izmir ne demek?

İzmir, Türkiye'de Ege Bölgesi'nde yer alan şehir ve ülkenin 81 ilinden biridir. Ülkenin nüfus bakımından en kalabalık üçüncü şehridir. Ekonomik, tarihi ve sosyo-kültürel açıdan önde gelen şehirlerden biridir. Nüfusu 2021 itibarıyla 4.425.789 kişidir. Yüzölçümü olarak ülkenin yirmi üçüncü büyük ilidir.12 Etrafı Aydın, Balıkesir, Manisa illeri ve Ege Denizi ve Ege Adaları ile çevrilidir.3

İzmir, yatlar ve gemilerle çevrilmiş uzun ve dar bir körfezin başında yer almaktadır. İzmir Limanı, Türkiye'nin en büyük yedinci limanıdır. İzmir'in batısında denizi, plajları ve termal merkezleriyle Urla Yarımadası uzanır. İzmir Körfezi çevresinde bulunan şehir, her yıl İzmir Enternasyonal Fuarı'nı düzenleyen önemli bir fuar merkezi ve liman kentidir.

Köken bilimi

İzmir şehrinin adının nereden geldiği konusunda kanıtlanmış bir bilgi olmamakla birlikte bir dönem bugünkü İzmir yöresinde yaşamış olan Erektidlerin Amazonlarla savaşıp galip geldiği; onların önderi olan These'nin de, Amazon kadını Smyrna ile evlenip yöresine onun adını verdiği ve İzmir'in adının da Smyrna'dan geldiği en çok kabul edilen görüştür.4

Ayrıca bölgede uzun yıllar hakimiyet kuran İyonların lehçesinde kentin adı Smyrne, Atina Lehçesi'nde ise Smyrna diye yazılırdı. Günümüzdeki Helenler bu kentin adını Smirni biçiminde telaffuz etmektedir. Son yıllarda Efes Antik Kenti civarında da bu adla anılan bir köy yerleşimi izlerine rastlanmıştır. Olasılıkla İzmir'den Efes'e giden bir kraliçenin adını yerleştikleri köye de koydukları düşünülmektedir ki bununla ilgili bilgilere eski kaynaklarda da rastlanmaktadır. Ancak Smyrna sözcüğü Yunanca değil, Ege Bölgesi'ndeki birçok yerleşim adı gibi Anadolu kökenlidir. MÖ 2000 başlarına ait Kayseri Kültepe yerleşiminde ele geçen bazı tablet metinlerinde Tismurna adına rastlanmaktadır. Tismurna'daki "ti" bir ön ek olup bir kişi ya da bir yer adını belirtmektedir. Helenler ya da Bayraklı/Tepekule Höyüğünü mesken tutanlar bu ön eki atıp kente Smurna demişlerdir. Kentin adı olasılıkla MÖ 3000 ile MÖ 1800 yılları arasında da Smurnu olarak anılıyordu.5

Tarihçe

Antik çağ

MÖ 1050 yılı civarında Dorlar’ın Yunanistan (Hellas)’ı istilası sonucu Dorların önünden kaçan kavimler Anadolu'ya geçmişlerdi. Göçler sonunda Yunan anakarasından ayrılan Aioller, Edremit ve Çandarlı Körfezi civarı; İyonlar ise kabaca bu günkü İzmir ili ve civarına yerleşmişlerdi. İzmir’in Bergama ilçesi sınırlarında bulunan Antik Çağ'da Misya bölgesinin önemli merkezlerinden biri olan Pergamon antik kentinin yanı sıra, Aiolis bölgesinin antik kentlerinden Kyme ve Pitane İzmir il sınırları içerisinde yer almaktadır. MÖ. 1000 dolayında Yunan ana karasında Dorlardan kaçarak Batı Anadolu'ya yerleşen Akalar tarafından kurulmuş 12 bağımsız İyon şehir devletinden Phokaia (Foça), Klazomenai, Erythrae, Teos, Kolophon, Lebedos, Ephesos (Efes) olmak üzere 7 tanesi de günümüzde İzmir il sınırları içerisinde yer almaktadır. Eski İzmir (Smyrna) kenti ise, körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan bir yarım adacık üzerinde kurulmuştu. Sonraki yüzyıllar boyunca Meles Çayı'nın ve bugünkü Yamanlar Dağı'ndan gelen sellerin getirdikleri mil ile bugünkü Bornova ovası oluştu ve yarım adacık, bir tepe hâline dönüştü. İzmir'deki ilk yerleşim yeri olarak tespit edilen Bayraklı/Tepekule Höyüğü'nün çevresindeki yerleşim her ne kadar MÖ 3000 yılından çok daha geriye uzanmakta ise de yapılan son kazılarda henüz MÖ 3000 yıllarına kadar gidilebilmiştir. Kazılarda elde edilen bilgiler ışığında, Erken Tunç Çağında ilk İzmir yerleşikleri evlerini höyüğün en üst düzeyinde denizden 3 ile 5 metre yukarıdaki kayalar üzerine oturtmuşlardır. Bulunan çanak ve çömlekler Troya/Truva dönemi (MÖ 3000-2500) kültürüyle benzerlikler göstermektedir.67 Ancak 2005 yılında yapılan kazılarda keşfedilmiş olan Bornova ilçesindeki Yeşilova Höyüğü'nden elde edilen bulgularla kentin tarihinin MÖ 6500 yılına kadar uzandığı keşfedilmiştir. Bu höyükteki buluntular İzmir'deki ilk yerleşimin Neolitik Çağda Bornova Ovası'nda başladığını, yerleşim sayısının Kalkolitik ve Tunç Çağlar süresince artarak devam ettiğini göstermiştir.

Hitit döneminde (MÖ 1800-1200) Anadolu'da yazı kullanılıyordu ve bundan ötürü o dönemde tarih çağına ulaşılmış bulunuluyordu. Ancak MÖ 1200'lerde Troya VII'nin ve Hititler başkenti Hattuşaş'ın Balkanlar'dan gelen kavimlerce yıkılmasından sonra Orta ve Batı Anadolu yeniden yazısız ve karanlık bir çağa, Demir Çağı'na girdi. Demir Çağı, Anadolu'da yazının yeniden kullanılması ile Frigya Krallığı'nda MÖ 730, geri kalan Orta ve Batı Anadolu'da ise MÖ 650 yıllarına kadar sürmüştür.

Eski Smyrna

"Eski Smyrna" terimi, Tepekule, Bayraklı'da bulunan Arkaik Dönem kentini, daha sonra Pagos Dağı'nın (bugünkü Kadifekale) yamaçlarında yeniden inşa edilen Smyrna kentiyle, ayırmak için kullanılır. Erken ve Arkaik Dönem Smirni'si, başlangıçta muhtemelen kurucusu kabul edilen Kral'a atfen "Tantalus Naulokhon" (Tantalus limanı) şeklinde anılırken sonradan aldığı "Smyrna" ismini almıştır. Kent, Herodot'a göre Aioller tarafından kurulmuş ve daha sonra 13. üye olarak İyonya kentleri arasına katılmıştır. Anadolu’ya ilk gelenler arasında yer alan İyonlar Batı Anadolu kıyılarına yerleşerek İyonyayı oluşturacak 12 kent devletini kurmuşlardı Bayraklı/Tepekule Höyüğü'nün MÖ 1050 yıllarında kurulmaya başlayan yerleşmesinin Hellas kökenli olduğu anlaşılmaktadır.8 Demir Çağı boyunca Eski Smyrna'da Hellas'tan göç eden, Aioller ve İonlar yaşıyordu. Yarımadada yerli halkın yaşadığına dair herhangi bir bulguya ise rastlanmamıştır. Eski Smyrna'daki Helen yerleşimi, MÖ 1000'den itibaren çanak çömlek varlığıyla kanıtlanmıştır. Günümüze kadar korunan en eski kalıntılar MÖ 725-700'e kadar uzanmaktadır.

7. yüzyıldan itibaren Smyrna bir şehir devleti kimliğine kavuşmuştur. Yaklaşık bin kişi surların içinde yaşarken, diğerleri tarlaların, zeytin ağaçlarının, üzüm bağlarının, çömlekçi ve taş ustalarının işliklerinin bulunduğu civar köylerde yaşıyordu. İnsanlar genellikle geçimlerini tarım ve balıkçılıktan sağlıyorlardı. Eski Smyrna'nın en önemli mabedi, MÖ 640-580 yıllarına dayanan ve bugün kısmen restore edilmiş Athena Tapınağı'ydı. Smyrna artık küçük bir kasaba değil, Akdeniz ticaretinde yer alan bir şehir merkeziydi. Şehir sonunda on iki İyon kentinden biri oldu ve o dönemin Akdeniz havzasında önde gelen bir kültür ve ticaret merkezi olma yolunda ilerleyerek MÖ 650-545 yılları arasında zirveye ulaştı. Yaklaşık yüzyıl süren bu dönem, bütün İyonya uygarlığının en güçlü dönemini oluşturur.9 Parlak dönemin İzmir'deki en önemli belirtilerinden biri MÖ 650'den beri yazının yaygınlaşmaya başlamasıdır.10

Lidyalılar ve Pers dönemi

Kentin başkentlerine yakın liman konumu, Lidyalıları Smyrna'ya çekmiştir. Lidyalılar, Mermnad hanedanı döneminde, MÖ 610-600 civarında şehri ele geçirdi ve bazı kısımlarını yakıp yıktı. Ancak Bayraklı'daki kalıntılar üzerinde yapılan son analizler tapınağın sürekli kullanımda olduğunu veya Lidya egemenliğinde çok çabuk onarıldığını göstermektedir. Kısa bir süre sonra, Anadolu dışından gelen bir istila, Eski Smyrna'nın tarihini bir kent merkezi olarak etkili bir şekilde sona erdirdi. Pers imparatoru Büyük Kiros ile Lidya Kralı Kroisos arasındaki savaş sonunda diğer Ege şehirleriyle birlikte Smyrna da Pers hâkimiyetine girdi. Milâttan önce 386’da Ispartalılar’la Persler arasında yapılan Antalkidas Antlaşması ile İyonya, bu arada Smyrna şehri de Pers hâkimiyetinde kaldı. Athena Tapınağı MÖ 545 tarihlerinde terk edilmişse de yerleşim sürmüş, ancak bundan sonra iki yüz yıl kadar bir süre eski Smyrna önemini ve işlevini yitirmiştir.11

Hellenistik dönem ve Roma İmparatorluğu dönemi (MÖ 333-MS 395)

M.Ö. 334’te Persler’e karşı savaşmak üzere Anadolu’ya geçen ve Ephesos’a kadar ilerleyen Büyük İskender, rivayete göre Pagus’ta (Kadifekale) avlandığı sırada dinlenirken gördüğü bir rüya üzerine burada yeni bir şehir kurulması tavsiyesinde bulunmuştur. Bugünkü İzmir’in Kadifekale eteklerinde kurulmasına ve halkın iskânına İskender’den sonra Batı Anadolu’ya hâkim olan Antigones teşebbüs etmiş, fakat milâttan önce 302’de Trakyalı Lysimakhos’la yaptığı savaşta hayatını kaybetmiş, böylece şehir de Lysimakhos’un eline geçmiştir. Antigones’in başlattığı projeyi Atina’dan yardım alan Lysimakhos gerçekleştirmiştir.12 Bu devirde Smyrna gerek ticaret gerek kültür bakımından hayli ilerlemiş; okullar, hastahaneler, hamamlar, gimnazyumlar ve tiyatrolarıyla gerçekten bir kültür merkezi haline gelmiştir.

M.Ö. 3. asrın ilk çeyreğinde Lysimakhos’un Seleukos’a mağlûp olmasıyla şehir de el değiştirmiştir. Seleukoslar devrinde yarı bağımsız bir idareye kavuşan Smyrna, Seleukos kralı III. Antiohos’a karşı Roma’dan yardım istemiş ve bu teklif senatoca kabul edilmiştir. Milâttan önce 190’da Roma Amirali Gaius Livius idaresindeki donanmaya yardımda bulunmuşlar, daha sonra III. Antiohos diğer şehirlerle birlikte Smyrna’dan da çekildiğini bildirmek mecburiyetinde kalmıştır. Şehrin Roma tarafını tutması savaşın sonunda serbestliğe kavuşması, vergilerden muaf tutulması neticesini doğurmuştur. Smyrna bundan sonra bir Roma şehri haline geldi. Milâttan önce 49’da Jül Sezar’la Pompeius arasında yapılan savaşta Pompeius’un tarafını tuttuysa da Pompeius bu savaşta yenilgiye uğradı.

Roma Çağı'nda İmparator Hadrianus döneminde (117-138) prokonsül olan Polemon imparatordan şehir için yardım sağladı. Hadrianus Mâbedi, gimnazyum, buğday pazarı gibi binalar yapıldı, vergi muafiyeti tanındı. Roma döneminde İzmir'de inşa edilen yapılar arasında, Kadifekale'nin kuzeybatı eteğindeki antik tiyatro ve batıdaki stadyumun her ikisinden de pek az iz kalmıştır. Diğer taraftan İzmir/Smyrna Agorası oldukça iyi korunmuş olup bugün kısaca Agora olarak bilinmektedir.13 Agora, MS 178'de meydana gelen depremin ardından Roma İmparatoru Marcus Aurelius'un desteğiyle yeniden inşa edilmiştir.

İncil'de sözü edilen Yedi Kiliseden bir tanesinin bulunduğu İzmir, Hristiyanlığın gelişmesinde önemli bir rol oynar. İzmir'in ilk başpiskoposu olan Aziz Polikarp havari ve İncil yazarı Yuhanna'nın ilk müritlerinden biridir. Yaklaşık 70 yılında Anadolu'da doğmuş, inancından ötürü 23 Şubat 155'te İzmir akropolü üzerinde bulunan stadyumda Romalılar tarafından yakılarak öldürülür.

Orta Çağ'da Smyrna

395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce İzmir, çağdaş dönemde "Bizans İmparatorluğu" olarak tanınacak Doğu Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olur.14 Doğu Roma İmparatorluğu döneminde Emevîler, Selçuklular, Haçlılar ve Cenevizliler kenti ele geçirmek için birbirleriyle savaşırlar. Kenti ilk önce Emevîler 672 yılında denizden zapt edip İstanbul'a yaptıkları akınlarda bir üs olarak kullanırlar. Türkler ise ilk kez 1081 yılında Selçuklu akıncılarından olan ve zamanla ilk Türk denizcisi olan Çaka Bey'in komutasında İzmir'i ele geçirirler.15 İzmir'den hareketle Ege Adaları ve Çanakkale Boğazı'na düzenlediği akınlarla Bizanslılara korku salan Çaka Bey'in ölümünden sonra Bizanslılar kenti 1098 yılında geri alırlar. 1204 yılında ise şehrin kıyı tarafı Rodos Şövalyeleri'nin eline geçer.16

İzmir'in bulunduğu bölge 13. yüzyıl sonlarında Batı Anadolu'da kurulan Türkmen beyliklerinden Aydınoğulları Beyliği'nin kontrolüne girdi. Aydınoğlu Mehmed Bey 1310 veya 1317’de İzmir Yukarı Kale’yi ele geçirdi. Oğlu Aydınoğlu Umur Bey ilk gazâsını İzmir üzerine yaptı. İki buçuk yıl süren kuşatmanın ardından 1328'de şehrin sakinleri liman kalesini teslim etmek mecburiyetinde kaldılar. Kale kumandanı Martino Zaccaria ise Sakız’a gitti. Umur Bey’in seferlerinin sonraki yıllarda da sürmesi, Latinler’in Umur Bey’e karşı bir Haçlı seferi düzenlenmesi için papaya başvurmalarına yol açtı. Kıbrıs, Venedik, Cenova ve Rodos gemilerinden müteşekkil donanma Aydınoğulları kuvvetlerini yenilgiye uğratarak 28 Ekim 1344'te sahil İzmir’ini Türkler’den almayı başardı. İzmir’de ticarî menfaatleri bulunan Rodos şövalyeleri başta olmak üzere Umur Bey’in Mayıs 1347’deki İmroz’a taarruzundan sonra taraflar bir anlaşmaya meylettiler. Türkler’in verecekleri bazı ticarî imtiyazlar karşılığında Latinler, sahil İzmir’inin istihkâmlarını yıkarak şehri terk etme hususunda anlaştılarsa da Papa Clément bunu onaylamayınca Umur Bey sahil İzmir’ini savaşarak almak için harekete geçti. Kale mancınıklarla aralıksız dövülürken lâğımlar kazıldı ve hendek dolduruldu. Fakat Mart 1348'de Umur Bey’in bir ok isabetiyle ölmesi askerin maneviyatının bozularak yukarı İzmir’e çekilmesine sebep oldu. Umur Bey’in yerine geçen Hızır Bey, Latinler’e oldukça geniş imtiyazlar tanıyan bir anlaşma yaptı. Böylece sahil İzmir’i yarım asır daha Latin hâkimiyetinde kaldı

Bu arada Osmanlı İmparatorluğu 1390 yılında Aydın ili üzerinde hâkimiyet kurar. Yıldırım Bayezid, tahta geçtikten sonra aleyhindeki diğer beyliklerle beraber Aydınoğulları’nı da ülkesine katar, ancak sahil İzmir’i Hospitalier Şövalyeleri'nin elinde kalır. Ankara Muharebesi'ni kazanarak Osmanlı İmparatorluğu'nu mağlup etmiş olan Timur'un bizzat komuta ettiği Timur İmparatorluğu ordusu, Aralık 1402'de yaptığı İzmir Kuşatması sonucunda kenti Hospitalier Şövalyeleri'nin elinden alır ve Aziz Peter Kalesi'ni yerle bir eder. Çelebi Mehmed tahtı ele geçirip istikrarı sağlamasıyla Osmanlı Devleti 1415’te, Rodos şövalyeleri ve Midilli prensi gibi Hristiyan beylerinin de yardımıyla on günlük bir kuşatmadan sonra İzmir’i Osmanlı topraklarına kattı. Yardımlarından dolayı adı geçen devletlerin tebaalarına bazı imtiyazlar verildi. Bu olaylar sırasında Bizans’ta hapsedilen Aydın beyi Cüneyd Bey, Çelebi Mehmed’in ölümünün ardından hapisten çıkarak Düzmece Mustafa olayına karışıp İzmir’i tekrar ele geçirdi fakat II. Murad 1424’te şehri kesin olarak zaptetti. Bu tarihten itibaren İzmir, 1919’da Yunanlar tarafından işgaline kadar mutlak olarak Osmanlı hâkimiyetinde kaldı.17 Eski İzmir'in ilk keşfi, burayı 1429-1430 ve 1446 yıllarında ziyaret eden Ciriaco d'Ancona tarafından yapılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu dönemi

İzmir, Osmanlılar’ın idaresine geçtikten sonra Aydın sancağına bağlı bir kazanın merkezi haline geldi. Kaza kuzeyde Karşıyaka , doğuda Bornova , Buca , güneyde Torbalı , batıda Çeşme , Seferihisar ve Karaburun’u içine alıyordu ve merkezi İzmir kadısının ikametgâhı olan İzmir şehri idi. Başlangıçta Aydın sancağına bağlı olan İzmir, yaklaşık 1573’te Kaptanpaşa eyaletine dahil olan Sığla sancağına katıldı. Ortaçağ’da deniz tarafının Hristiyanlar, kara tarafının müslümanların elinde oluşu dolayısıyla şehir iktisadî bakımdan sönük kalmış, tamamen Osmanlılar'ın eline geçtikten sonra ancak 17. yüzyıldan itibaren büyük gelişme göstermiştir. 16. yüzyıl sonlarına kadar daha ziyade İstanbul’a ve iç piyasaya mal temin eden bir liman olarak görülmektedir. Şehir o dönemlerde civarındaki tarla, bağ ve bahçelerde yetiştirilen ürünler bakımından kendi kendine yetecek durumdaydı. İstanbul ve sarayın üzüm, incir, nar, badem, armut, zerdali gibi gıda maddeleriyle sabun ve bal mumu gibi ihtiyaç maddeleri, ayrıca Tersane ve Istabl-ı Âmire ihtiyacı olan urgan, kendir, yelken bezi, zeytinyağı vb. maddeler, daha 16. yüzyılda İzmir civarından sağlanmakta ve İzmir’den deniz yoluyla sevkedilmekteydi.18

İzmir 1605-1606 yıllarında Celali İsyanları kapsamında Arap Sait ve Kalenderoğlu ayaklanmalarına sahne olmuştur. Ancak kent, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1620 yılında yabancılara tanıdığı kapitülasyonlardan sonra giderek İmparatorluğun en önemli ticaret merkezlerinden biri hâline geldi ve 17. yüzyıldan başlayarak iktisadi bakımdan büyük bir gelişme gösterdi. İzmir Limanı kısa zamanda iç, dış ve transit ticaretin en önemli merkezi haline geldi. 16. yüzyılda İzmir Limanı’nda en çok görünen gemiler Venedik, Ceneviz ve Dubrovnik bandıralı idi. Daha sonra bunlara Fransız ve İngiliz gemileri de katıldı. 17. yüzyıl başlarına kadar bu devletlerin İzmir’de konsoloslukları bulunmuyordu. 1610’dan sonra konsolosluklar açılmaya başlandı. Bu arada şehrin nüfus yapısı da değişmeye başlar. 16. yüzyıl kaynakları İzmir'de on dokuz cami, on sekiz havra ve sadece bir Rum Ortodoks kilisesi bulunduğunu, kentin dokuz mahallesinden sadece birinde Hristiyanların yaşadığını belirtmektedir. Dolayısıyla, o dönemde şehir merkezinde Müslüman Türkler çoğunlukta, önemli ve köklü bir Musevi cemaati mevcut ve Hristiyan Rumlar azınlıkta olmalıdır.

Uluslararası liman şehri

Evliya Çelebi de, 1672 yılında İzmir'i ziyaretinde, nüfus yapısındaki değişimin ilk gözlemlerini kaydeder ve Alsancak (Punta) mahallesinde giderek artan sayıda yerli gayrimüslimlerin, Levantenlerin ve Batılı tüccarların yoğunlaştığını yazmıştır. Dış ticaret de bu tarihlerden itibaren oldukça yoğunlaştı. İzmir, Anadolu içlerinden gelen kervanların son durağı idi. Kervanların şehre gelip gitmesi ocakla ekim ayları arasındaydı. 17. yüzyıla kadar Halep-İskenderun yoluyla Avrupa’ya giden İran ipeği, bu yüzyılın ikinci yarısında yön değiştirip Erzurum-Tokat yoluyla İzmir’e gelerek buradan Avrupa’ya sevkedilmeye başlandı. Tournefort’a göre 18. yüzyıl başlarında İzmir’e yılda 2000 balya İran ipeği getiriliyor ve bu ipekler büyük çapta İngiliz ve Fransız tüccarlar tarafından satın alınıyordu. İngiliz Levant Kumpanyası’nın 1713’te İzmir başta olmak üzere bazı Doğu Akdeniz limanlarından yaptığı ipek ihracatı ise 500.000 libreye yaklaşmıştı. Avrupalılar’ın büyük rağbet gösterdiği Ankara ve Beypazarı tiftiği, Bursa ipeği, Antalya’nın orman ürünleri ve Ege’nin pamuğu, Uşak’ın halıları, afyon, meşe palamudu ve başta üzüm ve incir olmak üzere İzmir ve civarının mahsulleri de İzmir’den ihraç ediliyordu. İzmir, Fransız yünlü kumaş ithalâtında 18. yüzyılın ikinci yarısı başlarında İstanbul’dan sonra ikinci sırada yer alırken otuz kırk yıl sonra İstanbul’u geride bırakarak ilk sırayı almış, 17. yüzyılda başlayan gelişmesini tamamlayıp Levant iskelelerinin en önemlisi haline gelmiş, bundan sonra da bu üstünlüğünü korumuştur.1920

19. yüzyılda kent Fransız, İngiliz, Hollandalı ve İtalyan tüccarların gözdesidir. Bu gelişmeye paralel olarak Aydın Eyaleti'nin merkezi önce 1841 yılında geçici olarak, sonra da 1850 yılında kesin olarak İzmir'e aktarılmıştır. Aynı yıl Sultan Abdülmecid İzmir'i ziyarete gelmişti. Asrın şartları gereği artan ticaret hacmi daha güvenli ve hızlı olan demiryolu yapımını gerekli hale getirince 1855 Temmuzunda İzmir’de yaşayan Robert Wilkin adlı bir İngiliz tüccarı, kendi ve dört ortağı adına İzmir-Aydın demiryolu için imtiyaz istedi. Mayıs 1857’de İzmir’den Aydın’a Ottoman Railway Company adıyla bir şirket kuruldu ve üç safhada bitirilecek hattın planı yeniden çizildi. Hattın ilk bölümü olan AlsancakSeydiköy arası 30 Ekim 1858 tarihinde hizmete girdi. Bu hat, Anadolu'daki ilk, Osmanlı İmparatorluğu sınırlarındaki, 1856 yılında Mısır Eyaleti'nde hizmete giren İskenderiye – Kahire Demiryolu hattından sonra, ikinci demiryolu hattıydı. İzmir-Aydın arası ise 7 Haziran 1866’da açıldı. Sonraki yıllarda Kasaba hattı Bandırma’ya, Aydın hattı ise Söke’ye kadar uzatıldı. Böylece İzmir, çevresindeki en verimli bölgeye demiryolu ile bağlanmış oluyordu.2122 Sultan Abdülmecid'in 1850 yılındaki ziyaretinin ardından 1863 yılında da Sultan Abdülaziz İzmir'i ziyarete gelmişti. Osmanlı şehirlerinde modern belediye teşkilatlanmasına Sultan Abdülaziz döneminde 8 Ekim 1864 tarihli vilâyet nizamnâmesiyle başlanmış bunu takiben 1871 yılında İzmir'de kurulan belediyenin ilk başkanı da Yenişehirlizade Ahmet Efendi olmuştur.23 Aydın-İzmir demiryolunun inşaatına başlanmasından sonra İzmir’in bir rıhtıma şiddetle ihtiyacı olduğu ortaya çıkınca, gemilerin yükleme ve boşaltmalarında sürat ve kolaylık temin edecek, kordon boyunda oturan yabancıların evlerinin sahile açılan arka kapılarından yapılan kaçakçılığı da önleyecek kazıklar üzerine bir kordon yapılması 1862'de düşünülmüş, bu fikir sonradan Konak ile Alsancak arasında 4723 arşın uzunluğundaki bir rıhtıma dönüşmüştü. Müteahhit Fransız Dussaud kardeşler tarafından yapılan rıhtım 1876 başında tamamlanıp hizmete açıldı. Rıhtım resminden hükümet payı olarak ayrılacak % 12 İzmir Belediyesi’ne terkedildi. 1880’li yıllarda körfezin iki yakası arasındaki taşımacılık gayri resmî olarak yürütülüyordu. 13 Temmuz 1883’te tüccardan Yahyâ Hayati Efendi’ye otuz yıl müddetle imtiyaz verildi. İzmir Hamidiye Vapur Şirketi 1884 Şubatında seferlerine başladı. İzmir Hamidiye Vapur Şirketi vapurları liman içindeki günlük seferlerden başka körfez içinde Foça ve Karaburun’a, körfez dışında Ayvalık ve Rodos’a kadar gidiyordu. Zamanla şirket hisseleri yabancıların eline geçti.

19. yüzyıl boyunca da ticaret hacmi bakımından İzmir, Ege ve Akdeniz’deki diğer Osmanlı limanlarının daima önünde yer aldı. Doğu Akdeniz’in en mühim iki limanı Beyrut ve Selânik 1880’li yıllarda İzmir dış ticaretinin % 40’ına bile ulaşamadı. İzmir’in 19. yüzyılın ikinci yarısında ihracatı 3 milyon sterlinin altına hiç düşmedi. 1904 ve 1905 yıllarında ise 5 milyonun üzerine çıktı. İthalât 2-3 milyon civarında gerçekleşti. 19. yüzyılda İzmir Limanı’ndaki gemi trafiği gittikçe artan bir seyir takip etti. 1863’te 448.807 ton tutarında 1295 gemi limana girmişken buharlı gemilerin sayılarının gittikçe artması dolayısıyla 1895’te limana giren 2495 geminin tonilatoları toplamı 1.814.486 oldu.2425

Modern dönem

Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'ndaki yenilgisinden sonra, galipler bir süre için Anadolu'nun büyük bir bölümünü kendi etki bölgelerine ayırmayı amaçladılar ve Sevr Antlaşması uyarınca Türkiye'nin batı bölgelerini Yunanistan'a sundular. Şehir, 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan ordusu tarafından işgal edilir. Yunan ordusunun çıkartmasının daha ilk günlerinden, gazeteci Hasan Tahsin tarafından Yunan müfrezelerine atılan "ilk kurşun" ve Albay Fethi Bey ile silahsız askerlerinin şehrin tarihi kışlasında süngüyle öldürülmeleri hadiseleri, direnişin sembolü aline geldi. Sarı Kışla'nın, "Zito o Venizelos" ("Yaşasın Venizelos") diye bağırmayı reddettmesi gibi sebepler nedeniyle gerçekleşen sayısız mezalime atıfta bulunulur. Ancak Orta Anadolu'ya yönelik Yunan harekatı hem Yunanistan hem de Anadolu'nun yerel Rumları için felaket ile neticelendi.

İşgal, Türk ordusunun 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir'e girmesiyle ile sona erdi. 9 Eylül 1922'de şehrin geri alınmasının ardından Ortodoks Metropoliti Hrisostomos Kalafatis 'in linç edilmesi ve daha sonra sözde çalışma taburlarına gönderilen Ermeni ve Rum erkeklerin katledilmesi gibi hadiseleri şehrin tarihinin belki de en büyük felaketi takip etti. 13 Eylül 1922 sabahı Basmane semtinde başlayan yangın 2.600.000 metrekarelik bir alanda 20.000'den fazla ev ve iş yerini tahrip etti ve ve 22 Eylül'e kadar sürdü. Bu yangın ne yazık ki kentin geleneksel alanının dörtte üçünü tahrip etmiştir. Bu gün yangın alanının bir bölümünde Kültürpark bulunmaktadır. Yangın Rum ve Ermeni mahallelerini tamamen yok etti, Müslüman ve Yahudi mahalleleri ise hasardan kurtuldu. Yangından kaynaklanan tahmini Rum ve Ermeni ölümleri 10.000 ila 100.000 aralığında idi. Yaklaşık 50.000 ila 400.000 Rum ve Ermeni mülteci, yangından kaçmak için sahili tıkadı ve yaklaşık iki hafta boyunca ağır koşullar altında orada kalmaya zorlandı. Rumların rıhtımdaki sistematik tahliyesi, ilk Yunan gemilerinin müttefiklerin gözetimi altında limana girmesiyle 24 Eylül'de başladı. Toplamda 150.000 ila 200.000 Rum tahliye edildi. Kalan Rumlar ise, Yunan-Türk Savaşı'nı resmen sona erdiren Lozan Antlaşması'nın bir şartı olan Yunanistan ile Türkiye arasındaki nüfus mübadelesinin bir parçası olarak 1923'te Yunanistan'a gitti. Böylece İzmir, Rum nüfustan tamamen arındırılmış oldu.2627282930

1923 yılında, Cumhuriyetin ilanından birkaç ay önce, yeni Türkiye'nin ekonomik sorunlarının tartışıldığı bir kongre olan İzmir İktisat Kongresi'ne ev sahipliği yapmıştır.31 Şehir, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanından sonra yavaş yavaş yeniden inşa edildi. Alsancak’ta kuzeye doğru ilerleyen Kızılçullu deltasının doğusundaki koy şimdi İzmir’in ticaret limanı ve ona bağlı tesislerle donatılmıştır. Deltanın batı yarısında, Alsancak ile Konak Meydanı arasında uzanan birbirine paralel birkaç Kordon İzmir’in en canlı kesimini oluşturur. Yalnız Ege ovalarından gelen ürünler değil İçbatı Anadolu, Göller yöresi ve İç Anadolu’nun komşu kesimleri ihraç mallarını İzmir’e yollaması İzmir’in Türkiye ihracatının yaklaşık yarısı kadarını elinde tutan ihracat limanı olmasını sağlar. İzmir’de endüstrinin gelişmesini iş gücü bolluğu ve büyük şehrin tüketim faktörü de kamçılamıştır. Böylece İzmir, Türkiye’nin İstanbul’dan sonra ikinci önemli ticaret limanı ve ikinci endüstri merkezi durumuna yükselmiştir. İzmir şehrinin ticaret etkinliğinin artmasında 1936 yılında kurulan ve her yıl Kültürpark’ta açılan, yakın yıllara gelinceye kadar Türkiye’nin tek milletlerarası fuarı olan İzmir Fuarı’nın da etkisi büyük olmuştur. İzmir Limanı’nın ihracatı arasında tütün, pamuk, kuru üzüm, incir, palamut, meyankökü, afyon, baklagiller, tahıl, zeytinyağı, halı, ham madenler ilk sırayı alır. İzmir Limanı’nda sürekli bir canlılık bulunmakla beraber yaz sonunu izleyen birkaç ay içinde bu canlılık en yüksek düzeyine ulaşmaktadır.

İzmir, 1984 yılında çıkarılan 2972 sayılı kanun32 ve 195 sayılı kanun hükmünde kararname33 sonucu İstanbul ve Ankara ile birlikte büyükşehir unvanı kazandı. Aynı yıl çıkarılan 3030 sayılı kanun ile büyükşehir ve ilçe belediyeleri statüleri netleşti.34 Başlangıçta üç ilçe (Bornova, Karşıyaka, Konak) İzmir Büyükşehir Belediyesinin sınırlarına dahil edildi. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 50 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.35 Bu sınırlar içinde kalan 21 ilçe, büyükşehir ilçe belediyeleri hâline geldi.36 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.37 [[Dosya:Izmir panorama from Kadifekale.jpg|1000px|orta|küçükresim|

<center>

İzmir panoraması

</center>

]]

Coğrafya

İzmir ilinin yüzölçümü 11.891 km<sup>2</sup>'dir.38 Türkiye Cumhuriyeti'nin en batı kısmında Ege Denizi'ne kıyısı olan bir ildir. Kuzeyde Balıkesir, doğuda Manisa, güneyde Aydın illeri ile komşudur.39 Dikili ilçesinin tam karşısında Yunanistan'ın Kuzey Ege Adaları coğrafi bölgesi'nin Midilli ili ve hem ilin hem coğrafi bölgenin yönetim merkezi olan Midilli şehri yer almaktadır. İzmir ili içinde Ege Bölgesi'nin önemli akarsularından olan Gediz, Küçük Menderes ve Bakırçay akış gösterir.40 Diğer küçük akarsular arasında Güzelhisar Çayı ve Meles Çayı yer alır. İlde önemli büyüklükte bir göl yoktur. Göl sayılabilecek su birikintileri arasında en büyükleri Gölcük Gölü, Belevi Gölü, Çakalboğaz Gölleri ve Karagöl'dür. Madra Dağları, Yunt Dağları, Yamanlar Dağı, Nif Dağı, Bozdağlar, Aydın Dağları il sınırları içerisinde yer alır. İlin en yüksek noktası, Bozdağlar'ın Birgi yakınlarında bulunan 2.159 metre yüksekliğindeki tepesidir.41 Şehrin rakımı 2 metredir.42

İl bitki örtüsü yönünden Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Akdeniz bitkilerinin birçok türü bulunmaktadır. Yüzyıllarca aşırı otlatma, yangın ve tarla açma gibi nedenlerle ormanların ortadan kalktığı yerlerde, maki bitkileri bulunmaktadır. Maki florasına ardıç, pırnal, kermes meşesi, zeytin, çitlembik, sakız, akçakesme, tespih, katırtırnağı gibi kuraklığa dayanıklı ağaçlar girer. Ormanlar il içerisinde 475.779 hektarlık bir alanı kaplar.43 Ormanların kapladığı alan, il arazisinin %40'ıdır.

İklim

Akdeniz ikliminin görüldüğü İzmir'de yaz mevsimi sıcak ve kurak, kış mevsimi ılık ve yağışlı geçer.4445 Bir yılda ilde hava sıcaklığı sıfırın altına düştüğü gün sayısı yaklaşık ondur.46 Yılda yaklaşık 100 gün ise 30 derecenin üzerinde yaşanır.47 Kar yağışı nadir görülür.48 Yıllık yağış miktarı 700-1.200 mm arasındadır.49 Yaz aylarında şehre özgü imbat adı verilen serin rüzgâr eser.50 Yıllık ortalama deniz suyu sıcaklığı 18,5 °C'dir.51 Şehirde en yüksek kar kalınlığı 31 Ocak 1945 tarihinde 32 cm, en yüksek rüzgâr hızı ise 29 Mart 1970 tarihinde 127,1 km/sa olarak ölçülmüştür. Bir günde düşen en çok yağış ise 29 Eylül 2006 tarihinde 145,3 mm olmuştur.52

Depremsellik

İzmir ve çevresinde şehri etkileyen irili ufaklı çok sayıda fay hattı bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri şehrin tam altından geçen, Güzelbahçe ve Pınarbaşı semti arasında uzanan İzmir fayı53 ve şehrin çevresinde bulunan Seferihisar, Tuzla, Manisa, Kemalpaşa, Dağkızılca, Gediz, Güzelhisar, Gülbahçe fayları ve Ege Denizi'nde bulunan Midilli ile Sisam faylarıdır.545556 İzmir şehri bu faylardan dolayı depremsellik açısından oldukça aktif bir bölgededir. Yılda birkaç kez büyüklüğü 3 ila 5 arasında değişen hissedilir tektonik ve çöküntü depremleri olabilir. Ortalama 10-20 yılda bir ise büyüklüğü 5 ila 6,5 arasında değişen orta ölçekli depremlerden etkilenir.57 Tarihte de sık sık şiddetli depremlere maruz kalmıştır.58

İzmir'de günümüzdeki en büyük depremlerden biri 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanmıştır. İzmir depreminin büyüklüğü konusunda farklı ölçümler belirtilmiştir. İçişleri Bakanlığı'na bağlı AFAD, büyüklüğü 6.6 olarak açıklarken, Kandilli Rasathanesi büyüklüğü resmi raporlarında 6.9 olarak veriyor. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS) ise depremin aletsel büyüklüğünü 7 olarak açıkladı.59

Çevre sorunları

Öncelikle nükleer atıkları İzmir'de özellikle de Gaziemir'de büyük bir tehlike yaratmaktadır. Normal düzeyin 219 katı oranında radyasyon yayan radyoaktif atıklar İzmir için büyük bir tehlike yaratmaktadırlar.60 İzmir'de sanayi kaynaklı hava kirliliği özellikle Aliağa ilçesinde yoğunluk göstermektedir. Yine il merkezinde özellikle Bornova ilçesinde bulunan sanayi kuruluşları çimento fabrikaları, demir ve demir dışı maden döküm tesisleri, gıda üretimi yapan işletmeler, taş ocakları hava kirliliğine katkısı olan sanayi kuruluşlarındandır.61 İzmir'de hava kirliliği özellikle kış aylarında artmaktadır. Ocak, Şubat, Mart ve Aralık aylarında hava kirliliği hassas, kalan aylarda ise orta olarak ifade edilmektedir.62

Özellikle eski yıllarda İzmir Körfezi'nin kokması büyük bir problemdi. Bu problem büyük ölçüde giderilmiş olsa da hala bazen devam etmektedir.63 İzmir'de altın ve nikel madenciliği yapılır ve bu madencilikler kullanılan başta siyanür olmak üzere çeşitli kimyasal maddelerin kullanımı çevreyi olumsuz yönde etkilemekte, toprağın, yüzey ve yeraltı sularının kirlenmesine dolayısıyla tarımsal verimliliğin düşmesine, çevre ve insan sağlığının, ekosistemin bozulmasına neden olmaktadır. Nikel madenciliği su kaynakları ve verimli tarım arazileri üzerinde ciddi çevresel riskler yaratıyor.64

Nüfus

1893 yılı Osmanlı nüfus sayımına göre İzmir merkezde yaşayan kişi sayısı 207.548 kişidir. İzmir'de yaşayan Türk sayısı 79.288 kişi olup nüfusun %38'ini teşkil etmekteydi. Rumlar %26, Osmanlı tebaasında olmayan yabancılar %25, Yahudiler %7, Ermeniler ise nüfusun %3'ünü teşkil etmekteydi. İzmir'deki nüfusun %55'i Hristiyan, %38'i Müslüman ve %7'si Museviydi.

Kentin nüfusu 1970-1985 arasında çok artmıştır. 1945 yılına kadar Türkiye'nin ikinci büyük şehriydi. TÜİK verilerine göre İzmir aldığı göç en çok 186.000 kişiyle Manisa, 130.000 Mardin, 126.000 Erzurum, 120.000 Konya, 84.000 Aydın, 83.000 Afyonkarahisar ve diğer illerin nüfuslarına kayıtlı önemli bir nüfus vardır. Diğer şehirlerden önemli oranlarda göç almıştır.

2021 yılı itibarıyla il nüfusu 4.425.789 kişidir.65 İlde km<sup>2</sup>'ye 372,2 kişi düşmektedir. 2021 sonu verilerine göre yoğunluğun en fazla olduğu ilçe 14.022,7 kişi ile Konak'tır. İlde yıllık nüfus artış oranı %0,7 olmuştur.66 Nüfus en çok artan ilçe: Seferihisar (% 7,9). Nüfusu en çok azalan ilçe: Konak (-%2,3) olmuştur.67

1 Şubat 2020 TÜİK verilerine göre 30 ilçe ve belediye, bu belediyelerde toplam 1.294 mahalle bulunmaktadır.68

Ekonomi

İzmir ili, 2018 yılı verisine göre gayri safi yurt içi hasıla bakımından ₺233,5 milyar ile ülkenin üçüncü büyük ilidir.69 Kişi başına düşen gelirde ise ₺54.047 ile dördüncü sırada yer almaktadır.70 Brookings Institution ve JP Morgan'ın 2014 yılı baz alınarak oluşturulan ekonomide yükselen kentler sıralamasında İzmir 300 şehir arasında Makao'nun ardından 2. sırayı aldı. İzmir 2013'teki listede 6. sırada yer almaktaydı. Aynı listede Türkiye'den İstanbul 3, Bursa 4 ve Ankara 9. sırada yer almıştır. Yine bu rapora göre İzmir'deki 2014 yılındaki işsizlik oranı %6.6 olarak gerçekleşmiştir.71 2013 yılı İnsani Gelişme Endeksi verisine göre İzmir, elde ettiği 0,770 puanla Ankara'nın ardından ikinci sırada yer aldı.72

Aliağa Limanı ve İzmir Limanı, sırasıyla Türkiye'nin konteyner hacmi bakımından altıncı ve yedinci, kargo tonajı bakımından üçüncü ve on üçüncü büyük limanlarıdır.7374

İzmir, üç büyükşehir içerisinde kendine yetecek elektrik enerjisini üretebilen tek şehirdir. İlde 3.992 MW kurulu güce sahip elektrik santrali bulunmaktadır.75

Sanayi

Sanayi sektörü, 1950’li yıllardan buyana İzmir’de temel ekonomik faaliyet olarak, kentin biçimlenmesinde belirleyici etkenlerden biri olmuştur.

İzmir'de özellikle Aliağa, Menemen, Torbalı ve Gaziemir ilçelerinde sanayi gelişmiştir. Gaziemir’de bulunan Ege Serbest Bölgesi (ESBAŞ) ile Menemen’de bulunan İzmir Serbest Bölgesi (İZBAŞ) kentin 2 önemli serbest bölgesidir. Özellikle ESBAŞ, ülkemizin en büyük ticaret hacmine sahip serbest bölgelerinden birisi olup, İzmir ekonomisine istihdam ve ihracat bakımından ciddi katkı sağlamaktadır. Ege Serbest Bölgesi 1990 yılından bu yana faaliyette olup günümüz itibarıyla Avrupa’nın en başarılı serbest bölgelerinden birisi olarak gösterilmektedir. İzmir’in Menemen ilçesi sınırlarında yer alan İzmir Serbest Bölgesi, Aliağa limanlar bölgesine 26 km. uzaklıkta olup inşası devam eden ve tamamlandığında dünyanın en büyük on limanından birisi olacak Çandarlı Limanı’na da yakın bir mesafededir.76

Ayrıca İzmir'in doğu tarafından bulunan Kemalpaşa'daki sanayi bölgeleri de büyük öneme sahiptir. İzmir-Ankara karayolu boyunca gelişimi devam eden bu alanda ilk sıralarda makine imalatı, demir çelik yan sanayi olmak üzere mermer-seramik, plastik, gıda ve kimyasal maddelerin imalatında da kümelenmeler vardır. Bornova küçük sanayi sitelerinin bu yönlü yer değiştirmeleri, İzmir’de sanayinin zamanla doğu yönünde gelişen bu sanayi aksını daha önemli hale getirecektir.77

Kültür

Müzeler

İzmir'de 10 tanesi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından işletilen toplamda 29 müze bulunmaktadır.

Turizm

İzmir'e 2021 yılında toplam 1 milyon 36 bin turist gelmiştir.78

Özellikle Alsancak ve Çeşme ilçelerinde yoğunlaşan tur operatörleri, oteller ve araç kiralama firmaları bulunmaktadır. Çeşme, iç ve dış turizm açısından ülkenin sayılı merkezlerinden biridir. Yarımadanın ilk antik yerleşim yeri olan Ildırı (Erythrai), Çeşme'de yer almaktadır. Çeşme'nin en çok ziyaret edilen tarihi eseri II. Bayezid'ın yaptırdığı kale bugün müze olarak kullanılmaktadır. 1529 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan iki katlı kervansaray, tipik Osmanlı dönemi kervansaraylarından biridir. Çeşme'ye bağlı bir mahalle olan ve tarihî taş evleri ile yılın 360 günü rüzgâr alması sebebiyle rüzgâr sörfüne elverişli plajları ile ünlü olan Alaçatı da, 704 kilometrekarelik alanında birçok eğlence mekânı ve oteli barındırmasıyla İzmir'in önemli tatil beldelerinden biridir. İzmir'in Selçuk ilçesinin üç kilometre güneybatısında yer alan ve UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan İzmir Efes Antik Kenti, Selçuk ilçesi sınırları içerisinde bulunmaktadır.Efes Antik Kenti ise ve yılda ortalama 1,5 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir. Foça, sayıları giderek azalan akdeniz fokunun yaşam alanlarından biridir. Ayrıca akdeniz fokları kentte her yıl yaz aylarında düzenlenen festivallerin de önemli bir sembolü haline gelmiştir. Urla'da 2015 yılından beri her yıl bahar aylarında Urla mutfağının tanıtıldığı Enginar Festivali düzenlenmektedir.79 Buna ek olarak Urla'ya bağlı Özbek Mahallesinde her yıl Mart Dokuzu Ot Bayramı yapılmaktadır.80

Fuarcılık

İlk defa 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi'yle birlikte Mustafa Kemal Atatürk tarafından açılışı yapılan81 İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), her yılın Eylül ayında İzmir'in kurtuluş günü olan 9 Eylül tarihini içine alacak on günlük bir zaman dilimi içinde Kültürpark'ta düzenlenen Türkiye'nin en köklü, en tanınmış ve en kapsamlı fuarıdır. Ancak İEF, esasında, Kültürpark alanında düzenlenen ve çoğu zaten uluslararası nitelikli otuz yedi ihtisas fuarından sadece bir tanesidir. Ancak uluslararası nitelikli ihtisas fuarlarının çoğu 25 Mart 2015 tarihi itibarıyla Gaziemir ilçesinde hizmete giren Fuar İzmir'de yapılmaya başlanmıştır.

2003-2004 yılları arasında İEF'te düzenlenen WWE adlı organizasyonda, Batista, Triple H, Rey Mysterio Jeff Hardy Matt Hardy ve Undertaker'a ev sahipliği yapmıştır. İzmir, dünyanın en büyük organizasyonlarından biri olan Expo'yu düzenlemek için başvurmuş ve "Daha iyi bir dünya için yeni yollar ve herkes için sağlık" teması ile Expo 2015 fuarı için resmî adaylardan biri olmuştur. Ancak 31 Mart 2008 tarihinde, 151 BIE delegesinin katılımıyla Paris'te gerçekleştirilen oylama sonucunda, Expo 2015'in İtalya'nın Milano kentinde yapılmasına karar verilmiştir. Benzer şekilde Expo 2020 için de aday olmuş ancak seçilmemiştir. Uluslararası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği (AIPH), Expo 2026 etkinliğinin "Uyum İçinde Yaşamak" temasıyla 1 Mayıs-31 Ekim 2026 tarihleri arasında İzmir'de gerçekleştirilmesine karar vermiştir.82

Mutfak

Türkiye'nin zeytinlerinin yetiştiği Ege Bölgesi, zeytinyağlı yemekleri ve mezeleri ile ünlüdür. Ancak İzmir'in mutfak kültüründen bahsederken rafine bir mutfak kültüründen söz edemeyiz. Çünkü İzmir mutfağında Osmanlı yemek geleneklerinin yanı sıra, Musevi, Ermeni ve Rum lezzetleri de görülür. Öte yandan İzmir mutfağında İtalyan ve Fransız etkileri de hissedilir.

Ege'nin lezzetli balıklarının yanı sıra, İzmir mutfağının en önemli özelliği otlar ve zeytinyağlı yemeklerdir. Deniz börülcesi, ıspanak, cibez otu, arapsaçı, ısırgan otu gibi çeşitli otla yapılan salataları meşhurdur. Bunun yanında İzmir köftesi, midye dolması ve boyozu ünlüdür.

Sanat

Şehirde yer alan kültür merkezlerine Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi ve yapımı devam eden İzmir Opera Binası örnek verilebilir.

İzmir Avrupa Caz Festivali, 1993 yılından beri yapılan festival İzmir Kültür Sanat Eğitim Vakfı tarafından düzenlenmektedir.83

Şehirde İzmir Devlet Tiyatrosu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Konak Kent Tiyatrosu İzmir Sanat Tiyatrosu, Sahne Tozu Tiyatrosu, Ege Sanat Atölyesi, İzmir Tiyatro, Güzel Sanatlar Oyuncuları, Duvara Karşı Tiyatro Topluluğu, Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu gibi tiyatro sahnesi ve grupları yer almaktadır.

Spor

Spor kulüpleri

2019-20 sezonu sonunda Göztepe Süper Lig'de kalmıştır. Altay ve Altınordu 1. Lig'de yer alırken Menemenspor da 1. Lig'e yükselmiştir. Karşıyaka 3. Lig'de mücadele ederken Bucaspor ve Bergama Belediyespor, BAL'a düşmüştür. İzmir'in 3. Lig'de iki, BAL'da beş, kadınlar liginde iki takımı daha vardır.

İzmir Profesyonel Futbol Ligi 1929 ile 1959 arasında oynanmış ve İzmir'in o zamanki en yüksek derecedeki futbol turnuvası olmuştur. Turnuvayı kazanan takımlar Altay, Altınordu, Göztepe, İzmirspor, Karşıyaka, Üçok, Doğanspor ve Kayagücü'dür. Altay, 14 şampiyonluk ile bu turnuvanın en çok kazananıdır. Turnuva 1959'da Millî Lig kurulunca devam edilmemiştir.

Türkiye çapında Göztepe, Türkiye Futbol Şampiyonası'nı 1 kere şampiyon olurken; Altınordu 3 kere ikincilik, Altay 2 kere ikincilik, İzmirspor ise 1 kere ikincilik başarısı göstermiştir. Türkiye Kupası'nda ise Altay ve Göztepe 2 kere şampiyonluk yaşamıştır. Süper Lig'de Altay 2 kere ve Göztepe 1 kere 3.lük başarısı göstermiştir.

2018-19 sezonu sonunda İzmir'de basketbol erkekler Süper Lig takımı Pınar Karşıyaka'dır. 1. liglerde üç takımdan Bayraklı Belediyesi, 2. Liglerde dört takımdan Bornova Belediyesi lig üçüncüsü olmuşlardır. Ege Ünv.Gençlik erkek takımı 2. Lig'e yükselmiştir. Federasyon Kupası'nda Petkim Spor üçüncü olmuştur.

2018-19 sezonu sonunda İzmir'de voleybol erkekler süper ligi takımı Arkas dördüncü olmuştur. 1. Lig'deki yedi takımından Bornova Anadolu Lisesi ve İzmir Özateş Spor küme düşmüştür. 2. Lig'deki beş takımından Saint Joseph 1. Lig'e çıkarken Belevi Gençlerbirliği ihraç edilmiştir. Bölgesel lige sekiz takımı katılmıştır.

2018-19 sezonu sonunda hentbol takımlarından Göztepe ve İzmir BŞB (kadın-erkek) takımları Süper Lig'de kalırken Karşıyaka Belediyesi küme düşmüştür. 2. Lig'deki beş takımdan 1970 Vefa Gençlik S. 1. Lig'e çıkarken Atatürk TEML GSK ligden çekilmiştir.

2020-21 TFF 1. Lig sezon sonunda 26 Mayıs 2021 tarihinde Atatürk Olimpiyat Stadyumu'nda oynanan TFF 1. Lig Play-off finali'nde Altay ve Altınordu karşı karşıya gelmiştir. Maçın 89.dakidası'nda Marco Paxiao'nun golü ile Altay maçı kazanmış ve Süper Lig'e çıkmıştır. Günümüzde Göztepe ve Altay Süper Lig'de İzmir'i temsil eden iki takımdır. 18 yıl sonra (2002-2003) sezonundan sonra Süper Lig'de aynı anda iki İzmir takımı mücadele etmektedir.

Spor tesisleri

Önemli stadyumları: İzmir Atatürk Stadyumu (51.295), Gürsel Aksel Stadyumu (20.040), Alsancak Stadyumu (15.000), Tire Gazi Mustafa Kemal Atatürk Stadyumu (15.000) Yeni Buca Stadyumu (13.500), Bornova Aziz Kocaoğlu Stadyumu (6.041)

Önemli spor salonları: İzmir Halkapınar Spor Salonu (10.000), Mustafa Kemal Atatürk Karşıyaka Spor Salonu (6.500), İzmir Atatürk Spor Salonu (6.000), Bornova Atatürk Spor Salonu (2.500), Aliağa Enka Spor Salonu (2.500), Celal Atik Spor Salonu (1.700)

Diğer önemli spor tesisleri: Ülkü Park, Atatürk Açık Olimpik Havuzu (2.500), Ege Üniversitesi Prof. Dr. Sermed Akgün Kapalı Yüzme Havuzu (2.000), Şirinyer Hipodromu (3.200), Buz Sporları Salonu (1.750), Ege Üniversitesi 20 Mayıs Atletizm Tesisleri (3.000), Bozdağ Kayak Merkezi (1000 kişi/saat)

İzmir, sahip olduğu 500 km uzunluğundaki bisiklet yollarıyla Kasım 2019'dan beri EuroVelo Akdeniz Rotası'nın bir parçasıdır.84

Uluslararası organizasyonlar

Yönetim

Merkezi yönetim

Büyükşehir illerinde Merkezi yönetim Vali, İl Müdürleri ve İl Danışma Kurulundan oluşur. İzmir, bir ‘büyükşehir’dir. Bu özelliğine göre yönetimi belirlenmiştir. Protokolde ilk sırada yer alan Vali, merkezi yönetimi temsil eder ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Büyükşehir yapılan illerde, İl Genel Meclisi, yetki ve görevlerini Büyükşehir Belediye Meclisi'ne devretmiş ve kaldırılmıştır.

İzmir Valisi, 1964 Konya doğumlu Yavuz Selim Köşger'dir. 9.06.2020/274 sayılı kararla Aydın Valisi iken atanmıştır.85

Vali ve Kaymakamlara ait bilgiler İzmir'in ilçeleri sayfasında gösterilmiştir.

Yerel yönetim

Büyükşehir Belediyelerinde Yerel yönetim, Büyükşehir Belediye Başkanı, Büyükşehir Belediye Meclisi ve Büyükşehir Belediye Encümeni'nden oluşur.

Yerel yönetimi temsil eden Büyükşehir Belediye Başkanı, ildeki tüm seçmenlerin oy çokluğu ile seçilir. Yerel seçimlerde İlçe Belediye Başkanı ve İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanılarak ilçelerin belediye meclisleri oluşur. İlçe Belediye meclislerinden alınan üyelerle (başkan kontenjanı, ilçe nüfusu ve parti oy oranına göre) de Büyükşehir Belediye Meclisi oluşur. Bu mecliste ilçe belediye başkanları da yer alır.8687 Meclisin başkanı Büyükşehir Belediye Başkanı'dır. Büyükşehir belediye encümeni, belediye başkanının başkanlığında, belediye meclisinin kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri genel sekreter, biri malî hizmetler birim amiri olmak üzere belediye başkanının her yıl birim amirleri arasından seçeceği beş üyeden oluşur.(5216 saylı kanun 16.madde) Büyükşehir yapılan illerde, İl Genel Meclisi, yetki ve görevlerini Büyükşehir Belediye Meclisi'ne devretmiş ve kaldırılmıştır.

1959 Ankara doğumlu Mustafa Tunç Soyer (CHP), 31 Mart 2019 seçimlerinde %58,12 oy oranıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiştir. Soyer, daha önce Seferihisar Belediye Başkanıydı.88

İlçe belediyeleri, 2019 Türkiye yerel seçimleri'ne göre, dört değişik parti tarafından yönetilmektedir. Bu ilçelerden 24'ü CHP, 4'ü AK PARTİ ve birer belediye başkanı da MHP ve İYİ Parti'lidir.89

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi üye sayısı 176’dır (Büyükşehir Belediye Başkanı, 30 ilçe belediye başkanı ve 145 üye) CHP 115, AK Parti 47, İYİ Parti ve MHP yedişer üyeye sahiptir.90

2018 Türkiye genel seçimleri sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde İzmir'i temsil eden 28 milletvekilinden 14'ünü CHP, 8'ini AK Parti ve 2’şer tanesini de HDP, İYİ Parti ve MHP kazanmıştır.91

Eğitim

Eğitim ve öğretim açısından Türkiye'nin önemli merkezlerinden biri olan İzmir'de çeşitli sayılarda okul öncesi eğitim kurumu, ilköğretim ve orta dereceli eğitim veren okul vardır. Türkiye'nin en eski liselerinin ve özel eğitim kurumlarının arasında yer alan İngilizce eğitim veren 92 Özel İzmir Amerikan Koleji (American Collegiate Institute) ve Fransızca eğitim veren Özel İzmir Saint-Joseph Lisesi (Lycée Saint-Joseph d'Izmir93) ve yine Fransızca eğitim veren bir lise olan İzmir Özel Tevfik Fikret Lisesi (Lycée de Tevfik Fikret) İzmir'in Konak ilçesinde bulunmaktadır. Bunun yanında 1983 yılında eğitim vermeye başlayan ve Ege Üniversitesi kampüsü içerisinde bulunan İzmir Fen Lisesi Türkiye'nin en eski 3. fen lisesidir. Ayrıca İzmir'de 2020 itibarıyla aktif olan 11 üniversite bulunmaktadır. Bu üniversitelerde il genelinden öğrencilere eğitim verildiği gibi, il dışından ve öğrenci değişim programları ile yurtdışından gelen öğrencilere de eğitim verilmektedir.949596

İzmir'de eğitim veren üniversiteler ise şunlardır:

2017 yılı verilerine göre İzmir okuma yazma bilen oranı, yüksekokul veya fakülte mezunu oranları bakımından Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir.103

Medya

İzmir'de ilk gazete 1821'de yayımlanmaya başlayan Fransızca bir gazeteydi. Türkçe hazırlanan ilk gazete ise 1868'de yayımlandı. Şehirde ayrıca Rumca, İbranice ve Ermenice gazeteler yayımlanmaktaydı.104 Günümüzde İzmir'de ulusal televizyon kanalları, radyolar ve gazeteler dışında yerel yayın yapan kitle iletişim araçları da vardır. İzmir'den yayın yapan 4 televizyon kanalı, 26 yerel radyo istasyonu ve 17 yerel gazete bulunmaktadır.

Televizyon kanalları

  • TRT Belgesel | ULUSAL TV
  • Kanal Ege | YEREL TV (Sadece internet üzerinden yayın yapıyor.)
  • TR 35 | YEREL TV (Uydu yayınına bir süre ara verdi.)
  • World Türk | ULUSAL TV
  • Ege Üniversitesi TV | YEREL TV (Sadece internet üzerinden yayın yapıyor.)

Yerel radyo kanalları

Ulusal gazeteler

Yerel gazeteler

  • Ege Telgraf
  • Ekonomik Çözüm
  • Gözlem
  • Haber Ekspres
  • Selçuk Haber
  • Ticaret
  • Selçuk Sekiz Eylül Gazetesi
  • Yenigün
  • Yeni Ekonomi
  • İz Gazete
  • 9 Eylül Gazetesi
  • Küçük Menderes Gazetesi
  • Büyük Tire
  • Ege Gazetesi
  • Torbalı Ege
  • Büyük Torbalı
  • Ege'de Yedigün Gazetesi

Altyapı

Sağlık

İzmir'de yirmi bir tane devlet hastanesi mevcuttur.105 Bayraklı'da 780 milyon euro bedelle İzmir Şehir Hastanesi yapılmaktadır.106

Ulaşım

İzmir'e kara, hava, deniz ve demiryolu ile ulaşılabilir. Kara yolu ile Türkiye'nin her yerinden otobüs ile ulaşılabilir. Hava yolu ile Adnan Menderes Havalimanı'ndan Türkiye'nin ve dünyanın birçok noktasına uçak seferleri vardır. Demiryolu ile Basmane Garı'ndan Tire, Ödemiş, Söke, Aydın, Nazilli, Denizli, Balıkesir, Bandırma, Uşak, Afyonkarahisar, Isparta, Konya ve Ankara'ya gün içerisinde karşılıklı tren seferleri vardır.

Kent içi toplu ulaşım İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yetki ve sorumluluğundadır. Toplu ulaşım hizmetlerinin hat ve güzergâhları ile birbirini tamamlaması için otobüs-vapur-metroda ulaşım hizmet bütünlüğü sağlanmıştır. Tüm toplu taşıma araçlarında bilet yerine geçen İzmirim Kart adlı elektronik bir kart İzmir ulaşımının bütünlüğünü sağladığı gibi ulaşımı hızlandırmaktadır.

  • Belediye Otobüsleri

Otobüs hizmetleri Büyükşehir Belediyesi bünyesinde olan Eshot Genel Müdürlüğü ve İZULAŞ (İzmir Ulaşım) tarafından kent içi ve 12 ilçe arasında yapılmaktadır. Ulaşım hizmetlerinde 291'den fazla hatta hizmet vermektedir. İlk binişlerde belli bir ücret kesildikten sonra 120 dk. içindeki ikinci ve üçüncü binişlerinde 0.50₺ kesilir. 4 ve sonraki aktarmalar ücretsizdir. Bunların yanında öğrenci kartıyla binilen 525 Bornova Metro-Ege Üniversitesi Kampüs güzergâhlarında çalışan otobüslerde vardır. 2019 yılından itibaren taşımacılık kooperatiflerini tek çatı altında toplayan İZTAŞIT projesi devreye girmiş, bünyesindeki araçlarla şu anda sadece Seferihisar ve Kiraz bölgesinde hizmet vermektedir.

  • Metro

Metro istasyonları: İzmir metrosu'nun M1 hattında; Fahrettin Altay, Poligon, Göztepe, Hatay, İzmirspor, Üçyol, Konak, Çankaya, Basmane, Hilal, Halkapınar, Stadyum, Sanayi, Bölge, Bornova, Ege Üniversitesi ve Evka 3 olmak üzere toplam 17 istasyon bulunmaktadır.

Sefer sıklığı: 06-24 saatleri arasında hizmet veren metronun ortalama 7,5 dakika olan sefer aralığı, yoğun saatlerde "4 dakikada bire inmektedir. Metro ile en uzun hat olan Fahrettin Altay'dan Evka 3’e 30 dakikada ulaşılmaktadır.

Metro aktarma istasyonları: Bornova ve Üçyol aktarma istasyonlarından otobüs, Halkapınar istasyonunda hem otobüs hem de banliyö (İZBAN), Konak İstasyonunda ise hem otobüs hem de vapur bağlantısı vardır. Ayrıca 2013 yılın da Hilal İstasyonundan da İZBAN aktarmasına olanak sağlayacak düzenleme tamamlanmıştır.

  • Banliyö

İzmir'de banliyö sistemi İZBAN A.Ş tarafından yürütülmektedir. Banliyö hattı Aliağa-Selçuk arasında kuzey-merkez-güney yönünde konuşlanmıştır. Hattın toplam uzunluğu 136 km.dir. Banliyö sistemi içerisinde 41 adet modern istasyon ve metro standardında trenlerle taşımacılık yapılmaktadır. Kuzey hattı sırasıyla; Aliağa, Biçerova, Hatundere. Merkez Hattı ise Menemen, Egekent 2, Ulukent, Egekent, Ata Sanayi, Çiğli, Mavişehir, Şemikler, Demirköprü, Nergiz, Karşıyaka, Alaybey, Naldöken, Turan, Bayraklı, Salhane, Halkapınar, Alsancak, Hilal, Kemer, Şirinyer, Koşu, İnkılap, Semt Garajı, Esbaş, Gaziemir, Sarnıç, Adnan Menderes Havalimanı, Cumaovası. Güney Hattı; Develi, Tekeli, Pancar, Kuşçuburun, Torbalı, Tepeköy, Sağlık, Belevi, Selçuk istasyonlarından oluşur. Hat üzerinde 15 aktarma merkezi bulunmaktadır. Ayrıca Halkapınar ve Hilal istasyonundan İzmir metrosuna aktarma yapılabilir.

30 Ağustos 2010 tarihinde Cumaovası-Alsancak-Halkapınar hattı, 5 Aralık 2010 tarihinde Çiğli-Cumaovası hattı, 30 Ocak 2011 tarihinde Aliağa-Cumaovası hattı, 6 Şubat 2016 tarihinde Cumaovası-Tepeköy hattı ve 9 Eylül 2017 tarihinde ise Tepeköy-Selçuk hattı hizmete girdi.107108

  • Tramvay

Karşıyaka ve Konak'ta hizmet veren Tramİzmir 2017 ve 2018 yıllarında hizmete girdi.

  • Vapurlar ve İskeleler

Yolcu vapuru seferleri: "Toplu ulaşımda bütünlük" amacıyla körfez vapurlarının sayısı ve sefer sıklığı arttırılmış, ulaşımda kolaylık ve rahatlık sağlanmıştır. Karşıyaka ve Bostanlı ile Konak arasındaki sefer aralığı 20 dakikaya indirilmiş ve iskeleler yeniden düzenlenmiştir. Alsancak, Bostanlı, Göztepe, Güzelbahçe, Karşıyaka, Karantina, Konak, Pasaport ve Üçkuyular olmak üzere 9 iskeleden sefer yapılmaktadır.

Araba vapuru seferleri: Üçkuyular ve Bostanlı iskeleleri arasında sürekli sefer yapan araba vapurları ile şehir içi trafiğine girmeden 25 dakikada ulaşım sağlanmaktadır.Bostanlı’dan ilk sefer, hafta içi ve Cumartesi günleri 07.20’de, Pazar günü 10.00’da; son sefer ise her gün 22.40’dadır. Üçkuyular’dan hafta içi ve Cumartesi 7.20’de, Pazar günleri 10.00’da başlayan seferler 23.20’ye kadar sürmektedir. Üçkuyular ve Bostanlı iskelelerindeki aktarma istasyonlarına otobüslerle kolaylıkla ulaşılmaktadır. Ek seferler konularak Buca heykel ile Bornova Ege Üniversitesi arası sabah 07.00 ile 10.00 akşam 17.00 ile 19.00 arasıdır.

  • Gece yarısından sabaha kadar ulaşım hizmeti (Baykuş Seferleri)

24 saat çalışan otobüs hatları koyularak gece yarısından sonra toplu taşım araçları ile ulaşım olanağı sağlanmıştır. Buna göre; Otobüsler Konak’ta Bahri Baba otobüs durağından (Varyant başlangıcı) hareket eder;

910 - Gaziemir-Konak (Gaziemir, Karabağlar, Üçyol, Varyant, Konak)

920 - Çiğli-Konak (Çiğli, Anadolu Caddesi, Serinkuyu, Girne, Altınyol, Konak)

930 - Bornova-Konak (Bornova, Manavkuyu, Yenikent, Liman, Lozan, Montrö, Konak)

940 - Buca-Konak (Buca Adatepe Mah., Buca Üçkuyular, Buca Devlet Hastanesi, Dokuz Eylül Eğitim Fak., Buca Heykel, Menderes Caddesi, Şirinyer, Eşrefpaşa, Varyant, İkiçeşmelik, Konak)

950 - Narlıdere-Konak (Narlıdere, Ata Cad., F.Altay, İnönü Cad., Konak)

Bu otobüsler ilk servislerine Karşıyaka ve Çiğli’den karşılıklı olarak 00.55’te başlarlar ve 1 saat ara ile 05.55’e kadar devam eder.

Vapurlar ise gece son seferlerini, Konak’tan 01.00, Alsancak’tan 01.15, Karşıyaka’dan 00.30’da hareket ederek yapmaktadırlar.

  • İzmir Şehirlerarası Otobüs Terminali 1998 yılından bu yana Işıkkent'teki yeni yerinde hizmet vermektedir. İzmir'in ilk şehirler arası otobüs garajı bugünkü 9 Eylül Meydanı yanındaki Dünya Ticaret Merkezi inşaat alanının olduğu yerdir. Zamanla bu otobüs garajı yetersiz kalınca Halkapınar’da Yeni Garaj adı altında otobüs garajı hizmet vermeye başlamıştır. Gelişen İzmir ile paralel Halkapınar'ın şehir içi trafiğinde olması ve artan sefer sayıları göz önüne alınarak Işıkkent’teki yeni yerine geçmiştir. Türkiye'nin dört bir yanından otobüs seferleri vardır.
  • Demiryolu ile Basmane Garı'ndan Tire, Aydın, Nazilli, Denizli, Ödemiş ve Söke'ye her gün düzenli tren seferleri düzenlenir.

Alsancak Garı'ndan ise Ankara, Uşak, Konya, Eskişehir, Balıkesir, Bandırma'ya tren seferleri vardır.

Kardeş şehirler

İzmir'in yirmi üç tane kardeş şehri bulunmaktadır. Ayrıca dört şehirle iş birliği protokolü yapılmışken üç şehirle de iyi niyet mektubu imzalanmıştır.109

İş birliği protokolü

İyi niyet mektubu

Kaynakça

Dış bağlantılar

Orijinal kaynak: izmir. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Ring Trudy, Salkin Robert M., La Boda Sharon. International Dictionary of Historic Places: Southern Europe . Taylor & Francis, 1995. , p. 351

  2. Morgenthau Henry. Ambassador Morgenthau's Story Garden City, NY: Doubleday, Page & Company, 1918, p. 32.

  3. Robinson, ss.50-55.

  4. Gaziemir – Seydiköy şube demiryolu

  5. Biondich, Mark. The Balkans: Revolution, War, and Political Violence Since 1878. Oxford University Press, 2011. p. 92 1

  6. Naimark, Norman M. Fires of Hatred: Ethnic Cleansing in Twentieth-Century Europe. Cambridge: MA: Harvard University Press, 2002, p. 52.

  7. , p. 233.

  8. Naimark. *Fires of Hatred *, pp. 47-52.

  9. İzmir artık kokmuyor | erişimtarihi = 29 Ağustos 2022 | dil = TR | çalışma = İzmir Büyükşehir Belediyesi | ad = ÜNİBEL | soyadı = A.Ş | arşivurl = https://web.archive.org/web/20220829223739/https://www.izmir.bel.tr/tr/Haberler/izmir-artik-kokmuyor/1209/156 | arşivtarihi = 29 Ağustos 2022}}

Kategoriler