Yehova/Yehovah ( YHVH kökünden gelir), Tanah'ta (Eski Ahit'te) bahsi geçen Tanrı'nın adının (יְהֹוה) olası bir telaffuz şeklidir. İsmin orijinali İbranice 4 adet sessiz harften oluşur ve orijinal İbranice metinlerde 6 bin 828 defa YHVH kullanımı yer alır.1
Tanah'a göre Yaradan YHVH, tüm evrenin yaratanıdır.2 Bazı bölümlerde YHVH için "İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı, Yakup'un Tanrısı" olarak bahsedilse de Yeremya 32:27'ye göre aslında O bütün insanlığın tanrısıdır.3 İnanca göre bu ad insanoğlu tarafından değil, bizzat tanrı tarafından kendi için tercih edilmiş bir addır.4
YHVH'nin Midyan halkının ya da Kenilerin dağ tanrısı olduğu düşünülür. Bu görüş için Musa'nın Mısır'dan kaçınca Midyan diyarına gelip ve Horeb dağında (Çıkış 3:1) Tanrı'yla buluşması kanıt olarak öne sürülür.
Musa'nın kayınpederi Yetro İsrail halkının kurtuluşunu kutlamak amacıyla büyük bir ziyafet yaptı (Çıkış 18:1-12). Karl Budde İsrail'in, o zaman Midyan halkının dinine geçip Midyan'ın dağ tanrısını da kabul ettiğini iddia etti.5 Hollandalı teolog Cornelis Tiele de, İbrahimî dinlerdeki Tanrı YHVH'nin aslen Midyanlı bir ilâh olduğunu ve İsrailoğullarına Musa vasıtası ile tanıtıldığını ifade eder.6 Ebal Dağı'nda yapılan bir kazıda bulunmuş ve M.Ö. 1200-1400 civarından kalmış olabileceği belirtilen bir yazıtta YHW şeklinde Yehova isminin yazılı olduğu Mart 2022'de kamuoyuna duyurulmuştur.7
YHVH'nin nasıl bir tanrı olup isminin hangi kökten geldiğine dair birçok teori var: • Godfrey Rolles Driver (1928) ismin İsrail halkının Mısır'dan kurtulduktan sonra söyledikleri ilahide (Çıkış 15:2) geçen „Yah!“ bağırışına dayandığını var saydı.8 • Bernardus Dirks Eerdmans (1942) Tanrı'nın ismini yıldırım ve gök gürültüsü sesinin (Ja-Hu) yansıması olarak gördü.9 Böylece YHVH bir gök görültüsü tanrısı olduğunu sandı. • Sigmund Mowinkel ise ismin Ja Hu (O!, o) bağırışından geldiğini ileri sürer.10
Yah, bir bağırış değil Yehova (Yahve) isminin kısaltılmış şeklidir. Örnekler; Yeşu (İbr.: Jeschúaʽ / Jehōschúaʽ = Yehova kurtuluştur), İşaya (İbr.: Yeşayahu = kurtuluş Yehova'dan), Yoyakim (İbr.: Jehōjaqím = Yehova doğrultur) ve İsa (Yun.: Iēsoús; İbr. Jeschúaʽ ya da Jehōschúaʽ = Yehova kurtuluştur). Bir diğer kısaltma örneği „ Yah'a hamd edin“ anlamına gelen „Halleluya“ (hallelu-Jáh) ifadesinde bulunur.
• Çıkış 15:1, 2 „O zaman Musa ve İsrailoğulları Yehova’ya şu ilahiyi söylediler: “Yehova’ya ilahi söyleyeyim, çünkü yüceldikçe yüceldi. Atı da binicisini de denize attı. Yah (יְה [Yah]) gücüm, kuvvetim, çünkü O beni kurtarır. O benim Tanrım, O’na övgüler sunacağım; babamın Tanrısı, O’nu yücelteceğim.“
İsmin çıkış yeri için Cornelis Tiele ve Karl Budde'nin görüşünü eleştiren dinbilimciler, Çıkış 18:12'nin, İsrailli olmayan Yetro'nun İsrail'in tanrısına yöneldiğini gösteren bir kayıt olduğuna inanırlar11 ve Onun Midyan orijinli olduğu görüşünü reddederler.
• Çıkış 18:9-12 „Yetro, Yehova’nın İsrailoğulları için yaptığı iyiliklere ve onları Mısır’ın elinden kurtarmasına çok sevindi. “Sizi Mısır’ın elinden, Firavunun elinden kurtaran Yehova’ya şükürler olsun! Halkını Mısır’ın elinden O kurtardı” dedi. “Şimdi anlıyorum ki, Yehova tüm tanrılardan büyüktür. Mısırlılar size küstahça davrandığında olanlar bunu açıkça gösteriyor.” Sonra Musa’nın kayınbabası Yetro, Tanrı için, yakılan sunu ve kurbanlar getirdi. Harun ve İsrailoğullarının tüm ihtiyarları gelip Tanrı’nın önünde Musa’nın kayınbabası Yetro ile ekmek yediler.“
Tanah'ta kullanım şekli Tanah'ta bu ad ilk olarak Yaratılış 2:4'te geçer. Musa ise yanan bir çalının ardında beliren bir melek tarafından Tanrısal adın anlamını öğrendi:
<!-- -->"İsrailliler'e de ki: Beni sizlere 'Ben Benim' diyen gönderdi." (Çıkış 3:14)
Ayet 14'te geçen 'eyéh 'aşér 'eyéh „Ben olmak istediğimi olacağım“ (S. R. Hirsch, 1920) anlamına gelir. 'ehyéh İbranice fiil hayáh'tan (olduğunu kanıtlamak) türemektedir 12 ve sadece Tanrı'nın var olmasını kastetmez fakat başkalarına ilişkin olmak istediğini vurgular.13
Başka dilbilimcilere göre 'eyéh 'aşér 'eyéh „Var olanı oluşturur“ anlamına da gelebilir.14
Bazı Kutsal Kitap tercümanları bu İbranice şeklin şu basit çevirisini tercih ettiler: „Ben Ben'im“15, „Ben Olanım“.16
Tanrı’nın ayet 15'te geçen ismi İbranice הוה (havah, “olmak”) fiilinden gelir. Bazı bilginlere göre Yehova ismi bu fiilin ettirgen halidir ve bitmemiş bir eylemi gösterir. Buna dayanarak Tanrı’nın ismi, “O Olmasını Sağlar” anlamına gelir. Bu isim Yehova’nın süregiden eylemlerle Kendisini, vaatlerini yerine getiren, amaçlarını her zaman gerçekleştiren Biri durumuna getirdiğini gösterir.
İbrahimî dinlerin kitaplarında Tanrı kişileştirilmiş bir yaratıcıdır. Birincil kişi olarak konuşur ve bazen insanların karşısına "insan görüntüsü" ile çıkar.17 İslam'da Allah müntakim ve mütekebbirdir. Ayrıca sabur, celil, rahim, halim, vedud gibi insani duygular ifade eden isimlerle de anılır. Hristiyanlıkta Tanrı baba gibi, Sufîlikte arkadaş gibidir.18 Tanah'ta da Yehova'nın sık sık kişileştirildiği görülür. Ancak bu figür tarih içerisinde Antropomorfik tanımlamalardan arındırılarak daha soyut kavramlarla ifade edilen, değişerek gelişen bir figürdür;
Örneğin Kitab-ı Mukaddes’teki Yunus kitabının, Midraş türü, tarihi bir gerçekliğe dayanmayan, eğitim veya nasihat amaçlı1920 Tevrat kıssasında Yahudi tercümanlar, antik metindeki antropomorfik betimlemeleri kaldırmıştır;
'da Masoretik Metin'de (MT) "...Tanrı belki halimizi görür de yok olmayız..." diye yazarken Yunus Targum'unda bu pasaj "...belki Tanrı'dan üzerimize rahmet gelir..." yazmaktadır. Gemi kaptanının teklifi ilahi geleceği değiştirmekten ziyade ilahi acımayı elde etmeye yöneliktir. MT'de 'da "Belki o zaman Tanrı fikrini değiştirip bize acır, kızgın öfkesinden döner de yok olmayız" derken Targum'da "Her kimin idrakında günah varsa tövbe etsin ve Tanrı tarafından bize acınacak" yazar. Tanrı fikrini değiştirmemektedir; acımaktadır.
Tanrı hakkında teşbihi antropomorfik bir dil kullanılıp kullanılamayacağı Yahudi, Hristiyan ve İslam düşünce tarihinde oldukça yoğun tartışmaların konusu olmuştur. İbrahimi dinlerin Kutsal kitaplarında Tanrı’yı teşbih eden, antropomorfik örneklere rastlanabileceği gibi O'nu yaratıklara benzemekten tenzih eden ifadelere de rastlanmaktadır. Genel bir bakışla Kur’an ve Kitâb-ı Mukaddeste tenzihten çok teşbihin var olduğu söylenebilir.21
Richard Dawkins Eski Ahit'in tanrısını "en sevimsiz yapay karakter" olarak tanımlar ve şiddetle eleştirir.22
Kullanımın başlangıcı; Âdem ve Havva hakkındaki anlatılara göre Yahve adını ilk olarak Havva kullanır.(kaynak belirt)
İbrani alfabesi 22 sessiz harften oluşan ve sesli harfleri olmayan, sağdan-sola yazılan bir yazı biçimiydi. Okuyucu kendi bilgisine ve cümlenin akışına göre okuma yapardı.
M.S. ilk binyılın ikinci yarısında Masoretler (İbranice: baʽalḗ hammaßßōráh [Geleneğin Ustaları]) olarak adlandırılan yazıcılar ses ve vurgu işaretlerinden oluşan bir sistem kurdu. Masoretlerin kullandıkları sistem, sesli harflerin okunması ve telaffuzu için yazılı bir yardım sağlamış oldu.
Bu ses ve vurgu işaretleri kullanılmadan önce İbranice elyazmalarında Tanrı'nın ismi şu dört sessiz harflerle yazıldı: יהוה (YHVH). Yahudiler YHVH ismini Masoretler işaret sistemini icat etmeden önce kullanmamaya başladılar ve zamanla onun telaffuzu unutuldu.
Tanrısal ismin telâffuzunun unutulmasıyla ilgili iki sebep gösterilir:23
• Bazılarının görüşüne bu on emirden 3. ile ilgiliydi. „Tanrın Yehova’nın (יהוה [YHVH]) adını boş yere ağza almayacaksın.“ Çünkü Yahveh onun adını boş yere ağza alan kişiyi cezasız bırakmayacaktır.(Çıkış 20:7)
• İkinci bir görüşe göre Yahudiler yabancıların Tanrı'nın ismini kötüye kullanmalarını önlemek istediler. Bu görüş Kutsal Kitap'tan desteklenmez. İşaya peygamber (aşağıyukarı M.Ö. 730) şunu yazdı: „Ve o gün “Yehova’ya şükredin!” diyeceksiniz, “O’na adıyla yakarın. Halklara O’nun işlerini bildirin. İsminin yüceliğini duyurun.“ (İşaya 12:4)
Tarihçilerin iki tahmini var:
• Birkaç dinbilgini Yahudilerin Babil'deki sürgünde (M.Ö. 607—537) bulundukları zaman Tanrı'nın ismini kullanmamaya başladığını düşünürler. Bu görüş İbranice Kutsal Yazıların sürgünden sonraki yazarlarının tanrısal ismi az kullandığına dayanır. Diğer taraftan bu iddiayı eleştirenler Ester kitabından harıç diğer yazarlar (Ezra, Nehemya, Haggay, Zekeriya ve Malaki) Tanrı'nın ismine büyük önem verdiklerine gösterir.
• Birçok tarihsel eserde M.Ö. 300 yıllarında tanrısal ismin artık telâffuz edilmediği tahmin edilir. Bu tahmin, Tanrı'nın isminin İbranice Kutsal Yazıların Septuagint (M.Ö. 280'de İbranice metnin Yunanca çevirisi) tercümesinde geçmediğinin düşünülmesinden ileri gelmektedir. M.S. 4. ve 5. yüzyılındaki Septuagint metinleri (örneğin Kodeks Sinaiticus) tanrısal ismin yerinde Yunanca Kýrios (Rab) ya da Theós (Tanrı) unvanlarını içerir.
1939'da Mısır'da Septuagint tercümesinden bir fragman (Papirüs Fouad 266) bulundu. Bu papirüs M.Ö. 1. yüzyıla tarihlendirilir ve Yunanca metinde Tanrı'nın ismini 4 İbranice harflerle içerir. Sonraki Septuagint fragmanlarında da Tanrı'nın ismi geçer.
Klasik İbrani alfabesine ait karakterlerle Tetragrammaton (יהוה), hem İbranice metinde hem de Yunanca Septuagint çevirisinde kullanılmıştır.
Tanrı'nın ismi telâffuz edilmediğine dair İlk tarihsel kanıt M.S. 1. yüzyılındandır. Bir kâhinler ailesinden gelen Yahudi tarihçi Flavius Josephus Musa nasıl peygamber olarak seçildiğini anlatırken şunu ekledi:
„Tanrı ona hiçbir insana bildirilmeyen ismini ilan etti. Bu ismi telâffuz etmemem gerekir.“24
Hahamların öğreti ve geleneklerinin koleksiyonu olan Mişna Yahudilerin M.S. 70'ten önceki durumunu anlatır. Her yılki kefaret günüyle ilgili Joma 6:2'de şöyle yazılıdır: „Dış avlusunda bulunan kâhinler ve halk başkâhinin açık bir şekilde Yahve ismini kullandığını duyunca eğilip yere kapandılar ve yüzü yerdeyken seslediler: „Hükümdarlığının haşmetli ismi sonsuza dek hamdolsun.“25
Kâhinin gündelik hayır duasıyla ilgili Sota 7:6 şunu yazar: „Tapınakta ismi yazılı olduğu gibi dile getirirler fakat kırsal bölgede dolaylı ifade ile.“26
Mişna'nın birinci kısmında şu emir kayıtlıdır: „Herkes komşusuna [Tanrı'nın] ismi ile selam versin.“ Sonra Boas'ın örneği (Rut 2:4) geçer.27
Yeruşalim'in M.S. 70'teki yıkılışından önce Tanrı'nın isminin ağza alınmamasının ilk izleri görülür. Bu gelenek ilk olarak kâhinler arasında başladı. O zaman birçok Yahudi dini lider, putperest Yunan felsefesi tarafından kuvvetle etkilendi. Örneğin, İskenderiye’li Yahudi filozof Philo, ünlü Yunan felsefecisi Platon’un Tanrısal ilham altında olduğunu ve ayrıca Tanrı’nın varlığının kavranılamaz ve dolayısıyla isimlendirilemez olduğunu öğretmişti.
Genel olarak iki telâffuz şekli kabul edilir: Yahve ve Yehova
En geç M.S. 100'den beri Tanrı'nın ismi Yahudilikte artık ağza alınmadı. İskenderiyeli Klemens (aşağıyukarı M.S. 150-215) tanrısal ismi I-a-u-e (᾿Ιαουέ) olarak tanıdı.282930
Masoretler, İbranice sessiz harflerin metninin okunmasını kolaylaştırmak için M.S. 700-1000 yıllarında ses ve vurgu işaretlerinden oluşan bir sistem kurdular. O zaman yazıcılar Tanrı'nın isminin telâffuz edilmesini önlemek amacıyla Tetragrammaton'u (יְהֹוה) Adonay (אֲדֹנָי [Rab; haşmet çoğulu]) unvanının sesli harflerinin noktalarıyla yazdığı kabul edilir.31 Böylece bir okuyucu Tanrı'nın isminin yerine Adonay söylenmesi gerektiğini anladı.
Dilbilimcilere göre bu şekilde „Yehova“ şekli meydana geldi.
Tanrı’nın isminin kısaltılmış şeklini içeren birkaç özel isminin örnekleri YHVH'nin teâffuzunu açıklayabilir.
Profesör Buchanan (Wesley Theological Seminary, Washington), İbranice Kutsal Kitapta Yohnathan veya Yehohnathan olarak görülen Yonatan’ın, “Yaho veya Yahovah verdi” anlamına geldiğini söylüyor. İbranice’de peygamber İlya’nın adı Eliyah veya Eliyahu olarak geçer. Profesör Buchanan’a göre bu isim “Tanrım Yahoo’dur,” veya Yahoovah’tır” anlamına gelir. Benzer şekilde Yehoşafat’ın İbranicesi, “Yaho hükmetti” anlamına gelen Yehohşafat’tır.
YHVH'nin “Yahve” olarak iki heceli söylenişi, 'o' sesli harfinin Tanrı’nın isminde yer almasına izin vermez. Fakat ortadaki 'o', tıpkı Yonatan ve Yehonatan’da olduğu gibi, Kutsal Kitapta hem orijinal hem de kısaltılmış haliyle geçen ve içinde Tanrısal adın bulunduğu başka birçok isimde de yer almaktadır. Böylece, Tanrısal isimle ilgili olarak Profesör Buchanan şunu açıklıyor: “Uzun 'o' veya alçak tondaki 'o' seslisi hiçbir durumda atlanmıyor. Kelime kimi zaman ‘Ya’ olarak kısaltılırdı; fakat hiçbir zaman ‘Yahveh’ olarak değil. . . . . Tetragrammaton tek heceli olarak söylendiğinde ‘Yah’ veya ‘Yo’ oluyordu. Üç heceli söylendiğinde ‘Yahovah’ ya da ‘Yahoovah’ oluyordu. Eğer iki heceli olarak kısaltılırsa ‘Yaho’ olurdu.”32
Bu yorumlar, 19. yüzyıl İbranice uzmanı Gesenius’un da yazdığı şu sözleriyle uyum içindedir: “[Tanrı’nın isminin] gerçek söylenişinin יְהוָֹה [Ye-ho-vah] olduğunu söyleyenlerin savunmaları tamamen dayanaksız değildir. Bu yolla, birçok özel ismin başında kısaltma şeklinde יְהוֹ [Ye-ho] ve יוֹ [Yo] hecelerinin bulunması daha tatmin edici bir şekilde açıklanabilir.”33
Bununla birlikte, Everett Fox kitabının tercümesinin önsözünde şuna dikkat çekti: “[Tanrı’nın] İbranice adının ‘doğru’ söylenişini yeniden bulmaya yönelik eski ve yeni girişimler başarılı olmadı; sonuçta kimi zaman duyduğumuz ‘Yehova’ ya da uzmanların benimsediği ‘Yahve’ şekillerinden herhangi birinin doğruluğu kanıtlanamaz.”34
Bir Kutsal Kitap sözlüğü şunu belirtir: „Yehovah, Tanrı'nın Eski Ahit'te özel ismi ... Yehovah isminin anlamını inceden inceye anlatabilen bir söz yok.“35
„Iehovah“ adı içeren ilk yazı Dominiken rahip olan Raymundus Martinus'un Latince Pugio Fidei adversus Mauros et Judaeos (1278) eseridir.
Birçok teolog Kutsal Kitap çevirilerinde ve başka eserde Martinus'un yazısını kabul ettiler. Aralarında Petrus Galatinus (1518), William Tyndale (1530) ve İmmanuel Tremellius (1580) bulunur.
1. Meşa Taşı
Paris’teki Louvre Müzesinde bulunan Moab Taşı (M.Ö. 840) üzerinde Moab Kralı Meşa’nın övünme dolu sözlerini içeren bir yazıt yer almaktadır. Tanrısı Kemoş’un yardımıyla İsrail’in birçok şehirlerini aldığını gururlanarak anlatıyor. Kral Meşa şunu yazdı: „Orada YHVH'nin aletlerini alıp Kemoş'un önüne getirdim.“3637
2. Bir mezar yazıtı
1961'de Yeruşalim'in yakınlığında bir mezar olarak kullanılan bir mağaranın duvarlarında M.Ö. 8. yüzyılından olan yazıtlar bulundu. Bir yazıt şöyle oluyor: „YHVH tüm yerin tanrısıdır.“38
3. Gümüş ruloları
Ketef Hinnom'da M.Ö. 7. yüzyılından olan iki gümüş levhaları bulundu. Büyük ihtimalle muska olarak taşındı. Bu levhalar birkaç yerde tanrısal ismi gösteriyorlar.39
4. Lakış Mektupları
1935-1938 arasında Lakiş kalıntılarında bulunan 8 çömlek parçaları M.Ö. 7. yüzyıldandır. Bu çömlek parçalarının yedisinde 11 defa YHVH geçer. Şu selam ile başlarlar: „YHVH efendime şimdiki zamanda şağlık versin.“40
5. Arad'daki çömlek parçaları
1966'da Arad'da (güney İsrail) M.Ö. 7. yüzyılından olan çömlek parçaları bulundu. Bir parça Elyaşip adlı olan bir adama gönderilen bir mektuptur. „Efendim Elyaşip'e. YHVH senin barışını arasın“ sözleriyle başlayıp „YHVH'nin evinde otursun“ sözleriye bitti.41
6. Negev bulguları
1975 ve 1976 yıllarında Negev'de çalışan arkeologlar alçı duvarlarında, büyük küp ve taş kaplarında İbranice ve Fenikice yazıtlar buldular. Bu yazıtlar İbranice harflarla yazılmış olan Tanrı'nın ismini YHVH içeriyorlardı.42
Sør-Fron church, IEHOVA.jpg|Sør-Fron'da bir kilise, Norveç
Olten.JPG|Olten'deki Martin kilisesi, İsviçre
Forme française du Nom Divin.JPG|La Motte'te bir kilise, Fransa
Hessen-Kassel, Wilhelm V., Goldabschlag vom Doppeltalerstempel 1634 zu 10 Dukaten, CNG.jpg|Weidenbaumtaler – kenardaki yazı: IEHOVA
7. Kilise binalarında
Reformasyon zamanından beri çok kilise binalarının içinde ve dışında Jehova ya da Iehova yazıtları bulunur.43
Kilise | Yer | Ülke | YHVH | Yehova |
---|---|---|---|---|
Sør-Fron kilisesi | Sør-Fron | Norveç | x | |
St. Martin | Olten | İsviçre | x | |
Almens kilisesi | Almens | İsviçre | x | |
Bern Katedralı | Bern | İsviçre | x | |
Sils kilisesi | Sils | İsviçre | x | |
Karlovy Vary kilisesi | Karlovy Vary | Çekoslovakya | x | |
Najświętsza Maria Panna | Gdansk | Polonya | x | |
Sa. Augustin | Paris | Fransa | x | |
Sa. Suplice | Paris | Fransa | x | |
Kirkko Risti | Hattulla | Finlanda | x | |
St. Sauveur | Brugge | Belçika | x | |
St. Fiacre | Dison | Belçika | x | |
St. Gilles | Edinburgh | İskoçya | x | |
St. Savior | Kopenhag | Danimarka | x | |
St. Michel | Lüksemburg | Lüksemburg | x | |
Chiesa di S. Lorenzo | Formio | İtalya | x | x |
Chiesa dei frati in Gardino | Bergamo | İtalya | x | |
Vatikan Bazilika | Roma | İtalya | x | |
Chiesa di S. Vittore | Varese | İtalya | x | |
Chiesa di Stresa | Stresa | İtalya | x | |
Duomo di Siena | Siena | İtalya | x | |
Chiesa di S. Lorezo | Parma | İtalya | x | x |
Chiesa di San Marco | Venedik | İtalya | x | |
Duomo di Milano | Milano | İtalya | x | |
Duomo di Bolzano | Bolzano | İtalya | x | |
Duomo di Firenze | Floransa | İtalya | x | |
Manastır kilisesi | Bordesholm | Almanya | x | |
Kilise | Fehmarn | Almanya | x | |
St. Martin | Köln | Almanya | x | |
Karlskirche | Viyana | Avusturya | x | |
Kilise | Slovenji Gradec | Slovenya | x | |
Kilise | Podčetrtek | Slovenya | x | |
Manastır kilisesi | Stična | Slovenya | x | |
Kilise | Radovljica | Slovenya | x |
<big>Yehova ismini içeren yazıtlar</big>
8. Protestanların ilahi kitaplarında
Tanrı'nın ismi Protestanların ilahi kitaplarında bulunur.44
9. Bestekâr ve yazarların eserlerinde
Meşhur bestekârlar ve yazarlar „Yehova“ ismini eserlerinde kullandılar: Georg Friedrich Händel'in oratoryolarında45, Giuseppe Verdi'nın Nabucco operasında ve Franz Schubert'in bir şarkısında.46 Ayrıca Heinrich Heine'nin Belsazer baladında Yehova adı geçer.47 30'dan fazla eserlerinde Fransız yazar Victor Hugo Tanrı'nın ismini kullandı. O ve Lamartine "Yehova" başlığıyla şiirler yazdı.
10. Paralarda
Son birkaç yüzyılda Tanrı’nın isminin İbranice ve Latincesi bini aşkın tür sikke, madalyon, jeton ve markanın (para yerine kullanılan madeni pulların) üzerinde bulunuyordu.
İsviçre’de yıllarca basılan altın sikkelerin üzerinde “Yehova Tanrı Yüceltilsin” anlamına gelen şu Latince sözler yer alır: “Benedictus Sit Iehova Deus”.
Tanrı’nın ismini taşıyan bir sikke, İsveç’te yaklaşık 1568’de, İskoçya’da ise 1591 yılı civarında basıldı. 1600 yılı dolaylarında İsveç Kralı IX. Karl, sikkeler üzerine Tanrı’nın ismini bastırdı. Bu isim Ihehova, Iehova ve Iehovah gibi çeşitli şekillerde yazılmıştı. Kral, bir altın sikke yaptırdı.
1588 ile 1648 yılları arasında Danimarka ve Norveç kralı olan IV. Christian döneminde Yehova isminin bulunduğu 60’tan fazla sikke çeşidi vardı. 17. yüzyılın ortalarında bu tür sikkeler, Polonya ve İsviçre’de de yapılıyordu. Ayrıca Almanya da bunlardan yapmaya başladı.
Avrupa’da 1618 ve 1648 yılları arasında meydana gelen ve din savaşı olarak başlayan Otuz Yıl Savaşları sırasında, bu tür sikkelerin sayısında hızlı bir artış oldu. 1631’deki Breitenfeld Çarpışması’nda kazandığı zaferin ardından İsveç Kralı II. Gustaf Adolf, üzerinde Tetragrammaton bulunan sikkeler bastırdı. Basım işi Erfurt, Fürth, Mainz ve Würzburg gibi kentlerde yapıldı. Aynı dönemde İsveç’in müttefiki olan prenslikler de, üzerinde Tanrı’nın ismi bulunan sikkeler bastırmaya başladı.48
Yahudilikte üstte anlatıldığı gibi "Her şeyi yaratan O'dur" ve Tanrı'nın ismidir. Ancak yüzyıllardan beri kullanılmaz. YHVH isminin telâffuzunu önlemek amacıyla Adonai (Rab / efendi [haşmet çoğulu]) ve HaSchem („o İsim“) gibi yedek kavramlar kullanılır.
Hristiyanlıkta üstte anlatıldığı gibi kiliselerde ve başka yerlerde Tanrı'nın ismi geçiyor fakat Kutsal Kitabın tercümelerinde genellikle geçmez.
Kur'an'da -bir sure hariç- her sure „Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla“ başladığı halde özel bir ad anılmaz. İslami gelenekte Tanrı'nın 99 isme sahip olduğu söylenir fakat bu adlar aslında „rahmân“ ve „rahîm“ gibi niteliklerdir. ALLAH ismi Tanrı’nın özel ismi olarak kabul edilir.
Kur'an „yanında kitap bilgisi olan bir zat“tan bahseder (Neml (27.) Sûresi: 40). Kim söz konusu olduğuna dair farklı yorum var. Celâleyn Tefsiri olarak bilinen bir tefsir kitabında bu ayetle ilgili olarak şunlar geçer: „Berekyanın oğlu Asaf adil bir adamdı. Allah'ın en büyük ismini biliyordu ve ne zaman bu isimle yakarsa cevap alırdı.“
İslam Ansiklopedisi Asaf hakkında şunu yazar: „İslâmî kaynaklarda Âsaf b. Berahyâ Hz. Süleyman’ın teyzesinin oğlu, çok güvendiği bir kişi, sıddîk, hatta Hz. Süleyman’ın kâtibi ve veziri olarak gösterilmekte, ism-i a‘zamı bildiği, duasının kabul edildiği, keramet sahibi olduğu nakledilmektedir.“ 49
Kutsal Kitabın İbranice Yazıları da Berekya oğlu Asaf'tan bahseder (1. Tarihler 15:17). Asaf 73. Mezmur'da şöyle der: „Fakat benim için en doğrusu Tanrı’ya yaklaşmak. Ulu Rab Yehova’ya (YHVH) sığındım, O’nun bütün işlerini bildireceğim.“ (Mezmur 73:28) Asaf en büyük isim olarak Yehova adını kullandı.
Tanrısal ismin İbranice metinde bulunması açıktır ve tartışılmaz. Buna rağmen Kutsal Kitap'ın Hristiyan çevirilerinde genellikle Tanrı'nın ismi geçmez. Üç sebep öne sürülür:
1. Tercüman ve dinbilginler Mutlak Güce Sahip Tanrı’nın özel bir isme ihtiyacı olmadığını ileri sürerler.
2. Hristiyan tercümanlar Yahudilerin tanrısal ismi telâffuz etmeme âdetine (üstte anlatıldı) işaretleyerek ismini kullanmazlar.50
3. Tanrı'nın isminin asıl telâffuzu bilinmediği için onun kullanılmaması gerektiğini iddia ederler.51
Bu sebepler başkalarından eleştirilir:
1. Kutsal Kitap'ta Tanrısal isme büyük bir önem verilir çünkü o herhangi başka bir isimden çok (aşağıyukarı 7.000 kez) geçmektedir.
2. Yahudi yazıcılar Tanrı’nın ismini telaffuz etmekten kaçındıkları halde bu ismi Kutsal Kitabın kopyalarından çıkarmamışlardı. Ayrıca Hristiyan tercümanlar Kutsal Kitap'ın desteklemediği Yahudi bir adete uymak zorunda değildirler.52
3. Çevirmenler bir taraftan Tanrı'nın isminin asıl telâffuzu bilinmediği için onu kullanmak istemiyor diğer taraftan İsa’nın ismini kullanmakta bir sakınca görmüyorlar. Yahudi kökenli Hristiyanlar İsa’nın ismini büyük olasılıkla Yeşua olarak telaffuz ediyordu. Ayrıca “Mesih” unvanı da Maşiah olarak söyleniyordu. Yunanca konuşan Hıristiyanlar İsa’yı İesous Hristos, Latince konuşanlar ise Iesus Christus olarak adlandırıyordu. Anlaşıldığı gibi birinci yüzyıldaki Hristiyanlar makul davranarak İsa’nın isminin kendi dillerindeki yaygın halini kullandı.
Kutsal Kitap'ın tercümanı Steven T. Byington hangi sebeplerden dolayı tanrısal ismini kullandığını şu sözlerle anlattı: „Yazılış tarzı ve telâffuz en önemli değildir. Bu, kişisel bir isim olduğunu akılda tutmak çok önemlidir. Birçok ayet, bu isim Rab gibi genel bir ad ile ya da daha kötüsü isimleştirilmiş olan bir sıfatla (örneğin sonsuz olan) çevirilirse doğru alaşılamaz.“53
1526'da Martin Luther bir vaazda Yeremya 23:1-8 hakkında konuştuğu zaman şunu dedi: „Bu isim Yehovah, Rab, yalnız hakiki Tanrı'ya aittir.“54
Ayrıca 1543 yılında şunu yazdı: „Yehovah ismi dile alınamadığını söyleyen [Yahudiler] ne söylediklerini bilmiyorlar. ... Mademki yazı kalemi ve mürekkeple yazılabilirse neden yazı kalemi ve mürekkepten daha iyi olan ağızla söylenmesin? Neden onu yazılamaz, okunamaz, düşünülemez nitelemiyorlar?“55
Çok çevirmen Yahve tercih ederler fakat başkaları iki sebepten dolayı Yehova kullanmaktadırlar.
1. Yehova en eski telâffuz şeklidir.
Latince Pugio Fidei adversus Mauros et Judaeos (Mağribi ve Yahudi'ye karşı imanın hançeri) eseri 1278'de kaleme alındı ve ilk olarak Iehovah adını içeren bir yazıdır.
1303'te Victor Porchet de Salvaticis Victoria adversus impios Ebreos (Tanrısız İbranilere karşı zafer) eserinde Tanrı'nın ismini değişik şekilde yazdı: Iohouah, Iohoua ve Ihouah.
Petrus Galatinus De arcanis catholicae veritatis (Evrensel hakikatın sırları, 1518) kitabında Iehoua şeklini kullandı.
2. Yehova dünyada en yaygın olan telâffuz şeklidir. Kutsal Kitap'ın çevirmenleri Tanrı'nın isminin kendi dilde tanınan telâffuz şeklini kullandılar (bir liste aşağıdadır).
Bugün Tanrısal isim Kutsal Kitap'ın Yunanca metninde üstte anlatılan sebeplerden dolayı kullanılmaz. Başka bir sebebe gelince 4. ve 5. yüzyıllardan olan el yazmaları (kodeks Sinaiticus, kodeks Vaticanus ve kodeks Alexandrinus) Yehova (Yahve) ismini içermiyorlar.
Ayrıca çevirmen ve Kutsal Kitap bilginleri M.Ö. 3. yüzyıldan beri tanrısal ismin İbranice Yazıların en eski Yunanca tercümesi olan Septuagint'te de geçmediğini düşünerek onu tercümelerinde kullanmadılar. Fakat 1939'da Mısır'da Septuagint çevirisinin en eski fragmanları bulundu. Onlar Fouad 266 adıyla listelendi. Bu ve başka fragmanlar şunlardır (not: LXX Septuagint çevirisinin simgesidir):
1. LXX<sup>P. Fouad Inv. 266</sup>: 117 fragman (M.Ö. 1. yüzyıl)
Papirüs Fouad 266'da Tetragrammaton Kanunun Tekrarı kitabının tespit edilmiş olan 49 yerinde bulunur. Tanrı'nın ismi Yunanca metinde İbranice harflerle yazılmıştı.5657
2. LXX<sup>VTS 10a</sup>: M.Ö. 1. yüzyılın sonu
Fragmanlar Tetragrammaton'u İbranice harflerle şu yerlerde gösterirler: Yunus 4:2; Mika 1:1, 3; 4:4, 5, 7; 5:4, 4; Habakkuk 2:14, 16, 20; 3:9; Tsefanya 1:3, 14; 2:10; Zekeriya 1:3, 3, 4; 3:5, 6, 7. Bu rulo Yahuda çölünde olan bir mağarada (Nahal Hever) bulundu.58
3. LXX<sup>IEJ 12</sup>: M.Ö. 1. yüzyılın sonu
Bu parşömen fragmanı Yunus 3:3'ü içerip tanrısal ismi İbranice harflerle gösterir. Fragman Yahuda çölünde olan bir mağarada (Nahal Hever) bulundu.59
4. LXX<sup>VTS 10b</sup>: M.S. 1. yüzyılın ortası
Parşömen rulosunda Tanrı'nın ismi İbranice harflerle şu yerlerde bulunur: Zekeriya 8:20; 9:1, 1, 4. Yahuda çölünde olan bir mağarada (Nahal Hever) bulundu.60
5. 4Q LXX Lev<sup>b</sup>: M.Ö. 1. yüzyıl
Bu papirüs el yazması tanrısal ismi Levililer 3:12 ve 4:27'de Yunanca IAŌ harfleri olarak kapsar. O Kumran'da (Qumran) mağara No. 4'te bulundu.61
6. LXX<sup>P. Oxy. VII.1007</sup>: M.S. 3. yüzyıl
Bu parşömen parçası Tanrı'nın Başlangıç 2:8 ve 18'de geçen ismi iki Jōdh ile gösterir.62
7. Aq<sup>Burkitt</sup>: 5. yüzyılın sonu / 6. yüzyılın başlangıcı
Aquila tercümesinin Yunanca metninin fragmanları 1. Kırallar 20:13, 13, 14 ve 2. Krallar 23:12, 16, 21, 23, 25, 26, 27'deki ayetlerde Tetragrammaton'u içermektedir. Fragmanlar Kahire'de bir sinagogda bulundu.63
8. Aq<sup>Taylor</sup>: 5. yüzyılın sonu / 6. yüzyılın başlangıcı
Bu da Aquila'nın çevirisinin fragmanlarıdır. Tanrı'nın ismi (יְהֹוה) şu yerlerde bulunur: Mezmur 91:2, 9; 92:1, 4, 5, 8, 9; 96:7, 7, 8, 9, 10, 13; 97:1, 5, 9, 10, 12; 102:15, 16, 19, 21; 103:1, 2, 6, 8.64
9. Sym<sup>P. Vindob. G. 39777</sup>: M.S. 3./4. yüzyıl
Bu fragman Symmachos'un tercümesinin bir rulosuna aittir ve Yunanca metinde Tetragramm (יְהֹוה) Mezmur 69:13, 30, 31'de geçer.65
10. Ambrosiana O 39 sup.: 9. yüzyılın sonu
Bu kodeks 5 sütundan oluşur:
1. İbranice metnin Yunanca transkripsiyonu
<!-- -->2. Aquila'nın Yunanca tercümesi
<!-- -->3. Symmachos'un Yunanca tercümesi
<!-- -->4. Septuagint tercümesi
<!-- -->5. Quinta'nın Yunanca tercümesi
Tüm beş sütunda tanrısal isim şu ayetlerde bulunur: Mezmur 18:30, 31, 41, 46; 28:6, 7, 8; 29:1, 1, 2, 2, 3, 3; 30:1, 2, 4, 7, 8, 10, 10, 12; 31:1, 5, 6, 9, 21, 23, 23, 24; 32:10, 11; 35:1, 22, 24, 27; 36:(başlık), 5; 46:7, 8, 11; 89:49 (sütun 1, 2 ve 4), 51, 52.66
İbranice metni Yunancaya çeviren tercümanlar hem eski Septuagint hem de başka Yunanca tercümelerinde Tanrı'nın ismini kullandılar. Septuagint'in sonraki metinlerde çevirmenler tanrısal ismin yerine kyrios (Rab, Efendi) ve theos (Tanrı) koydular.
Kutsal Kitabın orijinal Yunanca el yazmalarında Tanrı'nın isminin geçtiğini gösteren ikna edici kanıtlar var.
1.) Tanrı'nın ismi İsa’nın ve elçilerin döneminde kullanılan kopyalarda ve İbranice Kutsal Yazıların Yunanca çevirilerinde geçiyordu.
M.Ö. ikinci ya da birinci yüzyıla ait olan Papirüs Fouad 266 Septuagint çevirisinin en eski bir fragmanıdır. Bu papirüs Yunanca metin Tanrı'nın İbranice harflerle yazılmış olan ismini içeriyor. Dolayısıyla, İsa ve öğrencileri Kutsal Yazıları ister İbranice ister Yunanca okudukları ya da onlardan iktibas ettikleri zaman Tanrı’nın ismiyle karşılaşıyorlardı.
Örneğin İsa vaftizinden sonra Nasıra'daki havrada (sinagog) İşaya tomarından okuduğu zaman Tanrı'nın ismini dile getirdi (Luka 4:17, 18; İşaya 61:1, 2).
Yunanca Kutsal Yazıları kaleme alan yazarlar yüzlerce defa İbranice metinden alıntıladıkları zaman Yehova (Yahve) ismini bulup kullandılar.
2.) İsa ve öğrencileri birinci yüzyılda başlayan Tanrı'nın ismini kullanmama geleneğine uymadılar. İsa'nın Yunanca metni yazan öğrencileri onun örneğini izlediler (Yuhanna 13:15) ve İsa tanrısal ismi insanlara bildirdi (Yuhanna 17:6, 26).
Bu sebepten dolayı birçok çevirmen Tanrı'nın ismini Yunanca Kutsal Yazılarda da (Yeni Ahit) kullandı.
Birkaç örnek:
• 1774, Johann Christoph Friedrich Schulz (Almanca)67, en az 20 defa
<!-- -->• 1781/82, Johann Jakob Stolz (Almanca)68, en az 108 defa
<!-- -->• 1789/90, Sebastian Mutschelle (Almanca)69, 18 defa
<!-- -->• 1790/91, Dominikus von Brentano (Almanca)70, en az 1 defa
<!-- -->• 1805, Johann Babor (Almanca)71, en az 1 defa
<!-- -->• 1858, De Wette (Almanca)72, bir defa (Luka 4:19)
<!-- -->• 1863, Herman Heinfetter (İngilizce)73
<!-- -->• 1864, Benjamin Wilson (İngilizce)74
<!-- -->• 1898, George Barker Stevens (İngilizce)75
<!-- -->• 1900, W. G. Rutherford (İngilizce)76
<!-- -->• 1932, Professor Dr. P. Dausch, (Almanca)77, 1 defa (Luka 20:37)
<!-- -->• 1946, J. W. C. Wand (İngilizce)78
<!-- -->• 1991, Claude Tresmontant (Fransızca)79
<!-- -->• 2002, Heinz Schumacher (Alnanca)80
<!-- -->• 2006, Instituto Cultural Álef y Tau (İspanyolca)81
120'den fazla dilde Tanrı'nın ismi Yunanca metinde geçer.
Birkaç örnek:
Dil | İsmin yazılışı |
---|---|
Almanca | Jehova, Jehovah, Jahwe |
Arawakanca | Jehovah |
Bengal dili | Jěhova |
Cherokee dili | Yihowa |
Efik dili | Jehovah |
Ewe dili | Yehowa |
Fiji dili | Jehovah |
Fransızca | IHVH, yhwh |
Hawaii dili | Iehova |
Hindustani | Yihováh |
Hollandaca | Jehovah |
Hırvatça | Jehova |
Endonezyalı | YAHWEH |
İngilizce | Jehovah |
Korece | Yeohowa |
Lehçe | Jehowa |
Portekizce | Iáhve |
Samoaca | Ieova |
İspanyolca | Jehová, Yahvé, YHWH, Yahweh |
Tayca | Yahowa |
Zulu dili | Jehova, YAHWE |
<big>Tanrı'nın ismi değişik dilde</big>
Türkçe çevirilerde Tanrı'nın ismi
• Kitabı Mukaddes tercümesinde (2004) Tanrı'nın ismi Yehova olarak 365 defa geçer. Diğer yerlerde RAB sözcüğü büyük harflerle yazılıyor.
• Kutsal Kitap çevirisinde (2001) tanrısal ismin geçtiği yerlerde RAB terimi kullanılır. Önsözde bu hususta şu sebep anlatır: „Eski Antlaşma'daki Tanrı'nın ad ve sıfatları çevrilirken büyük güçlükle karşılaşıldı. Bu zorluk özellikle İbranice'deki değişik adların Türkçe karşılıklarını bulmada yaşandı. Sonunda Elohim sözcüğü Tanrı, Adonay sözcüğü rab, İbranice'de 4 sessiz harften oluşan ve büyük olasılıkla Yahve diye telaffuz edilen YHVH sözcüğü RAB, Yahve ve Adonay sözcüklerinin birlikte geçtiği yerler Egemen RAB diye çevrildi. Yahve, Kutsal Kitap'ın eski çevirisinde ve kimi kaynaklarda Yehova diye geçer.“82
Kutsal Kitap'ta geçen isimler genellikle bir anlama sahiptir. Bu adların kişilerle özel bir bağlantısı vardır. Başka insanlarla -özellikle onu sevdiğimiz zaman- temas kurarsak onun ismini bilmemiz önemlidir. Bu bizim ile Tanrımız arasındaki ilişki için de geçerlidir.
Bu sebepten dolayı Kutsal Kitap'ta Tanrı'nın ismine büyük önem verilir. İbranice Kutsal Yazılarda yaklaşık 7.000 kez kullanıldı. İsa örnek duasında şunu diyordu: „İsmin kutsal kılınsin.“ (Matta 6:9) O kendisi insanlara Tanrı'nın ismini bildirdi (Yuhanna 17:6, 26). Elçi Pavlus Roma'daki cemaate bir mektup yazdığı zaman Yoel peygamberin sözlerini alıntıladı: „Yehova’ya (יְהֹוה, YHVH) adıyla yakaran herkes kurtulacak“ (Yoel 2:32; Romalılar 10:13).
İlahiyatçı Walter Lowrie şunları yazmıştı: „Tanrı’yı adıyla tanımayan biri, O’nu bir Kişi olarak gerçek anlamda tanımıyordur . . . . ayrıca Tanrı’nın kişiliği olmayan bir güç olduğunu düşünüyorsa, O’nu sevmesi de mümkün olamaz.”83
Yaygın bir görüşe göre İsrailoğulları arasında yalnızca Yehova/Yahve'ye tapınma ancak sürgünden sonra ve geç bir dönemde (muhtemelen Makkabiler [MÖ 2. yy] dönemi) kurumsallaşır ve monoteizm Yahudiler arasında yerleşir.8485
Bu görüş, bağımsız arkeolojik kanıtlara değil, Julius Wellhausen'in (1844-1918) bir kuramına (Belgesel hipotez) dayanmaktadır. Wellhausen için bütün dinler insan ürünüdür ve dinler zamanla animizmden çoktanrıcılığa ve sonra tek tanrıcılığa gelişiyordu.
The Jewish Encyclopedia şunları belirtti: “Wellhausen’in fikirleri hemen hemen bütünüyle metin analizlerine dayanır ve kurumsal arkeolojinin görüş açısından incelenerek tamamlanması gerekecektir.” Yıllar geçtikçe arkeoloji Wellhausen’in kuramlarını doğrulamadı. The New Encyclopœdia Britannica şu yanıtı veriyor: “Arkeolojik eleştirmenlik, [Kutsal Kitap tarihinde] en eski dönemlerin bile belirgin tarihsel ayrıntılarının güvenilirliğini doğrulama ve Pentatök kayıtlarının [Kutsal Yazıların ilk kitaplarındaki tarihsel tutanaklar] sadece çok sonraki dönemin bir yansıması olduğu kuramını yıkma eğilimindedir.”
Amerika'nın önde gelen arkeologu William Foxwell Albright bu hususta şunu yazdı: “Başlangıç kitabındaki ataerkil anlatılar ve Musa'nın Tevrat'ın diğer kitaplarındaki hadisleri, modern Kutsal Kitap eleştirisi tarafından gözden düştü. . . Bazıları Musa'yı efsanevi bir figür olarak görüyor.” Şöyle devam ediyor: "Wellhausen'in teorisi, yeni antik çağ bilgisinin etkisi altında tamamen çöktü" diyor.86
Tanah'ın (Eski Ahit) ifadelerine göre Sina Dağı'nda, İsrail halkı, Mısır'ı terk ettikten sonra (Kutsal Kitap Kronolojisine göre MÖ 16. yüzyılda), Tanrı'ya tapınmayı monoteizm olarak belirleyen bir yasa aldı. İlk emir şuydu: “Karşımda Benden başka tanrın olmayacak.” (Çıkış 20:3; Tesniye 5:6; 11:16) İkinci emir putperestliği yasakladı ve şöyle dedi: “Kendine oyma put yapmayacaksın; yukarıda göklerde, aşağıda yerde veya yerden aşağıda, sularda olanlara benzer bir şekil yapmayacaksın." (Çıkış 20:4)
Musa, İsraillilere verdiği son öğütlerinde, tek Tanrı'nın bir suretini yapmanın imkansızlığını vurguladı ve onları putperestlik tehlikesi konusunda uyardı (Kanunun Tekrarı 4:15-19). Putperestliğin tüm nesnelerini—sunakları, kutsal sütunları, kutsal direkleri ve oymalı heykelleri— yok edeceklerdi (Kanunun Tekrarı 7:2-5).
Musa'nın halefi Yeşu'nun zamanında söz edilecek bir putperestlik yoktu (Yeşu 24:14-16, 31).
Elohim
Eleştiriciler, 'elohim sözcüğü (= Tanrı), 'eloah'ın çoğulu olduğu için Tanrı kavramının Tanah'ta (Eski Ahit) çoktanrıcılıktan monoteizme geliştiğinin kanıtı olarak görürler.
Kutsal Kitap'ın Tanrısı için kullanıldığında, 'Elohim' heybet, yücelik veya haşmetin çoğulu olarak kullanılır (Başlangıç 1:1). Aaron Ember bu konuda şunları yazdı: “Eski Ahit'in dili, çokluk fikrini . . . [ʼElohim]'le ilgili (İsrail'in Tanrısı için kullanılırsa) tamamen terk edilmiş olması, neredeyse her zaman tekil bir fiil yüklemi ile inşa edilmesi ve tekil bir sıfat niteliği gerektirmesi gerçeğinden özellikle açıktır. . . . [ʼElohim], büyük Tanrı'ya tekabül eden yücelik ve heybeti ima eden bir yoğunluk çoğul olarak açıklanmalıdır”87
Gesenius'un İbranice Gramer eseri şöyle der: "Haşmet veya egemenlik çoğulları . . . aslında soyut çoğulun özel bir çeşididir . . . temel terimin yoğun bir artırılmasının ikincil anlamı ile . . .; yani her şeyden önce אֱלֹהִים ['Elohím] Tanrı (sayısal çoğul “tanrılar”dan ayrılmış olarak) . . . Belirtme sıfatının tekiliyle neredeyse düzenli bağlantı, dilsel kullanımın ʹא ['Elohím]'in (tanrıyı belirtmek için kullanıldığı kadarıyla) sayısal bir çokluğu fikrini tamamen ortadan kaldırdığı gerçeğinden bahseder. . . . Buna göre, ʹא ['Elohím] yalnızca sayısal çoğul değil, aynı zamanda soyut çoğul olmalıdır . . . ve, bu tür diğer soyut isimler gibi, somut bireysel Tanrı'ya transfer edilmiştir.” 88
Yeşu'nun ölümünden sonra genel bir irtidat oldu. Halk Kenan tanrılarına -Baal, Aştoret ve Aşera- tapmaya başladı. Hâkimler döneminde (15.-12. yüzyılda), birçok İsrailli Kenan ülkesindeki yerel tanrılara tapınmaya başladı (Hâkimler 2:11-13, 17, 19; 3:7). İsrail'in ilk kralları Saul ve Davut'un zamanında açık putperestlik yoktu. Fakat Davud oğlu Süleyman'ın saltanatının sonunda başladı (1. Kırallar 11:3-8, 33; 2. Kırallar 23:13). İsrail'in bölünmesinden sonra da çoktanrıcılık normal bir tapınma şekli oldu.89
Sonraki krallar döneminde (10. - 7. yüzyılda) putperestliği teşvik eden (1. Kırallar 12:26-33; 16:30-33; 2. tarihler 33:1-7) ve onu tekrar ortadan kaldıran (1. Krallar 15:11-14; 2. Krallar 10:20-28; 2. Tarihler 17:5, 6; 31:1) yöneticiler vardı. Bazı Kutsal Kitap bilginleri, bir zamanlar Aşera'ya İsrail'in Tanrısı olan Yahve'nin eşi olarak tapınıldığına inanırlar.9091
Aşera
Ras Şamra metinlerinde bu tanrıça, "yaratıkların yaratıcısı" olan tanrı El'in karısı olarak tanımlanır ve "denizlerin hanımı" ve "tanrıların annesi" olarak anılır (buna göre o aynı zamanda Baal'ın annesi olurdu). 'Él ifadesi, İbranicede “Tanrı” anlamına gelmektedir. Önceki belirli tanım edatıyla (ha'El) Masoretik metinde 32 kez tekil olarak geçer ve her zaman Tanrı Yehova'ya (Yahve) atıfta bulunur.92 Bu bağlantıya dayanarak bazıları, Aşera tanrıçasının “Yahve'nin eşi” olduğunu düşünürler.
Bununla birlikte, Baal kültünün üç ana tanrıçasına (Anat, Aşera ve Aştoret) temelde aynı rollerin atfedildiği görülüyor. Bu, hem Kutsal Kitap dışı kaynaklardan hem de Kutsal Kitap kaydından açıkça görülmektedir. Aştoret, Baal'ın karısı olarak görülse de, Aşera da öyle kabul edilmiş olabilir.93
Bu maden parada kanatlı bir tekerlek üzerinde oturan ve uzanmış elinde bir kuş tutan sakallı bir figür görülmektedir. Bazıları paradaki kişinin ahudilerin Tanrısı (YHVH) olduğunu iddia ederler.9495
Yehud Medinata, İsrail toprakları üzerindeki Pers İmparatorluğu yönetimi altındaki Yahudiye bölgesinde bulunan bir Yahudi vilayetinin Aramice adıydı.96 Terim, Babilliler tarafından MÖ 539'daki Pers fethinden önce aynı bölgenin yönetimi sırasında tanıtıldı.
Ezra 5:8'de bahsedilen Yahudi özerkliği, Babil sürgününden dönenlerin yerleşim yeriydi. MÖ 538'de Büyük Koreş (Cyrus), "Cyrus'un Deklarasyonu" (Ezra 1:1, 2) olarak bilinen fermanını yayınlamıştı ve burada sürgün edilen Yahudilerin orijinal toprakları olan İsrail Topraklarına dönmelerine ve burada bir Yahudi özerkliği kurmalarına izin verdi. Onlar, üç harfli Yehud ('YHD' [יהד]) yazılı kendi küçük gümüş paralarını bile basabildiler (MÖ 4. yüzyıl).
Madeni paranın, aşağıdaki nedenlerle tanrı YHVH'yi tasvir etmesi pek olası değildir:
Madeni paranın üzerinde Yahudilerin Tanrısının tasvir edildiği varsayım bir spekülasyondur.
Orijinal kaynak: yehova. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Wilhelm Gesenius (Hrsg.): Hebräisches und Aramäisches Handwörterbuch über das Alte Testament. Zweite Teillieferung. 18. Auflage. Springer, 1995, ISBN 3-540-58048-4, S. 446. ↩
"Ve Abram, Sadom Kralına dönüp 'Göğün ve yerin yaratıcısı Yüceler Yücesi YHVH'nin önünde el kaldırıp ant ederim ki ...'" <sup>Yaratılış 14:22</sup> ↩
"Bütün insanların Tanrısı YHVH benim. Benim için olanaksız bir şey var mı?" <sup>Yeremya 32:27</sup> ↩
"Ve ayrıca Tanrı, Musa'ya dedi ki "İsrailoğullarına de ki 'beni size atalarınızın Tanrısı; İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı, Yakup'un Tanrısı YHVH gönderdi' sonsuza dek adım budur, kuşaklar boyunca böyle anılacağım." <sup>Çıkış 3:15</sup> ↩
Karl Budde: Die Religion des Volkes Israel bis zur Verbannung. J. Ricker, 1900, S. 17–19 ↩
; ; ↩
Early Israelite Curse Inscription Found on Mt. Ebal, Haaretz, 24.03.2022 ↩
Godfrey Rolles Driver: The original form of the name „Yahweh“: evidence and conclusions. In: Zeitschrift für Alttestamentliche Wissenschaft (ZAW) 46/1928, S. 7–25 ↩
Bernardus Dirks Eerdmans: The Name Jahu. In: Pieter Arie Hendrik De Boer (Hrsg.): Oudtestamentische Studiën. Brill Archive, Leiden 1954, S. 22–29 ↩
Sigmund Mowinckel: The Name of the God of Moses. Hebrew Union College Annual (HUCA) 32/1961, S. 121–133; zitiert nach George Wesley Buchanan: The Consequences of the Covenant. Brill, Leiden 1970, S. 317, Fn. 1 ↩
Volker Haarmann: JHWH-Verehrer der Völker: Die Hinwendung von Nichtisraeliten zum Gott Israels in alttestamentlichen Überlieferungen. Theologischer Verlag, Zürich 2008, S. 78–81 ↩
Dr. J. H. Hertz: Pentateuch und Haftaroth ↩
Watch Tower Bible and Tract Society: New World Translation of the Holy Scriptures-With References, s. 90 ↩
"Yahweh." Encyclopædia Britannica Online. 10 Dec. 2009 ↩
Kutsal Kitap, Kitabı Mukaddes Şirketi, 2001, ISBN 975-462-046-6 ↩
Kitabı Mukaddes, 2004, ISBN 975-462-011-3 ↩
Williams, W. Wesley, "A study of anthropomorphic theophany and Visio Dei in the Hebrew Bible, the Qur'an and early Sunni Islam", University of Michigan, March 2009 ↩
"The man who realizes God as a friend is never lonely in the world, neither in this world nor in the hereafter. There is always a friend, a friend in the crowd, a friend in the solitude; or while he is asleep, unconscious of this outer world, and when he is awake and conscious of it. In both cases the friend is there in his thought, in his imagination, in his heart, in his soul." Hazrat Inayat Khan, quoted from The Sufi Message of Hazrat Inayat Khan ↩
“The God of the Old Testament is arguably the most unpleasant character in all fiction: jealous and proud of it; a petty, unjust, unforgiving control-freak; a vindictive, bloodthirsty ethnic cleanser; a misogynistic, homophobic, racist, infanticidal, genocidal, filicidal, pestilential, megalomaniacal, sadomasochistic, capriciously malevolent bully. https://www.csbvbristol.org.uk/2019/01/24/chapter-7-of-the-god-delusion/ ↩
Jüdische Altertümer, übersetzt von H. Clementz, 2. Buch, Kap. 12, Abs. 4, S. 121 ↩
Die Mischna, Joma, J. Meinhold, 1913, S. 61 ↩
Die Mischna, Soṭa, H. Bietenhard, 1956, S. 117 ↩
Die Mischna, Berakot, O. Holtzmann, 1912, 9:5, S. 97 ↩
Clemens von Alexandria: Stromata V, vi, 34, 5 ↩
Robert Eisler: ʼIησους Βασιλεύς ού Βασιλεύσας (Iesous Basileus ou Basileusas). Die messianische Unabhängigkeitsbewegung vom Auftreten Johannes des Täufers bis zum Untergang Jakobs des Gerechten, Bd. I. (Religionswissenschaftliche Bibliothek 9). C. Winter, Heidelberg 1929, S. 154 ↩
Pierre Nautin: ᾿Ιαώ et ᾿Ιαωέ. In: Gérard Nahon (Hrsg.): Hommage à Georges Vajda. Études d'histoire et de pensée juives. Peeters, Louvain 1980, S. 73–78. ↩
H. W. F. Gesenius, Gesenius es Hebrew-Chaldee Lexicon to the Old Testament, (Grand Rapids, Michigan: Baker Book House, 1979 [1847]), S. 337 ↩
George Buchanan: Biblical Archaeology Review. ↩
Gesenius: Hebrew and Chaldee Lexicon to the Old Testament Scriptures’ ↩
Everett Fox The Five Books of Moses ↩
Dr. Ph. Karl Meusel, Kirchlichen Handlexikon, Leipzig, 1891 ↩
Christian Molke: Der Text der Mescha-Stele und die biblische Geschichtsschreibung. Peter Lang, Frankfurt am Main 2006, ISBN 3-631-55807-4; Othmar Keel, Max Küchler, Christoph Uehlinger: Orte und Landschaften der Bibel. Ein Handbuch und Studien-Reiseführer zum Heiligen Land, Band 4,1. Vandenhoeck & Ruprecht, Göttingen 2007, ISBN 3-525-50177-3, S. 212 ↩
K. Galling, Textbuch zur Geschichte Israels, 1979, S. 52, 53 ↩
Israel Exploration Journal (Jg. 13, Nr. 2) ↩
Gabriel Barkay, Andrew G. Vaughn, Marilyn J. Lundberg und Bruce Zuckerman: The Amulets from Ketef Hinnom: A New Edition and Evaluation. Bulletin of the American Schools of Oriental Research 334, 2004: 41–71 ↩
Dirk Schwiderski: Handbuch des nordwestsemitischen Briefformulars: Ein Beitrag Zur Echtheitsfrage der aramäischen Briefe des Esrabuches. Walter de Gruyter, Berlin 2000, ISBN 3-11-016851-0, S. 46, S. 64 ↩
Israel Exploration Journal (Jg. 16, Nr. 1) ↩
Biblical Archaeology Review, März/April 1983, S. 18 ↩
Robert J. Wilkinson: Tetragrammaton: Western Christians and the Hebrew Name of God: From the Beginnings to the Seventeenth Century. Brill, Leiden 2015, S. 381 ↩
Eduard Emil Koch: Geschichte des Kirchenlieds und Kirchengesangs der Christlichen, Insbesondere der Deutschen Evangelischen Kirche, Vol. 5: Erster Haupttheil, die Dichter und Sänger. (1876) Nachdruck, Forgotten Books, 2018, ISBN 0-365-96177-9, S. 46 ↩
Albert Scheibler: Georg Friedrich Händel: Oratorienführer. Edition Köln, 1993, ISBN 3-928010-04-2, Stichwortverzeichnis ↩
Andrea Lindmayr: Franz Schubert – Das fragmentarische Werk, Franz Steiner, Wiesbaden, 2003, S. 151 f. ↩
Günter Hartung: Juden und deutsche Literatur. Leipziger Universitätsverlag, Leipzig 2006, ISBN 3-86583-020-X, S. 120 ↩
J. M. Powis Smith und Edgar J. Goodspeed: The Bible, An American Translation (Önsöz), 1935 ↩
Revised Standard Version (Önsöz), 1952 ↩
American Standard Version, 1901 ↩
Steven T. Byington: Bible in Living English ↩
D. Martin Luthers ... Sämtliche Schriften, hrsg. v. J. G. Walch, 6. Teil, 1741, Sp. 1393 ↩
Sämtliche Schriften, 20. Teil, 1747, Sp. 2564, 2565 ↩
Studia Evangelica, Kurt Aland, F. L. Cross, Jean Danielou, Harald Riesenfeld und W. C. van Unnik, Berlin 1959, S. 614. ↩
Three Rolls of the Early Septuagint: Genesis and Deuteronomy, „Papyrologische Texte und Abhandlungen“ serisi, Cilt 27, Bonn 1980. ↩
Supplements to Vetus Testamentum, Cilt 10, Leiden 1963, S. 170—178. ↩
Israel Exploration Journal, Cilt 12, 1962, S. 203. ↩
Supplements to Vetus Testamentum, Cilt 10, 1963, S. 178. ↩
Supplements to Vetus Testamentum, Cilt 4, 1957, S. 157. ↩
The Oxyrhynchus Papyri, Böl. VII, Arthur S. Hunt, London 1910, S. 1, 2. ↩
F. Crawford Burkitt: Fragments of the Books of Kings According to the Translation of Aquila, Cambridge 1898 (1897), S. 3—8 ↩
C. Taylor: Hebrew-Greek Cairo Genizah Palimpsests, Cambridge 1900, S. 54—65. ↩
Dr. Carl Wessely in Studien zur Palaeographie und Papyruskunde, Cilt 11, Leipzig 1911, S. 171. ↩
Giovanni Mercati: Psalterii Hexapli reliquiae . . . Pars prima. Codex rescriptus Bybliothecae Ambrosianae O 39 sup. phototypice expressus et transcriptus, Roma 1958. ↩
Johann Christoph Friedrich Schulz: Neues Testament 1774, Leipzig, Bd. 1: Die vier Evangelisten ↩
Johann Jakob Stolz: Sämtliche Schriften des Neuen Testaments, zusammen mit Johann Kaspar Haefeli, Zürich 1781/82), 3. Auflage (Zürich und Leipzig 1798) ↩
Sebastian Mutschelle: Die heiligen Schriften des neuen Testaments, München 1789/90 ↩
Dominikus von Brentano: Die heilige Schrift des neuen Testaments, Kempten 1790/91 ↩
Johann Babor: Uebersetzung des neuen Testaments, Wien 1805 ↩
De Wette: Die Heilige Schrift (Heidelberg 1858) ↩
Herman Heinfetter: A Literal Translation of the New Testament . . . From the Text of the Vatican Manuscript, 1863 ↩
Benjamin Wilson: The Emphatic Diaglott, 1864 ↩
George Barker Stevens: The Epistles of Paul in Modern English, 1898 ↩
W. G. Rutherford: St. Paul’s Epistle to the Romans, 1900 ↩
Professor Dr. P. Dausch: Bonner Bibel (Bd. 2, 1932) ↩
J. W. C. Wand: The New Testament Letters, 1946 ↩
Claude Tresmontant: Les Evangiles, 1991 ↩
Heinz Schumacher: Neues Testament mit Anmerkungen, 2002 ↩
Instituto Cultural Álef y Tau: Biblia Peshitta en Español, 2006 ↩
Kutsal Kitap-Yeni Çeviri, Kitabı Mukaddes Şirketi (2001), Yeni Yaşam Yayınları, ISBN 975-462-046-6 ↩
Dr. Walter Lowrie, in der Anglican Theological Review, Vol. XLI, S. 245—252, Oktober 1959. ↩
Quote from the BBC documentary (prof. Herbert Niehr): "Between the 10th century and the beginning of their exile in 586 there was polytheism as normal religion all throughout Israel; only afterwards things begin to change and very slowly they begin to change. I would say it [the sentence "Jews were monotheists" - n.n.] is only correct for the last centuries, maybe only from the period of the Maccabees, that means the second century BC, so in the time of Jesus of Nazareth it is true, but for the time before it, it is not true." ↩
The Inspiration & Accuracy of the Holy Scriptures, s. 262, 263; S. R. Driver, An Introduction to the Literature of the Old Testament, 1898, s. 154. ↩
W. F. Albright,The Bible After Twenty Years of Archaeology ↩
The American Journal of Semitic Languages and Edebiyats, Vol. XXI, 1905, s. 208 ↩
W. Gesenius, Hebräische Grammatik, 28. baskı, 1977, S. 416, 417, § 124 g ↩
Finkelstein, Israel, and Silberman, Neil Asher, The Bible Unearthed: Archaeology's New Vision of Ancient Israel and the Origin of Its Sacred Texts, Simon & Schuster, 2002, pp. 241–242. ↩
Wesler, Kit W. (2012). An Archaeology of Religion. University Press of America. s. 193. ISBN 978-0761858454. Erişim tarihi: 3 Eylül 2014 ↩
^ Mills, Watson, (Ed.) (31 Aralık 1999). Mercer Dictionary of the Bible (Reprint bas.). Mercer University Press. s. 494. ISBN 978-0865543737. ↩
Gesenius’ Hebräische Grammatik (GK), § 126 e ↩
Watch Tower, Insight On the Scriptures, 2018, s. 835 ↩
Trotter 2002, ss. 153. ↩
Stavrakopoulou 2021, ss. 411–412, 742. ↩
Crotty, Robert Brian (2017). The Christian Survivor: How Roman Christianity Defeated Its Early Competitors. Springer. p. 25 f.n. 4. ISBN 9789811032141. ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page