Masonluk, kökenleri 16. yüzyılın sonu ve 17. yüzyılın başlarında taş ustalarının yeterliliklerini ve yetkililer ile müşterilerle ilişkilerini düzenleyen yerel localara dayanan, kendi tanımına göre "kardeşlik" üzerine kurulu kurum.12 Tarihi boyunca masonluk birçok komplo teorisine konu olmuştur.3
Mason kelimesi, İngilizcedeki freemason kelimesinden türemiştir ve "hür duvar işçisi" demektir. Masonluk, çeşitli biçimlerde mevcut olup üyelerinin tek manevi ve metafizik idealleri paylaşması ile karakterize olur. Bunlardan ilki "Yüce Varlık"a olan inançtır. Masonlar, bu varlığın adlandırılmasında Evrenin Ulu Mimarı ifadesini kullanırlar.
Kökleri her ne kadar 16. yüzyılın sonu ve 17. yüzyılın başlarına kadar dayanıyor olsa da, 24 Haziran 1717 tarihinde Londra'da bir araya gelen dört locanın girişimiyle Londra Büyük Locası kurulmuştur.4 Masonlara göre masonluk akılcılık, bilimsellik ve insanlığın oluşumundan bu yana ortaya çıkarak, insanlığın gelişimine ve bilgi birikimlerine katkıda bulunmuş bir kültür ve fikir üst yapı kurumudur.5 Ezoterik ve sadece üyelerine açık olan örgüttür. Dünyanın birçok ülkesinde 5 milyon üyesi ile değişik biçimlerde mevcuttur. Sadece İngiltere, İskoçya ve İrlanda'da 480.000; Amerika Birleşik Devletleri'nde ise 2 milyonu aşkın üyesi bulunmaktadır.67 Çeşitli ülkelerdeki mason örgütleri ortak amaç ve ülküde birleşme bakımından evrensel, kendi yurtlarındaki yönetsel kuruluşlarında ise tümüyle bağımsız ve ulusal birer kurumdurlar.8
Masonluğun ilk dönemlerdeki gelişimi biraz tartışmalı bir konudur ve tahminlere dayanmaktadır. İskoçya'da ilk Mason localarının 16. yüzyıl başlarında var olduğunu söyleyebilmek için kanıtlar bulunmaktadır.9 Bununla birlikte İngiltere'de 17. yüzyılın ortalarında var olduklarına dair kesin kaynaklar mevcuttur.10 Masonik Elyazması isimli şiir yaklaşık 1390 yılına tarihlenmiştir ve en eski masonik belge olarak bilinmektedir.11
24 Haziran 1717'de İngiltere'de 4 Loca bir araya gelerek, ilk Büyük Loca'yı, İngiltere Büyük Locası'nı kurdular. Kısa zaman içinde İngiltere'deki diğer Locaların da katılması ile genişlemiş ve 1723 yılında Büyük Loca, geleneksel ve kadim yasalarını derleme görevini Protestan bir Rahip olan James Anderson'a vererek ilk yazılı anayasasını oluşturdu ve Masonluğun, ara vermeden sürdürülecek olan, yazılı tarihi ve ilk yazılı yasaları böylece resmen başlamış oldu. Anderson Anayasası (veya Anderson Yasaları veya Nizamnamesi) adı verilen bu kuralların ana hatlarına, bugün hâlen dünya düzenli Masonluğunca riayet edilmektedir. Her ne kadar Anderson Anayasası kısa süreli bir anlaşmazlığa yol açmış ve York Locası'nın önderliğinde bir grup İngiltere Büyük Locası'ndan ayrılarak ayrı bir Büyük Loca kurmuş olsa da, ancak 1813 yılında bu iki Büyük Loca tekrar bir araya gelerek, bugün varlığını hâlen sürdüren ve düzenli Masonluğun ilk Büyük Locası olarak kabul edilen İngiltere Birleşik Büyük Locası'nı oluşturmuşlardır. Geleneksel olarak, günümüzde de sürdürüldüğü şekliyle, İngiltere Birleşik Büyük Locası Büyük Üstatları kraliyet ailesi ile soylu dük veya lordlar arasından seçilir.
İrlanda ve İskoçya'nın Büyük Locası 1725 ve 1736 yıllarında peş peşe kuruldu. Masonluk 1730'lu yıllarda Gelenekçiler ve Modernler tarafından Kuzey Amerika'daki İngiliz kolonilerine ihraç edildi. Ayrıca, İrlanda ve İskoçya Büyük Locaları pek çok bölgesel büyük localar altında organize olan kardeş localar kurdu. Amerikan Devrimi'nden sonra eyaletlerde bağımsız ABD Büyük Locaları oluştu.
Masonlar arasında ortak bir felsefi tutum ve insanlık ülküsünden söz etmek mümkündür. Masonlara göre masonluk, bütün insanlar için ortak koşulan insanlık ülküsü noktasında insanlar arasında sevgi, saygı, tolerans, hak eşitliği, evrensel kardeşlik ve bilimsel gelişmenin gerekliliğini kabul eder. Yine masonlara göre masonluk, "Bütün insanlar arasında, sevgi, hoşgörü ve kardeşliğin kurulmasını hedefleyen ve çalışmalarını hakikatin araştırılması yolunda yoğunlaştırmış bir fikir üst yapı kurumudur."12
Masonlara göre, bir masonun amacı her bakımdan gelişmiş, ideal bir insan olmaktır. Bu doğrultuda masonik felsefe, daha iyi bir birey olmaya odaklanmıştır. Öyle ki masonlukta, kötü bir bireyi iyi bir birey haline getirme uğraşı söz konusu değildir. Nitekim masonlara göre, masonluk bir tekâmül sürecidir. Masonlar kendi aralarında kardeşliklerini ve bağlılıklarını dile getirmek amaçlı, birbirlerine karşı birader ya da kardeş olarak hitap ederler. Bununla beraber yine kendi aralarında mesaj niteliği taşıyan birtakım mottolar da kullanırlar. Bu mottolardan biri olan: "Audi, vide, tace" yani "Dinle, Gör ve Ketum Ol" anlamına gelen Latince motto, masonların genel yaşam biçimlerini şekillendiren tavrı özetlemektedir. Masonlar arasında; dinlemek, görmek yolunda bir adım olarak kabul edilmekte ve bu eylem neticesinde kişi yaşam üzerine düşünüp gerçeği kendi içinde aramaya başlamasının gerekliliği vurgulanmaktadır. Masonlar arasında sık kullanılan bir diğer motto olan V.i.t.r.i.o.l.{{'}}de ise yine aynı şekilde insanın içine bâtın bir yolculuğa çıkıp, kendi ve evren üzerine derin bir düşünceye sevk edilmesi gerektiği anlatılmaktadır.1314 Masonlar benzer bir düşünce sevkini, aralarına yeni katılan adayı sadece bir mumun yandığı ve bir kitap ile kuru kafanın bulunduğu karanlık bir odada ölüm ve yaşam üzerine düşündürmek amacıyla yalnız bıraktıkları mason adayına karşı gerçekleştirirler.
Masonlukta genel olarak tanrıya Evrenin Ulu Mimarı denmesi, evrenin sistematik ve nizami bir şekilde ilerlediğini belirtmeyi amaçlar.15 Ancak Skoç Riti masonlarının aksine Fransız Riti'nden olan Özgür Masonlar bir tanrı arayışını ve dogmatik gördükleri birtakım görüşleri kabul etmez ve sadece bilimselliğin ışığında yaşadıklarını ifade ederler. Masonlar aralarında sıkça kullandıkları ışık sözcüğü ise farkındalığa vesile olan aydınlığın asıl kaynağı olarak ele alınır.1617 Sonuç olarak masonlar, masonluğu dogmatiklikten uzak, akıl ve bilimin öncülüğünde belli erdem değerleri ile ideal insana giden tekâmül yolu ve de yetkinleşme sanatı olarak tanımlamaktadırlar.18
Masonluk, Ortaçağ'daki ve Rönesans'taki zanaat örgütünün değişik bir biçimde devamı olarak ortaya çıkmaktadır. Operatif masonluk, duvarcılık mesleğini beden çalışmasıyla ve elle yapılan zanaatkarların kurmuş olduğu meslek birliklerinden ortaya çıkmıştır. Ortaçağ'da katedral ve kiliseleri inşa eden duvar ustalarına mason diye hitap edilmiştir. Bu zanaatkarların mesleki sırları saklamaları için aralarında kullandıkları sembolik anlamlar taşıyan kelimeler ve rumuzlar olmuştur. Aynı zamanda Tanrı'nın evini inşa ettikleri için halk ve din görevlileri arasında masonlar yani duvar işçileri kutsal olarak kabul edilmişlerdir. Operatif masonlar toplandıkları loncalarda çalışmalar yapıyorlardı. Aralarında Çırak, Kalfa ve Usta olarak belirlenmiş, becerilerine ve bilgi birikimlerine göre şekillenen bir derece sistemi mevcut olmuştur.
Masonluğun kökleri ile ilgili bir başka çokça tartışılan ve öne sürülen konu ise, Masonların, şövalye kökenli bir topluluk olması ile alakalıdır. Tapınak Şövalyeleri'ne 1307 yılında Vatikan ve Fransa başta olmak üzere çoğu Avrupa krallığı tarafından açılan açık savaşın ardından 1314 yılında İskoçya'nın İngiltere'ye karşı kazandığı Bannockburn zaferinde Tapınak Şövalyeleri'nin kendi kıyafet ve kılıçları ile İskoç kralı Robert Bruce'un yanında savaştıkları, tüm tarih kitaplarında yerini almış bir gerçektir. Rosslyn Şapeli başta olmak üzere Tapınak Şövalyeleri tarafından yapıldığı bugün net olarak bilinen nice kilise ve kale de, bahsekonu şövalyelerin bu dönemlerde Britanya'daki varlıklarını açıkça göstermektedir.
Yoğunlukla, Avrupa ve ABD'de çalışmalarını sürdüren çok sayıda Masonik rit ise Şövalye Masonluğu denen bir janrı kabul etmişler ve çalışmalarını Masonluğun şövalye kökenleri üzerine sürdürmeyi tercih etmişlerdir. Şövalye Masonluğu doğrultusunda çalışmayan ritlerin bile hemen hemen tamamı şövalyeliğe mutlaka bir atıf yaparlar. Örneğin, Türkiye'de de uygulanan, dünyanın en yaygın riti Skoç Riti'nin yüksek derecelerinin çoğunluğu şövalyelik üzerinedir ve şövalye isimleri taşır. İkinci en yaygın rit olan ve özellikle ABD'de yoğun olarak izlenen York Riti'nin en yüksek derecesinin adı Tapınak Şövalyesi'dir.
Masonların kullandıkları pek çok sembolün şövalyelerden gelmiş olması bir sır değildir. Örneğin, Masonların bazı törenlerinde kullandıkları kılıçlar, gerek şekilleri gerek anlamlarıyla bu geleneği yansıtmakta olan şövalye kılıçlarıdır.
Masonluğun köklerini şövalyelere dayandıran görüşlere göre, kimlikleri ortaya çıkan Tapınakçılar, kendilerine -daha önce kıta Avrupasında olduğu gibi- yönelebilecek saldırılardan korunmak için, duvarcı loncaları kimliğine bürünmüş, sembollerini ve çalışmalarını eski duvarcıların sembolleri ile birleştirmiş ve eski sembollerine bu yönlü anlamlar da yüklemiş, duvarcı kimliği ile kendilerini tanıtmışlar, fakat çalışmalarını ve esas yüzlerini her zaman, hatta sonradan aralarına kabul edilen ve henüz belli bir dereceye gelmemiş olan üyelerinden bile gizli tutmuşlardır. Belki bu yüzdendir ki, günümüzde hâlen izlenilmeye devam edilen Masonik ritlerde de şövalyeliği esas alan dereceler hep yukarılarda yer alır.
Masonluğun kökenleri ile ilgili konular bugün Masonların dahi kesin olarak görüş birliğine varabildikleri bir konu değildir. Farklı obediyans ve ritler, farklı görüşleri öne sürerler. Bugünkünden çok daha gizli olan geçmişlerinde herhangi bir yazılı kayıt tutulmamış olması bunun en önemli sebebidir. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın da dahil olduğu dünya Masonluğu da, Özgür Masonlar Büyük Locası'nın dahil olduğu obediyanslar da, ritüellerinde Masonluğun köklerini Operatif Masonlara dayandırır, ilk 3 derece ritüellerinde -şövalye yaşam tarzı denebilecek bir anlayışa atıfları saymazsak- şövalyelikten, ismen, bahis açmazlar. Şövalyelik kökleri ile ilgili konular yüksek derecelerde işlenilir.
Geleneksel dünya düzenli Masonluğu Büyük Locaları, Çırak, Kalfa ve Üstat olmak üzere Masonluğun üç remzi derecesinde çalışırlar. Üstat derecesi, Masonluğun en üst derecesi olarak kabul görür ve localarda Üstat derecesinin üzerinde herhangi bir derece ne konuşulur ne de bulunur.
Genel olarak 33 dereceli bir sistemin çeşitli tarikat ve cemiyetlere bağlı kimseleri aynı localarda çalıştırmak amacı ile Elias Ashmole'nin düşündüğü kabul edilir. Ashmole, bu sistem içinde, insan düşüncesinin çeşitli dereceleriyle ilgili bilgileri bir gelişim içinde anlatmak, uygulamak amacını gütmüştür. Fakat 33 dereceli sistemi Ashmole'den önce Fransız Masonlarının düşündüğü ve Dante'nin, düşüncelerinden yararlanarak hazırladığı da Jean Palou gibi bazı masonluk tarihini inceleyenler tarafından ileri sürülmektedir. Derecenin bulucusu kim olursa olsun, gerçek olan bugün için 33 derecenin geniş ölçüde kabul edilmiş olması ve belirli görüşleri ve öğretilere işaret etmesidir. Yalnız Ashmole'nin önerdiği 33 derecenin gruplandırılması ile şimdiki gruplandırma arasında fark vardır. Ashmole, 33 dereceyi dört gruba ayırmıştır. Birinci grup 1-3. dereceleri içerir. Operatif Masonluğun çırak-kalfa-usta derecelerine gelmektedir, ikinci grup, 15 dereceli olacaktır ve geçmişe ait bütün ananeler parça parça açıklanacaktır. Esası Rose-Croixlardan alınmıştır. Üçüncü grup 13 derecelidir ve Templier Şövalyelerinin geleneklerini yansıtmaktadır. Sonuncusu dördüncü grup, Simyagerlerden alınmıştır ve bütün derecelerin sentezini belirtmektedir. Ashmole'nin bu ayrımına karşılık, şimdiki 33 derece 7 kısma ayrılmaktadır.
Türkiye'deki Mason Localarının da kabul ettiği İskoç Ritüeline göre masonluk 33 derece üzerine düzenlenmiş bulunmaktadır. Her derece belirli bir öğretinin temelini oluşturmaktadır ve kendine özgü sembolleri, kutsal kelimeleri, ritüeli ve ikaf töreni vardır.
Masonlukta 33 derece her zaman kabul edilmiş değildir. Eski Operatif masonlar, yalnız çıraklık ve kalfalık arkadaşlık sınıflarını kabul etmişlerdir. Ustalık ise bir derece olmayıp, yalnızca bir yöneticiliktir. Bu yöneticilik, liyakat ve ehliyet esaslarına dayanmıştır. Masonluğun fikri çalışmalar durumunu almasından, Londra Büyük Mahfilinin kuruluşundan sonra da, iki derece kabul edilmiştir. Buna karşılık Ramsayın reformcu davranışları ve mükemmel üstatlar mahfili kurmak isteği, dördüncü dereceyi ortaya çıkartmıştır. Bu arada, masonluğun yalnız Hristiyanlık etkisinde kalmadığını göstermek için, o çağda (XVII. yy.) var olan bütün dini ve fikri temayülleri masonluk içinde temsil ettirme endişesi, birdenbire dereceleri 91'e kadar çıkartmıştır. 1758 yılında, II.Frederick (1712-1786), 33'lüler Süprem Konseyi kurmayı ve İskoç ritinin muntazam bir dereceler sistemine kavuşmasını istedi. Sonunda, 1800 yılında, ilk defa bir 33'ler konseyi Charleston'da kuruldu. Bu konseyden yetki alan masonlar, 1804 yılında Fransa'da, 1805'te italya'da, 1813 yılında Kuzey Amerika'da, 1817'de Belçika'da, 1824'te de İrlanda'da, 1829'de İskoçya'da ve 1861'de Türkiye'de, 33'ler konseyi kurmuş ve 33 derece hemen hemen ortak bir derece sistemi olmuştur. Buna rağmen günümüzde, yalnız dört dereceyi uygulayan bazı Alman Ritleri vardır.
Farklı bir dernek hüviyeti altında ve farklı bir yerde toplantılarını gerçekleştiren, 3. derecesinin üzerindeki dereceler için rit adı verilen Masonik yollar ve öğretiler izlenir. Bu ritlere katılmak veya katılmamak Üstat derecesine sahip Masonların kendi isteklerine kalmış bir seçimdir, zorunlu veya yapılması gereken bir yükümlülük değildir. Bu derecelerin çalışmaları, Masonluğun ilk üç derecesinde verilen öğretilerin gizlerine ve sırlarına daha vakıf olabilmek için yapılan araştırmaların yanı sıra yüksek felsefi ve spiritüel çalışmaları da içinde barındırır.
Türkiye'de de takip edilen 33 dereceli Skoç Riti dünya üzerinde en fazla üyeye sahip olan ve bu yönüyle en fazla tercih edilen felsefi dereceler ritidir. Onu, özellikle ABD'de geniş bir kesimce benimsenen York Riti takip etmektedir.
Dünya üzerinde var olan çeşitli ritler içerisinde 99 dereceli Memfis-Misraim Riti gibi yoğun bir çalışma gerçekleştirenleri var olduğu gibi, tek dereceden oluşan bazı ritler de vardır.
Herhangi bir ritte, dördüncü derece ve yukarısına devam edebilmek için Büyük Loca'ya bağlı olarak çalışan düzenli bir Locada Üstat derecesine sahip olmuş olmanın yanı sıra bu ana Loca ile ilişkilerinin herhangi bir dönemde düzensiz olmaması ve yükümlülüklerinin aksatılmadan yerine getirilmesi gerekir. Kendi Locasında düzensiz ilan edilen bir üyenin, yüksek derecelerdeki üyeliği de otomatik olarak düşer. Ayrıca bu localarda sadece erkekler ve akraba olmayanlar bulunmaktadır.
1. Derece: Çırak19
2. Derece: Kalfa
Orijinal kaynak: masonluk. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Calderón, H. M. (1999). Definición de la francmasonería moderna y descripción de sus linderos. Pág. 18. México: Herbasa. ↩
Trueba Lara, J. L. (2012). Masones en México: historia del poder oculto. Colección Punto de Lectura núm. 2. México: Santillana. isbn 978-607-11-2357-2 ↩
Hodapp, Christopher. Freemasons for Dummies. Indianapolis: Wiley, 2005. p.52. ↩
UGLE http://www.ugle.org.uk/masonry/YQA-about-freemasonry.htm ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page