Mera, otlak, meyilli, engebeli ve taban suyunun derinde olduğu yem bitkilerinin bulunduğu alanlara ve hayvancılık amacı ile kullanılan alanlara verilen addır. Çayırlara göre daha kısa boylu, seyrek otların bulunduğu meralar kaba yem alanlarıdır1.
Bu topraklar hayvancılık amacıyla kullanılmaktadır. Hayvanların beslenmesinde kullanılan bu alanların erozyon üzerinde etkileri bulunmaktadır.
Engebe sebebiyle yağış sularının bir kısmı sızarak veya yüzey akışı ile kaybolmaktadır. Buraların toprakları sığ, kumlu veya çakıllı, su tutma kapasitesi düşük ve yağışlı dönem haricinde kurudur. Genellikle su, bitkiler için yeterli değildir, bitki örtüleri seyrek ve kısa boyludur, dolayısıyla açık vejetasyona sahiptirler.
Otlatma açısından değerli bitkilerin azalması, yerini değersiz bitkilerin işgal etmesine vejetasyon bozulması veya mera bozulması denilir. Bozulmanın başlıca sebepleri şunlardır2:
1.Erken otlatma, 2.Aşırı otlatma, 3.Kontrolsüz otlatma, 4.Kuraklık, 5.Yabancı ot işgali, 6.Yakma
Meranın bitki kalitesinin düşmesi yararlanan hayvanların beslenmelerine olumsuz etki yapmaktadır. Bu nedenler meraların orijinal yapılarının korunması oldukça önemlidir. Meraların bozulmasının bir sebebi uzun süre tek tip hayvan otlatılmasıdır. Aynı tür hayvanlar sürekli belli bitkileri tercih etmesi, bir kısmını da yememesi meranın yapısını bozmaktadır. Fazla tüketilen bitkilerin varlığı gerilerken, tercih edilmeyen zararlı veya istilacı bitkiler merayı işgal etmektedir. Bozulan meraların ıslahında kullanılan başlıca yöntemler; havalandırma, gübreleme, herbisit uygulama, yakma, drenaj, sulama ve otlatma sisteminin düzenlenmesidir3.
Keçilerin ormanlara zarar verdiği düşüncesiyle sayılarının azaltılması da meralardaki bazı zararlı bitkilerin yayılmasına neden olmuştur. Köygöçüren, sarı peygamber çiçeği, yabani gül, katırtırnağı, kuzukulağı, yabani böğürtlen keçilerin tercih ettiği türler iken, keçilerin azalması ile meraları işgal etmeye başlamıştır. Keçilerin sığırlar ile birlikte sürekli olarak merada bulundurulması yabancı/zararlı/istilacı türlerin baskılanması için faydalıdır4.
Meralar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunlar, devletin yönetimi altındadır. Mera, yaylak ve kışlakla kamu malı niteliğindeki alanlardır. Bunlar Osmanlı hukukundaki metruk arazinin bir türüdür.
Mera, yaylak ve kışlakların ada ve parsel numarası bulunmaktadır. Ancak bunlar tapu siciline kaydedilmezler. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16. maddesine göre mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır.
Bu yerler tapu siciline de tescil edilmezler. 4342 sayılı Kanun’un 4. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir. Evvelce çeşitli kanunlar uyarınca yapılmış olan tahsislere ve teessüs etmiş teamüllere göre; mera, yaylak ve kışlakların köy veya belediye halkı tarafından kullanılmasına devam olunur. Yani mera arazisinin yönetimi devlete ait olmakla birlikte kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir5.
Oluşum şekline göre meralar6:
Bulunduğu yere göre meralar
Yararlanan hayvan cinsine göre meralar
Mülkiyet Durumuna Göre Meralar
Türk hukukunda meralar mülkiyet durumuna göre, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki meralar ve özel mülkiyette bulunan meralar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Orijinal kaynak: mera. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page