Tyrannosaurus, Kretase'nin sonlarında (68-66 milyon yıl önce, Maastrihtiyen) yaşamış dev bir etçil teropod dinozor cinsi.1 Tyrannosaurus, diğer tyrannosauridlerden çok daha geniş bir dağılıma sahipti ve bulunduğu habitattaki etçillerin en büyüğüydü.
Kısaca T. rexveya popüler kültürdeT-Rexolarak bilinen ve Latince "zorba kelerlerin kralı" anlamına gelenTyrannosaurus rex,2 cinsin tip türü –muhtemelen de tek türü– olup aynı zamanda, Spinosaurus ve Giganotosaurus ile birlikte sonra en büyük teropodlardan biriydi.3 T. rex, güçlü arka ayakları üzerinde yürüyen, son çalışmalar ışığında eğik bir gövde pozisyonunda duran ve kuyruğu ile dengesini sağlayan; uzunluğu 12 metreyi, dik durduğunda boyu 4 metreyi geçen; yetişkinleri 4-6 ton ağırlığında olan büyük bir kara hayvanıydı.4 Bu cinsin üyeleri Kuzey Amerika ve muhtemelen Asya'da (Tarbosaurus) yaşamıştır.5
Antik Yunanca tyrant (tiran) ile sauros (kertenkele) kelimelerin birleşmesiyle türetilmiş Tyrannosaurus sözcüğü 1905 yılında Henry Fairfield Osborn tarafından bipedal, etçil Teropod dinozor cinsine verilmiştir. 1906 yılında bu isim Bulletin of the American Museum of Natural History dergisinde bilimsel olarak yayımlanmıştır.6
Tyrannosaurus dünya üzerinde yaşamış en büyük etçil dinozor cinslerinden biridir. Cinsin devasa kafatası hakkındaki bilgiler, bu yapının tamamıyla ezme işlemi için evrildiğidir. T. rex, yaklaşık 1.5 metrelik kafatası ve güçlü dişleri ile avını güçlü ısırıklarla delebiliyordu, Türün fosil kayıtlarına dayanarak ortalama 12 metre uzunluğa ve yerden 4.5 metre yüksekliğe sahip olduğu tespit edilmiştir. Tyrannosaurus cinsinin önemli diğer özellikleri de güçlü uyluklara ve kuvvetli uzun kuyruğa sahip olmasıdır. Bacak ve kuyruk yapısı onun hızlı hareket edebilmesine olanak sağlayan bir durumdadır. Bilim insanlarının yaptığı çalışmalara göre güçlü çeneleri sayesinde Tyrannosaurus cinsi dinozorlar tek ısırışta 230 kg'ı aşkın et yiyebiliyorlardı.7
Bu teropod cinsinin bir diğer karakteristik fiziksel özelliği de görece ufak ön kollarıdır. Bugüne değin bu kolların işlevi üzerine çokça yorum ve çıkarım üretilmişse de, hâlâ kullanımı tam olarak açıklanmamıştır. İlk olarak, avını kanca işlevi görür şekilde kavramak, hayvan doğrulurken destek almak ve cinsel ilişkide partneri tutmak gibi işlevleri olduğu düşünülmüştür. Onun bu kısıtlı kullanımları ne olursa olsun, bu organlar Tyrannosaurus cinsine atalarından kalma evrimsel bir körelmiş organdır. Tyrannosauroidea ailesinin evrim çizgisinde ön kolların küçülmesi, daha güçlü boyun kasları ve büyük kafatası karşısında verilen bir biyolojik taviz gibi değerlendirilmektedir. yıllarda hakim olan bu görüş, University of Hawaii'den paleontolog Steven M. Stanley'nin yeni bir çalışmasıyla sorgulanmaya başlamıştır. Stanley'e göre görece kısa, ama güçlü ön kolları yakın mücadelede yaralayıcı bir özelliğe sahipti ve bunu yaklaşık 10 cm'lik pençeleriyle yapabiliyordu. Avını kavrasın veya kavramasın bu güçlü, ama kısa kollar ile çabuk şekilde avından yaralar açabiliyordu. Ayrıca evrimsel aşamada dinozorların parmaklarını kaybetmesi ilerleme göstergesidir (dinozorların torunları olan kuşlarda parmakların körelmesi örneğinde olduğu gibi). Tyrannosaurus cinsinin ellerindeki üçüncü parmaklarını kaybetmesi sonucu el parmaklarının her biri yüzde 50 daha fazla basınca maruz kalabilmektedir ve bu da pençelerin daha güçlü vuruşlar yapmasına imkan vermektedir.8
Tüm bu görüşlerin yanında, University of Maryland in College Park'dan Tyrannosaurus uzmanı Thomas Holtz bu görece ufak kolların daha ikincil faaliyetlerde kullanıldığını ve yetişkin Tyrannosauruslar için daha etkisiz bir organ olduğunu iddia etmektedir. Holtz'un görüşüne göre özellikle hayvanın kurbanında yaralar açmak için kollarını kullanması sırasında etkili ve hızlı saldırılar için küçük kolların hareket alanı görece yetersiz kalmaktadır ve Tyrannosaurusların çoğu bu yaraları açmak için kollarının bağlı olduğu gövdelerini hareket ettirmek zorunda kalmaktadırlar ve bu durum da güçlü silahları olan çenelerini kullanmaları için uygunsuz bir pozisyon yaratabilir.9
Tyrannosaurus cinsine ait dinozorların tüylere sahip olup olmadığı kesin değildir. Tyrannosauroidea ailesinden 2004 yılında keşfedilmiş Dilong paradoxus gibi küçük dinozorlarda tüylerin varlığına dair kanıtlar keşfedilmiştir, ancak o dönemde büyük dinozorların ısı yalıtımına daha az ihtiyaç duymaları nedeniyle tüylenmenin sadece küçük türlerde görülebileceği hipotezi destek görmüştür.10 İlerleyen yıllarda keşfedilen Yutyrannus fosilinde yer alan tüyler, Tyrannosauroidea ailesinden büyük cinslerin de tüylü olabileceğini ortaya koymuştur.11
2017 yılında yapılan incelemeler sonucunda bir T. rex örneğinin kuyruk, kalça ve boyun kısmının pullar ile kaplı olabileceğine dair kanıtlar ortaya konmuştur.12 Bu, eğer Tiranozor türleri tüylüyse bile bu tüylerin ancak gövdelerinin üst kısmında bulunabileceğini göstermektedir.13
Tyrannosaurlar, günümüzdeki pek çok fırsatçı etçil hayvan gibi, muhtemelen, hem avcı hem de leşçiydiler.14 Bazı T. rex fosilleri, muhtemel kurbanı olan ceratopsia gibi diğer dinozor fosilleri ile birlikte bulunmuştur. Anahtar deliğine benzer göz soketleri ile gözlerin ileriye dönük, birbirini kısmen kapsayan görüş alanı; keskin derinlik hissi olduğuna yorulur ve avcı olduğu argümanını güçlendirir. Aynı şekilde sağlam, iri ve iyi muhafaza edilen kafatası; iri ve güçlü çenesi de avcı olduğu görüşünü destekler. Kurbanlarındaki diş izleri, T. rexin eti dişlerini geçirip yırtarak yediğini göstermektedir. Bu işlem esnasında, güçlü boyun ve bacak kaslarını eti kemikten ayırmak için kullanıyordu.15
Tyrannosaurus cinsinin evrimsel çizgisi bilim dünyasının önem verdiği ve üzerinde çalıştığı bir konudur. Bu konudaki en önemli keşiflerden biri 2016 yılında gerçekleştirilmiştir. Özbekistan'ın Kızılkum Çölü'nde bulunan Pantyrannosauria kladına mensup bir dinozor cinsi (Timurlengia) Tyrannosaurus cinsinin evrimsel gelişimindeki kayıp 20 milyon yılı önemli ölçüde aydınlatmıştır. 92-90 milyon önce geç Kretase devrine tarihlenen bu fosilleri 2016 yılında paleontolog Brusatte ve ekibi bulmuştur. Evrimsel aşamalar içinde Tyrannosauroidea üst ailesinin üyelerinin geç Kretase içinde nasıl daha büyük ve ağır canlılara dönüştüğünün öyküsünü anlamlandırmakta zorlanılıyordu. Küçük, çevik ve görece büyük beyin yapılarına sahip ata türlerin fosilleri 100 milyon yıl önce biterken; görece büyük klasik Tyrannosauroidea üyelerinin 80 milyon yıl önce fosilleri en erken 80 milyon yıl önceye tarihlenmektedir. 2016 yılında bulunan ve Timurlengia adı verilen bu dinozor cinsi 90 milyon önceki Tyrannosauroidea üst ailesinin üyeleri hakkında önemli bir fikir vermiştir. Ayrıntılı çalışmalar Tyrannosaurus cinsini de içeren geç Kretase Tyrannosauridlerinin evrimsel olarak başarıyla ekosistemdeki tepe yırtıcı olma konumuna çıkmalarını görece erken atalarındaki gelişkin beyinsel fonksiyonlara (görece büyük beyin ve duyu sistemleri) borçlu olduklarını savunmaktadır.16
Orijinal kaynak: tyrannosaurus. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
İngilizce: king of the tyrant lizards. ("tyrannosaur." Encyclopædia Britannica. Ultimate Reference Suite. Chicago: Encyclopædia Britannica, 2011.) ↩
Origin and meaning of tyrannosaurus by Online Etymology Dictionary | erişimtarihi = 28 Mayıs 2021 | dil = İngilizce | çalışma = web.archive.org | arşivengelli = evet | arşivurl = https://web.archive.org/web/20180617043058/https://www.etymonline.com/word/tyrannosaurus | arşivtarihi = 17 Haziran 2018 | ölüurl = }} ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page