spinosaurus ne demek?

Spinosaurus ("dikenli kertenkele"), günümüzden 99 ila 93.5 milyon yıl önce12 Kuzey Afrika'da yaşamış bir teropod dinozor cinsi. Alman paleontolog Ernst Stromer tarafından tanımlanan bu cins ilk olarak 1910'larda Mısır'da keşfedilen kalıntılardan bilinir. Bu kalıntılar 2. Dünya Savaşı esnasında yok edildi; ancak kafatasına ait ekstra parçalar son yıllarda gün yüzüne çıktı. Tanımlanan fosillerin bir veya iki türe ait olduğu konusu açık değildir. Fas'ta toparlanan S. marocannus potansiyel bir tür olmasına rağmen cinsin en iyi bilinen türü Mısır'daki S. aegyptiacus'tur.

Spinosaurus'un omurgasından dışarıya doğru genişlemiş olan 2 metreye kadar erişebilen uzun ayırt edici çıkıntıları bulunur. Bazı yazarların bunun kaslarla kaplı kambur veya kabartı şeklinde olduğunu öne sürmesine rağmen muhtemelen yelkenli şeklindeki bu çıkıntılar deri ile birbirlerine bağlıydılar. Bu yapı için termoregülasyon ve gösteriş de dahil çok yönlü işlevler öne sürüldü.3 Yapılan son tahminlere göre Spinosaurus bilinen bütün etçil dinozorlar içerisinde (Tyrannosaurus rex ve Giganotosaurus da dahil) en büyük olanıdır. Bu tahminlere göre Spinosaurus yaklaşık olarak 15-16 metre uzunluğunda ve 6.5-7 ton ağırlığındadır.4

Özellikleri

Spinosaurus'un dinozor meraklıları tarafından büyüklüğü, yelkensi çıkıntısı ve uzun kafatası ile bilinmesine rağmen dinozor en çok yakın zamanda keşfedilen birkaç diş ve kafatası parçasının dışında yok edilen kalıntılarından bilinir. Buna ek olarak şimdiye kadar dinozorun sadece belkemiği ve kafatası ayrıntılı bir şekilde tanımlandı, kol ya da bacak kemikleri henüz bulunamadı. Spinosaurusun çene ve kafatası ile ilgili makale 2005'te yayımlandı. Bu makaleye göre dinozorun yaklaşık 1.75 metre olduğu tahmin edilen kafatası etçil dinozorlar içinde en uzunudur. Kafatasında testere gibi olma niteliği azalmış aralıksız konik şekilli dişlerin olduğu, çene ve burundan oluşan dar kısım vardı. Yukarı çenenin en ön kısmının her iki yanında ve üst çene kemiğinin orta ön kısmında (inter maksiller kemik) altı veya yedi diş ve onların arkasındaki çene kemiğinde on iki diş vardı. İnter maksiller kemikteki ikinci ve üçüncü diş diğerlerinden fark edilebilir bir şekilde büyüktü. Bu dişler diğer dişler ve anterior maksilladaki büyük diş arasında bir boşluk oluşturuyordu. Bu boşluk alt çenedeki büyük diş tarafından kaplanıyordu. Çene ve burundan oluşan kısmın büyük anterior dişleri tutan en uç tarafı genişti. Gözlerin hemen önünde küçük bir kabartı bulunuyordu.5

Spinosaurus'un yelkeni sırt omurlarından büyüyen 1.76 metre kadar büyüyen oldukça uzun sinirsel dikenlerden oluşur. Bu dikenler büyüdükleri omurlardan yedi ya da on bir kat daha büyüktür.

Sınıflandırma

Spinosaurus, güney İngiltere'den Baryonyx, Brezilya'dan Irritator ve Angaturama (muhtemelen Irritator ile özdeş), Batı Afrika'daki Nijer'den Suchomimus ve kalıntıları parça parça bir şekilde Tayland'da bulunan Siamosaurus türlerinin de dahil olduğu Spinosauridae ailesine adını verir. Spinosaurus bunlardan en çok Irritator ile yakındır ve ikisi Spinosaurinae altailesine mensuptur.7 2003'te Oliver Rauhut, Stromer'in Spinosaurus holotipinin carcharodontosaurid ailesinden *Acrocanthosaurus*un sırt omurlarından ve büyük bir teropod *Baryonyx*in mandibulasından (dentary) oluşmuş bir kimera olduğunu öne sürdü.8 Ancak bu analiz son raporlarla reddedildi.910

Keşif

Spinosaurusun keşfi 1910-1914 yılları arasında Ernst Freiherr Stromer von Reichenbach önderliğinde Mısır Sahra'sında eski bir akarsu sisteminin yer aldığı jeolojik tabakalarda yapılan keşif gezilerine dayanır. 1912 güzünde Bavyera Bilimler Akademisi ve Bavyeralı Paleontolog Ernst Stromer'in yönlendirmesi ve finansal desteğiyle fosil koleksiyoneri Richard Markgraf Geç Kretase'den garip bir avcı dinozorun parçalı iskeletini buldu. Bu canlı 1915'te Stromer tarafından tanımlandı ve bilimsel olarak Spinosaurus aegyptiacus adı verildi.11 12 13

Paleobiyoloji

Spinosaurus her daim çokça çalışmalara konu olmuş, bulunan fosil kayıtlarının ışığında dinozorun fiziksel ve davranışsal özellikleri sürekli değişime uğramıştır. 2014 yılında Nizar İbrahim ve ekibinin yaptığı çalışma sonucunda Spinosaurus'un fiziksel duruşu ve vücut oranları değişmiştir. Geleneksel kabulde daha masif ve uzun arka bacakları olduğu ve bel kemiğinin nispeten hayvanın dik durmasını sağladığı düşünülürken; yeni çalışma sonucu Spinosaurus güçlü kolları olan, bacakları daha kısa ve kalın bir teropod olarak düşünülmeye başlamıştır. Bu dinozor sucul yaşama daha uygun gibi görünüyordu, karada quadrupedal (dört ayak üzerinde) şekilde yürüdüğü tahmin ediliyor ve artık daha genel kabul görüyor.14 2020 yılı içinde Nature dergisinde Nizar İbrahim ve arkadaşlarının yayımladığı yeni bir çalışma ışığında Spinosaurus{{'}}un kuyruk omurlarının da kuyruğunda aşağı ve yukarı yönde bir uzama gösterdiği ve kuyruğunun neredeyse sucul yaşama uyumlu amfibi canlılar gibi yüzgeç dokusu barındırdığı ileri sürülüyor. Bu yorum Spinosaurus'un sanılandan daha fazla suya adapte olduğu ve su kıyısında yaşamakla kalmayıp su habitatında avlanıp zamanını geçirebildiği anlamına geliyor.15

Paleoçevre

Mayıs 2020'de Nizar İbrahim ve arkadaşları tarafından bitirilen çalışmada yepyeni bir Spinosaurus kimliği ortaya konmuştur. Zaten eskiden beri, konik dişlerle kaplı uzun ve ince çenesi ve tırpanlı pençesiyle su kenarında balık avlayan bir teropod olduğu tahmin ediliyordu. Bunun ötesinde artık sadece su kenarlarında yaşayan değil bizzat suyun içinde zaman geçiren, av peşinde koşan bir yarı sucul teropod olduğu iddia edilmektedir.16 Bu yönde yeni bir kanıt da yakın zamanda bulunmuştur, bilim insanları Spinosaurus ve yakın akrabası Baryonyx'in kemiklerinin oldukça yoğun olduğunu göstermişlerdir ve bu sayede onların su altında avlanmak için kolayca dalabildiklerini savunmaktadırlar.17

Kafatasında burun açıklıklarının yerleşimi de ağız ucundan daha gerilere konumlanmıştır ve ona su içinde dalma açısından yerini belli etmemekte avantaj sağlamış olabilir. Normalde kuş olmayan dinozorların hemen hepsinin karasal yaşama adapte olduğu düşüncesi de bu çalışmayla sorgulanmaya başlamıştır. Geç Kretase dönemi'nde Sahra çölü ve çevresinin paleo nehirlerin kavşağı olan nemli bir bölge olduğu tabakabilimsel çalışmalarla ortaya konmuştur, bu çalışmalar Fas'ta Kem Kem formasyonu üzerinde yoğunlaşmış ve bu bölgedeki çok sayıda avcının bir arada yaşadığı; ancak bu bölgede yeter sayıda otçul dinozor bulunmadığı kayda geçmiştir. Bunun üzerine bazı türlerin farklı av tipleri üzerine yoğunlaştığı düşünülmektedir, zira dönemin nemli nehir sistemi olan bugünkü Sahra çölü'ndeki yaşam alanında çok sayıda balık türü yaşamaktaydı.18

Dış bağlantılar

Kaynakça

Orijinal kaynak: spinosaurus. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

Kategoriler