Livia Drusilla, 14 yılından sonra Livia Augusta olarak bilinir (MÖ 58-29), Roma İmparatorluğunun ilk imparatoru Augustus'un karısı ve birkaç kez imparator naipliği yapmış, imparatorun sadık danışmanı, 1. yüzyıl Romasının en güçlü kadını ve Roma İmparatoriçesi olan Julio-Claudian Hanedanı mensubu Romalı kadın.
Livia aynı zamanda İmparator Tiberius ve Drusus'un annesi, Germanicus ve Claudius'un büyükanneleri, Caligula ve Genç Agrippina'nın annelerinin büyük annesi ve İmparator Nero'nun büyükannesinin büyükannesidir. Claudius tarafından Augusta ilan edilmiştir.
Livia, 30 Ocak MÖ 58'de Marcus Livius Drusus Claudianus ve Romalı magister Aufidius Lurco'nun kızı Aufidia'nın evliliğinden doğmuştur. Küçültme ismi olan Drusilla'dan anlaşıldığına göre ailesinin ikinci kızıdır.1.
MÖ 42 yılında, babası tarafından Julius Caesar'ın suikastçıları tarafında Octavian'a karşı kendisiyle birlikte savaşan patrici sınıfından kuzeni Tiberius Claudius Nero ile evlendirildi. Babası Philippi savaşı'nda Gaius Cassius Longinus ve Marcus Junius Brutus ile birlikte intihar ettiyse de kocası, Marcus Antonius ve kardeşi'nin adına Octavian'a karşı savaşmaya devam etti. Aile, MÖ 40'ta, Octavian'ın yasaklarından kurtulabilmek için İtalya'yı terk etmek zorundan kaldı ve önce Sicilya'da Sextus Pompeius'a sığındı ardından da bir süre sonra Yunanistan'a geçti.
İlan edilen genel af üzerine Livia, MÖ 39 yılında Octavian'la kişisel olarak tanıştırılacağı Roma'ya döndü. Bu sıralarda Livia, ilk kocasından oğlu geleceğin imparatoru Tiberius'a sahipti ve yine ilk kocasından ikinci oğluna hamileydi (Yaşlı Drusus). Söylenenlere göre Octavian halâ Scribonia ile evli olduğu halde ona ilk görüşte aşık olmuştu. Octavian karısı Scribonia'dan MÖ 39 yılında kızı Yaşlı Julia'nın doğumu sırasında boşanmıştı ( Dio Cassius 48.34.3). Görünüşe göre bu sıralarda altı aylık hamile olan Livia Octavian'ın iknası ya da zorlamasıyla Tiberius Claudius Nero tarafından boşandı. Çocuk 14 Ocak'ta doğdu. Octavian ve Livia 17 Ocak'ta geleneksel evlilik öncesi bekleme döneminden feragat ederek evlendiler. Tiberius Claudius Nero düğünde hazır bulundu ve onu gelin olarak "sadece bir babanın yapabileceği gibi" damada teslim etti (Dio Cassius 48.44.1-3). Livia ve Octavian, evliliklerinden çocukları olmamasına rağmen 51 yıl gibi uzun bir süre evli kaldılar. Her zaman kocasının ayrıcalıklı danışmanı olmaktan, başkalarının taleplerini ona iletmekten ve onun politikalarını etkilemekten keyif aldı.
Marcus Antonius'un MÖ 31 yılındaki Actium Savaşı'nın ardından intihar etmesinden sonra, Octavian gücünü arttırmak için başka bir muhalefetle karşılaşmadı ve Octavian'dan Roma İmparatoru Caesar Augustus'a dönüşürken Livia sürekli olarak onun tarafındaydı. Birlikte, Roma aile hayatı için bir rol modeli oluşturdular. Tüm zenginliğine ve gücüne rağmen, Augustus ve ailesi Palatine Tepesi'ndeki evlerinde gösterişten uzak bir yaşam sürmeye devam ettiler. Livia, matrona olarak tabir edilen asil Romalı kadın modelini yerleştirdi. Hiçbir zaman aşırı mücevher takmadığı gibi gösterişli elbiseler de giymedi, ev halkı ve kocasıyla alâkadar oldu ( çoğu zaman kocasının elbiselerini kendisi yapıyordu), kocasının adı çıkan hovardalıklarını görmezden geldi ve ona her zaman sadık kalarak kendini ona adadı.
MÖ 35 yılında Octavian, Livia'ya o zamana kadar görülmemiş bir şekilde kendi finansal işlerini yürütme yetkisi verdi ve onun adına bir heykel diktirdi. Kendisine bağlı olan ve aralarında geleceğin imparatorları Galba ve Otho'nun büyük babalarınında bulunduğu kişileri politik arenaya çıkarttı.
Augustus'un sadece bir kız çocuğu olması (Scribonia'dan olan Yaşlı Julia), Livia'nın hırslı bir anne olarak kendisini göstermesine fırsat verdi ve kısa bir süre sonra oğulları Tiberius ve Drusus'u siyaset sahnesine sokmaya başladı. Drusus, Augustus'un en sevdiği yeğeni olan Küçük Antonia ile evliydi ve güvenilen bir generaldi. Tiberius ise MÖ 11 yılında Yaşlı Julia (Augustus'un kızı) ile evlenmişti ve bunun sonucunda Augustus tarafından 4 yılında evlatlık alınmış ve tahtın varisi yapılarak onurlandırılmıştı.
Augustus'un yeğeni Marcellus 23 yılında ölünce bu ölümün doğal yollardan olmadığı ve arkasında Livia'nın olduğu söylentileri ortaya çıktı (Dio Cassius 55.33.4). Yaşlı Julia'nın Marcus Vipsanius Agrippa'dan olan ve Augustus tarafından evlatlık edinilerek tahtın varisi ilan edilen oğulları birbiri ardından önce Lucius ve ardından da Gaius olmak üzere tek tek öldüler. Son olarak da, Julia'nın hayatta kalan tek oğlu ve yine Augutus tarafından evlatlık edinilmiş olan Agrippa Postumus da baskı altına alındı ve sonunda öldürüldü. Tacitus, Livia'nın tüm bu olan bitenler konusundan masum olmadığını söyler(Yıllıklar 1.3; 1.6) ve yine Cassius Dio bu tür söylentileri ima eder(53.33.4, 55.10A, 55.32; 57.3.6) ancak resmi belgelere ulaşma yetkisi olan dedikoducu Suetonius da onların söylediklerini tekrar eder. Moder tarihçilerin birçoğu bu iddiaları dikkate alırlar. Daha az mantıksız olan ise Tacitus (Yıllıklar 1.5) ve Dio Cassius'un (55.22.2; 56.30) Livia'nın Augustus'un ölümünün sorumlusu olduğu fikridir (Dio zehirli inciri ima eder).
Augustus, 14 yılındaki ölümünün hemen ardından senato tarafından tanrılaştırıldı. Vasiyetinde mallarının 1/3'ünü Livia'ya geri kalan iki payıda ardılı Tiberius'a bıraktı. Ayrıca aynı vasiyetinde Livia'yı Julian ailesine de kabul etti ve bu ona bir patrician olarak Augusta onursal unvanı'nı kazandırdı. Bu hazırlıklar, Augustus'un ölümünden sonra onun Julia Augusta olarak konumunu devam ettirebilmesini sağlamaya yönelikti.
Bir süre Livia ve oğlu, yeni İmparator Tiberius, birbirleriyle anlaşıyorlarmış gibi göründü. Livia'ya karşı olmak 20 yılından itibaren vatan hainliği olarak kabul edildi ve yine 24 yılında Tiberius annesini tiyatroda Vesta bakireleri'nin arasında bir koltukla ödüllendirdi. Livia her ne kadar gayri resmi de hareket etse bir sözü ile insanları vatan hainliğinden mahkûm ettirebildiğinden Roma'da mutlak bir güç haline geldi. Aslında Tiberius, annesinin politik konumuna özellikle de tahtı ona annesinin verdiği fikrine fena halde içerlemeye başlamıştı. Başlangıçta senatonun Livia'ya vermek istediği ve daha önce Augustus ve ondan önce de Julius Caesar ve Cicero'ya verilmiş olan Pater Patriae ("anavatanın babası") unvanıyla eşdeğer Mater Patriae ("anavatanın annesi") unvanını veto etmişti (Tiberius'un kendisi de Pater Patriae unvanını üstlenmeyi sürekli olarak reddetmişti.)
Antik tarihçiler, Tiberius’un Capri'ye çekilmesinin asıl nedeni olarak onun annesine tahammül etme konusundaki yetersizliği olduğunu aktarırlar (Yıllıklar 4.57, Dio Cassius 57.12.6). Tacitus'a göre 22 yılına kadar "anne ve oğul arasında samimi bir uyum ya da iyi gizlenmiş bir nefret" vardır (Annals 3.64); Dio'nun dediğine göre Tiberius tahta çıkmadan bile önce ondan kuvvetli bir şekilde nefret ediyordu (57.3.3). 22 yılında hastalanırdı ve Tiberius onun yanında olmak için Roma'ya geri döndü (Annals 3.64). Ancak 29 yılında nihayet hasta düşüp öldükten sonra Tiberius Capri'de kaldı ve baskılar üzerine cenazede konuşma yapması için Caligula'yı Roma'ya gönderdi (Annals 5.1, Dio 58.2). Suetonius'un eklediği (Vita Tiberii 51) dehşet verici detayda şöyledir; "öldüğünde... Tiberius'un gelmesi umuduyla uzun süre beklendikten sonra, cesedin durumunun zorlaması nedeniyle nihayet yakıldı....". Livia'nın gizli arzularından onu mahrum etmekten zevk alır gibi ona verilen tanrısal onurları da veto etti. Daha sonra senato tarafından verilmiş tüm onursal unvanlarını geri aldı ve vasiyaetinin yerine getirilmesini iptal etti
Aradan 13 yıl geçtikten sonra 42 yılında torunu İmparator Claudius tarafından tüm onursal unvanları geri verilerek tanrılaştırılma işlemi nihayet tamamlanabildi. Diva Augusta (Tanrısal Augusta) unvanı aldı ve bir filin çektiği arabaya konulan resmi tüm halk oyunlarında dolaştırıldı ve bir heykeli kocasının yanına, Augustus tapınağına yerleştirildi, adına yarışlar düzenlendi, kadınlar yemin ederken onun adını verdiler.
Anlatılan bazı tatsız söylentilere rağmen, antik kaynaklar Livia'yı genellikle gururlu, imparatoriçeliğe yakışan vasıfları olan, imparator kocasına sadık ve iyi bir eş olan, daima dengeli ve ağır başlı bir kadın olarak tasvir ederler. Birbir ardınca üstlendiği eş, anne, dul ve yaşlı kadın rollerini hakkını başarıyla vermiştir.
Orijinal kaynak: livia. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Livia'nın portre ve resimleri için, bkz: Rolf Winkes, Livia, Octavia, Iulia- Porträts und Darstellungen-, Archaeologia Transatlantica XIII, Louvain-la-Neuve and Providence, 1995. ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page