Melek (Arapça: ملاك, İbranice: מלאך, Latince: Angelus, Yunanca: Άγγελος), dini bir terim. Melek, birçok dinde inanılan semavi yaratıklara verilen isimdir. Meleklerin görevleri Tanrı'ya hizmet etmektir. Meleklere inancın var olduğu her din ve inançta melek kavramına bakış farklıdır.
İnanç politeist toplumlardan tek tanrılı dinlere kadar birçok inanç sisteminde yer almakta, ancak tanımlanan varlıkların isim ve özellikleri farklılıklar göstermektedir. Örneğin mikail (Mi-Ka-el) ismi Yahudilikten de eski bir döneme tarihlenmektedir. Bazı melek isimleri putperestlik dönem 2. derece tanrılarının dönüşümleri olarak (Harut ve Marut, malik) görülmektedir.1
Yahudiler Babil sürgünü öncesinde hiçbir meleğin ismini bilmezlerdi. Ninova ve Babil sürgünü sırasında Pers ve Keldani etkisinde kalan Yahudiler Zerdüştlüğün iyi ruh ve kötü ruh inancını ve ruhların hiyerarşisini iyilik ve kötülük melekleri şeklinde ve meleklerin hiyerarşisi ile birlikte kendi inanç sistemleri içerisine sokmuşlardır.2
Batı dillerinde kullanılan Angel Yunanca elçi anlamına gelen Angelos’tan alınmadır.
Semitik dillerde ve Türkçede kullanılan melek ise İbranice "m l k" kökünden gelir.3
Melek, malik, mülk, malik’ül mülk, memlük gibi kelimelerin köken aldığı "m l k"’in İsraillilerin komşuları olan Amon’luların tanrısı Molek (molech, moloch)’in isminden türetildiği düşünülür. Bu ilişki cehennem bekçisi malik açısından düşünüldüğünde daha açıktır.
“Bana ait olan bu tapınağa iğrenç putlarını yerleştirerek onu kirlettiler. Ben-Hinnom Vadisi’nde Molek’e sunu olarak oğullarını, kızlarını ateşte kurban etmek için Baal’ın tapınma yerlerini kurdular. Böyle iğrenç şeyler yaparak Yahuda’yı günaha sürüklemelerini ne buyurdum, ne de aklımdan geçirdim.” (Yeremya: 32:34-35)
Sami kökenli Melek isimlerinin sonunda yer alan El veya İl semitik bir tanrıdır.4
Yahudilikte, İbranice'si mala‘kh olarak telaffuz edilen melek, Tanrı tarafından belirli bir görevi yerine getirmek amacıyla yaratılan, günahsız yaratıklardır. Melekler, haham Yahudiliğinde bedene sahip değildir, hepsi ateşten yaratılmış ebedi yaratıklardır ve Midrashim'de insanlarla bir rekabet olarak görünürler. Cennetteki varlıklar Tanrı'nın şefkatiyle güçlenir. İnsan, Tevrat'ı takip ederek, dua ederek, kötü içgüdüye direnerek ve zaten kusursuz melekler olan Teschuba tarafından duyulur. Yahudi geleneğinde de halk arasında duruyorlar.5
Museviliğe göre meleklerin cinsiyeti olmaz ve yemek içmek gibi ihtiyaçları da yoktur ancak, görevleri icabı insan kılığına büründüklerinde bir cinsiyete sahip gibi görünebilirler ve bu durumdayken yiyip içebilirler.
Melekler doğrudan Tanrı'nın direktiflerine göre hareket ederler ve inisiyatif kullanamazlar. Musevilikte başlıca büyük melekler şunlardır.
Michael, Gabriel, Uriel, yani Ölüm meleği (Azrail) olan.
Yahudi mezheplerinden Sadukiler melek ve cin inancını bu inancın Yahudiliğe Babil ve İran inançlarından geçtiği gerekçesiyle reddederler. Meleklerle ilgili bilgiler Yahudi apokrif ve rabbinik metinlerde geniş yer tutar.6
Hristiyanlık teolojisinde melekler cisimsiz maddelerdir. Ruhları ve zihinleri var ama fiziksel bedenleri yok. Tanrı'ın iradesine uyan ruhlar iyi iken, Tanrı'ın iradesine karşı çıkanlar kötü kabul edilir.7 Sonunculara şeytanlar denir, ancak yine de meleklerle aynı maddedendir.
Origenes, melekleri "saf akıllar" olarak tanımlar, ancak "İlk İlkeleri"nde onları Tanrı'dan ayırmak için "ruhsal" bir bedene sahip olduklarını iddia eder.8 Origen'e göre, önce akılları Tanrı yarattı, ancak bazı akıllar Tanrı'nın iradesini ihmal etmeye karar verdiler ve Tanrı'nın huzurundan düştüler. Tanrı'nın hizmetinde kalanlar melek oldular, orta derecede günah işleyip yine de tövbe edebilenler insan oldular ve kurtarılamayan canlar şeytan oldular.9 Bununla Origen, insanları da "düşmüş melekler" olarak kabul eder ve meleksel düşüşü Hıristiyanlığın "ilk günah" kavramıyla teselli eder.
Melekler, bedensiz akılla ilgili pek çok felsefi tartışmaya zemin oluşturmuştur.10 Thomas Aquinas, tek bir zihnin beden olmadan nasıl günah işleyebileceğini melekler üzerinde ayrıntılı olarak açıklar. Bedensel arzularla ayartmanın yol açtığı günahlar olduğu gibi, akılda gelişen günahların da olduğunu açıklar. Melekler kibir ve haset gibi günahlar işleyebilirler, fakat beden gerektiren günahlar işlemezler. Ayrıca başka bir günahı gerektiren günahlar, ancak gerekli günah işlendikten sonra meydana gelebilir. Kendini başkalarından çok sevmek (kibir), haset gibi diğer günahlar için de gerekli olduğundan, asl günahın "kibir" olması gerekir ve bu nedenle Iblisın (ilk şeytan) günahı "hibris" ile özdeşleştirilir.11
'İbranilere Mektup', sonsuz (sayısız) sayıda melek olduğunu belirtir.12
Meleklere inanmak İslam dini akidesinin bir parçasıdır, yani iman esaslarındandır. Buna göre İslam dininde meleklerin varlığına ve İslam dininin melek görüşüne inanmayan kişi iman etmiş olmaz. Konuya Kur'an'da 2/285 ve 2/177'de değinilmiştir.
İslam dininde melekler, yemeyen, içmeyen, erkeklik ve dişiliği olmayan, uyumayan, günah işlemeyen, gözle görülmeyen, nurdan ya da ateş13 varlıklar olarak nitelenmiştir. Görevleri, mahlukatı Allah'ın ismiyle seyredip, Allah'ın kudret ve sanat eserlerini o türlerde görerek, Allah'ı bütün eksikliklerden tenzih ve tespih etmek, ve Allah'a ibadet etmektir. Ayrıca insanlar dışındaki mahlûkatın Allah'a karşı yaptıkları ibadeti Allah'a sunmakla yükümlüdürler. Bunun yanında hayvanların ve bitkilerin görevlerini onlara ilham etmek ve irade ile olan hareketlerine müdahale etmek, vaziyetlerini bir şekilde düzenlemek ile de vazifelidirler. İslam inancına göre meleklerin bu görevleri onların ibadetleridir. Mahlûkat üzerinde gerçek bir tasarrufları yoktur. Yaptıkları ancak Rablerine karşı dua etme konumunda kalarak, neticeyi Allah'ın yaratmasını istemeleridir. Bu İslâm'daki tevhîd inancının bir gereğidir. Tevhîd inancına göre evrende olan bütün her şey Allah tarafından yaratılır. İnsan, melek ve benzeri bütün mahlûkatın iradeleriyle istemeleri ise, vücuda getirilmek istenen şeyin yaratılmasını Allah'tan talep etmekten ibarettir.14
İslam dinine göre meleklerin iradeleri vardır. Fakat insandan çok farklı olarak Allah'ın emrine karşı çıkmaya iradeleri yoktur; sadece emredileni cüzzi iradesiyle yerine getirir. Dolayısıyla günahsız varlıklardır. Aynı sebepten ötürü makamları sabittir.15
İslam dininde, Kur'an'da veya hadislerde meleklerin sayıları ve çeşitleri tam olarak belirtilmemiştir. Yine de bazı melek çeşitleri ve görevleri gerek Kur'an'da, gerekse hadislerde belirtilmiştir. İslam dininde özellikle dört büyük melek olarak anılan dört baş melek vardır. Bunlar: Cebrâil, Mîkâîl, İsrâfil ve Azrâîl'dir.
Orijinal kaynak: melek. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page