Anavatan Partisi, 1983 yılında Turgut Özal tarafından kurulmuş olan eski siyasi parti. Resmî kısaltması "ANAP" şeklindedir. 1983'ten 1991'e kadar aralıksız olarak tek başına iktidarda kalmış, 1996 ile 2002 yılları arasında da çeşitli koalisyon hükûmetlerinin içinde yer almıştır.
31 Ekim 2009 tarihinde Demokrat Parti ile birleşmiştir.
12 Eylül Darbesi'nden bir süre sonra eski siyasi partiler kapatıldı ve halk oylamasıyla kabul edilen 1982 Anayasası'yla "yeni bir siyasal düzen" getirilmesi amaçlandı. Bu yeni siyasi düzen bağlamında, "demokrasiye yeniden geçiş" süreci içinde 1983 ilkbaharında yeni siyasi partiler kurulmaya başladı.
ANAP, 20 Mayıs 1983'te, Adalet Partisi (AP) iktidarı sırasında alınan ve 12 Eylül döneminde de uygulaması sürdürülen 24 Ocak 1980 ekonomik önlemler paketini hazırlayan, 12 Eylül döneminde bir süre ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı olan Turgut Özal tarafından kuruldu. ANAP Özal'ın çevresinde örgütlenmiş, büyük ölçüde kişiselleşmiş bir partiydi. Siyasi kadrosu önemli ölçüde, devlet ve özel sektör deneyimi sırasında Özal'la birlikte çalışmış teknokratlarla, Millî Selamet Partisi (MSP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Adalet Partisi (AP) ve hatta Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) gelme, 1980 öncesi dönemde fazla ön planda olmayan siyasetçilerden oluşuyordu. Dört siyasi eğilimi (AP, MSP, MHP, CHP) birleştirmeyi iddia ediyordu. İşçi, memur, çiftçi, esnaf gibi toplumsal katmanları kapsayan "orta direk" temasını kullanarak kendine bir "orta sınıf partisi" görünümü verdi. Bazı büyük sermaye çevrelerinden de destek gördü. Eski parti örgütlerinin dağıldığı bir ortamda görece genç ve dinamik kadrosu, etkili destekleri sayesinde kısa zamanda güçlü ve yaygın bir parti örgütü olmayı başardı. Seçim öncesi siyasal söyleminde ılımlıydı, daha çok ekonomik konulara ağırlık verdi, bürokrasiye karşı çıktı, "devlet millet için vardır" temasını işledi. Ekonomik düzlemde, 24 Ocak Kararları'nda somutlanan bir "liberalizm"in savunuculuğunu yaptı. Millî Güvenlik Konseyi'nin (MGK) veto barajını aşarak, 12 Eylül'ün temsilcisi olduğu söylenen Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) ve sosyal demokrat nitelikte olduğunu ileri süren Halkçı Parti (HP) ile birlikte 6 Kasım 1983 genel seçimlerine katılmasına izin verilen üç partiden biri oldu.
ANAP’ın kurucular kurulunda bulunan yedi üye ile genel seçimler öncesinde milletvekili aday listesinden pek çok isim MGK tarafından veto edilmiştir. ANAP’ın kurucuları arasından veto edilen isimler arasında muhafazakâr eğilimli Mehmet Altınsoy, Hüsnü Doğan, Cemil Çiçek gibi isimlerin yanında Dev-Genç eski üyesi Cavit Kavak, liberal görüşlü Erol Aksoy ve Adalet Partisi’nde siyaset yapmış milliyetçi Şadi Pehlivanoğlu bulunmuştur. Adnan Kahveci ve Muzaffer Atılgan da kurucular listesinden veto edilen diğer iki isimdir. Ayrıca ANAP’ın 1983 seçimlerinde milletvekili aday listelerinde Hasan Celal Güzel, Mehmet Keçeciler ve Abdülkadir Aksu gibi muhafazakâr isimlerin vetosu dikkat çekmiştir.1
sağ|küçükresim|175px|ANAP Genel Başkanı Özal, 1983-1989 arasında başbakanlık yapmıştır. 1989'de cumhurbaşkanlığına seçilmiş ve genel başkanlığı bırakmıştır. 6 Kasım 1983'te yapılan genel seçimlerde %45,14 oy oranıyla 400 üyeli TBMM'de 211 milletvekilliği kazanarak çoğunluğu sağladı ve tek başına iktidara geldi. ANAP'ın seçim başarısında eski siyasi partilerin devamı olarak kurulan partilerin MGK tarafından veto edilerek seçime sokulmayışlarının etkisi olmuşsa da, kitle iletişim araçlarını kullanmadaki etkililiği, iktisadi konulara ağırlık veren ılımlı söylemi, kullandığı "orta direk", "iş bilirlik, iş bitiricilik" gibi temaların kamuoyundaki etkisi, tek "sivil parti" olma görüntüsü, dört eğilimi birleştirme iddiasıyla klasik sağ geleneği önemli ölçüde özümsemesinin yanı sıra 12 Eylül öncesindeki sağ partilerin ortak özelliği olan anti-komünist söylemden uzak durarak sosyal demokrat seçmenler üzerinde de etkili olabilmesi, en etkin ve geniş örgütsel ağı kurmuş olması gibi faktörler rol oynadı.2
ANAP Aralık 1983'te, Turgut Özal başkanlığında tek başına hükûmeti kurdu. 25 Mart 1984'te yapılan yerel seçimlerde % 41,5 oy alan ANAP, birinci parti konumunu korudu. Bu seçimlere, 6 Kasım 1983 seçimlerine katılmasına izin verilmeyen partiler de katıldı. 28 Eylül 1986'da yapılan ara seçimlerde, ANAP önemli bir gerilemeyle oyların ancak yüzde 32,1'ini alabildi. Buna karşılık Süleyman Demirel'in desteklediği Doğru Yol Partisi (DYP) seçimlerden kazançlı çıktı. Milliyetçi Demokrasi Partisi 4 Mayıs 1986'da dağılınca milletvekillerinden bir bölümü Mehmet Yazar başkanlığında Hür Demokrat Parti'yi (HDP) kurdu; ama bu parti 28 Eylül 1986'daki ara seçimde bir varlık gösteremeyince ANAP'a katıldı.
Sivil yönetime geçme sürecinde, eski politikacılara 1982 Anayasası ile getirilen yasakların kaldırılması gündeme gelince, ANAP iktidarı bu konuyu halk oyuna sundu. Başbakan Özal yasakların sürdürülmesinden yana propaganda yaptıysa da, 6 Eylül 1987'de yapılan halk oylaması çok küçük bir farkla yasakların kaldırılması doğrultusunda sonuçlandı. Turgut Özal'ın halk oylaması öncesinde, bir askeri rejim tarafından uygulamaya konmuş siyasi yasakların devam etmesi yönünde coşkulu bir kampanya yürütmesi, başta Özal olmak üzere ANAP'a yönelik olarak "demokratikleşme" konusunda sert eleştirilerin yöneltilmesine neden oldu.3
Halk oylamasının yapıldığı gün daha sandıklar kapanmadan Başbakan Özal erken seçimlere gidileceğini açıkladı. 29 Kasım 1987'de yapılan genel seçimlerde ANAP oylarını düşürmesine rağmen (% 36,31) 450 üyeli TBMM'de kazandığı 292 milletvekiliyle çoğunluğunu korudu. 26 Mart 1989 yerel seçimlerindeyse, Başbakan Özal'ın merkezi yönetimle uyumlu çalışabilecek yerel yönetimler seçilmesi gerektiği yolundaki uyarılarına karşın, ANAP ağır bir yenilgiye uğradı. Sosyaldemokrat Halkçı Parti'nin (SHP) zafer elde ettiği seçimlerde ANAP, il genel meclisi seçimlerinde yüzde 21,8 oy toplayabildi ve Malatya, Bitlis ve Hakkâri dışında bütün il belediye başkanlıklarını kaybetti. Yerel seçimlerin hemen ardından muhalefet partileri ANAP'ın üçüncü sıraya gerilediği gerekçesiyle erken seçim istedi. ANAP'ın 1,5 yıl gibi bir süre içinde 15 puan oy kaybı yaşaması, 1989 yılında TBMM tarafından yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçiminin meşruiyetinin kamuoyunda sorgulanmasına neden oldu. SHP ve DYP'nin boykot ettiği ve 31 Ekim 1989'daki üçüncü turda Özal'ın TBMM'deki ANAP çoğunluğunun oylarıyla cumhurbaşkanı seçildiği seçimler muhalefet için yeni bir eleştiri konusu oldu.
Cumhurbaşkanı Özal başbakanlığa TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut'u atadı. 17 Kasım 1989'daki ANAP I. Olağanüstü Kongresi Turgut Özal'dan boşalan genel başkanlığa Akbulut'u getirdi. Özal başkanlıktan ayrılmasına rağmen, siyasi olayların gelişmesinde belirleyici rolünü sürdürdü. Dış politikayı yönlendirmesi iki dışişleri bakanının, Mesut Yılmaz ve Ali Bozer'in istifasına neden oldu.
Partinin milliyetçiler, muhafazakârlar ve liberaller olarak adlandırılan kanatları arasındaki çekişme Özal'ın Çankaya Köşkü'ne çıkmasıyla daha da belirginleşti. 1985'te yapılan I. Olağan Kongre'de (13-14 Nisan) muhafazakârlar ve liberaller birbirlerine yakın durmuşlar, Turgut Özal'ın suikaste uğradığı II. Olağan Kongre'de (18-19 Haziran 1988) bu sefer milliyetçiler ile muhafazakârlar liberallere karşı ittifak yapmıştı. Bu ittifaka basın tarafından "kutsal ittifak" adı verilmişti.4 3 Mart 1991'de ANAP İstanbul il başkanlığı için yapılan seçimde Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın eşi Semra Özal'ın aday olmasına aralarında bakanların da bulunduğu muhafazakâr grup karşı çıktı, ama Cumhurbaşkanı Özal'ın da desteklediği Semra Özal il başkanlığına seçildi. Semra Özal'ın adaylığına karşı çıkan ve Turgut Özal'ın "istenmeyen bakanlar" olarak ilan ettiği Hüsnü Doğan, Mehmet Keçeciler, Cemil Çiçek ve Abdülkadir Aksu'dan, Millî Savunma Bakanı Hüsnü Doğan, Özal'ın baskısıyla, Başbakan Akbulut tarafından görevinden alındı (22 Şubat 1991).5
küçükresim|left||1991-2002 yılları arasında ANAP genel başkanı olan Mesut Yılmaz. Parti, 1991 Haziranı'nda yapılacak III. Olağan Kongreye doğru Yılmazcılar, Keçecilerciler, Güzelciler, Akbulutçular olarak dörde bölündü. 15 Haziran 1991'de yapılan olağan kongrenin ilk turunda liberal kanadı temsil eden ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından desteklenen Mesut Yılmaz 580, Keçeciler ve Muhafazakarlar tarafından desteklenen Yıldırım Akbulut 557 ve Hasan Celal Güzel 20 oy aldı. Güzel'in Akbulut lehine adaylıktan çekilmesine karşın ikinci turda Yılmaz 631, Akbulut 523 oy aldı. Seçimi yitiren Yıldırım Akbulut başbakanlıktan da istifa etti; böylece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir başbakan, görevi başındayken parti içi muhalefet hareketi sonucunda makamını kaybetti. İktidarda giderek yıpranan ANAP, 1987'de olduğu gibi zaman yitirmeden, yeni bir görünümle erken seçime gitme gereği duydu. Aynı zamanda başbakanlığa gelen Yılmaz göreve göreve başlar başlamaz erken seçim kararı aldı. Ağustosta başlayan seçim kampanyasında yeni başbakan ve ANAP genel başkanı Mesut Yılmaz genç ve yıpranmamış bir önder olduğunu vurguladı; girişilen işlerin tamamlanması için ANAP'a oy verilmesini istedi.
20 Ekim 1991'de yapılan genel seçimlerde oyların yüzde 24'ünü toplayan ANAP 115 milletvekili çıkararak ikinci parti durumuna düştü. Seçim sonrasında Yılmaz halkın ANAP'a ana muhalefet görevi verdiğini söyleyerek koalisyon görüşmelerinin dışında kaldı. 1991-1995 yılları arasındaki dönemi muhalefette geçirdi. 1990'lı yıllarla birlikte parti içinde üç eğilim (milliyetçiler, muhafazakârlar, liberaller), yerini "Özalcı"-"Yılmazcı" ayrımına bıraktı. 30 Kasım 1992'de yapılan II. Olağanüstü Kongre'de, olağanüstü kongrenin toplanabilmesi için gereken tüzük kuralları değiştirildiği için, Turgut Özal ve muhafazakârların desteklediği Mehmet Keçeciler'in adaylığını bile koyamaması nedeniyle partinin yönetimi büyük ölçüde Yılmazcıların eline geçti.6 Mesut Yılmaz'ın tekrar genel başkan olması üzerine Keçeciler önderliğindeki muhalif milletvekillerinin bazıları (Yıldırım Akbulut, Hüsnü Doğan, İbrahim Özdemir, Yusuf Bozkurt Özal, Hüseyin Aksoy, Halil Şıvgın, Gaffar Yakın, Ercüment Konukman, Engin Güner, Leyla Yeniay Köseoğlu, Osman Ceylan, Tunca Toskay, Fevzi İşbaşaran, Kemal Naci Ekşi, Esat Canan) kongrenin ertesi günü partilerinden istifa ettiler. 3 Aralık'ta da, beşi kurucu olmak üzere (Cemil Çiçek, Kazım Oksay, Mehmet Altınsoy, Aycan Çakıroğulları ve Fahir Sabuniş) 17. ve 18. dönemde milletvekilliği ve bakanlık yapmış toplam 54 kişi istifa etti. İstifa edenlerden bir kısmı daha sonra ANAP'a dönerken, Yusuf Bozkurt Özal, Ercüment Konukman ve Hüsnü Doğan Ekim 1993'te Yeni Parti'yi (YP) kurdular. 28-29 Ağustos 1993 tarihlerinde Ankara'da düzenlenen IV. Olağan Kongre'de, tek aday olarak katılan Yılmaz genel başkan seçildi.
BBP adaylarını da listesine aldığı 24 Aralık 1995 seçimlerinden sonra Anavatan Partisi halk oyu bakımından % 19,65 ile 2. parti konumuna korusa da, koltuk bakımından üçüncü parti (132 milletvekili) oldu. Seçimlerden sonra, Refah Partisi (RP) ile ANAP arasında yürütülen koalisyon görüşmelerinin başarısızlıkla noktalanması üzerine, DYP ile ANAYOL hükûmeti kuruldu. Ancak hem ANAP lideri Mesut Yılmaz ile DYP lideri Tansu Çiller arasındaki geçimsizlik hem de Refah Partisi'nin (RP) Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru sonucunda ANAYOL hükûmetinin güvenoylamasının iptal edilmesiyle ANAYOL Hükûmeti ancak 4 ay sürebildi. Refah Partisi ile Doğru Yol Partisi arasında kurulan REFAHYOL Hükûmeti'nin sona ermesinin (30 Haziran 1997) ardından, 2 Temmuz 1997'de Mesut Yılmaz'ın başkanlığında kurulan ANASOL-D koalisyon hükûmetinde Demokratik Sol Parti (DSP) ve Demokrat Türkiye Partisi (DTP) de yer aldı.
1998 yılının yaz aylarında patlak veren ve Mesut Yılmaz'ın da adının karıştığı Türkbank skandalı nedeniyle ANASOL-D hükûmeti toplam 18,5 ay kadar sürebildi. Türkbank’ın özelleştirilmesiyle ilgili ihaleyi yapanların ve ihaleye katılanların Başbakan Mesut Yılmaz tarafından yönlendirildiği iddiası nedeniyle, 25 Kasım 1998'de Mesut Yılmaz için verilen gensoru önergesinin TBMM'de kabul edilmesinden sonra Yılmaz istifa etti; Yılmaz'ın başkanlığındaki 55. Hükûmet, Cumhuriyet tarihinin gensoruyla düşürülen ilk hükûmeti olarak tarihe geçti.7
18 Nisan 1999 genel seçimleri sonucu yüzde 13,22 ile 86 milletvekilliği kazanan ANAP TBMM'deki 4. büyük parti oldu. Anavatan Partisi, 28 Mayıs 1999'da Bülent Ecevit'in başkanlığında DSP ve MHP'nin de katıldığı 5. Ecevit Hükûmeti'nde hükûmetin en küçük ortağı olarak yer aldı.
5 Ağustos 2001 tarihinde yapılan VII. Olağan Kongre'de Mesut Yılmaz büyük bir farkla kazandı. Yılmaz 1210 delegenin oy kullandığı kongrede, 1205 geçerli oydan 921'ini aldı. Diğer adaylardan Lütfullah Kayalar 260, Eyüp Aşık 19, Vehbi Dinçerler 4 ve Necla Akben de 1 oy aldı.
3 Kasım 2002'de yapılan genel seçimler ise ANAP için bir facia oldu; %5,11'lik oy oranıyla tarihinde ilk kez TBMM dışında kaldı. Seçimlerden hemen sonra 11 Ocak 2003'te yapılan 3. Olağanüstü Kongre'de, aday olmayan Mesut Yılmaz'ın yerine Ali Talip Özdemir seçildi. Özdemir'in aynı yıl içinde istifa etmesiyle genel başkanlığa Nesrin Nas seçildi. Şubat 2005'te Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nden istifa eden Isparta milletvekili Erkan Mumcu, 2 Nisan 2005 tarihinde yapılan kongrede tek aday olarak genel başkanlığa seçildi. Aynı yıl içinde logosunu ve ANAP olan kısaltmasını ANAVATAN olarak değiştirdi.
ANAVATAN, 22. dönemde Adalet ve Kalkınma Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi'nden istifa etmiş milletvekillerinin katılımıyla TBMM'de grup kurabilecek milletvekili sayısına ulaştı ve 3. parti konumuna geldi. 2007 genel seçimleri öncesinde Doğru Yol Partisi ile birleşme kararı aldı, fakat daha sonra bazı nedenlerden dolayı birleşme gerçekleşemedi, aday listelerini geç verdiği gerekçesiyle de genel seçimlere de katılamadı.
25 Ekim 2008'de yapılan 6. Olağanüstü Büyük Kongre'de, genel başkanlıktan çekilen Mumcu'nun yerine Salih Uzun seçildi. 31 Ocak 2009'da yapılan tüzük kongresinde alınan kararla daha önce 1983'ten 2005 yılına kadar kullandığı logoyu yeniden kullanmaya başladı.8 2009 yerel seçimlerinde eski genel başkanlardan Mesut Yılmaz'ın memleketi olan Rize dışında bir varlık gösteremedi. Aldığı binde 7'lik oy oranı, siyasi tabanının tamamen eriyerek eski günlerine nazaran artık bir tabela partisi konumuna geldiğinin en açık göstergesi oldu.
23 Temmuz 2009'da Demokrat Parti (DP) ile birleşme kararı aldı. 31 Ekim 2009 tarihinde Ankara'da yapılan 10. Olağan Büyük Kongresi'nde, kendini fesih ve Demokrat Parti ile birleşme kararı alındı.9
Feshedilip Demokrat Parti ile birleştikten sonra, 16 Kasım 2009 tarihinde Büyük Anavatan Partisi adıyla Emanullah Gündüz tarafından kurulmuştur. Parti Anavatan Partisi'nin kurucusu Turgut Özal'ın görüşlerini savunuyordu. Ardından Büyük Anavatan Partisi ismini Birlik ve Huzur Partisi olarak değiştirmiştir. 7 Eylül 2011 tarihinde aynı adla tekrar kurulan partinin Genel Başkanlığına İbrahim Çelebi getirilmiştir.10
ANAP dört eğilime, dolayısıyla CHP'den kaynaklanan eğilime de sahip çıkma iddiasına karşın, siyasi yelpazenin sağında yer alan muhafazakâr bir parti olmuştur. ANAP'ın muhafazakârlığı daha önceki sağ partilere oranla daha kentselleşmiş bir özellik göstermiştir. Özellikle Turgut Özal döneminde, ANAP'ta liderin ağırlığı, daha önceki sağ partilere göre daha belirgin olmuştur. Bütün toplumsal kesimlerden seçmenlere seslenen bir "ana akım parti" niteliği gösteren ANAP, 1983, 1984 ve 1987'de eski sağ partilerin seçmenlerinin büyük bölümünün oylarını kendine çekti. 1980'li yıllarda en güçlü olduğu bölge, 12 Eylül öncesi üç sağ partinin (AP, MSP ve MHP) toplam gücünün en yüksek düzeye eriştiği Orta Anadolu'ydu. Ama, ülkenin tüm bölgelerinde, kırda ve kentte farklı ölçülerde de olsa, başarılı oldu.
Anavatan Partisi iktidarları süresince Türkiye'de neo-liberal sisteme geçişi şiddetle desteklemiş ve bu doğrultuda icraatlar ortaya koymuştur. Günümüzde hâlen bu dönemde yaşanan değişimlerin etkilerinin sosyal ve ahlaki hayata yansımaları tartışılmaktadır.
Parti ideoloji olarak Adalet Partisi (AP) misyonunun devamı gibi gözükse de uygulama ve politik yaklaşımlarında AP'nin misyonundan farklılık göstermiştir. 12 Eylül Darbesi'nden sonra merkez sağ kulvarı paylaştığı Doğru Yol Partisi'ne (DYP) göre çağdaş, kentli ve bilim yanlısı bir sağ oluşum çizgisi çizmeyi istemiştir.
# | Adı | Resim | Görev Başlangıcı | Görev Bitişi |
---|---|---|---|---|
1 | Turgut Özal | 70pik | 20 Mayıs 1983 | 31 Ekim 1989 |
2 | Yıldırım Akbulut | 70pik | 31 Ekim 1989 | 15 Haziran 1991 |
3 | Mesut Yılmaz | 70pik | 15 Haziran 1991 | 27 Kasım 2002 |
— | Ekrem Pakdemirli | 70x70pik | 27 Kasım 2002 | 11 Ocak 2003 |
4 | Ali Talip Özdemir | 11 Ocak 2003 | 13 Aralık 2003 | |
5 | Nesrin Nas | 13 Aralık 2003 | 25 Kasım 2004 | |
— | Halil İbrahim Özsoy | 25 Kasım 2004 | 2 Nisan 2005 | |
6 | Erkan Mumcu | 2 Nisan 2005 | 25 Ekim 2008 | |
7 | Salih Uzun | 25 Ekim 2008 | 31 Ekim 2009 | |
8 | İbrahim Çelebi | 7 Eylül 2011 | Görevde |
Orijinal kaynak: anavatan partisi. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Hasan Cemal, Özal Hikâyesi, Bilgi Yayınevi, Eylül 1989. ISBN 975-494-113-0. ↩
ANAP cadı kazanı Milliyet 24/02/1991 ↩
ANAP'ta dengeler altüst Milliyet 17/11/1992 ↩
Mesut Yılmaz’ı da Türkbank götürmüştü , Yeniçağ, 23 Aralık 2013. ↩
http://www.kirsehirhaber40.com/haber/haber/3873-son-dakika-anap-yeniden-kuruldu-celebi-genel-baskan.html ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page