manda ve himaye ne demek?

Manda ve Himaye

Manda ve himaye, I. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan ve yenilen devletlerin sömürgelerinin (özellikle Orta Doğu'daki Osmanlı toprakları) doğrudan ilhak edilmesini engellemek amacıyla oluşturulan bir sistemdir. Bu sistemde, gelişmiş ülkeler (manda sahibi devletler), belirli bölgeleri "manda" adı altında yönetme yetkisi almıştır.

Temel fikir, bu bölgelerin henüz kendi kendilerini yönetebilecek durumda olmadıkları ve daha "ileri" bir ülkenin rehberliğine ihtiyaç duyduklarıdır. Manda sistemi, Milletler Cemiyeti tarafından denetleniyordu.

Manda ve himayenin temel özellikleri:

  • Amaç: Kağıt üzerinde, manda altındaki bölgeleri bağımsızlığa hazırlamak. Ancak pratikte, manda sahibi devletler bu bölgeleri sömürge gibi yönetmişlerdir.
  • Uygulama: Özellikle Orta Doğu'da İngiltere ve Fransa tarafından yaygın olarak uygulanmıştır. Örneğin, İngiltere Irak, Filistin ve Ürdün'ü; Fransa ise Suriye ve Lübnan'ı manda altına almıştır.
  • Türk Tarihindeki Önemi: Manda ve himaye fikri, Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk Kurtuluş Savaşı'nda kesin bir şekilde reddedilmiştir. Sivas Kongresi'nde manda ve himaye düşüncesi kesin olarak reddedilerek, tam bağımsızlık ilkesi benimsenmiştir.

Sonuç:

Manda ve himaye sistemi, sömürgeciliğin farklı bir biçimi olarak değerlendirilebilir. Bağımsızlık yolunda ilerlemesi gereken bölgeler için bir çözüm olarak sunulsa da, pratikte manda sahibi devletlerin çıkarlarını ön planda tuttuğu ve bölgedeki halkların iradesini göz ardı ettiği görülmüştür. Türk Kurtuluş Savaşı'nda manda ve himaye fikrine karşı çıkılması, Türkiye'nin bağımsızlık ve egemenlik anlayışının temelini oluşturmuştur.