Kaldera, volkanik patlama sonucu toprağın çökmesiyle oluşmuş volkanik yer şekli. Bazen volkanik kraterlerle karıştırılmaktadır. Kelime, İspanyolcada ‘caldera’ ve Latincede ‘calderia’ denilen ‘pişirilmiş çömlek' anlamına gelmektedir.
Kaldera terim olarak Alman jeolog Leopold von Buch tarafından 1815 yılında Kanarya Adalarında bulunan Taburiente Kalderasını görmesi ve bu ismi kullanması sonucu literatüre eklenmiştir.
Volkanik bir patlama sonucu yanardağın altında bulunan magma odasından büyük bir magma çıkışı meydana gelir. Eğer yeterince magma çıkıyorsa, büyük miktarda boşalmış olan magma odasına doğru bir çökme meydana gelir. Bu çökmenin sebebi magma odasında üstünde kalan ağırlığı taşıyabilecek kadar malzeme kalmamasıdır. Kabaca dairesel bir kırık, veya bir halka, volkanın kenarında gelişir. Bu halka kırıklar da dayk olarak bilinen sokulum müdahaleleri için besleyici olarak hizmet vermektedir. İkincil volkan bacaları yine bu halkasal kırık üzerinde gelişir. Magma odası boşaldığı zaman halka şeklindeki kırığın merkezinde kalan volkanın merkezi içeriye doğru çökmeye başlar. Bu çöküş, meydana gelebilecek patlamalarla bir doğal felakete dönüşebilir. Çöken alan 1 ila 250 km kadar olabilir.
Bazı kalderaların zengin madenlere ev sahipliği yaptığı da bilinmektedir. Dünyanın en iyi korunan ve içerisinde maden bulunduran kalderalarından biri Kanada Kuzeydoğu Ontario’da bulunan Yeni Arkean döneminde oluşmuş olan Sturgeon Gölü Kalderasıdır.
Magma silis açısından zengin ise kaldera genellikle ignimbiritinin, tüf, riyolit ve diğer magmatik kayaçlar ile doludur. Silikaca zengin magma yüksek bir viskoziteye sahip ve bu nedenle bazalt gibi kolay akmaz. Sonuç olarak, gazlar magma içinde yüksek basınç altında kapalı kalmış olma eğilimindedir. Magma Dünya'nın yüzeyine yaklaştığında, magmanın boşaltılmasıyla hızlı bir şekilde patlama meydana gelir. Geniş alanlara volkanik kül ve gaz sıkışmasının da etkisiyle lav yayılımı olabilir.
Eğer volkanik aktivite devam ederse, kaldera merkezi gibi magmanın sonraki yükselmelerinde Cerro Galan, Toba Gölü ve Yellowstone’da da görülebileceği gibi volkanik dom oluşabilir. Bir silisik veya riyolitik kaldera tek bir olayda yüzlerce hatta binlerce kilometrelik alanı etkileyecek kadar malzeme yayabilir. Bu tür patlamalara 1881 Krakatoa veya 1991 Pinatubo volkanlarının faaliyetleri örnek verilebilir. Bu tür patlamaların sonucu olarak küçük çaplı patlamalar, yerel yıkımlar ve hatta dünya ölçeğinde sıcaklığın fark edilebilir derecede değişmesine neden olabilir.
Yellowstone Kalderası yaklaşık olarak 650 bin yıl önce patladığında Kuzey Amerika’nın önemli bir bölümünü kapsayan malzemenin yaklaşık olarak 1000 m³ olduğu tahmin edilmektedir. 1980 yılında patlayan St. Helena Dağı’ndan çıkan malzemeler 1,2 km³’lük bir hacme sahiptir. Büyük bir kaldera patlamasının ekolojik sonuçlarını Endonezya’da bulunan ve 74 bin yıl önce patlayan Toba Dağı’nda gözlenmiştir.
Bazı kalkan volkanlar (Kilauea ve Mauna Loa volkanları gibi; ayrıca bu volkanlar Hawaii’de bulunmakta ve Dünya’daki en aktif volkanlardır) farklı bir türde kaldera oluşturmaktadır. Bu tür volkanları besleyen magma az miktarda silis içerdiğinden bazaltiktir. Sonuç olarak magma daha az ağdalı riyolitik bir magma ve magma odasıdaki malzeme büyük lav akıntılarından ziyade patlayıcı olaylara drene edilir. Elde edilen kalderalar da çökme kalderalar olarak bilinir ve daha yavaş patlayıcı kalderalardır. Örneğin 1968 yılında Fernandina Adası’ndaki kalderada 350 metre birden bir çöküş gerçekleşmiştir. Kilauea Kalderasında ise Halema‘uma‘u adıyla bilinen iç kalderasında bir lav gölü oluşmuştur.
Nisan 2007’de patlama sırasında Réunion’da bulunan Piton de la Fournaise zirvesi aniden 300 metre birden düştü. Bu çökmenin sebebi volkanın güney tarafında magmanın aşağı doğru çekilmesidir.
Bu tür kalderalarda lavın drenaj alanına boşaltımı çok sık görülür.
1960’ların başından bu yana, volkanizma Güneş Sistemindeki gezegenlerde ve onların uydularında gerçekleştiği bilinmektedir. İnsanlı ve insansız uzay araçları sayesinde volkanizma Venüs, Mars, Ay ve Jüpiter’in uydusu olan İo’da tespit edilmiştir. Bunlardan hiçbirinde Dünya’daki gibi levha tektonizması yoktur. Bu gezegen ve uydularda meydana gelen volkanizma, sıcak nokta volkanizmasıdır. Bunun sebebi ise iç ısılarının yüksek olmasıdır. Boyutları oldukça değişse de bu gezegen ve uydularda bulunan kaldera birbirine benzerdir. Venüs üzerindeki kaldera ortalama 68 km, İo’daki kalderanın 40 km çapındadır. Tvashtar Paterae, İo’da bulunan en büyük kalderadır ve çapı muhtemelen 290 km’dir. Mars’taki kalderaların ortalama çapları Venüs’ten oldukça küçük (yaklaşık olarak 48 km) Dünya’daki kalderaların ortalama çapları ise 1,6 ila 80 km arasında değişmektedir.
Dakantou Kalderası, Çin
Ma'anshan Kalderası, Çin
Yiyang Kalderası, Çin
Aira Kalderası, Japonya
Kussharo, Japonya
Kuttara, Japonya
Mashū, Japonya
Aso, Japonya
Kikai Kaldersı, Japonya
Towada, Japonya
Tazawa, Japonya
Ashi, Japonya
Halla Dağı, Güney Kore
Heaven Gölü-Baekdu Dağı, Kuzey Kore
Pinatubo Volkanı, Filipinler
Taal Volkanı, Filipinler
Laguna de Bay, Filipinler
Batur, Endonezya
Krakatoa Volkanı, Endonezya
Toba Gölü, Endonezya
Tondano Dağı, Endonezya
Tambora Volkanı, Endonezya
Tengger Volkanı, Endonezya
Idaho
Wyoming
Mexico
British Columbia
Columbia
Alanı, British Columbia/Yukon
New Brunswick
Ontario
Yukon
Alanı, Quebec/Ontario
Ekvador
El Salvador
Diğerleri
Orijinal kaynak: kaldera. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page