Lezbiyen, başka bir kadına fiziksel ve/veya duygusal çekim hisseden kadın.12 Lezbiyen, eşcinsel kadın anlamına gelmektedir. Hem kadınlara hem de erkeklere çekim hisseden kadınlar ise biseksüeldirler. Kişinin kendini tanımlaması veya kendine biçtiği cinsel kimlik, davranışlarıyla örtüşmüyor olabilir.
Kadınlar arası aşka değinen bilinen en eski yazılı kaynaklar Antik Yunan'a dayanmaktadır. Lesvos (Midilli) adasında yaşayan Sappho, başka kadınlara yönelik cinsel çekimini açıkça ortaya koyan şiirler yazmıştır. Buna karşın, yine bazı antik kaynaklar Sappho'nun erkeklerle de aşk ilişkisi yaşadığını dile getirmektedir. Hatta, Tyreli Maximus Sappho'nun kendi okulundaki kızlarla olan ilişkilerinin platonik olduğunu iddia etmiştir. Modern bilim Antik Yunan'da oğlancılık ile Sappho ve öğrencilerin ilişkisi arasında bir paralellik kurmakta ve her ikisinde de pedagojinin rol oynamış olabileceğini öne sürmektedir.34
Lezbiyen ilişkilere dair erken dönem ilk yazılı kaynaklara, Antik Sparta'da rastlanmaktadır. Lacedaemonians hakkında yazan Plutarch "...aşk aralarında o kadar hürmet görmektedir ki kızlar aynı zamanda soylu kadınların erotik nesneleri haline gelmiştir." ifadesini kullanmıştır.5
Antik Çin şiiri ve hikâyelerinde de lezbiyen ilişkilere rastlanmakta, ancak, erkek eşcinselliğine değinen edebi eserlerdeki detaylara yer verilmemektedir. Antropolog Liza Dalby, ağırlıklı olarak kadınların birbirine verdiği erotik şiirlere dayanan araştırmasında, Heian Dönemi Japonya'sında lezbiyen ilişkilerin yaygın olduğunu ve toplumsal açıdan kabul gördüğünü iddia etmektedir.
Ortaçağ Arabistanı'nda, haremlerde kadınlar arası ilişkiler yaşandığına dair duyumlar bulunmaktadır. Haremlerdeki ilişkiler genellikle baskıyla karşılaşmaktadır. Örneğin Musa Peygamber, aşk yaparken yakalanan iki kızın boynunun vurulmasını emretmiştir.6
Avrupa'da 12. yüzyılda yaşamış olan yazar Etienne de Fougères, kadınlar üzerine yaptığı araştırma olan "Livre des manières"de (yaklaşık M.S. 1170 yılında yazılmıştır) lezbiyenlerle alay etmiş ve lezbiyenleri horozlar gibi davranmaya çalışan tavuklara benzetmiştir. Etienne de Fougères'in bu yaklaşımı, Avrupa'da dönemin önde gelen (hem laik hem de dini) çevrelerinin kadının erkek olmadan düzgün bir cinsellik yaşayamayacağı yönündeki genel kanısını yansıtmaktadır.7
"Lezbiyen" kelimesinin Sappho'nun yaşadığı adanın ismi olan "Lesbos" kelimesinden geldiği varsayılır.
Batı toplumlarında, kadının eşcinsel davranışlarına yönelik açık yasaklamalar, erkeğin eşcinsel davranışına oranla çok daha zayıftır.
Birleşik Krallık'ta, lezbiyenlik hiçbir zaman yasadışı olmamıştır. Buna karşın, erkekler arası cinsel ilişki İngiltere ve Galler'de 1967 yılına kadar yasal kabul edilmemiştir. Kraliçe Victoria'nın kadınlar arası cinsel ilişkinin mümkün olamayacağına inanması sebebiyle lezbiyenliğin İngiliz Ceza Yasası'nda 1885 yılında yapılan değişiklik kapsamına alınmadığı söylenmekle birlikte bu hikâyenin sonradan uydurulmuş olabileceği de ifade edilmektedir.8 İngiliz parlamenter Frederick Macquisten tarafından 1921 yılında ortaya atılan ve lezbiyenliğin suç sayılmasını öngören yasa teklifi Lordlar Kamarası tarafından reddedilmiştir. Tartışmalar sırasında Lord Birkenhead ve ardından dönemin Büyük Britanya Başbakanı bin kadından 999'unun "bu tarz deneyimlere ilişkin bir fısıltı dahi duymadığını" savunmuşlardır.9 1928 yılında, lezbiyen içerikli bir roman olan The Well of Loneliness kamunun büyük ilgisini çeken bir dava sonucu "müstehcenlik" nedeniyle yasaklanmıştır. Kitaba karşı dava açılmasının nedeni kitapta herhangi bir şekilde açık cinsel içerik bulunması değil, "kabul görme" savını ortaya atmasıdır.10 The Well of Loneliness yasaklanırken lezbiyen temalı ancak siyasi içerik taşımayan romanlar serbestçe satılmaya ve yayımlanmaya devam etmiştir.11
Yahudi dini öğretileri, erkek eşcinsel davranışını kınasa da lezbiyen davranışlar hakkında çok az şey söylemektedir. Buna karşın, nüfusunun büyük çoğunluğu laik olan modern İsrail Devleti, eşcinsel yönelimleri yasadışı ilan etmeyen ve eşcinsellere baskı uygulamayan bir yaklaşım sergilemektedir. İsrail'de eşcinsel evliliğe izin verilmemekte buna karşın örfi hukukun uygulandığı bu ülkede eşcinsel kişinin çocuğunun, partneri tarafından evlat edinilmesine izin veren ve daha sonraki davalarda örnek teşkil eden mahkeme kararları bulunmaktadır. Tel-Aviv'de her yıl geleneksel olarak eşcinsel onur yürüyüşü yapılmaktadır.
Eşcinsellik İslam dini öğretilerinde (Kur'an ve Hadisler'de) yasaklanmıştır. Suudi Arabistan ve Yemen'de eşcinsellik hapis, kırbaç ve ölümle cezalandırılmaktadır. İran'da lezbiyen davranışları yasaklayan yasa hala yürürlükte bulunmaktadır.
Asya'da Türkiye'de genelde eşcinselliği özelde ise lezbiyenliği yasaklayan herhangi bir yasa bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu'nda ise eşcinsellik boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir. Eşcinsel olan eşin sırf bu gerekçeyle evlilik içerisinde kusurlu sayılması kabul edilmiştir. Yasal durumun elverişliliğine karşın, Ümit Oğuztan'ın Rüya Eser takma adıyla 1990 yılında Yaprak Yayınları'ndan yayımlanan "Lezbiyen" isimli belgesel romanı kısa sürede toplatılmış, "müstehcen" olduğu gerekçesiyle yargılanmış ve mahkeme kararıyla yakılarak imha edilmiştir. Türk toplumunun büyük bir kısmı, bir takım geleneklere bağlılıklar nediyle erkek eşcinselliğine önyargılı yaklaşan bir toplumdur. Buna karşın, lezbiyenlik yine toplumun çoğunluğu tarafından göz ardı edilmekte ve bu nedenle erkek eşcinselliği kadar tepki çekmemektedir. Türkiye'de Lambdaistanbul ve Kaos GL gey, lezbiyen, biseksüel, transseksüel ve travesti haklarını koruma ve bu gruplar arasında dayanışmayı sağlamaya yönelik olarak çalışmaktadır.
Birçok lezbiyen çift, evlat edinme yöntemiyle çocuk sahibi olmayı denemektedir. Ancak, lezbiyen çiftlerin evlat edinmesi her ülkede yasal değildir.
Lezbiyenler, son dönemde, tüp bebek başta olmak üzere desteklenmiş doğum teknolojilerine de yönelmektedirler. Bazı ülkelerde, lezbiyenlerin desteklenmiş doğum teknolojilerine erişimi konusu tartışılmaktadır. Örneğin, Avustralya'da Yüksek Mahkeme, Roma Katolik Kilisesi'nin lezbiyen ve bekar kadınların tüp bebek sahibi olmasının yasaklanması girişimini reddetmiştir. Ancak, Yüksek Mahkeme'nin bu kararının hemen ardından Başbakan John Howard lezbiyenler ve bekar kadınların tüp bebek sahibi olmasını engellemek amacıyla konuya ilişkin yasada bir düzenlemeye gitmiş ve Roma Katolik Kilisesi'ne desteğini ortaya koyarak Yüksek Mahkeme'nin kararını göz ardı etmiştir. Bu durum Avustralya'daki gey ve lezbiyen toplumunun yanı sıra bekar kadınların da tepkisini çekmiştir.
Tarih boyunca birçok lezbiyen, kadın hakları mücadelesine dahil olmuştur. 19. yüzyılın sonlarında, Boston evliliği terimi beraber yaşayan kadınlar arasındaki romantik birlikteliği anlatmak için kullanılmasının yanı sıra kadınların oy hakkı mücadelesine de katkıda bulunmuştur.
1970'ler ve 1980'ler boyunca, modern feminizm ve radikal feminizm gibi hareketlerin ortaya çıkmasıyla, lezbiyen ayrılıkçılığı popüler hale gelmiş ve lezbiyen kadın grupları komünler halinde yaşamak üzere bir araya gelmeye başlamıştır. Kathy Rudy, "Radical Feminism, Lesbian Separatism, and Queer Theory" isimli çalışmasında, yaşadığı lezbiyen komününde sterotiplerin ve hiyerarşik bir yapının ortaya çıktığını ve bu nedenle gruptan ayrıldığını ifade etmiştir.
1990'larda ise lezbiyen görünürlüğünü artırmak ve lezbiyen haklarını geliştirmek üzere birçok lezbiyen intikam tugayı kurulmuşsa da bu grupların etkisi sınırlı kalmıştır. Yine feminist mücadele çerçevesinde yürütülen kampanyaların da etkisiyle günümüzde Hollanda, İspanya, Belçika, Kanada, Arjantin ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nde eşcinsel evlilikler yasal hale gelmiştir. Buna karşın, eşcinsel evliliklere hâlen birçok ülkede izin verilmemektedir. 2004 yılında ABD'nin Massachusetts Eyaleti, eşcinsel evliliklere izin veren ilk Amerikan eyaleti olma unvanını kazanmıştır.12 26 06 2015 tarihinde Amerika'da eşcinsel evlilik mahkeme kararı ile yasal ilan edilmiştir.13
Kadınlar arasındaki cinsel aktivite heteroseksüeller ya da eşcinsel erkekler arasındaki seks kadar çeşitlilik gösterir.14 Her türlü kişilerarası ilişkide olduğu gibi lezbiyenlikte de cinsel dışavurum ilişkinin kapsamı ile yakından alakalıdır.15
Kendi cinsi ile ilişkiye giren kadınların bir kısmı, kendilerini lezbiyen olarak nitelendirmek yerine biseksüel ya da queer gibi farklı etiketlerle tanımlamayı tercih ederler.
Batı ve diğer bazı toplumlarda son dönemde gözlenen kültürel değişiklikler, lezbiyenlerin kendi cinselliklerini daha serbestçe ifade etmelerine olanak tanımıştır. Bu durum, kadın cinselliğinin doğası hakkında birçok araştırma yapılmasını sağlamıştır. Örneğin, 2002 yılında ABD Hükûmeti tarafından yaptırılan, 2005 yılında yayımlanan "Cinsel Davranış ve Seçilmiş Sağlık Önlemleri: 15-44 Yaşlarındaki Erkekler ve Kadınlar, ABD, 2002" (Sexual Behavior and Selected Health Measures: Men and Women 15-44 Years of Age, United States, 2002) başlıklı araştırma yaşları 15-44 arasında değişen kadınların % 4.4'ünün son 12 aylık dönemde başka bir kadınla cinsel ilişkiye girdiğini ortaya koymaktadır. Üzerinde araştırma yapılan kadınlara "Hiç başka bir kadınla cinsel ilişki yaşadınız mı?" sorusu yöneltildiğinde ise deneklerin % 11'i "Evet" yanıtını vermiştir.16
Son dönemde, lezbiyen cinselliği üzerine birçok araştırma ve yazın yayımlanmaya başlamıştır. Bu durum, kadınların kendi cinsel yaşamları üzerindeki kontrolü, kadın cinsel hazzının yeniden tanımlanması ve negatif cinsel sterotiplere/kanılara ilişkin yanlışların çürütülmesi hususlarında bir takım tartışmalara yol açmıştır. Negatif cinsel sterotip/kanılara ilişkin olarak, seks üzerine araştırmalar yapan Pepper Schwartz tarafından yaratılan ve uzun süreli lezbiyen ilişkilerde cinsel ihtirasın eninde sonunda azalacağını iddia eden lezbiyen yatak ölümü (lesbian bed death) terimi örnek gösterilebilir. Schwartz'ın bu iddiası, tüm ilişkilerde zamanla ihtirasın azaldığını dile getiren birçok lezbiyen tarafından reddedilmektedir. Yine birçok lezbiyen bu teze karşı olarak mutlu ve doyurucu bir seks yaşamları olduğunu beyan etmektedirler.17
1890'lardan beri, yeraltı klasiği Bilitis'in Şarkıları (The Songs of Bilitis), lezbiyen kültürü ve edebiyatı üzerinde etkili olmuştur. Bu kitap, ABD'deki ilk lezbiyen mücadele ve kültürel örgütü olan Bilitis'in Kızları'na (Daughters of Bilitis) da esin kaynağı olmuştur.
1950'lerde ve 1960'larda ABD ve Birleşik Krallık'ta birçok lezbiyen "ucuz roman" yayımlanmıştır. Bu kitaplar genellikle "Odd Girl Out", "The Evil Friendship" (Vin Packer), "The Beebo Brinker Chronicles" (Ann Bannon) gibi şifreli isimlerle piyasaya çıkmıştır. İngiliz okul hikâyeleri de şifreli, zaman zaman da sarih lezbiyen edebiyatına bir barınak sağlamıştır.
1970'lerdeki ikinci dönem feminist dalga sırasında lezbiyen romanları daha çok politika odaklı hale gelmiştir. Bu dönemdeki eserler, genellikle, ayrılıkçı feminizmin açık ideolojik mesajlarına yer vermiş ve edebiyattaki bu eğilim lezbiyen sanatın diğer dallarına da sıçramıştır. Rita Mae Brown'ın ilk romanı olan Rubyfruit Jungle, bu dönemin "dönüm noktası" olma özelliğini taşımaktadır.
1972'de Berkeley, California'da yayımlanmakta olan lezbiyen dergisi Libera "Kadınlarda Heteroseksüellik:Nedenleri ve Tedavisi" (Heterosexuality in Women: its Causes and Cure) isimli bir makale çıkarmıştır. Kendinden önceki, kadınlarda eşcinsellik üzerine olan psikiyatri makaleleri ile paralellik gösteren bu makalede yer alan normal-anormal tartışması büyük ilgi çekmiş ve özellikle lezbiyen feministler tarafından kabul görmüştür. Bu makale, 1970'ler lezbiyen edebiyatı ve sanatı üzerinde de etkili olmuştur.
1990'ların başında lezbiyen kültürü "Feminist Seks Savaşları"nda yer almayan daha genç bir kuşağın etkisi altına girmiştir. Bu durum post-feminist ve queer teorilerinin şekillenmesine de yardımcı olmuştur.
2000'li yıllarda lezbiyen cinselliği edebi eserlerde yer almaya başlamıştır. Günümüzde Pat Califia, Jeanette Winterson, Sarah Waters ve Stella Duffy önde gelen lezbiyen edebiyatı yazarları arasında kabul edilmektedir. Tanınan ve muhalif akademik yazarlardan Camille Paglia ve Germaine Greer gibi bazıları da lezbiyenlikle özdeşleştirilmektedir.
Türk edebiyatında genelde eşcinsel özelde ise lezbiyen olgunun varlığı gereğince irdelenmemiştir. Attilâ İlhan'ın Haco Hanım ve Fena Halde Leman romanlarında bu konu detaylı şekilde irdelenmiştir. Osman Çallı'nın Düş Gezginleri adlı hikâyesi, Perihan Mağden'in İki Genç Kızın Romanı isimli eseri lezbiyen temalı Türk edebiyatı içerisinde kabul edilmektedir. Ümit Oğuztan'ın Rüya Eser takma adıyla 1990 yılında Yaprak Yayınları'ndan yayımlanan "Lezbiyen" isimli belgesel romanı ise kısa sürede toplatılmış, "müstehcen" olduğu gerekçesiyle yargılanmış ve mahkeme kararıyla yakılarak imha edilmiştir.
Oyun yazarı Lillian Hellman'ın 1934 yılında yayımlanan ilk oyunu The Children's Hour Broadway'de sergilenmiştir. Özel bir yatılı kız okulunda geçen oyunda okul müdürü ve bir öğretmenin ruh sağlığı bozuk bir öğrenci tarafından çıkartılan zararlı bir dedikodu kampanyasının kurbanı olmaları anlatılmaktadır. Müdür ve öğretmen sonunda lezbiyen ilişki yaşadıklarına ilişkin suçlamalarla karşılaşacaklardır.18 Oyun, Pulitzer Ödülü'ne aday olmasına karşın Londra, Boston ve Chicago'da yasaklanmıştır.19 The Children's Hour ayrıca New York'ta 691 kere ve aralıksız olarak sergilenmiştir. Bu rakam, o dönem için bir rekor sayılmaktadır.20
İlk lezbiyen temalı film 1931 yılı yapımı, Christa Winsloe'nun romanından uyarlanan ve Leontine Sagan tarafından yönetilen Mädchen in Uniform'dur. Filmde, öğrenci Manuela von Meinhardis'in öğretmeni Fräulein von Nordeck zur Nidden'e duyduğu ihtiraslı aşk anlatılmaktadır. Filmin senaryosu bir kadın tarafından yazılmış ve filmin yapım ekibinde genellikle kadınlar görev almıştır. Filmin Alman lezbiyen kültürü üzerindeki etkileri 1930 yılında çekilen Mavi Melek adlı filmin ardından gelmesi nedeniyle sınırlı kalmıştır.
1990'ların başına kadar filmlerdeki her türlü lezbiyen aşk teması üstü kapalı olarak verilmiş ve seyircilerden hemen her zaman gerekli sonucu çıkartmaları beklenmiştir. Greta Garbo'nun da rol aldığı 1933 yapımı Kraliçe Christina, konusu lezbiyenlerle ilgili olmamasına karşın lezbiyen estetiğinin bir parçası olarak kabul edilmiştir. Alfred Hitchcock'un Rebecca isimli 1940 yapımı, Daphne du Maurier'in romanından uyarlanan filmi oldukça açık bir biçimde lezbiyenliğe vurgu yapmıştır. Ancak, bu filmdeki karakterler olumlu olarak yansıtılmamıştır. Filmdeki Bayan Danvers takıntılı, nörotik ve cinayet eğilimli; filmde hiç gözükmeyen Rebecca ise bencil, kindar ve ölüme mahkûm şekilde tasvir edilmiştir. 1950 yapımı Eve Hakkında Her şey'in ana karakteri senaryoda ilk başta lezbiyen olarak yer almış buna karşın filmin son halinde ana karakterin lezbiyenliğine izleyenlere gerekli ipucu ve mesajları vermek kaydıyla hafifçe değinilmiştir.
1961 yapımı, Lillian Hellman'ın aynı adlı oyunundan uyarlanan The Children's Hour isimli filmde Audrey Hepburn ve Shirley MacLaine başrolleri paylaşmıştır. Film, oyunda yer alan derin karanlık temaları ve lezbiyen alt mesajları yansıtmayı başarmıştır.21
Açık lezbiyen temalı, sempatik lezbiyen karakterlere sahip olan ve lezbiyenlerin başrollerde olduğu filmler 1990'lardan itibaren çekilmeye başlanmıştır. 2000'li yıllar itibarıyla, bazı filmler lezbiyenliğe cinsel arzudan öte daha geniş bir bakış açısıyla yaklaşmaya başlamış ve karakterlerin cinsel yönelimlerinden çok kendilerini keşfetmelerine değinmişlerdir.
Bound(1996),Chasing Amy(1997),Jessica Stein'ı Öpmek(2001),Mulholland Çıkmazı(2001),Cani(2003),D.E.B.S(2004),Aşk Yazım(2004),Sevgiyi Ararken(2004),Rent(2005),Imagine Me & You(2005) ,Loving Annabelle(2006) ve Mavi En Sıcak Renktir (2013) film ve başrol oyuncuları Altın Palmiye ödülüne layık görüldü. 1990 sonrası Hollywood tarafından çekilen lezbiyen temalı/içerikli filmlere örnek gösterilebilir.
Hollywood dışında da 1990 sonrası birçok lezbiyen temalı ve İngilizce olmayan film çekilmiştir. Ateş (Hindistan, 1996), Fucking Åmål (İsveç, 1998), Mavi (Japonya,
Türk sinemasında ise lezbiyen temalı filmlerin sayısı sınırlı kalmıştır. 1985 yapımı, yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın yaptığı, başrollerini Müjde Ar ile Nur Sürer'in paylaştığı Dul Bir Kadın ile yönetmenliğini yine Atıf Yılmaz'ın yaptığı ve başrollerini Lale Mansur ile Meral Oğuz'un paylaştığı 1992 yılı yapımı Düş Gezginleri isimli filmler lezbiyenlik temasına açıkça vurgu yapmıştır. Perihan Mağden'in romanından uyarlanan 2005 yılı yapımı İki Genç Kız da Türk sinemasındaki lezbiyen temalı filmlere örnek olarak verilebilir.
Lezbiyen karakterlerin televizyonda yer alması 1980'lerden sonra, ABD ve Batı Avrupa'da eşcinselliğe bakışın değişmeye başlamasıyla, hız kazanmıştır. 1980'lerin televizyon dizisi L.A. Law, 1990'ların lezbiyen televizyon karakterlerine oranla çok daha canlı bir lezbiyen ilişkiyi bünyesine almıştır. 1989 BBC yapımı Tek Meyve Portakal Değildir kendisi de lezbiyen olan yazar Jeanette Winterson'ın aynı adlı romanından uyarlanmıştır.
Aktris ve komedyen Ellen DeGeneres 1997 yılında lezbiyen olduğunu açıklamıştır ve bu açıklamanın ardından DeGeneres'in Ellen isimli dizide canlandırdığı karakter de 5. sezonun hemen başında eşcinsel olduğunu belirtmiştir. Dizinin bu bölümü Emmy Ödülü kazanmıştır. 2000 yılında ABC'de gündüz yayınlanan Bütüm Çocuklarım adlı drama dizisindeki Bianca Montgomery (Eden Riegel) karakterinin lezbiyen olduğu ortaya çıkmıştır. Bir kısım izleyici bu karakterin hikâyesini gerçekçi bulurken diğer bir kısım izleyici ise Bianca'nın başka bir kadınla uzun süreli ilişki kuramamasını eleştirmiştir.
Rus pop ikilisi t.A.T.u ise 2000'lerin başında şarkılarına çektikleri kliplerin televizyonda yayınlanmasının ardından Avrupa'da popüler olmuşlardır. t.A.T.u üyeleri, biseksüel oldukları halde kamuoyuna "lezbiyen" şeklinde lanse edilmişlerdir.
Simpsonlar'ın 2005 yılı bölümlerinden "There's Something About Marrying"de Marge'ın kızkardeşlerinden Patty lezbiyen olduğunu açıklamıştır. Yine 2005 yılında Law & Order isimli dizinin karakterlerinden Serena Southerlyn de lezbiyen olduğunu açıklamıştır.
Birçok bilimkurgu dizisi de lezbiyen karakterlere yer vermiştir. Babylon 5'in bir bölümünde Talia Winters ve Kumandan Susan Ivanova arasında lezbiyen bir ilişki olduğu ima edilmiştir. Uzay Yolu:Derin Uzay 9'un birçok bölümünde lezbiyen unsurlara yer verilmiş ve Uzay Yolu'nun 24. yüzyılında bu tarz ilişkilerin kabul gördüğü açıkça ifade edilmiştir.
2000'li yıllardan ise ana karakterlerini tamamen lezbiyenlerin oluşturduğu diziler çekilmeye başlanmıştır. 2004 yılında yayın hayatına başlayan ve Los Angeles'ta yaşayan bir grup lezbiyenin hayatını konu alan The L Word, 2005 yılında yayınlanmaya başlayan ve iki genç lezbiyenin hayatını dizinin merkezine oturtan South of Nowhere ve yine 2005 yılında yayın hayatına başlayan İngiliz dizisi Sugar Rush ana karakterlerini lezbiyenlerin oluşturduğu dizilere örnek olarak verilebilir.
Televizyonda yer alan önemli lezbiyen karakterlerine örnek olarak şunlar verilebilir:
1989 yılına kadar ABD'nin çizgi romanlardan sorumlu kurumu Comics Code Authority tarafından ABD'de satışa çıkan çizgi romanlar üzerinde de facto bir sansür uygulanmış ve eşcinselliğin çizgi romanlarda yer alması engellenmiştir.22 Açık lezbiyen temalara ilk olarak yeraltı ve Comics Code Authority'nin onayını gerektirmeyen alternatif çizgi romanlarda rastlanmıştır. Lezbiyen bir karaktere sahip olan ilk çizgi roman Trina Robbins'in "Sandy Comes Out"dur. 1972 tarihli bu çizgi roman Wimmen's Comix isimli antolojinin birinci sayısında yayımlanmıştır.23 1980 yılında yayıma başlayan "Gay Comix" lezbiyenler ile ilgili hikâyelere yer vermiş ve 1985 yılında Love and Rockets başlıklı hikâyede iki ana karakter Maggie ve Hopey arasındaki lezbiyen ilişki açıkça ortaya konmuştur.24
Alternatif ve yeraltı çizgi romanlarında lezbiyen ilişkilere yer verilirken ABD'deki ana çizgi roman yayımcıları bu konuda uzunca bir süre suskun kalmışlardır. Kadın Marvel Comics karakterlerinden Mystique ve Destiny arasındaki ilişki önceleri yalnızca ima edilmiş, 1990 yılında ise bir eski İngilizce kelimesi olan ve sevgili anlamına gelen "leman" sözcüğünün kullanımıyla şifreli olarak doğrulanmıştır.25 2001 yılında ise Destiny'nin Mystique'in sevgilisi olduğu sarih bir İngilizce ile beyan edilmiştir.26 2006 yılında DC Comics, önemli karakterlerinden Yarasakadın'ın bir lezbiyen olarak yeniden doğduğunu açıklamış ve bu durum medyanın ilgisni toplamıştır.27 Yine DC Comics karakterlerinden Gotham Şehri polis memuru Renee Montoya'nın da lezbiyen olduğu çizgi romanlarda açıklanmıştır.28
2006 yılında, Alison Bechdel'in Fun Home: A Family Tragicomic isimli lezbiyen ilişkilere yer veren çizgi romanı ABD'deki birçok medya kuruluşu tarafından yılın en iyi kitapları arasında sayılmıştır. Bechdel, Dykes to Watch Out For isimli en iyi tanınan ve en uzun soluklu lezbiyen çizgi romanının da yazarıdır.
Bazı yazarlar, araştırmacılar ve sanatçılar (örneğin Saturday Night Live'dan Chris Rock) Peanuts karakteri Peppermint Patty'nin lezbiyen olduğunu iddia etmişlerdir. (Peppermint Patties İngilizce'de lezbiyenler için kullanılan aşağılayıcı argo bir terimdir) Bu iddia, çizgi roman serisinde hiçbir zaman doğrulanmamıştır.
Mangalarda lezbiyen içerik shoujo-ai (kız aşkı), lezbiyen cinselliği ise yuri terimleriyle ifade edilmektedir. Bu terimler animeler için de geçerlidir. Mangalardaki lezbiyen ilişkilere örnek olarak bir Japon manga karakteri olan Yokohama Kaidashi Kikō'nun Alpha ve Kokone'ye romantik duygular beslemesi verilebilir.
Anime dizisi Sailor Moon'un üçüncü sezonu iki kadın kahraman Sailor Uranus ve Sailor Neptune arasındaki lezbiyen ilişkiye yer vermektedir.29 Ancak, dizinin üçüncü sezonu ABD'de dublajlanırken ve gösterilirken sansüre uğramıştır. Lezbiyen ilişkiye yer veren birçok sahne kesilmiş ve bahsekonu iki karakter "kuzen" olarak lanse edilmiştir. Bu durumun Amerikalı izleyiciler tarafından fark edilmesi ise birçok çelişkinin doğmasına yol açmıştır.3031
Mangaka gruplarının çoğunda örneğin Miyuki-chan in WonderlandveyaCard Captor Sakura'da bazı karakterler alenen lezbiyenken bazı karakterlerin ise lezbiyen oldukları varsayılmaktadır. Örneğin "Miyuki-chan in Wonderland"da Miyuki sürekli olarak kadın hayranlarının ilgisinden kurtulmaya çalışmaktadır.32 Card Captor Sakura'daki Tomoyo ise, ana karakter Sakura ile temelde masum buna karşın şüphe çeken "kıyafet değiştirme" oyunu oynama takıntısı ile ünlüdür.33
Lezbiyen ilişkiler bilgisayar ve Playstation oyunlarında da yer almaya başlamıştır. Squaresoft PlayStation oyunu SaGa Frontier Asellus isimli bir lezbiyen karaktere sahiptir. Oyundaki diğer bir karakter olan Gina, Asellus'un kıyafetlerini diken genç bir terzidir. Gina, sürekli olarak Asellus'a karşı hissettiği çekimden bahseder ve oyunun birçok farklı sonunda Asellus ile evlenir. (Oyunun İngilizce versiyonundan lezbiyenlikle ilgili birçok diyalog ve içerik çıkartılmıştır.34) Playstation oyunu Fear Effect 2: Retro Helix'de ana karakterlerden Hana Tsu Vachel Rain Qin isimli bir başka kadın karakterle cinsel ilişkiye girmektedir.
Orijinal kaynak: lezbiyen. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
AskOxford.com http://www.askoxford.com/results/?view=dict&field-12668446=lesbian&branch=13842570&textsearchtype=exact&sortorder=score%2Cname ↩
AskOxford.com http://www.askoxford.com/concise_oed/homosexual?view=uk ↩
Ellen Greene (ed.), Reading Sappho: Contemporary Approaches. Berkeley: University of California Press, 1996. ISBN 0-520-20195-7 ↩
"Lycurgus" 18.4 ↩
The History of al-Tabari, Vol. XXX, p.72-73, Albany: SUNY Press, Albany 1989). ↩
Carl Lindahl & John MacNamara & John Lindow, Medieval Folklore: A Guide to Myths, Legends, Tales, Beliefs, and Customs, 2000, Oxford University Press, New York,ISBN=0-19-514772-3, sf. 243 ↩
Terry Castle, The Apparitional Lesbian: Female Homosexuality and Modern Culture, Columbia University Press, 1993, New York, ISBN 0-231-07652-5, sf. 11 & 66 ↩
Laura Doan, Fashioning Sapphism: The Origins of a Modern English Lesbian Culture, Columbia University Press, 2001, New York, ISBN 0-231-11007-3, sf. 56-60 ↩
Laura Doan & Jay Prosser, Palatable Poison: Critical Perspectives on The Well of Loneliness, Columbia University Press, 2001, New York, ISBN 0-231-11875-9, sf. 39-49 ↩
Jeanette H. Foster, Sex Variant Women in Literature: A Historical and Quantitative Survey, Vantage Press, 1956, New York, sf. 287 ↩
The Lesbian Sex Book: A Guide for Women Who Love Women, Wendy Caster & Rachel Kramer Bussel, Alyson Publicatons, Kanada, 1993, ISBN 1-55583-744-1 ↩
The New Our Right to Love, Ginny Vida, Touchstone, New York, 1996, ISBN 0-684-80682-7 ↩
http://www.cdc.gov/nchs/ National Center for Health Research ↩
Seal of Approval: The History of the Comics Code, Amy Kiste, University Press of Mississippi, Jackson, 1998, sf. 143, 175-176, ISBN 0-87805-975-X ↩
Where Women Rule: The World of Lesbian Cartoons, Robin Bernstein, The Harvard Gay & Lesbian Review, 31 Temmuz 1994, Cilt 1, Sayı 3, sf. 20 ↩
House of Raging Women, Los Bros Hernandez, Fantagraphics Books, 1988, Seattle, WA, sf. 74-81, ISBN 0-930193-69-5 ↩
Uncanny X-Men #265, Ağustos 1990 ↩
X-Men Forever #5, Mayıs 2001 ↩
Queering the Comics, Lawrence Ferber, The Advocate, 18 temmuz 2006, sf. 51 ↩
Outed in Batman's Backyard, Andy Mangels, The Advocate, 27 Mayıs 2003, sf. 62 ↩
Q & A Rocking the Boat, Dany Johnson, Akadot, 21 Nisan 2001, http://www.akadot.com/article.php?a=31 ↩
Kissing cousins may bring controversy — Cartoon Network juggles controversial topics contained in the “Sailor Moon S” series, Paul Sebert ↩
The Daily Athenaeum Interactive, 28 Haziran 2000, http://www.da.wvu.edu/archives/002806/news/002806,07,01.html ↩
Miyuki-chan in Wonderland, Anime News Network, http://www.animenewsnetwork.com/encyclopedia/manga.php?id=2773icle.php?a=31 ↩
AnimeOnDvd.com >> Disc Reviews >> Card Captor Sakura Vol. #01, Chris Beveridge, http://www.animeondvd.com/reviews2/disc_reviews/201.php ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page