presocratici ne demek?
Presokratikler
Presokratikler, Sokrates öncesi yaşamış ve düşünmüş olan filozoflara verilen genel addır. Kronolojik olarak Sokrates'ten önce yaşamış olsalar da, düşünce yapılarındaki farklılıklar onları Sokrates'ten ayırır. Presokratik filozoflar, genellikle mitolojik açıklamaların yerine, evreni ve doğayı akılcı ilkelerle açıklamaya çalışmışlardır.
Temel Özellikleri:
- Doğa Felsefesi: Evrenin kökeni (Arkhe) ve temel unsurları üzerine yoğunlaşmışlardır.
- Akılcılık: Mitoslardan ziyade akıl ve gözleme dayalı açıklamalar getirmişlerdir.
- Tekçilik ve Çokçuluk: Bazı filozoflar evrenin temelinde tek bir maddenin (su, hava, ateş gibi) olduğunu savunurken, bazıları birden fazla temel unsurun varlığını öne sürmüşlerdir.
Önemli Presokratik Filozoflar ve Temel Fikirleri:
- Thales: Felsefenin babası olarak kabul edilir. Her şeyin kökeninin su olduğunu savunmuştur.
- Anaksimandros: Apeiron adını verdiği sınırsız, belirsiz bir ilk maddeden her şeyin türediğini iddia etmiştir.
- Anaksimenes: Her şeyin kökeninde havanın bulunduğunu ve havanın yoğunlaşması ve seyrekleşmesiyle diğer maddelerin oluştuğunu savunmuştur.
- Pythagoras: Sayıların evrenin temelini oluşturduğunu ve her şeyin sayılarla açıklanabileceğini öne sürmüştür.
- Herakleitos: "Aynı nehirde iki kez yıkanılamaz" sözüyle ünlüdür. Sürekli değişimin evrenin temel özelliği olduğunu ve her şeyin zıtlıklar aracılığıyla var olduğunu savunmuştur. Ateşi temel unsur olarak görmüştür.
- Parmenides: Varlığın var olduğunu, yokluğun ise olmadığını savunmuştur. Değişimi bir yanılsama olarak görmüştür.
- Empedokles: Dört temel elementin (toprak, su, hava, ateş) var olduğunu ve bunların sevgi ve nefret (çekim ve itme) kuvvetleri tarafından bir araya getirildiğini savunmuştur.
- Anaksagoras: Her şeyde her şeyden bir parça bulunduğunu ve Nous (akıl) tarafından düzenlendiğini öne sürmüştür.
- Demokritos: Atomların varlığını ilk kez öne süren filozoftur. Her şeyin bölünemez atomlardan ve boşluktan oluştuğunu savunmuştur.
Presokratiklerin düşünceleri, felsefe ve bilim tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır ve sonraki düşünürleri derinden etkilemiştir. Onların evreni akılcı bir şekilde anlama çabaları, modern bilimin temellerini atmıştır.