün varoluşunu arayışa yönlendirebilir.
  • Ölüm (Tod): Dasein, varoluşunun sonlu olduğunun bilincindedir. Ölüm, Dasein'ın varoluşunun nihai olasılığıdır ve Dasein'ı kendi varoluşunu anlamlı bir şekilde yaşamaya teşvik eder.
  • Vicdanın Çağrısı (Gewissen): Dasein, kendi iç sesini dinleyerek, kendi özgün varoluşunu bulmaya çalışır. Vicdan, Dasein'a kendi sorumluluğunu hatırlatır ve onu otantik olmaya çağırır.

Heidegger'e göre, Dasein'ın temel özelliği, varoluşunu sürekli olarak yorumlama ve anlamlandırma çabasıdır. Dasein, kendi varoluşunun anlamını kendisi yaratır ve bu anlamı eylemleriyle ve seçimleriyle ortaya koyar. Bu süreçte, Dasein'ın otantik (özgün) veya inauthentik (özgün olmayan) bir varoluş sergilemesi mümkündür. Otantik varoluş, Dasein'ın kendi sorumluluğunu kabul ederek, kendi özgün değerlerine göre yaşamasıdır. İnauthentik varoluş ise, Dasein'ın toplumun beklentilerine ve normlarına uyarak, kendi özgünlüğünü kaybetmesidir.