Polonya Seferi veya Polonya'nın İşgali, II. Dünya Savaşı'nın başlangıcı olarak kabul edilir. Nazi Almanyası'nın işgal harekâtı Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı'nın (Molotov-Ribbentrop Paktı) imzalanmasından bir hafta sonra, 1 Eylül 1939'da başlamış ve 6 Ekim 1939'da Almanya ve Sovyetler Birliği'nin Polonya'nın tamamını işgal etmeleriyle son bulmuştur. Alman saldırısı, savaş ilanı olmadan yapılmıştı. Bu saldırı uluslararası hukuka aykırı bir saldırı savaşıdır.1
Gleiwitz Vakası'nın ertesi sabahı, Alman birlikleri Polonya'ya kuzeyden, güneyden ve batıdan girdiler. Almanlar ilerledikçe Polonya kuvvetleri Polonya-Almanya sınırındaki mevzilerinden daha doğudaki hazırlanmış savunma hattına çekildiler. Eylül ortasında, Bzura Muharebesi'ndeki Polonya yenilgisinden sonra Almanlar tartışmasız bir avantaj elde ettiler. Polonya kuvvetleri daha sonra güneydoğuda, Romanya sınırındaki dağlık bölgede daha önceden uzun bir savaş beklentisiyle hazırlanmış olan savunma hatlarına (Romanya Köprübaşı) çekilerek umdukları Fransız ve İngiliz yardımının gelmesini beklediler.
Sovyet Kızıl Ordusunun 17 Eylül'de Kresy'yi işgal etmesi Polonya'nın savunma planını işe yaramaz hale getirdi.2 İkinci bir cepheyle yüz yüze gelen Polonya hükûmeti Romanya Köprübaşı'nı savunmanın artık lüzumsuz olduğuna karar vererek tüm birliklerin acilen tarafsız Romanya'ya geçmeleri emrini verdi.3 6 Ekim'de, Kock Muharebesi'ndeki Polonya yenilgisiyle Alman ve Sovyet kuvvetleri tüm Polonya'nın kontrolünü ele geçirdiler. İşgalin tamamlanmasıyla İkinci Polonya Cumhuriyeti son bulmuş oldu, ancak Polonya asla resmen teslim olmadı.
1933'te, Adolf Hitler liderliğindeki Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi Almanya'da iktidara geldi. Almanya Avrupa'ya hükmetme, Sovyetler Birliği topraklarını ele geçirerek daha fazla "Yaşam Alanı" (Lebensraum) elde etme ve "Büyük Almanya"yı (Großdeutschland) genişleterek sonunda müttefik, kukla ve uydu devletlerden oluşan bir çember içinde kalma peşindeydi.4 Hitler, bu uzun vadeli planın parçası olarak ilk önce Polonya ile bir yakınlaşma politikası güderek Almanya-Polonya ilişkilerini geliştirmeye çalıştı ve 1934'te Almanya-Polonya Saldırmazlık Paktı imzalandı.5 Önceleri, Hitler'in dış politikası Fransa-Polonya ilişkilerini zayıflatarak Polonya'yı Anti-Komintern Paktının içine çekmek ve Sovyetler Birliği'ne karşı ortak cephe oluşturmak üzerine kurulmuştu.67 Polonya'ya, kuzeydoğusunda toprak verilecekti, fakat Polonya'nın vazgeçmesi gereken topraklarının konumu Polonya'nın Almanya'ya bağımlı hale gelmesi anlamına geliyordu. Polonyalılar sonunda bağımsızlıklarının tamamen tehdit altına gireceğinden korkuyorlardı.
Sovyet topraklarına ilave olarak nasyonal sosyalistler, Polonya sınırının yeniden çizilmesi gerektiğini düşünüyorlardı, çünkü Almanya'nın bir eyaleti olan Doğu Prusya, Reich'ın geri kalanından Danzig Koridoruyla ayrılmıştı. Koridor, uzun zamandır Almanya ve Polonya arasında tartışma konusu olan ve her iki tarafın da yerleştiği bir toprak parçası olmuştu. Versailles Barış Antlaşması ile Koridor Polonya toprağı hâline geldi. Çoğu Alman vatandaşı Danzig ve çevresinin de Almanya'ya dahil edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Danzig, nüfusunun %95'i Almanca konuşan önemli bir liman kentiydi.8 Versay anlaşmasıyla Almanya'dan ayrılmış ve ismen Bağımsız Danzig Şehri olmuştu. Hitler bu toprak kayıplarını tersine çevirme peşindeydi ve birçok kereler Alman milliyetçiliğine hitap ederek Koridordaki Alman azınlığı ve hatta Danzig'in kendisini kurtarma sözü vermişti.9
Polonya, Münih Antlaşmasının taraflarından olmamasına rağmen antlaşmanın ardından Çekoslovakya'nın paylaşılmasında yer aldı. 30 Eylül 1938'de bir ültimatom vererek Çekoslovakya'dan Český Těšín kentini istedi ve Çekler 1 Ekim 1938'de ültimatomu kabul etti.
1937'den itibaren Almanya bir yandan Danzig için ısrarını artırırken bir yandan da Danzig Koridoru boyunca Doğu Prusya'yı Almanya ana karasına bağlayacak bir otoyol yapılmasını önermekteydi. Öneriyi kabul etmenin, Almanya'nın daha fazla isteklerde bulunması ve sonuçta Çekler gibi tamamen ortadan kaldırılmaları sonucunu doğuracağından çekinen Polonya öneriyi reddetti.10 Polonyalı liderler Hitler'e hiç güvenmiyorlardı. Üstelik, Almanya'nın Ukrayna Milliyetçileri Örgütü'nden Polonya karşıtı Ukraynalı milliyetçilerle işbirliği içinde olması Almanya'nın güvenilirliğini daha da azaltıyordu. İngilizler de Almanya ve Polonya arasındaki gerilimin farkındaydılar. 31 Mart'ta, İngiltere ve Fransa Polonya'nın toprak bütünlüğünü koruyacaklarını ilan ettiler. Diğer taraftan, İngiliz Başbakanı Neville Chamberlain ve Dışişleri Bakanı Lord Halifax Hitler'le Danzig konusunda bir anlaşmaya varma umudu taşıyorlardı ve Hitler de aynı beklenti içindeydi. Chamberlain ve destekçileri savaşın önlenebileceğine inanıyorlardı ve Almanya'nın, Polonya'nın geri kalanını rahat bırakacağını umuyorlardı.
Gerilim tırmanırken Almanya daha saldırgan bir diplomasi izlemeye başladı. 28 Nisan 1939'da Almanya, 1934 tarihli Almanya-Polonya Saldırmazlık Paktı'ndan ve 1935 tarihinde imzaladığı Londra Deniz Antlaşmasından tek taraflı olarak çekildi. Bu arada Danzig ve Koridor üzerine yapılan görüşmeler sekteye uğradı ve aylar boyunca Almanya ve Polonya arasında diplomatik ilişki kurulmadı. Bu dönemde Almanlar, İngiltere ve Fransa ile Sovyetler Birliği arasında Almanya'ya karşı ittifak kurma çabalarının sonuçsuz kaldığını ve Sovyetlerin Almanya'yla Polonya'ya karşı bir ittifak yapma peşinde olduklarını öğrendiler. Hitler ise zaten Polonya sorununa olası bir askerî çözüm için -Beyaz Dosya- emirler yayınlamıştı.
23 Ağustos'ta Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı'nın imzalanmasıyla Almanya, Polonya'ya karşı yapılacak bir sefere Sovyet müdahalesi ihtimalini ortadan kaldırınca savaş kaçınılmaz oldu. Hatta Sovyetler Birliği, Polonya yüzünden İngiltere ve Fransa'nın Almanya'ya savaş açması durumunda Almanya'ya yardım etmeyi kabul etti ve paktın gizli bir protokolüne göre11 de Avrupa'yı kendi aralarında nüfuz bölgelerine ayırdılar ve Polonya'nın da batı 1/3'lük kısmının Almanya'ya, doğu 2/3'lük kısmının Sovyetler Birliğine katılması konusunda uzlaşmaya vardılar.
Alman saldırısının orijinal başlama tarihi 26 Ağustos saat 04:00 olarak kararlaştırılmıştı. Ancak 25 Ağustos'ta Fransa-Polonya Askeri İttifakı'nı desteklemek üzere İngiltere-Polonya Ortak Savunma Antlaşması imzalandı. Bu bağlamda İngiltere, Polonya'nın savunmasında aktif rol oynayacağını ve Polonya'nın bağımsızlığını koruyacağını ilan etmiş oluyordu. Aynı zamanda, İngiltere ve Polonya Berlin'e çözüm konusunda -Hitler'in düşündüğü şekilde olmasa da- görüşmeye devam edebilecekleri konusunda sinyal veriyorlardı. Bu nedenle Hitler geri adım attı ve tam başlamak üzereyken saldırıyı 1 Eylül'e erteledi.
Ancak bir istisna vardı: 25/26 Ağustos gecesi, işgalin ertelendiğinden haberi olmayan bir grup Alman sabotajcısı Silesya'daki Mosty tren istasyonu ile Jablunkov Geçidine saldırı düzenledi. 26 Ağustos sabahı bu grup Polonya birliklerince püskürtüldü. Almanya olayı "delirmiş bir kişinin" yol açtığı bir vaka olarak tanımladı.
26 Ağustos'ta Hitler, İngiltere ve Fransa'yı yaklaşmakta olan çatışmaya karışmaktan vazgeçmeleri konusunda ikna etmeye çalıştı ve hatta, gelecekte Wehrmacht'ın İngiliz imparatorluğunun kullanımına sunulabileceği sözünü verdi.12 Görüşmeler Hitler'i, Batılı Müttefiklerin Almanya'ya savaş ilan etmesinin çok zayıf bir ihtimal olduğuna, böyle bir şey olsa bile Polonya'nın işgali bittikten sonra Almanya lehine bir anlaşmaya varılabileceğine ikna etti. Bu arada, yüksek irtifa keşif uçuşlarının sayısının artması ve sınır boyunca görülen askerî hareketlilik savaşın artık çok yakın olduğunu gösteriyordu. 29 Ağustos gecesi, İngilizlerin talebi üzerine Almanlar yeni bir teklif ilettiler. Yeni talepte Almanlar sadece Danzig'in iadesini değil, Danzig Koridor'unu (Hitler daha önce böyle bir talepte bulunmamıştı) ve Polonya'daki Alman azınlığın hamiliğini de istiyorlardı. Müzakerelere yeniden başlamaya istekli olduklarını, ancak antlaşma imzalama yetkisi olan bir Polonyalı temsilcinin en geç ertesi gün Berlin'e gelmesi gerektiğini ifade ediyorlardı.13 İngiliz hükûmeti müzakerelerin yeniden başlaması kararından memnuniyet duymakla birlikte, daha birkaç ay önce ülkesini resmen teslim etmek zorunda bırakılan Emil Hacha'nın durumunu göz önüne alarak tam imza yetkisi olan Polonyalı bir temsilcinin alelacele Berlin'e gitmesi isteğini kabul edilemez bir ültimatom olarak değerlendirdi.1415 30/31 Ağustos gecesi Alman Dışişleri Bakanı Joachim von Ribbentrop İngiliz büyükelçisine 16 maddelik Alman taleplerini okudu. Büyükelçi, Polonya tarafına iletilmek üzere belgenin bir kopyasını isteyince Ribbentrop Polonya temsilcisinin gün bitmeden Berlin'e gelmediğini öne sürerek talebi reddetti.16 Polonya büyükelçisi Lipski 31 Ağustos'ta Polonya'nın müzakerelere açık olduğunu ifade etmek üzere Ribbentrop'u ziyarete gittiğinde tam imza yetkisinin olmadığını söyleyince Ribbentrop tarafından geri çevrildi. Bunu üzerine Polonya'nın Almanya'nın teklifini reddettiği ve bu nedenle müzakerelerin sona erdiği yayını yapıldı. Hemen ardından Hitler işgal planının icra edilmesi emrini verdi.
29 Ağustos'ta Alman sabotajcılar Tarnow tren istasyonuna bombalı saldırı düzenleyerek 21 yolcunun ölümüne, 35 yolcunun yaralanmasına neden oldular.
30 Ağustos'ta Polonya Donanması muhrip filosunu olası bir Alman saldırısından korumak için İngiltere'ye yolladı. Aynı gün Polonya Mareşali Edward Rydz-Śmigły seferberlik ilan etti. Ancak, Alman birliklerinin Polonya sınırında yığıldığını göremeyen ve hala diplomatik bir çözüm bulunabileceği umudunu taşıyan Fransa, emri iptal etmesi yönünde baskı yaptı.17 31 Ağustos gecesi Alman ajanlarınca Gleiwitz Vakası tertip edildi.18 Aynı gece Hitler, ertesi gün saat 04:45'te Polonya saldırısının başlaması emrini verdi. Fransa'nın müdahalesi yüzünden Polonya ordusunun sadece %70'i seferber olabilmişti ve birçok birlik hala cepheye hareket hâlindeydi.
31 Ağustos 1939'da, Polonyalı kılığına bürünmüş Alman güçlerince Yukarı Silezya'nın Gleiwitz (1945'ten beri Gliwice) kentindeki Gleiwitz Radyo İstasyonu'na yapılan düzmece saldırı yapıldı. Saldırı, Almanya'nın Polonya'nım işgalini haklı bir nedeni olduğunu göstermek amacıyla, Polonya'nın sözde saldırganlığını göstermek için tertip edilmiştir.19
Polonya ile kıyaslandığında Almanya'nın ciddi bir sayısal avantajı vardı ve savaş öncesinde kayda değer bir savaş gücü oluşturmuştu. Alman Kara Kuvvetlerinin (Heer) 6 panzer tümeni olarak organize edilmiş, yeni bir harekât doktrini uygulayan 2.400 tankı vardı. Buna göre, bu tümenler diğer birliklerle koordineli olarak hareket edip belirlenen noktalarda cepheyi yaracak, düşman birliklerinin arkasına sarkarak çembere alacak ve diğer birliklerin yardımıyla yok edecekti. Müteakiben, daha yavaş olan piyade ve mekanize piyade birlikleri kalan düşmanı temizleyecekti. Hava Kuvvetleri Luftwaffe hem taktik hem stratejik hava desteği verecek, özellikle de pike bombardıman uçakları düşmanın ikmal ve iletişim hatlarını vuracaktı. Hepsi birlikte, bu yeni metotlara "Blitzkrieg" (Yıldırım Savaşı) adı verildi. Tarihçi Basil Liddell Hart "Polonya, Blitzkrieg teorisinin tam bir gösterisidir." demiştir."20
Savaş uçakları harekâtta önemli rol oynadılar. Bombardıman uçaklarının şehirleri de bombalaması sonucu çok sayıda sivil kayıpları oldu. Luftwaffe, 1.180 avcı uçağı, 290 Ju 87 Stuka pike bombardıman uçağı, 1.100 konvansiyonel bombardıman uçağı (çoğunlukla Heinkel He 111ler ve Dornier Do 17ler) ile 550 nakliye ve 350 keşif uçağına sahipti.2122 Toplamda Almanya, çoğu modern yaklaşık 4.000 uçağa sahipti. Bu saldırıya 2.315 uçaklık bir kuvvet ayrıldı.23 İspanya İç Savaşı'ndaki tecrübeleri nedeniyle Luftwaffe, muhtemelen 1939'da dünyanın en tecrübeli, en iyi eğitimli ve en iyi donanımlı hava kuvvetiydi.24
1936 ile 1939 arasında Polonya, İç Sanayi Bölgesine büyük yatırımlar yaptı. Almanya'ya karşı yapılacak bir savunma için çalışmalar yıllardır yürütülüyordu, ama tahminlerin çoğu savaşın en erken 1942'de patlak vereceğini söylüyordu. Endüstriyel gelişime yatırım yapabilmek için Polonya, ürettiği modern teçhizatın tamamını satıyordu.25 1936'da Polonya ordusunu güçlendirmek için bir Ulusal Savunma Fonu oluşturuldu. Polonya ordusunun yaklaşık bir milyon askeri olmakla birlikte, 1 Eylül'de sadece yarısı seferber olmuş durumdaydı. Birliklerine daha sonra katılmaya çalışanların çoğu daha yolda Luftwaffe'nin hedefi oldular. Polonya ordusunda Almanya'ya oranla daha az sayıda tank vardı ve bunlar da piyade birliklerine dağıtıldığından düşmanla etkin bir çatışmaya girme ihtimalleri azalmıştı.26
Sovyet-Polonya Savaşı'nda kazanılan tecrübe Polonya ordusunun yapısal ve operasyonel doktrinini şekillendirmişti. I. Dünya Savaşı'nın siper savaşlarının aksine Sovyet-Polonya Savaşı süvarinin hareket kabiliyetinin belirleyici rol oynadığı bir çatışma olmuştu.27 Polonya hareketliliğin faydalarını görmüştü ancak pahalı ve henüz denenmemiş yeni buluşlara harcayacak kaynağı yoktu. Buna rağmen Polonya süvari tugayları atlı piyade gibi kullanılarak bazı durumlarda Alman piyade ve süvarisine karşı başarılar elde etti.28
Polonya Hava Kuvvetleri (Lotnictwo Wojskowe) Almanya Luftwaffesi karşısında ciddi bir dezavantaja sahipti, ancak genel olarak inanılanın aksine daha ilk günlerde yerde imha edilmedi. Polonya modern avcı uçaklarına sahip değildi belki ama pilotları, ertesi yıl Britanya Savaşı'nda gösterdikleri üzere zamanın en iyi eğitimli pilotları arasındaydılar.29 Sonuç olarak Alman uçakları nitelik ve nicelik bakımından üstünlüğe sahiptiler. Polonya'nın sadece 600 uçağı mevcuttu ve bunlardan sadece 37 adet PZL.37 Łoś bombardıman uçakları modern ve Almanlarınkiyle kıyaslanabilirdi. Polonya Hava Kuvvetleri yaklaşık olarak 185 adet PZL P.11 ve 95 adet PZL P.7 avcı uçağı, 175 adet PZL.23 Karaś B, 35 Karaś A uçağına sahipti ve 100'ün üzerinde PZL.37 Łoś Eylül ayı itibarıyla üretimdeydi. Ancak savaş başladığında bunların sadece %70'i seferber olmuştu. Polonya'nın hava kuvvetlerini genişletme stratejisi güçlü bir bombardıman filosu oluşturmak üzerineydi. Polonya avcı uçakları Almanlarınkinden bir nesil daha eskiydi. Öyle ki, 1930'ların başında üretilen PZL P.11 avcı uçakları saatte 365 km azami hıza sahipti, ki bu, Alman bombardıman uçaklarından bile yavaş demekti. Pilotlar bunu telafi etmek için yüksek manevra kabiliyetine ve dalış hızına güveniyorlardı.30 Zırhlı birlikleri 2 zırhlı tugay, 4 bağımsız tank taburu ve piyade tümenleri ile süvari alaylarına tahsis edilmiş 30 kadar tanket bölüğünden ibaretti.31 Bu savaş sırasında Polonya ordusunun standart tankı 7TP hafif tankıydı. Dünyanın dizel motorlu ilk tankıydı ve 360° Gundlach periskopuna sahipti.32 7TP, en yaygın rakibi Alman Panzer I ve Panzer II tanklarından belirgin şekilde daha iyi zırha sahipti ancak 1935'ten savaşın başlangıcına kadar sadece 140 adet üretilmişti. Ayrıca, 50 adet Renault R35 ve 38 adet Vickers E gibi az sayıda daha modern ithal tankları da mevcuttu.
Alman planları Genelkurmay Başkanı General Franz Halder tarafından hazırlanmış, harekâtın başkomutanı General Walther von Brauchitsch tarafından uygulanmıştır. Savaş ilanı olmadan saldırının başlamasını ve düşman birliklerinin geniş çaplı çembere alınarak yok edilmesini öngörüyordu. Henüz tam olarak mekanize hale gelmemiş de olsa hızlı hareket edebilen top ve ikmal desteğine sahip piyade birlikleri, tanklar ve bindirilmiş kıtalar eşliğinde cephenin belirli bölümlerine saldırarak yarma harekâtı yapacak, düşman birliklerinin ikmal ve iletişim yollarını keserek çembere alacak ve yok edecekti. Heinz Guderian da dahil bazı generallerce benimsenmiş olan savaş öncesinin "zırhlı teorisi" (Amerikalı bir gazeteci tarafından 1939'da Blitzkrieg olarak adlandırılmıştı), tank tümenlerinin cepheyi delerek düşman hatlarının çok gerisine kadar ilerlemesini öngörüyordu, ancak Polonya'da savaş daha çok klasik yöntemlerle ilerledi. Bunun nedeni, Alman yüksek komutasının muhafazakâr tutumu ve tankları ve mekanize birlikleri hala normal piyade birliklerine destek olarak görmeleriydi.
Polonya'nın arazi yapısı, hava şartları elverdiği sürece, mobil operasyonlara çok uygundu. Ülkede, büyük cephe genişliğine izin veren geniş ovalar mevcuttu ve Polonya'nın, Almanya ile sınırı (Doğu Prusya da dahil) 2.000 kilometreden fazlaydı. Münih Antlaşmasıyla Südetlerin Almanya'ya verilmesi, sonrasında Almanya'nın Bohemya ve Moravya'yı işgali ve Slovak kukla devletinin kurulmasıyla bu sınır daha da genişledi ve Polonya'nın güney kanadı da tehlikeye açık hale geldi.
Almanlar, büyük bir çembere alma harekâtı planlayarak Polonya ile olan bu geniş sınırın avantajını sonuna kadar kullanmaya niyetliydiler. Alman birlikleri Polonya'yı 3 yönden işgal edecekti:
Her üç saldırı kolu Varşova'da buluşarak tüm Polonya ordusunu Vistula Nehrinin batısında çembere alacaktı. Harekât 1 Eylül'de başlayarak II. Dünya Savaşı'nın ilk operasyonu oldu.
Olası bir işgal durumunda yardıma geleceği sözü veren İngiliz hükûmetine güvenen Polonya hükûmeti, ordusunu Alman sınırına yerleştirerek savunma yapma kararlılığındaydı (Batı Planı). Polonya'nın değerli doğal kaynaklarının, endüstrisinin ve nüfusunun çoğu batıda, Doğu Yukarı Silesya olarak bilinen bölgede bulunuyordu. Polonya'nın politikası bu bölgenin korunması üzerine kurulmuştu, çünkü eğer Almanya'nın hak iddia ettiği bu bölgeden çekilirse Münih Antlaşması'nda olduğu gibi İngiltere ve Fransa'nın Almanya ile ayrı bir barış antlaşması yapacaklarından korkuyorlardı.33 Müttefiklerinden hiçbirinin Polonya'nın toprak bütünlüğünü özellikle garanti aldıklarını belirtmemiş olmaları Polonyalıların endişe kaynağıydı. Bu nedenle Polonya, Fransızların savunma hatlarını Vistula ve San Nehirlerinin gerisine kurma önerilerini, generallerinden bazıları da desteklemesine rağmen geri çevirdi. Batı Planı, Polonya ordusunun ülkenin içlerine doğru geri çekilmesine izin veriyordu ancak bu, önceden hazırlanmış savunma hatlarına yavaş bir çekilmeyi öngörüyordu ve amacı da esasen seferberliğin tamamlanması ve Batılı Müttefiklerin desteğiyle bir karşı saldırı planlanması için zaman kazanma amacını güdüyordu.34 İngiliz ve Fransızlar, Polonya'nın 2 ila 3 ay kendisini savunabileceğini düşünürken Polonyalılar, en azından 6 ay savunabileceklerini tahmin ediyorlardı. Polonya'nın tahmini, Müttefiklerin derhal savaş ilan ederek kendi taarruzlarını başlatacakları varsayımına dayanıyordu. Dahası, İngilizler ve Fransızlar savaşın tıpkı I. Dünya Savaşı gibi çabucak bir siper savaşına dönüşmesini bekliyorlardı. Polonya hükûmeti bu stratejiden haberdar edilmemişlerdi ve bu yüzden savunmalarını Müttefiklerin kuracağı baskıya göre şekillendirmişlerdi.3536
Polonya kuvvetleri Polonya-Almanya sınırı boyunca ince bir hat üzerinde yerleşmişti ve dezavantajlı bir arazide yoğun ve iyi savunma hatlarından yoksundular. Bu strateji aynı zamanda ikmal hatlarını da korumasız bırakıyordu. Polonya kuvvetlerinin yaklaşık üçte biri Danzig Koridoru ve etrafında yoğunlaşmıştı ve bu nedenle Doğu Prusya ve Almanya'dan başlatılabilecek bir kıskaç harekâtıyla çembere alınma tehlikesi altındaydı. Diğer bir üçte birlik kısım ülkenin kuzey-orta bölümünde, Łódź ve Varşova arasında konuşlanmıştı.37 Polonyalıların ileri cephede yoğunlaşmaları, oyalayarak geri çekilme ihtimallerini yok ediyordu, zira bir miktar mekanize birliğe sahip Alman ordusuna kıyasla yaya Polonya ordusu çok yavaş ilerleyebiliyordu ve daha gerideki savunma pozisyonlarına düşmandan önce varmaları mümkün değildi.38
Her ne kadar Polonya askerî açıdan çatışmaya hazırlanıyor olsa da, sivil halk tamamen hazırlıksızdı. Savaş öncesi Polonya propagandası herhangi bir Alman işgalinin kolayca bertaraf edilebileceğini iddia ediyordu. Buna bağlı olarak, Polonya birliklerinin aldığı yenilgiler, hiçbir hazırlığı olmayan Polonyalı sivilleri gafil avladı.39 Böyle bir felakete hazır olmayan siviller panikleyip doğuya doğru göç etmeye başlayınca kaos daha da yayıldı, askerlerin morali iyice çöktü ve yolları tıkayarak birliklerin hareketini daha da yavaşlattı.40
Alman birliklerinin harekâtını meşru müdafaa gibi gösterme amacıyla organize edilen Gleiwitz Vakası gibi bazı düzmece saldırıları takiben, savaşın ilk taarruzu 1 Eylül 1939 saat 04:40'ta Luftwaffe'nin Wielun kentini bombalaması oldu. Bombardıman, şehrin %75'ini yok ederken, saldırı 1200 kadar sivilin ölümüne yol açtı. Beş dakika sonra, Alman savaş gemisi Schleswig-Holstein Westerplatte, Danzig'deki Polonya ikmal depolarına ateş açarak Westerplatte Muharebesi'ni başlattı. Saat 08:00'da, hala savaş ilan edilmemişken, Alman birlikleri Mokra kasabası yakınlarında saldırıya geçti. Sınır savaşları başlamıştı. O günün ilerleyen saatlerinde Almanlar Polonya'nın batı, kuzey ve güney sınırlarına saldırıya geçerken Luftwaffe de Polonya şehirlerini bombardımana başladı. Taarruzun ana hattı, Almanya'dan doğuya doğru, Polonya batı sınırından gerçekleşiyordu. Destek saldırıları kuzeyde Doğu Prusya'dan, güneyde ise Slovak birliklerince müttefik Slovakya'dan yapıldı. Her üç saldırının istikameti Varşova'ydı. Müttefik Devletler 3 Eylül'de Almanya'ya savaş ilan ettiler, ancak işe yarar bir destek veremediler. Zırhlı birliklerinin %85'i de dahil olmak üzere Alman birliklerin çoğu Polonya'da savaşta olduğu halde, Alman-Fransız sınırında ufak çaplı çatışmalar dışında bir gelişme olmadı. Birkaç küçük sınır çarpışmasında elde ettikleri başarılar dışında Polonya ordusu Almanya'nın teknik, taktik ve sayısal üstünlüğü karşısında sınır bölgelerini terk ederek Varşova ve Lviv istikametinde çekilmeye başladı. Luftwaffe hava üstünlüğüne erkenden ele geçirdi. İletişim hatlarını bombalayan Luftwaffe ilerleyişin hızının artmasını ve Polonya hava alanları ve erken uyarı üslerinin kolayca ele geçirilmesini sağladı. İkmal problemleri artmaya başlayınca Polonya hava kuvvetlerinden 98 uçak tarafsız Romanya'ya geçti.41 Polonya hava gücü başta 400 uçakken 14 Eylül'de 54'e düşmüştü.42 3 Eylül'de kuzeyde Günther von Kluge Vistula Nehrine (o zamanlar Alman sınırından 10 kilometre uzaktaydı) ulaşmış, Georg von Küchler Narew Nehrine yaklaşmaktaydı ve Walther von Reichenau'nun tankları çoktan Warta Nehrini geçmişti; iki gün sonra ise sol kanadı Lodz'un doğusuna geçmiş, sağ kanadı Kielce'ye girmişti. 8 Eylül'de zırhlı kolordulardan birisi, savaşın daha birinci haftasında 225 kilometre yol katederek Varşova'nın kenarlarına ulaşmıştı. Reichenau'nun sağ kanadındaki hafif zırhlı birlikler 9 Eylül'de Varşova ve Sandomierz arasındaki Vistula Nehrindeyken List'in birlikleri güneyde San Nehrini geçiyordu. Aynı zamanlarda, Guderian'ın 3. Ordusunun tankları Narew'i geçerek Batı Bug Nehri hatlarına saldırıp Varşova'yı çembere almaya başlamıştı. Bütün Alman orduları planda kendilerine verilmiş görevleri başarıyla yerine getirdiler. Polonya orduları bağlantıları kesilmiş parçalara bölünüyordu; bunlardan bazıları düzensiz bir şekilde en yakınlarındaki Alman birliklerine saldırıyordu. Polonya kuvvetleri savaşın ilk haftasında Pomerelya'yı (Danzig Koridoru), ana Polonya topraklarını ve Polonya Yukarı Silesya'sını terk etti. Polonya'nın sınır savunması planı tam bir felaketti. Bütün olarak Alman taarruzu yavaşlatılamamıştı. 10 Eylül'de Polonya Genelkurmay Başkanı Mareşal Edward Rydz-Śmigły, Romanya Köprübaşı diye adlandırdıkları, güneydoğudaki savunma hatlarına doğru bir genel çekilme emri verdi.43 Bu arada, Alman kuvvetleri bir yandan Lodz ve hatta Poznan civarında Polonya kuvvetlerinin etrafındaki çemberi daraltırken bir yandan da doğu Polonya içlerinde ilerliyorlardı. Savaşın ilk saatlerinden beri bombardıman altında olan Varşova, 9 Eylül'de karadan da saldırıya maruz kaldı ve 13 Eylül'de kuşatma altına alındı. Aynı sıralarda Alman kuvvetleri doğu Polonya'nın en büyük şehirlerinden Lwow'a ulaştı. Varşova, 24 Eylül'de Luftwaffe'nin 1.150 uçağı tarafından bombalandı. Bu sefer sırasındaki en büyük muharebe olan Bzura Muharebesi, 9-19 Eylül tarihleri arasında Varşova'nın batısındaki Bzura Nehri yakınlarında gerçekleşti. Danzig Koridoru'ndan çekilmekte olan Polonya orduları Poznań ve Pomorze, doğuya doğru ilerlemekte olan Alman 8. Ordusunun sol kanadına saldırdı, ancak ilk başlardaki başarının ardınan bu saldırı sonuçsuz kaldı. Bu yenilgiden sonra Polonya birlikleri inisiyatifi kaybetti ve bir daha geniş çaplı bir karşı saldırı düzenleyemediler. Alman hava kuvvetleri muharebede kilit rol oynadı. Luftwaffe'nin müthiş saldırısı son Polonya direnişini kırmayı başardı.44 Luftwaffe hızla Bzura Nehrindeki köprüleri imha edince Polonya kuvvetleri kapana kısıldı ve açık alanda korunmasız kalan birliklerin üzerine dalga dalga gelen Stukalar 50 kilogramlık hafif bombalarıyla büyük zayiatlar verdirdiler. Cephanesiz kalan Polonya hava savunma birlikleri ormanlara doğru çekildiler ancak bu sefer de Heinkel He 111'lerin 100 kilogramlık yangın bombalarına maruz kaldılar. Luftwaffe orduya sadece arta kalanları temizleme işini bırakmıştı. Sadece Stukalar bu muharebe sırasında 388 ton bomba bıraktı.45
Polonya hükûmeti ve yüksek komutası savaşın ilk günlerinde Varşova'dan ayrılarak 6 Eylül'de güneydoğudaki Lublin'e ulaştılar. Buradan, 9 Eylül'de Kremenez'e, 13 Eylül'de de Romanya sınırındaki Zaleshiki'ye geçtiler.46 Rydz-Śmigły tüm birliklere, uzun sürmesi planlanan savunmayı yapmak üzere Romanya Köprübaşına çekilme emri verdi.47
1. Dünya Savaşı öncesinde bağımsız bir ülke olmayan Polonya o dönemde Çarlık Rusya’sının idaresi altındaydı. 1917 yılındaki Ekim Devrimi ile iktidarı alan Bolşevikler halka verdikleri barış sözünün arkasında durabilmek için Çarlık rejiminin savaşmakta olduğu devletlerle ve onların kışkırttıkları gruplarla mücadele etmekteydi. Monarşi yanlılarının ve komünizm karşıtlarının çıkardıkları iç savaş ortamından da faydalanan bu çevreler kendi bağımsızlıklarını ilan edebilmek için Sovyetler ile mücadele etmeye başladı. Benzer şekilde Sovyetler de kendi rejimlerine gelebilecek her türlü zararı önleyebilmek için bu tip gruplara karşı silahlı mücadeleye girişti. 1919-21 yıllarındaki Sovyet-Polonya Savaşı sonrasında Sovyetler Birliği Józef Piłsudski liderliğindeki yayılmacı Polonya rejimiyle barış antlaşması imzalamak ve Ukrayna ile Belarus topraklarının önemli kesimlerini 1921 Riga Antlaşması sonucu terk etmek durumunda kalmıştı.
Polonya’nın 1939 yılı içinde uzunca bir süre Nazi Almanya’sıyla müttefiklik görüşmeleri yaparak Sovyetler Birliği’ne karşı ortak saldırı planları yapmıştır. 1938 Münih Antlaşmasında Almanya’yı destekleyen Polonya Çekoslovakya’nın parçalanması sırasında Cieszyn adlı sanayi kentini ilhak etmiştir.
Sovyetler Birliğinin kolektif güvenlik antlaşma talebini reddeden ve hâlâ emperyalist hayaller gören Polonya rejimi 1 Eylül 1939 günü Alman Ordusunun saldırısı altında kalmıştır. Hızla geri çekilen Polonya Ordusu hiçbir şekilde Nazilere direnç gösterememiştir.
Bu durum karşısında paniğe kapılan Başbakan Felicjan Sławoj Składkowski (1885-1962) başkanlığındaki Polonya hükûmeti daha başkent Varşova düşmemiş ve savaş devam ederken 17 Eylül günü sınırı geçerek Romanya topraklarına geçer.48 Romanya’nın Almanya ile saldırmazlık antlaşması olduğu için Romanya’nın Almanya ile olan antlaşmasını ihlal etmemesi için heyeti enterne etmesi gereklidir. Polonya hükûmet heyeti enterne edildiği için artık hükûmet yetkilerini ifa edemez konumdadır, dolayısıyla ordunun başı ve toplumun idaresi Polonya hükûmetinin enterne edilmesiyle ortadan kalkmıştır.
Bu özgün durum yüzünden Sovyetler Birliği açmazla karşı karşıya kalmış durumdadır. SSCB ya bütün Polonya topraklarının ezilerek Nazilerin Polonya-SSCB sınırına gelmesine göz yumacaktır ya da hem bu bölgede 1921 işgalinden bu yana yaşayan vatandaşlarının Nazilerden korunması hem de Nazilerin güdümünde faşist bir uydu devlet kurulmasını engellemek için artık ortadan kalkan eski Polonya devletine ait topraklara girecektir. Kızıl Ordu ikinci yolu seçecek ve 17 Eylül 1939’da Batı Ukrayna ve Batı Belarus topraklarına girecektir.
1939 yılında Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktını imzalamış olan Nazi Almanyası ve Sovyetler Birliğinin antlaşma kapsamındaki ilişkisi hiçbir zaman "müttefiklik" ilişkisi olmamıştır. Dolayısıyla Sovyet tarafında Nazi niyetlerine dair bir belirsizlik bulunmamaktaydı.
Polonya'nın işgali ile Naziler Polonyalı sivillere karşı toplu katliamlar gerçekleştirmeye başladı. Bunun için Heinrich Himmler tarafından oluşturulan 6 Einsatzgruppen'den (Hareket Birlikleri) 5'i Alman orduları ile birlikte hareket etti. Einsatzgruppen'lerin görevi "Cephenin gerisinde kalan bölgelerde Almanya veya Alman düşmanı her şeyle savaşmak" ve Polonyalı önderleri ve eğitimlileri yok etmek. 1939 sonuna kadar 60.000 Polonyalı öldürüldü; bunların arasında öğretmenler, doktorlar, hukukçular, profesörler, Katolik papazlar ve ayrıca siyasi parti ve sendika üyeleri vardı.49 katliamlarda 7000'de Polonyalı Yahudi öldürüldü.50 Sakat insanlar da Almanlar tarafından öldürüldü, ilk katliam Kocborowo'da 22 Eylül'de gerçekleşti.51 Almanlar Polonya'daki Alman azınlıklara yapılan saldırılardan intikam almak için Alman azınlıklardan oluşan milisler, Sicherheitsdienst, Danziger Heimwehr (Danzig/Gdansk yurt savunması), Wehrmacht ve SS'den oluşan gruplar oluşturdu.52 Eylül ile Ekim 1939 arası 714 eylemde 16.376 sivil vurularak öldürüldü. Polonyalılar Almanlar için Slav kökenli alt sınıf insanlardı (Almanca: Untermensch). Bu toplu katliamların amacı Polonya toplumunun eğitimli sınıfını yok etmekti. Eğitimli ve önder insanlarını yok ederek Almanlar ileride planlanan tehcir, sürgün ve köleliğe karşı tepki oluşmasını engellemeyi amaçlıyorlardı. Polonya ulusu tamamen yok edilmeliydi böylece; Slav Polonyalılar kölelikle yok edilmek isteniyordu. "Alman" kanı taşıyan Polonyalılar ise tamamen asimile edilecekti.
Alman ordusu Wehrmacht'a bağlı askerler sefer sırasında işlenilen katliamların en az yüzde 60'ını gerçekleştirdi.53 Muharebe dışında en az 3.000 Polonyalı asker Alman askerleri tarafından katledildi.54 Polonyalı Yahudi askerler esir alındıktan sonra hemen bulunduğu yerde öldürüldüler.55 Eylül 1939'da Wolhynien'de Alman askerler Yahudilere tecavüz etti ve sinagogları yaktı.56
Bunlar Almanya'nında 1934'te imzaladığı Cenevre Sözleşmelerine göre savaş suçlarıydı.57 200.000 kadar Yahudi Sovyetler tarafından işgal edilen Polonya topraklarına kaçtı. 1939 sonuna kadar 90.000 Yahudi ve Polonyalı Almanlar tarafından Genel Hükûmet bölgesine sürgün edildi. Bu sayı 1945'e kadar 900.000'e çıktı. Geri kalan Yahudiler Holokost'ta öldürüldü. Yahudi ve Polonyalıların yerine 900.000 kadar Alman Polonya topraklarına yerleştirildi.58
Savaş başladıktan sonra Alman azınlığından 5.437 kişi öldürüldü.59 Alman Naziler bunu propaganda hâline getirerek bu sayıyı 10 katına çıkardı ve 58.000 kişinin öldürüldüğünü iddia etti. Alman Einsatzgruppen IV bunun üzerine intikam almak için 7 ile 12 Eylül arası Bromberg'de 1.306 Polonyalı, Yahudi, din adamı, kadın ve genç öldürdü.60 Abartılan Alman azınlıkların ölümleri işgalden sonra öldürülen onbinlerce Polonyalılar için mazeret gösterildi.61 Katledilen sivillerin çoğu Partizan savaşı sırasında öldürüldü diye gizlenmek istendi.
İşgal sırasında meydana gelen başka savaş suçları Polonyalı şehirlerin bombalanması ve kimyasal silahların kullanımı. Londra'daki İngiliz gazeteleri ve Polonyalı enformasyon ofisi Alman hava kuvvetlerinin 3 Eylül 1939'da zehirli gazla doldurulmuş bombaları Varşova'nın üzerine attığını yazdı.62
Polonya'daki Nazi savaş suçları 1944'ün sonlarında sona erdi, ancak bunların yerini Kızıl Ordu güçlerinin ilerlemesiyle Sovyet baskısı aldı.63646566
Sefer ve sonrasındaki işgal sırasında Polonya topraklarında Kızıl Ordu ve diğer Sovyet birimleri tarafından sivillere karşı çeşitli toplu katliamlar işlendi. Alman tarihçi Thomas Urban'ın yazdığına göre işgal ettikleri topraklarda yaşayan insanlara yönelik Sovyet politikası sertti ve güçlü etnik temizlik unsurları gösterdi.67WorldCat, Thomas Urban. Library catalog. Holdings. Retrieved December 28, 2014.
</ref>68Thomas Urban, *Der Verlust *, p. 9 (ibidem): "Massendeportationen nach Rußland. Seit dem frühen Morgen zogen Wagen mit ganzen polnischen Familien durch die Stadt zum Bahnhof. Man schaffte reichere polnische Familien, Familien von national gesinnten Anhängern, polnischen Patrioten, die Intelligenz weg, Familien von Häftlingen in sowjetischen Gefängnissen, es war schwer, sich auch nur ein Bild davon zu machen, welche Kategorie Menschen deportiert wurden. Weinen, Stöhnen und schreckliche Verzweiflung in polnischen Seelen [...] Sowjets freuen sich lautstark und drohen damit, daß bald alle Polen deportiert werden. Und man könnte das erwarten, weil sie den ganzen 20. Juni über und am folgenden 21. Juni [1941] pausenlos Menschen zum Bahnhof brachten." Alojza Piesiewiczówna.
</ref>NKVD güvenlik güçleri "asarak devrim" olarak bilinen olaylarda işgal edilen topraklardan "düşman unsurları" tamamen kaldırmak için Kızıl Ordu'yu takip etti.69Thomas Urban, *Der Verlust * (PDF file, direct download), p. 145. Verlag C. H. Beck 2004, . "Revolution durch den Strick."
</ref>Polonyalı tarihçi Profesör Tomasz Strzembosz Nazi seyyar infaz birimleri Einsatzgruppen ile bu Sovyet birimleri arasındaki benzerlikleri not etti ve bunlara dikkat çekti.70 Pek çok sivil NKVD'nin toplamalarından kaçmaya çalıştı, başarısız olanlar gözaltına alındı ve Gulaglar içerisinde hapsedilecekleri Sibirya'ya sürüldü.71
İşkence, Sovyet birimleri tarafından özellikle küçük kasabalarda olmak üzere pek çok cezaevinde geniş çapta kullanıldı. Bobrka'da mahkûmların üzerine kaynar su döküldü; Przemyslany'da insanların burunları, kulakları ve parmakları kesildi ve gözleri oyuldu; Czortkow'da kadın mahkûmların göğüsleri kesildi ve Drohobıç'ta kurbanlar dikenli teller ile birbirlerine bağlandı.72 Samborzec, İvano-Frankivsk, Strıy, Zoloçiv ve Çortkiv'de de benzer savaş suçları yaşandı.73 Tarihçi Jan T. Gross'un konu hakkında şunları söyledi:74 Sosyolog Tadeusz Piotrowski'ye göre, 1939 ve 1941 yılları arasında %58'i Polonyalı ve %19,4'ü Yahudi olan yaklaşık 1,5 milyon sivil (hem yerel sakinler hem de Alman işgali altındaki Polonya'dan gelen mülteciler dahil) Sovyetler tarafından işgal edilmiş Polonya topraklarından Sibirya'ya sürüldü.75 Bu sınır dışı edilenlerden çok azı, anavatanları Sovyetler Birliği tarafından ilhak edildiğinde savaştan sonra evlerine döndü. Amerikan profesör Carroll Quigley'e göre 1939'da Kızıl Ordu tarafından ele geçirilen 320,000 Polonyalı savaş esirinin en az 3'te 1'i öldürüldü.76
Tahminlere göre 10 ila 35,000 savaş esiri, 22 Haziran 1941'de Almanların Sovyetler Birliği'ni işgal etmesinden sonraki günlerde hapishanelerde veya hapishane yollarında öldürüldü.77787980
Polonyalı Ulusal Anma Enstitüsü'ne göre, 1939 ve 1941 yılları arasındaki Sovyet işgali 150,000 Polonyalı sivilin ölümü ve 320,000'inin sürgünü ile sonuçlandı.81
Dosya:Soviet invasion on Poland 1939.jpg|Polonya'ya giren Kızıl Ordu askerleri Dosya:Lviv 1939 Sov Cavalry.jpg|Lvov'a giren Kızıl Ordu süvarileri Dosya:Bundesarchiv Bild 101I-013-0068-18A, Polen, Treffen deutscher und sowjetischer Soldaten.jpg|Kızıl Ordu'ya ait BA-10 zırhlı araçları (Lublin, 22 Eylül 1939) Dosya:Poland2.jpg|Polonya Seferi (Eylül 1 - Eylül 14 1939). Dosya:Poland1939 after 14 Sep.jpg|Polonya Seferi (Eylül 14'ten sonra, Eylül 17'de doğuda SSCB saldırıya geçti).
Orijinal kaynak: polonya seferi. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Gerhard L. Binz: Umbruch im Kriegs-Völkerrecht, Wehrwissenschaftliche Rundschau, Cilt 8 (1/1958), Sayfa 17 ↩
Diemut Majer,, "Non-Germans" under the Third Reich: the Nazi judicial and administrative system in Germany and occupied Eastern Europe with special regard to occupied Poland, 1939-1945JHU Press, 2003, ISBN 0-8018-6493-3, Google Print, p. 188-189 ↩
Victor Rothwell, Origins of the Second World War, Manchester University Press, 2001, ISBN 0-7190-5958-5, Google Print, p.92 ↩
Andrew J. Crozier, The causes of the Second World War, Wiley-Blackwell, 1997, ISBN 0-631-18601-8, Google Print, p.150-151 ↩
Ergebnisse der Volks- und Berufszählung Vom 1. November 1923 in der Freien Stadt Danzig mit einem Anhang: Die Ergebnisse der Volkszählung vom 31. August 1924. Verlag des Statistischen Landesamtes der freien Stadt Danzig, 1926 ↩
Louis Leo Snyder, John D Montgomery, The new nationalism, Transaction Publishers, 2003, ISBN 0-7658-0550-2, Google Print, p.88 ↩
W. Shirer, Nazi İmparatorluğu Sh: 685 ↩
İngilizce metin ,ayrıca orijinal belge ↩
Alman Şansölyesinin 28 Ağustos 1939 tarihli İngiliz hükûmeti iletisine cevabı İngiliz Mavi Kitabında yer almaktadır ↩
Vikont Halifax'tan Sir N. Henderson'a (Berlin) İngiliz Mavi Kitabında yer almaktadır ↩
Sir H. Kennard'dan Vikont Halifax'a (sabah 10'da alındı) İngiliz Mavi Kitabında yer almaktadır ↩
Sir N. Henderson'dan Vikont Halifax'a (31 Ağustos sabahı 09:30'da alındı) İngiliz Mavi Kitabında yer almaktadır. ↩
Seidner, Stanley S. Marshal Edward Śmigły-Rydz Rydz and the Defense of Poland, New York, 1978, ch. 2 ↩
Roger Manvell, Heinrich Fraenkel, Heinrich Himmler: The SS, Gestapo, His Life and Career, Skyhorse Publishing Inc., 2007, ISBN 1-60239-178-5, Google Print, p.76 ↩
B.H.Hart & A.J.P Taylor, s.41 ↩
Bombers of the Luftwaffe, Joachim Dressel and Manfred Griehl, Arms and Armour, 1994 ↩
The Flying pencil, Heinz J. Nowarra, Schiffer Publishing,1990,s.25 ↩
A History of World War Two, A.J.P Taylor, OCTOPUS, 1974, s.35 ↩
Seidner,Marshal Edward Śmigły-Rydz Rydz and the Defense of Poland, s.162 ↩
Seidner, Marshal Edward Śmigły-Rydz Rydz and the Defense of Poland, s.177 ↩
Seidner,Marshal Edward Śmigły-Rydz Rydz and the Defense of Poland, s.270–94 ↩
Seidner,Marshal Edward Śmigły-Rydz Rydz and the Defense of Poland, s.135–138 ↩
Seidner,Marshal Edward Śmigły-Rydz Rydz and the Defense of Poland,158 ↩
Polish Underground Army, the Western Allies, and the Failure of Strategic Unity in World War II, McFarland, 2004, ISBN 0-7864-2009-X, Google Print, s. 2 ↩
Seidner,Marshal Edward Śmigły-Rydz Rydz and the Defense of Poland,162–63 ↩
Seidner,Marshal Edward Śmigły-Rydz Rydz and the Defense of Poland, pages 122–123 ↩
7TP vol.II,Janusz Magnus#1, Militaria 317,Warszawa 2009. ↩
Seidner,Marshal Edward Śmigły-Rydz Rydz and the Defense of Poland,68–72 ↩
Seidner,Marshal Edward Śmigły-Rydz Rydz and the Defense of Poland,122–25 ↩
Seidner,Marshal Edward Śmigły-Rydz Rydz and the Defense of Poland,304–310 ↩
Seidner,Marshal Edward Śmigły-Rydz Rydz and the Defense of Poland,312 ↩
E.R Hooton, s.87 ↩
Stanley S.Seidner, "Reflections from Rumania and Beyond: Marshal Śmigły-Rydz Rydz in Exile," The Polish Review vol. xxii, no. 2, 1977, pp. 29–51. ↩
E.R Hooton, s.91 ↩
Tippelskirch, Kurt. History of Second World War ↩
Akademisyen Groverr Furr tarafından derlenen kanıtlar ve ilgili çalışma 21 Mart 2020 tarihinde erişilmiştir ↩
Dieter Pohl, Verfolgung und Massenmord in der NS-Zeit 1933–1945. Wissenschaftliche Buchgesellschaft, Darmstadt 2003, ISBN 3-534-15158-5, sayfa 49 ↩
Dieter Pohl: Holocaust, Herder Verlag, Freiburg im Breisgau 2000, sayfa 36 ↩
Christoph Studt, Das Dritte Reich in Daten, München 2002, sayfa 115 ↩
Wolfgang Schumann u. a. (Hrsg.-Kollegium): Nacht über Europa: die Okkupationspolitik des deutschen Faschismus (1938–1945). Achtbändige Dokumentenedition, Cilt 2, Die faschistische Okkupationspolitik in Polen (1939–1945), Köln 1989, ISBN 3-7609-1260-5, sayfa 346 ↩
Richard C. Lukas, The Forgotten Holocaust – The Poles under German Occupation 1939–1944, New York 1997, sayfa 3 ↩
Jochen Böhler, Auftakt zum Vernichtungskrieg. Die Wehrmacht in Polen 1939. Eine Publikation des Dt. Historischen Instituts Warschau. Fischer TB, Frankfurt am Main 2006, ISBN 3-596-16307-2 ve Bundeszentrale für politische Bildung (bpb), Schriftenreihe Bd. 550, 2006, ISBN 3-89331-679-5, sayfa 241 ↩
Jochen Böhler, Auftakt zum Vernichtungskrieg. Die Wehrmacht in Polen 1939., sayfa 176 ↩
Timothy Snyder, Leben und Sterben der Juden in Wolhynien, Osteuropa, 57. Yıldönümü, Nisan 2007, ISSN 0030-6428, sayfa 130 ↩
Christian Hartmann, Johannes Hürter, Dieter Pohl, Andreas Toppe: Wehrmacht in der nationalsozialistischen Diktatur. Ein Forschungsprojekt des Instituts für Zeitgeschichte ↩
Enzyklopädie des Holocaust, Madde "Polen", sayfa 1125 ↩
Jürgen Runtzheimer, Bromberger Blutsonntag, Wolfgang Benz: Legenden Lügen Vorurteile, 1992, ISBN 3-423-03295-2, sayfa 47 ↩
Dorothee Weitbrecht: Ermächtigung zur Vernichtung – Die Einsatzgruppen in Polen im Herbst 1939, Klaus-Michael Mallmann/Bogdan Musial (Hrsg.): Genesis des Genozids – Polen 1939–1941, Darmstadt 2004, sayfa 61 ↩
Dieter Pohl, Verfolgung und Massenmord in der NS-Zeit 1933–1945, sayfa 49 ↩
The Times, 6. September 1939: Poland’s gallant fight against odds. 21. November 1939: German Use of Poison Gas. Polish Statement., Julian Perry Robinson: *The Rise of CB Weapons, in: Stockholm International Peace Research Institute:*The Problem of Chemical and Biological Warfare''. Cilt 1, Stockholm/New York 1971, sayfa 153 (Dipnot 375) ↩
Grzegorz Baziur, "Armia Czerwona na Pomorzu Gdańskim 1945–1947" Biuletyn Instytutu Pamięci Narodowej" 2002, nr 7 ↩
Janusz Wróbel, "Wyzwoliciele czy Okupanci. Żołnierze Sowieccy w Łódzkim 1945–1946" Biuletyn Instytutu Pamięci Narodowej 2002, nr
Łukasz Kamiński "Obdarci,głodni,żli, Sowieci w oczach Polaków 1944–1948" Biuletyn Instytutu Pamięci Narodowej 2002, nr 7 ↩
Mariusz Lesław Krogulski, "Okupacja w imię sojuszu" Poland 2001. ↩
Interview with Tomasz Strzembosz: Die verschwiegene Kollaboration Transodra,
Jan T. Gross. Revolution From Abroad: The Soviet Conquest of Poland's Western Ukraine and Western Belorussia. Princeton University Press, 2002. pp. 181–182 ↩
Tadeusz Piotrowski (1998), Poland's Holocaust, McFarland, . Chapter: Soviet terror, p.14 (Google Books). "By the time the war was over, some 1 million Polish citizens – Christians and Jews alike – had died at the hands of the Soviets." ↩
Carroll Quigley, Tragedy & Hope: A History of the World in Our Time, G. S. G. & Associates, Incorporated; New Ed edition, June 1975, ↩
Jerzy Węgierski, Lwów pod okupacją sowiecką 1939-1941, Warszawa 1991, Editions Spotkania, s. 272-273 ↩
"W czterdziestym nas Matko na Sibir zesłali". Polska a Rosja 1939-42. Wybór i opracowanie Jan Tomasz Gross, Irena Grudzińska-Gross. Wyd. I krajowe Warszawa 1990, Wyd. Res Publica i Wyd. Libra ., s.60. ↩
Gottfried Schramm, Jan T. Gross, Manfred Zeidler et al. (1997). Bernd Wegner, ed. From Peace to War: Germany, Soviet Russia and the World, 1939-1941. Berghahn Books. pp. 47–79. . ↩
Snyder, Timothy. Bloodlands: Europe Between Hitler and Stalin. Basic Books, 2010. p. 194 ↩
Wojciech Materski and Tomasz Szarota. Polska 1939–1945. Straty osobowe i ofiary represji pod dwiema okupacjami.Institute of National Remembrance(IPN) Warszawa 2009 ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page