Retinoidler, A vitamini vitamerleri olan veya kimyasal olarak benzer özelliklere sahip olan kimyasal bileşiklerin bir sınıfıdır. Retinoidler tıpta, epitel hücre büyümesini düzenledikleri için geniş bir kullanım bulmuşlardır.
Retinoidlerin, vücutta görme fonksiyonları1, hücre proliferasyonu(çoğalması) ve farklılaşması, kemik dokusunun büyümesi, bağışıklık fonksiyonu ve tümör baskılayıcı genlerin aktivasyonu gibi birçok önemli işlevi vardır.
Deri kanserlerini tedavi etme yetenekleri de araştırılmaktadır. Günümüzde alitretinoin (9-cis-retinoik asit) Kaposi sarkomunun neden olduğu deri lezyonlarında yardımcı tedavi olarak topikal yolla kullanılabilir.
Üç jenerasyon retinoid vardır:
Bazı yazarlar dördüncü nesil olarak piranonlardan türetilen retinoidleri düşünmektedir. Bu tarz bir bileşik, seletinoid G'dir.2
Hidrofobik retinoid molekülünün temel yapısı, bir siklik uç grubu, bir polien yan zinciri ve bir polar uç grubundan oluşur. Polien yan zincirinde alternatif C=C çift bağları ile oluşturulan konjuge sistem retinoidlerin renginden (tipik olarak sarı, turuncu veya kırmızı) sorumludur. Bu nedenle, birçok retinoid kromoforlardır . Yan zincirlerin ve uç grupların değiştirilmesi, çeşitli retinoid sınıflarını oluşturur.
Birinci ve ikinci jenerasyon retinoidler, alternatif tek ve çift bağları ile sağlanan esneklik nedeniyle birkaç retinoid reseptörü ile bağlanabilir.
Üçüncü jenerasyon retinoidler, birinci ve ikinci jenerasyon retinoidlere göre daha az esnektirler ve bu nedenle daha az retinoid reseptörü ile etkileşirler.
Diyetten gelen retinoidlerin ana kaynağı, hayvan kaynaklarından elde edilen karotenler ve retinil esterler gibi bitki pigmentleridir. Retinil esterler, serbest retinol ve karşılık gelen yağ asidi (yani palmitat veya stearat) elde etmek için bağırsak lümeninde hidroliz edilir. Hidrolizden sonra, retinol enterositler tarafından alınır. Retinil ester hidrolizi, misellerde retinil esterleri çözme ve hidrolize edici enzimleri aktive etmeye hizmet eden safra tuzlarının varlığını gerektirir.3
Bağırsak lümeninde bulunan birkaç enzim, retinil esterlerinin hidrolizinde rol oynayabilir. Kolesterol esteraz pankreastan bağırsak lümenine salınır ve in vitro olarak retinil ester hidrolaz aktivitesini gösterir. Ek olarak, ince bağırsağın sınır zarına özgü bir retinil ester hidrolaz, sıçanda olduğu gibi insanda da karakterize edilmiştir. Farklı hidrolize edici enzimler farklı safra tuzları tarafından aktive edilir ve farklı substrat özelliklerine sahiptir. Örneğin, pankreas estemisi kısa zincirli retinil esterler için seçici iken, sınır membran enzimi tercihen, palmitat veya stearat gibi bir uzun zincirli yağ asidi içeren retinil esterleri hidrolize eder. Retinol, ince bağırsağın emici hücrelerine, tercihen trans-retinol formunda girer.
Retinoidler çok çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır ve enflamatuar cilt bozuklukları, cilt kanserleri, hücre döngüsünün bozulması (örneğin sedef hastalığı)4, fotograsyon5 ve cilt kırışıklıkları6 gibi bir dizi dermatolojik durumun tedavisinde etkilidirler.
Retinoidler tarafından tedavi edilen yaygın cilt hastalıkları akne ve sedef hastalığıdır.7
İzotretinoin, sadece, bazı hastalarda aknenin bilinen olası tek tedavisi olarak kabul edilmez, daha öncesinde lösemi gibi bazı kanserler için kemoterapi tedavisiydi.
İnsan embriyonik kök hücreleri ayrıca retinoidlerin varlığında kortikal kök hücrelere daha kolay ayrılır.8
Retinoidlerin baş ve boyun kanseri riskini azalttığı bilinmektedir.910
Retinoidler çeşitli şekillerde sentezlenebilir. Retinoid toksisitesini düşürmek ve retinoid aktivitesini geliştirmek için yaygın bir prosedür glukuronidasyondur. Walker ve diğerleri glukuronizasyonu gerçekleştirmek için yeni bir sentez önermişlerdir.11
Zehirli etkiler uzun süreli yüksek alımlarla ortaya çıkar. Spesifik toksisite, maruz kalma süresi ve maruz kalma konsantrasyonu ile ilgilidir. Kronik zehirlenmenin tıbbi bir işareti, uzun kemiklerde acı verici yumuşak şişliklerinin varlığıdır. Anoreksiya, deri lezyonları, saç dökülmesi, hepatosplenomegali, papilloedema, kanama, genel halsizlik, psödotümör serebri ve ölüm de oluşabilir.
Kronik aşırı doz ayrıca biyolojik zarların ve cildin dış tabakasının soyulmasının artmasına neden olur.12
Son araştırmalar, antimalaryal ilaç proguanil de dahil olmak üzere çeşitli ilaçların kutanöz yan etkilerinde retinoidler için bir rol önermiştir. Proguanil gibi ilaçların retinoid homeostazı bozduğunu öne sürmektedir.
Sistemik retinoidler (izotretinoin, etretinat), gebelik sırasında merkezi sinir sistemi, kranyo-yüz (kafatası-yüz), kardiyovasküler ve diğer kusurlara neden olabileceği için kontrendikedir.
Orijinal kaynak: retinoid. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page