Biyolojik sistematik, geçmişte yaşamış ve günümüzde yaşayan canlıların çeşitlenmesi ve zaman içinde bu canlılar arasındaki ilişkileri inceleyen bir alandır. Bu ilişkiler evrim ağaçları, filogenetik ağaçları ya da kladogramlar (filogeniler) olarak görsel hâle getirilir. Filogenilerin iki bileşeni vardır: Gruplar arasındaki ilişkileri gösteren dallanma sırası ve evrim için geçen süreyi gösteren dal uzunluğu. Tür ve daha yüksek taksonların filogenetik ağaçları anatomik ya da moleküler özellikler gibi karakter özelliklerinin evrimi ve organizmaların dağılımını araştıran biyocoğrafya üzerine yapılan çalışmalarda kullanılır. Diğer bir deyişle sistematik, Dünya üzerinde yaşamın evrimsel tarihçesini anlamak için kullanılır.
Biyolojik sistematikte araştırmacılar farklı organizmalar arasındaki ilişkiyi anlamak için farklı dallar kullanırlar. Bu dallar günümüz sistematiğindeki uygulamaları ve kullanımları belirlemede kullanılır.
Biyolojik sistematik türleri üç farklı dal kullanarak sınıflandırır. Numerik sistematik ya da biyometri, hayvanları tanımlanamak ve sınıflandırmak için biyolojik istatistiği kullanır. Biyokimyasal sistematik hayvanları tanımlamak ve sınıflandırmak için hücre çekirdeği, organeller ve sitoplazma gibi hücrenin canlı kısımlarını oluşturan maddelerin analizini kullanır. Deneysel sistematik ise hayvanları tanımlamak ve sınıflandırmak için bir türü oluşturan evrimsel birimlere dayandığı kadar bunların evrim sürecindeki önemlerini de dikkate alır. Mutasyonlar, genetik ayrılma ve melezleşme gibi faktörlerin hepsi evrimsel birimler olarak kabul edilir.1
Bu belirli dalları kullanarak araştırmacılar günümüz sistematiği için uygulamaları belirleyebilmektedirler. Bu uygulamalar arasında şunlar bulunur: Organizmalar arasındaki çeşitliliği ve soyu tükenmiş ile yaşayan yaratıklar arasındaki farklılıkların araştırılması. Biyologlar kladogram, filogenetik ağaç, filogeni gibi çeşitli diyagramlar yaparak iyi anlaşılmış ilişkileri incelerler; organizmaların bilimsel adlandırması, türlerin tanımı ve özellikleri, taksonomik seviyeler, organizmaların evrimsel tarihçesinin sınıflandırılması da uygulama alanları arasındadır. Dünya üzerindeki biyoçeşitliliği ve organizmaları açıklamak için Koruma biyolojisinde sistematik araştırmalar uygulamır. Doğal dünyaya bilerek sokulan doğal avcılar ya da hastalıklarla biyolojik kontrol uygulaması da sistematik kullanır.2
John Lindley 1830'da sistematiğin ilk tanımlamalarından birini yapmıştır ancak "sistematik" terimi yerine "sistematik botanik" terimini kullanmıştır.3
Charles Michener vd. 1970 yılında sıklıkla karıştırılan ve birbirlerinin yerine kullanılan "sistematik biyoloji" ve "taksonomi" terimlerini birbirleri ile bağlantılı olarak şöyle tanımlamıştır:4
Sistematik biyoloji (bundan sonra basitçe sistematik olarak adlandırılacaktır) (a) organizmalar için bilimsel adları sağlayan, (b) onları tanımlayan, (c) onların koleksiyonlarını saklayan, (d) organizmaların sınıflandırmasını, tanımlanması için gereken anahtar noktaları ve dağılımları ile ilgileri sağlayan, (e) evrimsel tarihçelerini inceleyen ve (f) çevresel uyumlarını dikkate alan bir alandır. Bu alan özellikle teorik kapsamda olmak üzere son yıllarda kayda değer bir yeniden doğuş yaşamış olan, uzun bir tarihçeye sahip bir alandır. Teorik bulguların bir kısmı evrimsel alanlarla (yukarıdaki e ve f konuları) ilgilidir, kalan kısmı ise özellikle sınıflandırma sorunsalı ile ilgilidir. Taksonomi ise sistematiğin (a) ve (d) konuları ile ilgilenen parçasıdır.
"Taksonomi" terimi Augustin Pyramus de Candolle tarafından ortaya atılmışken "sistematik" terimi, taksonominin babası sayılan Carl Linnaeus tarafından ortaya atılmıştır.
Taksonomi, sistematik biyoloji, sistematik, biyosistematik, bilimsel sınıflandırma, biyolojik sınıflandırma, filogenetik: Tarihin belirli dönemlerinde tüm bu terimler birbiri ile örtüşen, ilişkili anlamlara sahip olmuşlardır. Ancak, günümüzde hepsi birbirinin eş anlamlısı olarak kabul edilmektedir.
Ancak "taksonomi", özellikle de "alfa taksonomi" yalnızca organizmaların belirlenmesi, tanımlanması ve adlandırılması ile uğraşırken5 "sınıflandırma" organizmaları diğer organizmalar ile olan ilişkilerini gösteren hiyerarşik gruplara yerleştirmek üzeine yoğunlaşır. Tüm bu biyolojik disiplinler hem soyu tükenmiş hem de yaşayan organizmalar ile uğraşır.
Bir organizmanın diğer organizmalarla olan ilişkisini anlamak için ilk olarak o organizmanın gerektiği gibi incelenip, doğru olarak tanımlanıp sınıflandırılması için yeterli detayda belirlenmesi gerektiği için sistematik, taksonomiyi araştırma alanında asıl araç olarak kullanır. Bilimsel sınıflandırmalar bilgilerin kaydedilip bildirilmesi için yardımcı araçlardır. Sistematik alanında uzmanlaşan bilim insanlarına sistematikçi adı verilir. Sistematikçilerin var olan sınıflandırma sistemlerini kullanabilmeleri ya da kullanmadıkları durumda neden kullanmadıklarını açıklayabilecek kadar iyi bilmeleri gerekmektedir.
Fenetik, atalardan kalma (plesiomorfi) ve türemiş (apomorfi) arasında hiçbir fark gözetmeksizin, yalnızca genel benzerliğin ölçülmesi yoluyla organizmalar arasındaki ilişkiyi belirlemek için yapılmış bir girişimdir. Yerine 20. yüzyılın sonlarından itibaren Dünya'da tarih boyunca yaşamış çeşitli organizmalar arasında filogeniyi çözümleyebilmek içinatalardan kalma özellikleri reddeden kladistik geçmiştir. Günümüzde sistematikçiler, organizmaları incelemek için yaygın olarak moleküler biyoloji ve bilgisayar yazılımlarını kullanırlar.
Orijinal kaynak: sistematik. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page