iran ne demek?

İran (Farsça: ) veya resmî adıyla İran İslam Cumhuriyeti (Farsça: / Cumhuri-ye İslâmi-ye İran), Güneybatı Asya'da yer alan bir ülkedir.1 Güneyde Basra Körfezi ve Umman Körfezi, kuzeyde ise Hazar Denizi ile çevrilidir. Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Pakistan, Afganistan ve Türkmenistan ile kara sınırına sahiptir. Başkenti Tahran'dır. Resmî dili Farsçadır. Anayasasının 12. maddesine göre ülkenin resmî dini İslam, resmî mezhebi ise İsnâaşeriyye Şiiliği'dir.2

İran, MÖ 4000'lere dayanan tarihiyle ve var olan yerleşmeleriyle dünyadaki en eski uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır.345 Tarih boyunca İran, Avrasya'daki merkezî ve önemli konumu nedeniyle jeostratejik öneme sahip olmuş, dolayısıyla da birçok devletin ve uygarlığın dikkatini cezbetmiştir. Medler, Ahamenişler, Büyük İskender yönetimindeki Makedonyalılar, Sasani İmparatorluğu, Emevîler, Abbâsîler, Sâmânîler, Gazneliler, Selçuklular, Harezmşahlar, Moğollar, Timurlular ve Safevîler gibi birçok devleti topraklarında barındırmış, zengin bir tarihi kültüre sahip olmuştur. İran, günümüzde de bir bölgesel güçtür67 ve uluslararası enerji güvenliği ve dünya ekonomisinde geniş petrol ve doğalgaz kaynakları sonucu önemli bir konuma sahiptir.

2022 verilerine göre yaklaşık 86 milyon nüfusu bulunan İran, dünya sıralamasında 17. sıradadır.8 Etnik olarak nüfusunun yarısından fazlasını Farslar oluştururken, azınlık olarak Azeriler ve Kürtler ve onlardan çok az sayıda olarak Beluçlar, Türkmenler ve Araplar bulunmaktadır.9

İran; BM, Bağlantısızlar Hareketi, İslam İşbirliği Teşkilatı ve OPEC üyesidir. İran siyasal sistemi, 1979'da kabul edilen anayasaya göre oluşturulan birkaç karmaşık yönetim yapısına göre işlemektedir. En yüksek devlet makamı, günümüzde Ayetullah Ali Hamaney'in üstlendiği İran dinî liderliğidir (Velayet-i Fakih).

Etimoloji

İran sözcüğünün kökeni, Sanskritçedeki aryan sözcüğünden gelir.101112

İran () sözcüğü çağdaş Farsçaya, Zerdüştlük'ün kutsal kitabı Avesta'da yer alan bir Proto-İrani terim olan Aryānām'dan girmiştir.13 Ariya ve Airiia kelimeleri, aynı zamanda Ahameniş İmparatorluğu yazıtlarında etnik bir atıf olarak yer almıştır. Orta Farsça'dan gelen Ērān terimi (Pehlevî dilinde 'yr'n), Nakş-ı Rüstem'deki I. Erdeşîr'in taç giyme törenini gösteren kabartmanın yanındaki yazıtta bulunmuştur.14 Bu kabartmaya eşlik eden Partça dilindeki yazıtta İran, Aryān olarak ifade edilirken; bu yazıtta, kralın sanı, Orta Farsçadaki Ērān kelimesini içermektedir. Sasani İmparatorluğu'nun kurucusu I. Erdeşir'in zamanında Ērān ifadesi, devletten çok insanları kastederek bu anlamını korudu. Bu yazıtta Ērān kelimesi, İran halklarına atfen kullanılmasına rağmen, Ērān ifadesinin imparatorluk coğrafyasını ifade etmek için kullanılması Sasani Hanedanlığı'nın ilk döneminde de görülmüştür.

I. Erdeşîr'in oğlu Şâpûr, bir yazıtında açıkça Ērān bölgelerinin içine İranlıların yerleşmediği Ermenistan ve Kafkasya'yı da dahil etmiştir.15 Zerdüşt rahip Kartir de, kitabelerinde Ērān'ın egemenliği altındaki bölgeleri gösteren listede aynı bölgeleri saymıştır.16 Ērān ve Aryān kelimelerinin ikisi de, "Aryanlar'ın (İranlı) ülkesi" anlamına gelen Proto-İran dilindeki Aryānām teriminden gelmektedir. Airyanem Vaejah kelimesi ve kavramı, aslında İran'ın ülke isminde (edebi olarak Aryanlar'ın ülkesi anlamında), aynen Aryānā kelimesinin modern Farsça karşılığı olan Iran (Ērān) gibi korunmuştur.

Ülkenin adı MÖ 6. yüzyıldan 1935 yılına kadar Pers İmparatorluğu, Acemistan gibi isimlerle anılırken, o yıl Şah Rızâ Pehlevî, uluslararası topluluktan "İran" adını artık kullanmalarını istemiştir. Birkaç yıl sonra bu isim değişikliğinin ülkenin geçmişiyle arasındaki bağı kopardığını iddia eden bazıları protesto gösterileri yapmış, bunun üzerine 1959'da Muhammed Rızâ Pehlevî, her iki ifadenin resmî olarak birlikte ve birbirinin yerine kullanılabileceğini açıklamıştır.

1979'da yaşanan İran İslam Devrimi'nden sonra ülkenin resmî adı "İran İslâm Cumhuriyeti" olmuştur.

Tarihçe

Erken dönem (MÖ 3200–MÖ 625)

MÖ 4000 yılları

İran platosu boyunca bulunan onlarca tarih öncesi kalıntı,171819 MÖ dördüncü binyılda, Mezopotamya yakınlarında ortaya çıkan en erken uygarlıklardan yüzyıllar önce antik kültürlerin ve yerleşim yerlerinin varlığına işaret etmektedir.20

MÖ 3000 ve 2000 yılları

Proto İranlılar, ilk olarak Hint-İranlıların ayrılmasını takiben ortaya çıkmışlardır ve izleri Baktria- Margiyana Arkeoloji Bölgesi'ne kadar takip edilmektedir.21 Aryan (Antik İran halkları) toplulukları, MÖ üçüncü veya ikinci binyılda İran platosuna büyük olasılıkla birden fazla göç dalgası ile gelmiş ve yerleşmişlerdir. Proto İranlıların "Doğu" ve "Batı" diye gruplara ayrılması, göçe bağlı olarak meydana gelmiştir.

MÖ 1000 yılları

MÖ birinci milenyumda Medler, Baktriyalılar ve Partlar İran'ın batı bölgesinin nüfusunu oluştururken, Karadeniz'in kuzey steplerine Kimmerler, Sarmatlar ve Alanlar yerleşmişti. Diğer topluluklar Hindistan Yarımadası kuzeybatı sınırındaki dağlık kesimde ve bugün Belucistan denilen bölgeye yerleşmişlerdi. İskitler gibi diğer topluluklar ise batıda Balkanlara, doğuda ise Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne kadar yayılmışlardı.

Avesta dili, MÖ 1000'lerde ortaya çıkan Zerdüştlük inancının kutsal kitabı Avesta'nın kutsal ilahi ve kurallarını bir araya getirmek için kullanılmış eski bir İranî dildir. Zerdüştlük, sonraki yıllarda Ahameniş İmparatorluğu ve sonraki İran imparatorluklarının devlet dini oldu.

İslâmiyet öncesi dönem (MÖ 625–MS 633)

Medler

İran, bir millet ve imparatorluk (MÖ 62522–MÖ 559) olarak Medler ile başlar. Medler ilk kez Asur kralı III. Salmaneser'in dönemindeki (MÖ 858-824) yazılarda "Mada" adı ile kaydedilmişlerdir.23 Medlerin şu anki adı, Antik Yunan dilindeki Mêdos'tan (Μῆδος) gelmektedir.24 Asurlular onlardan Medyan ülkesi, Kurmada, Mata veya Manda olarak bahsederken, Babilliler ise onları Ummān-manda olarak adlandırmışlardır. Genel olarak Medler, eski Yakın Doğu tarihinde önemli bir yere sahip oldukları kabul edilse de, tarihlerini yeniden inşa etmek için yazılı bir kaynak bırakmamışlardır; kendileriyle ilgili anlatılanlar sadece Asurlular, Babilliler, Ermeniler ve Yunanlılar gibi yabancı kaynaklardan bilinmektedir. Medler, Asurluların yıkılmasında önemli roller oynamış ve güçlü Lidya ve Babil krallıklarıyla rekabet etmiştir.

Ahameniş İmparatorluğu

Büyük Kiros, Medler ve Perslerden tarihteki ilk Pers devleti olan Ahameniş İmparatorluğu'nu oluşturarak birleşik bir imparatorluk kurmuş ve daha ileride, insanlar ile kültürler arası bir birleşme olana dek, kendi zamanının en büyüğü olmak üzere hükmetmiştir.25 Kiros, söylenceye göre bir gün Pers ordusuna çalıları temizletmiş, ertesi gün ziyafet vermiş ve kendisini destekleyip lüks içinde yaşamak varken neden Medlerin kölesi olarak kaldıklarını sormuştur. Bu hamlesiyle birlikte tüm Pers ordusunun desteğini kazanmıştır.26

Bir Pers devleti olan Ahameniş İmparatorluğu, Büyük Kiros ve I. Darius devrinde o zamana kadar insanlık tarihindeki en büyük imparatorluk hâline gelmişti.27 Pers İmparatorluğu'nun sınırları doğuda İndus Nehri ve Ceyhun Nehri'nden batıda Akdeniz'e kadar uzanıyor, Anadolu'nun neredeyse tamamı ile Mısır'ı da kapsıyordu.Atina, MÖ 499'da Sardis'in yağmalanması ile sonuçlanan Milet'teki bir isyana destek vermiştir. Bu durum, MÖ

  1. yüzyıl boyunca süren Yunan-Pers Savaşları olarak bilinen savaşları çıkartacak ve Yunanlara karşı bir Ahameniş harekâtına neden olacaktır. Yunan-Pers Savaşları sırasında Persler bazı büyük üstünlükler ele geçirmişler ve MÖ 480'de Atina'yı yıkıp yerle bir etmişlerdir. Ancak Yunanların bir dizi zaferinden sonra Persler çekilmek zorunda kalmışlardır. Savaşlar, MÖ 449'da imzalanan Callias Barışı ile sona ermiştir.

Pers Ahamenişlerin en büyük çalışması, kurdukları imparatorluğun kendisiydi. Zerdüşt'ün öğretilerinden kaynaklanan kurallar ve ahlak; insan hakları, eşitlik ve köleliğin yasaklanmasına dayandırılan politikaları geliştiren ve uygulayan Ahamenişler tarafından sıkı bir şekilde takip edilmiştir. MÖ 6. yüzyıldan itibaren İran coğrafyasına hakim olan Zerdüştlük inancı, Ahamenişler zamanında, özellikle Babil'e sürgün edilmiş olan Yahudilerin Büyük Kiros tarafından özgür bırakılması ve onların Kutsal Topraklar'a geri gönderilip tapınaklarını yeniden inşa etmelerine izin verilmesiyle daha çok tanıtıldı ve İbrahimî dinleri etkiledi. İlerleyen zamanlarda Kiros, bu olay nedeniyle Yahudiler tarafından övgüyle bahsedilmiştir.

Aristoteles, Platon ve Sokrates'in yaşadığı Atina'nın Altın Çağı sırasında Yunanların Pers İmparatorluğu ve Orta Doğu ile bazı temasları oluşmuştur. Çünkü Ahamenişler, Batı Asya'dan Anadolu'nun batısına ve Mısır'dan Mezopotamya'nın kuzeyine kadar olan geniş alanda uzun yıllar hükmetmişlerdir. Orta Doğu ve Balkanlar halklarına sağlanan barış, asayiş, güvenlik ve zenginlik, tarihte nadir görülen bir dönemi oluşturmuş; bu dönem, ticaretin bu oranda arttığı tek dönem olmuş ve bölge insanlarının yaşam standartları yükselmiştir.28

Makedonya (İskender) İmparatorluğu

Antik Çağ'ın en önemli hükümdarlarından biri olarak ön plana çıkan Büyük İskender, babası II. Filip'in bir suikaste uğrayıp ölmesinin ardından 20 yaşında Makedonya tahtına geçince, gözünü o zamanki en büyük devlet olan Pers topraklarına dikti.29 Balkanlar'da asayişi sağladıktan sonra Pers seferine çıkan İskender, Çanakkale Boğazı üzerinden Anadolu'ya geçti ve ilerledi. İskender, son Ahameniş hükümdarı III. Darius'u MÖ 333'te İssos'ta (günümüzde İskenderun) ve MÖ 331'de Irak civarındaki Gaugamela Muharebesi'nde yenerek Ahameniş İmparatorluğu'nu ortadan kaldırdı ve Pers topraklarını kendi imparatorluğuna kattı.30 İskender'in MÖ 323'teki ani ölümünün ardından imparatorluğu paylaşıldı ve İran coğrafyasına Selevkos Hanedanlığı hakim oldu.

Selevkos İmparatorluğu

İskender'in Pers topraklarını işgalinden sonra arkasında bir varis bırakamadan ölmesi, uçsuz bucaksız imparatorluğunun devlet generalleri arasında paylaşılmasına neden oldu.31 Bu generallerden biri olan Makedon asıllı I. Seleukos, Balkanlar'dan Hindistan'a kadar olan bölümü aldı. Selevkoslar, toprakları Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirilinceye kadar (MÖ 63) Doğu Akdeniz'in hâkimi oldular.

Part İmparatorluğu

Part İmparatorluğu; MÖ 3. yüzyılın başlarında Selevkos İmparatorluğu'nu yendikten sonra İran platosunu tekrar birleştiren ve yöneten, aynı zamanda MÖ 150-MS 224 arasında Mezopotamya'yı kontrol eden Arsasid Hanedanı tarafından idare edilmiştir.32 Partlar, Antik İran'ın üçüncü yerli halkından olan bir hanedandır. Yaklaşık beş yüzyıl boyunca hüküm sürmüşlerdir.33 MÖ 140 yılından itibaren bir imparatorluk hâline gelen Part İmparatorluğu, hızla genişlemiş ve başkent, günümüzde Türkmenistan sınırları içinde bulunan Nisa'dan, Dicle kıyısında yer alan ve günümüzde modern Bağdat’ın güneyinde bulunan Ktesifon'a taşınmıştır.

Tarihi önemli Med, Asur, Babil ve Elam topraklarının ele geçirilmesinden sonra Partlar, kendi imparatorluklarını düzenlemek zorunda kaldılar. Bu ülkelerin eski elit tabakasından olan herkes Yunan idi ve yeni egemenler, eğer hükümranlıklarını sürdürmek istiyorsa kendi geleneklerini bunlara uydurmak zorundaydılar. Sonuç olarak, şehirler eski antik haklarını korudu ve sivil yönetimler ancak belli oranda rahatsız edildiler.

Partlar, özellikle Orta Anadolu'da Roma'nın genişlemesini sınırlandırdığı için, Roma İmparatorluğu'nun baş düşmanlarıydı. Partlar zırhlı, ağır silahlı ve hafif silahlı, ancak hareketli olan atlıları kullanarak kendi topraklarını yaklaşık 300 yıla yakın bir süre savundular.34 Roma'ın en sevilen generali Marcus Antonius, MÖ 36'da Partlara karşı, sonucunda 32.000 asker kaybedeceği büyük bir sefer düzenledi. Roma İmparatoru Augustus zamanında Roma ve Part İmparatorluğu, aralarındaki sorunları diplomasi aracılığıyla çözüyordu. Bu gelişmeler sırasında Partlar, kendi ordularında Marcus Antonius'tan ve MÖ 53'te Harran'da "büyük bir bozguna" uğrattıkları Marcus Licinius Crassus'den elde ettikleri deneyimlerle, o dönem çok takdir edilen Roma jejyon standartlarına, "altın kartallar"a göre bir düzenlemeye gittiler.35

Sasani İmparatorluğu

İmparatorluk düzeninin gevşediği ve son kralın, imparatorluğun vasallarından biri olan I. Erdeşir tarafından yenilmesi üzerine Part İmparatorluğu MS 224'te sona erdi ve I. Erdeşir, bu tarihte Sasani İmparatorluğu'nu kurdu. Ardından ülkeyi ekonomik ve askeri alanda reformlarla geliştirmeye başladı. Sasaniler, Ahamenişler tarafından çizilen sınırlar içinde, onlara Erânshahr veya Iranshahr diye atıfta bulunarak, başkentleri Tizpon olmak üzere imparatorluklarını kurdular.36 Roma İmparatorluğu, arka arkaya I. Erdeşir, I. Şapur ve II. Şapur ile girdikleri savaşları kaybettikleri için pek çok sorun yaşadılar.37 Sasani hükümranlığı döneminde Roma İmparatorluğu'na karşı kazanılan zaferler, Roma'da büyük bir karamsarlık yarattı. Romalı tarihçi ve kamu görevlisi Cassius Dio, konuyla ilgili şunları yazmıştır: Partlar ve daha sonraki Sasaniler devrinde İpek Yolu üzerindeki ticaret Çin, Mısır, Mezopotamya, İran, Hindistan ve Roma medeniyetlerinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır ve modern dünyanın temellerinin atılmasına yardımcı olmuştur. Partlardan kalan bazı kalıntılar, bazı açılardan Klasik Yunan etkileri taşımakta ve çoğunlukta kendi oryantal anlayışlarını sergilemektedir.38

Partlar, Avrupa Romanesk mimarisini andıran ve muhtemelen bu mimariyi etkilemiş olduğu Tizpon'da örnekleri görülen Part stili mimari tasarımların yaratıcılarıydılar.3940 Sasaniler döneminde İran, Çin ile ilişkilerini geliştirdi; Sasani sanatı, müziği ve mimarisi büyük atılımlar gerçekleştirdi ve Nizip Okulu ve Gundeşapur Akademisi gibi dünya çapında tanınan bilim ve araştırma merkezleri oluşturuldu. dönemde batıda Hristiyanlığın, doğuda ise Budizm ve Maniheizm gibi dinlerin yayılması sonucunda Zerdüştlük inancı, İran birliğinin sağlamlaştırılması için ulusal bir devlet dini olarak örgütlendi. Ayrıca yine bu dönemde yazılı kültüre geçilmiştir. Kutsal metinlerin derlenmesinden oluşan enderzler, Zerdüştlüğün kutsal kitabı olan Avesta, dini ya da din dışı gelenekler ve İran'ın ulusal destanı sayılan Şehname, bu dönemde kaleme alınmıştır.

Sasaniler, 7. yüzyılın başında, II. Hüsrev döneminde Bizans İmparatorluğu ile çoğunluğu Orta Doğu'da gerçekleşen çarpışmalara giriştiler. Tam da bu sıralarda Peygamber Muhammed'in İslam'a olan çağrısı başlamış ve ilk Müslümanlar, bir ordu teşkilatı bünyesinde Muhammed'in önderliğinde Arap Yarımadası'nda birtakım fetihlere girişmişti. Muhammed'in 632'deki ölümünün ardından başlayan Müslüman Arap akınları, Sasani hükümdarlığındaki İran'a da sıçradı. Sasaniler, Bizanslılar ile yaptıkları savaşlar yüzünden tükenmişlerdi ve bu saldırılara karşılık veremeyecek bir vaziyetteydiler.41

İran, Ömer bin Hattab'ın halifeliği döneminde, 636'daki Kadisiye Muharebesi'nde yenildi ve Müslüman Araplar, Sâsânî egemenliğine 651 yılında son vererek İslâmiyet'i İran'da yaydılar.

Erken İslam dönemi ve Orta Çağ (633–1501)

Râşidîn Halifeliği

İslam peygamberi Muhammed'in 632'deki ölümünün ardından, halefleri olan Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali tarafından yönetilen Râşidîn Halifeliği, Ömer bin Hattab'ın halifeliği döneminde (634-44) Orta Doğu'da yoğun askeri fetihlere giriştiler. Bu dönemde Bizans İmparatorluğu ile yapılan Yermük (636), Halep (637), Ecnadeyn (634), Demirköprü (637), Dathin (634), Firaz (634) ve Karyeteyn (634) muharebeleri ile Mısır, Suriye, Lübnan ve Filistin bölgeleri ele geçirilirken; Sasani İmparatorluğu ile yapılan Köprü (634), Kadisiye (636) ve Nihavend (642) muharebeleri ile de Irak'ın tamamı ve İran'ın büyük bir kısmı fethedildi. Müslüman Arapların eşi benzeri görülmemiş bu fetih dalgaları, bir İslam İmparatorluğu'nun oluşumunu sağladı. Müslüman Arapların bu askeri saldırılarına karşılık veremeyen Zerdüşt Sasani İmparatorluğu, kısa sürede yıkıldı.42

Emevîler

İran'ın İslam Devleti tarafından ele geçirilmesinden sonra İran, Emevîler'in yönetimine girdi. Fakat İran tam anlamıyla İslamlaşmadı. İran'ın İslamlaşması, İran toplumunun kültürel, bilimsel ve siyasi yapısı içinde derin dönüşümlere neden oldu: Olgunlaşmış İran edebiyatı, felsefesi, bilimi ve sanatı, yeni oluşan İslam medeniyetinin ana öğeleri haline geldi. Kültürel, politik ve dinî olarak İran'ın İslam medeniyetine eklemlenmesi çok büyük önem taşımaktadır. Son tahlilde İran'ın katkısı, Abbasiler devrindeki İslam'ın Altın Çağı'nın oluşmasında çok etkili olmuştur.43

Abbâsîler

Emevilerden sonra Abbasi Hanedanlığı iktidara geldi. Abbasiler döneminin en önemli özelliği,

  1. yüzyılın ortalarında Bağdat'ta Beyt'ül Hikmet adında büyük bir bilim merkezinin kurulması ile ''İslam’ın Altın Çağı'' adı verilen dönemin başlamasıydı. Bu çağda, Hindistan’dan Endülüs’e kadar geniş coğrafyada bilimsel çalışmalar yapılmakla birlikte, tıp, bilim, sanat, felsefe, teoloji, matematik, astronomi, İslam hukuku gibi geniş yelpazede çalışmalar da yapılıyordu. Bu dönemde İran bölgesinden de birçok Müslüman bilim insanları birçok çalışmalar yaptı. Örneğin tıp alanında adını duyuran İranlı (Fars) hekim İbn-i Sina, o dönemde İran'da hüküm süren Samaniler Devleti ve Kakuyiler Devleti egemenliğinde çalışmalarını sürdürdü.

Abbasilerin merkezi Bağdat (günümüzde Irak) olsa da, hanedanın İran ve kültürü üzerindeki etkisi büyüktü. Ayrıca Abbasi halifeleri, sıklıkla vezirlerini İranlılardan seçerdi ve İranlı valilerin ciddi anlamda yerel otonomi yetkileri vardı.

Tâhirîler ve Samanîler

822'de Horasan Valisi Tahir, bağımsızlığını ilan etti ve yeni bir Pers hanedanlığı olarak Tahirîler Hanedanlığı'nı kurdu. Samanîler döneminde ise İran'ın bağımsızlığını kazanma çabaları daha da güçlendi.44

Abbâsîler sonrası dönemin kültürel canlanması, İran ulusal kimliğinin yeniden su yüzüne çıkmasına yol açmıştır. Bu kültürel akım, 9. ve 10. yüzyıllar sırasında zirve yapmıştır. Bu akımın en açık etkisi, Perslerin dili ve İran'ın resmî dili olan Farsçanın günümüze kadar sürekliliğinin sağlanmasıdır. İran'ın en güçlü epik şairi Firdevsi, Farsçanın günümüzde yaşamasının en önemli destekçisi olarak kabul edilmektedir.

Bir sessizlik döneminden sonra İran, ayrı, farklı ve değişik bir öğe olarak İslam'ın içinde belirdi. İslam fetihlerinden sonra İran felsefesi, eski İran felsefesi, Yunan felsefesi ve gelişen İslam felsefesi ile geliştirdiği değişik ilişkilerle farklılaşacaktır. İşrakilik ve Aşkınlık Felsefesi, o dönemin İran'ında iki ana felsefe geleneği olarak kabul edilmekteydi.

Gazneliler

Gazneli Mahmud, başkenti İsfahan ve Gazne olan büyük bir imparatorluk kurduğunda 11. yüzyıla ulaşılmış olunuyordu.

Selçuklular

Tuğrul Bey tarafından kurulan, Alp Arslan tarafından yükselişine zemin hazırlayan, I. Melikşah döneminde de altın çağını yaşayan Büyük Selçuklular, Oğuz Türklerinin Kınık boyu tarafından kurulmasına karşın, İran topraklarına çoğunlukla hükmettiği için Türk-İran kültürünü bünyesinde barındırıyordu.

Selçuklular, kurulduktan kısa süre sonra İslam dünyasının merkezi otoriteden yoksun parçalanmış siyasi haritasını birleştirdi ve daha sonra Haçlı Seferlerinin birinci ve ikincisinde kilit rol oynadı. Dili ve kültürüyle zamanla yoğun bir şekilde İranlılaşan Selçuklular, Türk-İran geleneğinde büyük bir gelişme sağladı ve İran kültürünü Anadolu'ya taşıdı.4546

Kendilerinden önce gelenler gibi imparatorluğun divanı, İranlı vezirlerin elindeydi. Devlet yönetiminde pek çok Fars (İranlı) söz sahibiydi. Örneğin Alp Arslan ve I. Melikşah dönemlerinde devletin baş veziri olan ve kendi adıyla anılan Nizamiye Medreseleri'ni kuran Nizamülmülk, aslen İranlıydı.47

Bu dönemde İranlı yüzlerce araştırmacı ve bilim insanı; teknoloji, bilim ve tıbba, daha sonra Avrupa Rönesansının doğuşunu destekleyecek şekilde çok büyük katkı sağladı.48

Harezmşahlar ve Cengiz Han

1218'te Harezmşahlar Devleti'nin doğu bölgeleri olan Maveraünnehir ve Horasan, Moğol hükümdarı Cengiz Han'ın istilasına uğradı. Bu dönemde yarım milyondan fazla İran nüfusu öldürüldü,49 Nişabur gibi kentlerin caddeleri "kan nehirlerine döndü", şehirlerin etrafına kedi ve köpek kulübelerinin itina ile yerleştirildiği insan kafalarından oluşan piramitler yapıldı.50 1220 ve 1260 rasında İran'ın nüfusu, bu kitlesel katliamlar ve açlık sonucu 2.500.000'dan 250.000'e düştü.51

Cengiz Han'ın torunlarından biri olan Hülagû Han, Fransa Kralı IX.Louis'e yazdığı bir mektupta İran'a ve Halife'ye karşı yaptığı akınlarda tek başına 200.000 kişinin öldürülmesinin sorumluluğunu üstleniyordu.52

Timurlular

Başkentini Semerkant'ta kuran Timur onu takip etti.53 Bu yıkım dalgaları etkileri, Nişabur gibi birçok şehrin bu saldırılar öncesi nüfuslarına yeniden kavuşmasını sekiz yüzyıl kadar -20. yüzyıla kadar- engelledi.54 Ancak hem Hülagû Han hem Timur ve onların takipçileri, kendi tarzlarını ve geleneklerini fethettikleri yerinkilere göre değiştirip tamamen Pers kültürüne uygun yaşadılar.55

Erken modern dönem (1501–1921)

Safevî Hanedanı

İran'da ilk Şiî İslâm devleti, Şah İsmail tarafından Safevî Hanedanı (1501 ile 1736 arası) yönetiminde kuruldu. İlerleyen zaman içinde büyük bir politik güç haline geldi ve çift taraflı devlet antlaşmaları yapmaya başladı.

Safevîlerin en güçlü oldukları zaman, I. Abbas'ın hükmettiği dönemdir (1588-1629).56 Safevîler, ilerleyen yıllarda Osmanlı İmparatorluğu, Şeybanî Hanlığı ve Portekiz İmparatorluğu ile savaştı. Safevîler başkentlerini Tebriz'den alarak önce Kazvin'e, sonra da dönemlerinde sanata verdikleri destek ile İran estetik düzeyi yüksek üretim dönemlerinden birini yaşadığı İsfahan'a taşıdılar. Dönemlerinde ülke yönetiminde merkezileşme arttı; ordunun modernleştirilmesinde ilk adımlar atıldı ve mimaride İsfahânî tarzı gelişti.

1722'de Afgan isyancılar, I. Hüseyin'i yendi ve Safevî Hanedanı'na son verdi.

Afşar Hanedanı

Oğuz Türklerinin Afşar boyundan gelirler 1736'da Nadir Şah, başarılı bir şekilde Afgan isyancıları İsfahan'dan çıkardı ve Afşar Hanedanı'nı kurdu. 1738'de aralarında Taht-ı Tavus, Işık Dağı elması ve Işık Denizi elmasının da bulunduğu kraliyet hazinelerini güvence altına alacak bir sefer yaptı. Ne var ki hükümdarlığı çok uzun sürmedi, 1747'de bir suikast sonucu öldü. Ölürken, yanında bulunan karısı Kenya kökenli El Fatima'ya İran tahtını bıraktı. El Fatima'nın siyahi olması nedeniyle İran halkı bu kadın şahı kabul etmedi ve yarı siyahi olan Nadir Şah'ın küçük kızı El Hebübe'ye tahtı bırakmak zorunda kaldı. El Hebübe, bu sırada 21 yaşlarında güzel bir kızdı. Afgan şahı Şeyhsüvari El Hamd ile evliydi; dolayısıyla İran tahtı, iki Türk kadından sonra Afgan Hanedanı'na geçerek siyasi varlığını sürdürmeye devam etmiştir.

Zend Hanedanı

Meşhed kökenli Afşar Hanedanlığı, 1750'de başkentini Şiraz'da kuran Lek57 asıllı Kerim Han Zend tarafından kurulan Zend Hanedanı tarafından takip edildi. Onun yönetimi, görece bir barış ve refah sağladı.

Kaçar Hanedanı

Hanedanı; Lütf Ali Han, Ağa Muhammed Şah tarafından idam edilinceye kadar üç kuşak sürdü ve yeni hükümdar Tahran'ı 1794'te Kaçar Hanedanı'nın doğuşunu gösterecek şekilde başkent yaptı. Yetenekli Kaçar yöneticisi Amir Kabir, diğer modernleşme reformları arasında İran'ın ilk üniversitesini de kurmuştur. Kaçar Hanedanı döneminde İran, Rus-İran Savaşları sonucunda Rus İmparatorluğu ve İngiliz İmparatorluğu karşısında Gülistan Antlaşması, Türkmençay Antlaşması ve Akhal Antlaşması ile topraklarının neredeyse yarısını kaybetmiştir. Büyük Oyun'a rağmen İran egemenliğini korumayı becermiş ve çevresindeki diğer ülkelerin tersine asla sömürgeleştirilememiştir.

Sürekli tekrarlanan dış müdahaleler ve yozlaşan ve zayıflayan Kaçar yönetimi, bir parlamenter monarşi içinde ülkenin ilk parlamentosunu oluşturan İran Anayasa Devrimi ve Kaçar Hanedanı'nın egemenliğine son veren Tütün Protestosu gibi toplumsal hareketlere yol açmıştır. 1908’de İran’da petrolün bulunması bir dönüm noktası oldu. Böylece hem emperyalist güçlerin İran üzerindeki hesapları, hem de İran’ın 20. yüzyılına damgasını vuracak olan karmaşık sosyo-ekonomik yapı ortaya çıktı.

Kaçar Hanedanı, İran tarihindeki son Türk hanedandır. Bu tarihten sonra Türkler bir daha devlet denetimini ele geçirememişlerdir.

Geç modern dönem (1921–)

Rıza Şah

İngiliz ajanı Sir Ardeşir J. Reporter aracılığıyla İngilizlere tanıtılan Rıza Pehlevî, 1921 darbesiyle İngilizler için çalışmaya başladı ve 1923 yılında başbakan ve sonunda 1925 yılında İran şahı oldu. İngilizlerin himayesi altında İran’daki birçok sosyalist, milliyetçi ve etnik hareketi bastırmayı başardı. 1925 yılında Kaçar hanedanlığını devre dışı bırakarak kendi Pehlevî hanedanlığını kurdu. Kısa sürede Azerbaycan, Arabistan (Huzistan) ve Luristan gibi büyük bölgelerin yarı özerk konumunu ortadan kaldırarak tüm yetkileri Tahran’da merkezileştirdi. Aynı zamanda Farsça olmayan dillerin kullanımını da yasakladı ve bu yasakları kendi aşırı milliyetçi ideolojisi doğrultusunda tüm ülkede uygulamaya başladı. Yönetimi merkezileştirmek doğrultusunda Farsçayı tek yasal dil olarak tanıdı ve diğer milliyetlere ait dillere yasak koydu. Kürtçe, Lurice ve yabancı olan yani Hint-Avrupa dilleri olmayan Türkçe ve Arapça gibi dilleri de Farsçanın bozuk lehçeleri olarak baskı altında tuttu. Fars olmayan topluluklar böylelikle kendi yerli kültürlerini, dillerini, tarihlerini ve günlük yaşam biçimlerini söküp atmaya mecbur edildiler.58

Rıza Şah zamanında, devlet bütçesinden, Farsçılık propagandası yapan edebiyatçılara, tarihçilere, eğitimcilere ve sanatçılara büyük bir bütçe tahsis edildi.59 Bunun en önemli örneği 1925 yılında Ahmed Kesrevi tarafından yayınlanan “Azerîce ya da Eski Azerbaycan’ın Dili” kitabıdır. Kitapta Azerîcenin, Türkçe ile ilgili olmadığı ve aslında Farsçanın bir lehçesi olduğu savunulmuştur. Bir diğer örnek ise TUDEH Partisi'nin kurucularından sayılan Arânî’dir. Arânî, kendi döneminin birçok entelektüeli gibi, Farslaştırma siyasetinden himaye ediliyordu. Azerbaycan ile ilgili bir makalesinde, Azerbaycan’ı “İran’ın beşiği” saymış ve Azerbaycanlıların Farsçayı vahşi Moğolların saldırısı sonucu unuttuğunu iddia etmiştir. Arânî’ye göre bu olay çok tehlikelidir, çünkü Azerileri yanlışlıkla Türk olduklarına ve İran’dan ayrılmaları gerektiğine ikna etmektedir. Ona göre bu sorunu çözmek için devlet, Türkçeyi ortadan kaldırmak ve Farsçayı yaygınlaştırmak için her türlü girişimi yapmak zorundadır.60

Rıza Şah sanayileşmeyi, demiryolu taşımacılığını ve yapımını başlatıp İran’da yükseköğretimin temelini attı. Rıza Şah, Rusya ve Birleşik Krallık arasında bir denge politikası yürüttü ancak II. Dünya Savaşı başlayınca Almanya ile yakınlaşması Britanya ve Rusya’yı alarma geçirdi. 1941’de II. Dünya Savaşı boyunca İran demiryolundan yararlanmak amacıyla İran’ı Birleşik Krallık ve SSCB işgal etti.

İşgalin ardından müttefik güçleri, Şah Rıza’nın ülkedeki Alman görevlilerin sınır dışı edilmesi yönündeki isteklerini kabul etmemesi üzerine Şah, oğlu Muhammed Rıza Pehlevî lehine tahtından feragat etmeye zorlandı. Şah Rıza’nın ülkeden uzaklaştırılmasının ardından esas olarak işgal güçlerinin denetiminde olmak kaydıyla Muhammed Rıza Pehlevî iktidarı başlamış oldu.

Muhammed Rıza Pehlevî

Şah Rıza dönemine göre nispeten demokratik bazı açılımlar sağlandı; siyasi tutuklular özgür bırakıldı, basına yönelik sansür (karartma) kaldırıldı, siyasal ve toplumsal örgütlenmelere izin verildi. Artık sesini duyurma olanağı bulan çeşitli toplumsal ve siyasal muhalefet hareketleri bu özgürlük ortamından yararlanarak reform taleplerini yükseltmeye başladılar. Daha sonraki yıllarda ülkenin siyasal ve toplumsal yaşamını büyük ölçüde etkileyecek olan Marksist kökenli Tudeh (Kitle) Partisi de bu ortamda, 1941 yılında kuruldu ve işçi yasası, toprak reformu, kadın hakları gibi geniş toplumsal tabanı kucaklayan talepleriyle önemli destek buldu.

Birleşik Krallık, SSCB ve ABD’nin çıkar mücadelesine sahne olan İran’ın, 1942’de imzalanan anlaşmanın ve 1943’te yapılan Tahran Konferansı’nın ardından, bu üç devlet tarafından yeniden inşa edilmesine karar verildi; fakat SSCB. bu anlaşmaya uymayarak denetimi altındaki bölgede sosyalist nitelikli, 1945'te Azerî Azerbaycan Millî Hükümeti, 1946'da Kürt Mahabad Cumhuriyeti olmak üzere iki özerk devlet kurdurdu. İşgal bölgesini yine aynı yıl, İran’ın kuzey petrol yataklarını işletme konusunda imtiyazlı bir anlaşma imzaladıktan bir ay sonra boşalttı. SSCB işgalinin sona ermesinden hemen sonra İran, bu iki özerk cumhuriyetin varlığına güç kullanarak son verdi. SSCB’ye verilen imtiyaz da ülke içindeki milliyetçilerin ve Birleşik Krallık'ın baskısıyla 1947 yılında geçersiz kılındı.

Operasyon Ajax

Fakat tüm bu gelişmeler ülke içindeki milliyetçi muhalefeti güçlendirmişti. Giderek etkinliğini artıran Ulusal Cephe, 1951’de halkın büyük çoğunluğunun da talebi olan petrolün ulusallaştırılması kararının Meclis’te kabul edilmesini sağladı. Bu karara karşı çıkan Başbakan Razmara’nın öldürülmesinin ardından çıkan ayaklanmadan sonra Şah, Ulusal Cephe’nin lideri Muhammed Musaddık’ı başbakanlığa getirmek zorunda kaldı. Batıda eğitim görmüş, bağımsızlıktan ve ulusal egemenlikten yana olan bir milliyetçiliği savunan Musaddık’ın ilk işi; petrolün ulusallaştırılması yönündeki kararı onaylamak oldu. Bu karar ve Musaddık’ın bağımsızlıkçı politikası Birleşik Krallık ve ABD'nin tepkisini çekmekteydi. Fakat bir süre sonra, başta Musaddık’a destek veren ulema, Muhammed Musaddık’ın Sovyetler’le yakınlaşmasından kaygılanarak hükûmete verdikleri desteği geri çektiler ve Ulusal Cephe dağıldı. TUDEH Partisi ise Musaddık’ı desteklemeye devam etmekteydi. Bu durumdan rahatsız olan ordu içindeki bir grup CIA’in de desteğiyle bir darbe düzenlediler. 1953 yılında Şah, Musaddık’ı görevden almaya çalıştı fakat çıkan isyanın ardından ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Buna karşılık İngilizler A.B.D.’yi Musaddık’ı devirmek için hazırlanan bir plana dahil olmaya davet etti ve 1953’te Başkan Dwight D. Eisenhower Ajax Operasyonu’nun yapılmasını onayladı. Operasyon yapıldı ve Musaddık 19 Ağustos 1953’te tutuklandı. Şah ise kaçmış olduğu Roma’dan dönerek tekrar görevini devraldı. Bu gelişmelerin ardından İran petrollerinin işletilmesi için, %50 hakkı İran’da olmak üzere çok uluslu bir konsorsiyum oluşturuldu.

Operasyon Ajax’tan sonra Muhammed Rıza Pehlevî’nin yönetimi giderek otokratikleşti. ABD’nin desteği ile Şah İran’ın altyapısını modernleştirirken kendisine muhalif bütün siyasî oluşumları istihbarat örgütü SAVAK aracılığıyla ezdi.

1953’te yaşanan olaylar İran’ın siyasal ve toplumsal yaşamı için bir dönüm noktası sayılabilir. Musaddık’ın devrilmesiyle sonuçlanan süreçte bölünen yalnızca uygar milliyetçi güçler olmadı. Tudeh’de de kırılmalar yaşandı. Partiden kopan gençlik örgütünden silahlı mücadeleye başlayan Halkın Fedaileri ve Halkın Mücahitleri örgütleri doğdu. Bu örgütlerin de içinde yer aldığı İran sol hareketi, 1960’lı yıllarda kitlesel etkinlik gösterse de, sol hareketin giderek kitle hareketinden silahlı mücadeleye kaymasıyla toplumsal tabandaki etkisini yitirmiş oldu. Musaddık’ın iktidara gelmesinde de önemli rol oynayan işçi hareketi ise etkinliğini kaybetse de etkisini İslâm Devrimi’ne kadar sürdürdü. Hatta devrimi başlatan, rafineri ve petrol işçilerinin grevi olacaktı.

Ak Devrim

Musaddık iktidarının sonundan İslâm Devrimi’ne uzanan süreçte büyük önem taşıyan gelişmelerden biri Şah’ın 1962 yılında gündeme getirdiği “Ak Devrim” adını verdiği reform paketidir. Ülkede siyasi istikrarı sağlayan Şah Muhammed Rıza petrol gelirinin de yardımıyla sosyo-ekonomik yapıyı sarsıcı biçimde değiştirmekteydi. Bir yandan istihdam artıp, ücretler yükselirken sanayi toplumuna hızlı geçişin sancıları çok güçlü bir şekilde kendini hissettiriyordu. Köylerinden ayrılan milyonlarca topraksız köylü şehirlerin etrafındaki gecekondu bölgelerinde toplanmaktaydı. Bir yandan yeni üretim biçimlerine bağlı olarak ortaya çıkan bir sanayi burjuvazisi giderek zenginleşirken yoksul, işsiz ve umutsuz, ekonomik olduğu kadar siyasal olarak da dışlanmış milyonlar da büyük kentlerin dışında öfkeli bir muhalefetin koşullarını oluşturuyordu. 1953’ün şaşkınlığıyla bölünüp gücünü yitiren sol, bu kitlelerle ilişki kuramazken; ulemanın etkinliği giderek artmaktaydı.

Şah’ın modern kapitalizm yolunda ilerlemek için yürürlüğe koymaya çalıştığı reform ise çarşı ya da bazargan adı verilen ve geleneksel olarak İran’ın siyasal, toplumsal yaşamında büyük önem taşıyan küçük ve orta sınıf esnafın, toprak sahiplerinin ve ulemanın tepkisini çekti. Toprak reformu, seçim reformu ve kadınlara oy hakkının tanınması, devlet işletmelerinin hisselerinin belirli oranda satılması gibi düzenlemeleri içeren Ak Devrim böylelikle tarıma dayalı ekonomiyi devre dışı bırakıp, toprak sahiplerini sanayi yatırımlarına yönelterek sağlam bir kapitalist ekonomik yapı kurmayı hedefliyordu. Ayrıca Şah’ın ulus inşa süreci için bir engel olarak gördüğü çarşı da bu şekilde tasfiye edilebilecekti. Yine bu hedef doğrultusunda eğitim, sağlık gibi alanlarda çeşitli düzenlemeler öngörülmekteydi. Bunun dış politikadaki yansımaları da İran’ın giderek bölgede ABD’nin jandarması rolüne soyunması şeklinde gerçekleşti. 1970’lerde petrol fiyatlarının aşırı artmasıyla bir yandan içerideki modernleşme hamlesini ve bir sanayi atılımını finanse eden İran, bir yandan da satın aldığı gelişmiş silahlarla askerî güç haline gelerek Basra Körfezi’ndeki askeri varlığını fiilen pekiştiriyordu.

Söz konusu reformların tehdit ettiği sınıflar ve kadınların oy hakkı başta olmak üzere bazı yeniliklere karşı çıkan ulemanın kurduğu ittifak, mutsuz yoksul kitlelerin öfkesiyle birleşerek Devrim’e ulaşan süreçte geri dönülmesi zor bir dönemecin aşılmasına neden oldu. Seçim reformuna ulemanın tepki göstermesiyle başlayan olaylar sonucunda pek çok kişi öldü. Bu olaylar sırasında, 1979 Devrimi’nin manevî önderi haline gelecek din adamı Ayetullah Humeynî de siyasal bir önder olarak sivrilmekteydi. Humeynî olaylardan sorumlu tutularak tutuklandı, 18 ay hapiste tutuldu. 1964’te bırakılmasından sonra Humeynî, ABD hükûmetini açıkça eleştirdi. Şah, General Hasan Pakravan’ın yönlendirmesiyle Humeynî’yi sürgüne yolladı. Humeynî önce Türkiye’ye, sonra Irak’a, en sonunda ise Fransa’ya gitti. Sürgünde Şah’ı eleştirmeye devam etti.

İslâm Devrimi ve sonrası

İran Devrimi, aynı zamanda İslâm Devrimi 616263 olarak da bilinir, Ocak 1978’de Şah karşıtı ilk büyük halk gösterileri ile başladı.64 Grevler ve gösteriler ülkeyi ve ekonomiyi felç ettikten sonra Şah 16 Ocak 1979’da ülkeyi terk etti ve 1 Şubat 1979’da büyük bir halk kitlesinin karşılamasıyla Ayetullah Humeynî İran’a geri döndü.65 Pehlevî Hanedanı 11 Şubat’ta İran ordusu, gerillalar ve militanlar sokak savaşlarında Şah’a bağlı silahlı gruplara karşı üstünlük sağlayınca kendini “tarafsız” ilan etmesiyle tamamen çöktü. 1 Nisan 1979’da İran resmen İslâmî Cumhuriyet oldu.6667 Aralık 1979’da ülke teokratik bir anayasayı ve Humeynî’nin ülkenin dinî lideri olmasını onayladı.

Genel af çıkarıldı, belirli bir süre, düzenleme için müzik ve gazete yasağı konuldu. Beni Sadr cumhurbaşkanı oldu.

Devrimin hızı ve gerçekleşmesi Dünya'da birçok kişide şaşkınlık yarattı,68 çünkü ciddi olarak ne askerî bir karşı koyuş, ne mali bir kriz ne de bir karşı ayaklanma yaşandı.69 Hem milliyetçi hem de Marksist muhalif gruplar İslâmî gelenekçilerle birlikte Şah’a karşı mücadele etmelerine rağmen onbinlercesi Ayetullah Humeynî yönetiminde İslâm Cumhuriyeti ile sonuçlanan devrim sonrasında İslâmî rejim tarafından idam edildi. (Bakınız… 1988 İran siyasi suçlu idamları ve Tudeh)70

2000 yılında Ayetullah Montazeri, yani Humeynî'nin sağ kolu, yayınladığı Hatıralar adlı kitabında, “1988 yılında 30.000 siyasî tutuklunun Humeynî'nin emriyle idam edildiğini”71 yazıyordu.

İran Devrimi Sonrası Dış Politika Yaklaşımları

İran, iki kutuplu düzenin dışında bir dış politika söylemi besliyor bunu devrimci bir bakış açısına sığdırmaya çalışıyordu ve özellikle İmam Humeyni döneminde bunu uygulamaya istekli oldu. Sonraki dönemlerde her ne kadar bu söylemde kalmak istediyse de dış politikası günümüze kadar değişimlere uğrayıp farklı bir yöne doğru evrildi. Devrim öncesi Şah dönemi egemen olan batı yanlılığı ve laik düzen, devrim sonrası egemen olan düşünce rejim güvenliği ve rejim güvenliğinin korunması bununla birlikte bir de ülke güvenliği olmuştur.72

İran-Irak Savaşı

İran’ın A.B.D. ile ilişkileri devrim sırasında hızla kötüleşti. 4 Kasım 1979’da bir grup İranlı öğrenci, A. B. D. büyükelçiliğinin “casus yuvası” olduğunu iddia ederek elçilik personelini rehin aldı.73 Elçilik personelini 1953’te Muhammed Musaddık’a düzenlenen komplo gibi devrim hükûmetine karşı halkı ayaklandırmaya çalışmakla suçladılar. Öğrenci liderleri Humeynî’den izin almadan elçiliği basmalarına rağmen Humeynî olayın başarıya ulaşması üzerine onları destekledi.74 İlk birkaç ay içinde kadın ve Afro Amerikalı rehineler salıverilse de,75 kalan elli iki rehine 444 gün bırakılmadı.

Öğrenciler rehineler karşılığı Şah’ın verilmesini istedi ancak 1980 yazında Şah’ın ölümü üzerine rehinelerin casusluk suçundan yargılanması talebi gündeme geldi. Jimmy Carter yönetimin müzakere çabaları veya Kartal Pençesi Operasyonu kurtarma harekâtı başarıya ulaşamadı. Ancak 19 Ocak 1981 tarihinde Cezayir Bildirisi’ne istinaden rehinler bırakıldı.

Irak lideri Saddam Hüseyin kendisinin İran Devrimi’nin başlangıç aşamasında algıladığı dağınıklıktan ve İran’daki yönetimin Batılı hükûmetler nezdinde itibar görmeyişinden üstünlük sağlamaya karar verdi. Devrim sırasında İran’ın güçlü ordusu dağıtılmıştı. Saddam, Şah zamanından beri Irak’ın üzerinde hak iddia ettiği bölgeleri ele geçirerek Irak’ın Basra Körfezine açılımını genişletme arzusu taşıyordu. Irak için en çok önem taşıyan Huzistan yalnızca Arap nüfusu açısından değil zengin petrol yatakları açısından da değerliydi. Aynı zamanda Ebû Musa ve Büyük ve Küçük Tunb adaları da hedef haline gelmişti. Bu düşünceler içinde Hüseyin İran’a ani bir saldırı yapmayı ve başkent Tahran’a üç gün içinde ulaşmayı öngören bir plan yapmıştı. 22 Eylül 1980’de Irak ordusu savaşı başlatacak şekilde Huzistan’a girdi. Saldırı devrimci İran tarafından tamamen şaşkınlıkla karşılandı.

Saddam Hüseyin’in kuvvetleri 1982’ye kadar çeşitli ilerlemelerde bulunsa da İran kuvvetleri Irak kuvvetlerini tekrar Irak’a geri çekilmek zorunda bıraktı. Humeynî Irak’ın batı kısmında çoğunlukta olan Şiî Arapların yer aldığı kesimde İslâmî devrimine taraftar bulmaya çalıştı. Savaş 1982’den sonra altı yıl daha devam etti. Humeynî’nin kendi ifadesi ile “bir tas dolusu zehri” içerek BM’in barış antlaşmasını kabul etmesiyle de savaş sona erdi. On binlerce İranlı sivil ve asker Irak kimyasal silah kullandığı için öldü. Irak’a silah satan ülkeler; Mısır, Basra Körfezi’nin Arap ülkeleri, Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı ülkeleri, (1983’ten itibaren) ABD, Fransa, Birleşik Krallık, Almanya, Brezilya ve (aynı zamanda İran’a silah satan) Çin. İran sekiz yıl içinde kimyasal silahlardan dolayı 100.000’den fazla kurban verdi.76 İran’ın toplam yaralısının 500.000 ile 1.000.000 arasında olduğu tahmin ediliyor. Tüm uluslararası ajanslar savaş sırasında Saddam’ın İran’ın insan dalgası hücumları karşısında kimyasal silah kullandığını doğrularken İran’ın hiç kimyasal silah kullanmadığını teyit etmişlerdir.77 78 79

Coğrafya ve iklim

İran, 1.648.195 km<sup>2</sup>’lik yüzölçümüyle Türkiye'nin komşuları arasında yüzölçümü Türkiye'den büyük olan tek komşu ülke, aynı zamanda yüzölçümü açısından Libya'dan sonra ve Moğolistan'dan önce gelen dünyanın en büyük 18. ülkesidir.80 Ülkenin yüzölçümü, kabaca Birleşik Krallık, Fransa, İspanya ve Almanya yüzölçümü toplamlarına eşit ya da Alaska'nın yüzölçümünden çok az küçüktür.8182 Kuzeybatıda Azerbaycan ve Ermenistan, kuzeyde Hazar Denizi, kuzeydoğuda Türkmenistan, doğuda Pakistan ve Afganistan, batıda Türkiye ve Irak ve ve son olarak güneyde Basra Körfezi ve Umman Körfezi ile sınırlara sahiptir. İran'ın yüzölçümü 1.648.000 km<sup>2</sup>'dir.83 İran'da Hazar Denizi ile Huzistan kıyıları arasında İran platosu bulunmaktadır. Dünya'daki en dağlık ülkelerden biridir. İran'ın coğrafyası, çeşitli havza ve platoları biririnden ayıran halı gibi serilmiş sıradağlar ile biçimlendirilmiştir. Kafkas, Zagros ve Elburz sıradağları ile nüfusun yoğun olarak bulunduğu Batı bölgesi, en dağlık kesimdir; en son belirtilen sıradağlar içinde yer alan Demavend Dağı, 5.604 m yüksekliğiyle yalnız İran'ın değil, Hindukuş Dağları'nın batısındaki Avrasya topraklarının en yüksek dağıdır.84 Yükseklikleri yer yer 5.000 metreye yaklaşan bu dağlar, iç bölgelerde çok sert bir kara ikliminin yaşanmasına neden olur. Hatta bu bölgelerde geniş çöl alanları bulunur.

Ülkenin doğusunun büyük kısmında, kuzey orta bölgesinde ülkenin en büyük çölü olan Kebir Çölü (Deşt-i Kebir) ve güneyinde ise Lut Çölü (Deşt-i Lut) gibi çöl havzaları olmak üzere bazı tuz gölleri bulunmaktadır. Bunun nedeni, dağ sıralarının bu bölgelere yağmur bulutlarının ulaşmasını engelleyecek kadar yüksek olmasıdır. Büyük ovalar yalnızca Hazar Denizi kıyısında ve Basra Körfezi'nin kuzey ucunda İran'ın Şatt-ül-Arap (Arvand Rūd) nehri deltasındaki sınırları boyunca bulunmaktadır. Küçük, düzensiz ovalar ise Basra Körfezi'nin Hürmüz Boğazı ve Umman Körfezine bakan kıyılarındadır.

İklim ve bitki örtüsü

İran'ın iklimi çoğunlukla kurak veya yarı kurak ve Hazar Denizi kıyısında subtropikaldir. Ülkenin kuzey sınır bölgesinde kış aylarında sıcaklıklar neredeyse donma noktasının altına düşer ve iklim yıl boyu nemli kalır. Yaz sıcaklıkları nadiren 29 °C'yi aşar (85 °F).8586

İran'ın iklim şartları, kuzeybatısında Irak ve Türkiye sınır bölgelerinde yer alan topoğrafik ve dağlık yapısı nedeniyle, ülkede bitki örtüsü olarak bozkır ve orman bulunur. Ülkenin kuzeybatısındaki dağlık bölgede kavak, Söğüt ve Meşe ağaçları bulunur.

Dosya:Lynx lynx poing.jpg|Bayağı vaşak Dosya:Iran BMNG.png|İran'ın uydudan görüntüsü Dosya:İran için aylık ortalama yağış ve sıcaklık grafiği.png|İran'ın sıcaklık ve yağış grafiği Dosya:Dasht-e Kavir.jpg|Kebir Çölü ve içindeki tuz göllerinin uydu görüntüsü Dosya:Dena2.jpg|Dena Zirvesi, Zagros sıradağlarının en yüksek noktasıdır.

Yönetim

Hükümet ve siyaset

İslâm Cumhuriyetinin politik sistemi 1979 İran Anayasası'na dayanmaktadır.87 Sistem girift bir şekilde birbirine bağlı çeşitli yönetim yapılarını kapsamaktadır.

Uluslararası raporlara göre İran'ın insan hakları sicili oldukça zayıftır. İran'ın siyasal rejimi antidemokratiktir.8889 Hükûmete veya Dini lidere yönelik eleştirmenler sıklıkla tutuklanır ve siyasal aktivitenin diğer türlerinde olduğu gibi, adayların seçimlere katılması da ciddi şekilde kısıtlanmaktadır.9091 İran'da kadın hakları ciddi biçimde yetersiz olarak tanımlanmıştır92 ve çocuk hakları ciddi şekilde ihlal edilmektedir, İran'da dünyadaki diğer tüm ülkelere göre daha fazla çocuk suçlu idam edilmektedir.9394 Aynı cinsiyetten olan kişilerin cinsel aktiviteleri yasa dışıdır ve ölüme varan cezalarla cezalandırılabilir.9596 2000'li yıllardan bu yana, İran'ın tartışmalı nükleer programı, ülkeye karşı uluslararası yaptırımların temelini oluşturan endişeleri gündeme getirmiştir. 14 Temmuz 2015 tarihinde başlatılan, İran ile BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ve Almanya arasında varılan bir anlaşma olan Ortak Kapsamlı Eylem Planı, İran'ın zenginleştirilmiş uranyum üretimini kısıtlaması karşılığında nükleer yaptırımları gevşetmeyi amaçlamaktadır.

==== Dinî lider ====

İran Dinî Lideri İran İslâm Cumhuriyeti’nin genel politikalarının tanımlanmasından ve denetiminden sorumludur.97 Dini Lider din adamlarından oluşan Uzmanlar Meclisi tarafından kaydı hayat şartıyla seçilir. Dini lider, silahlı kuvvetlerin Başkomutanıdır, askerî istihbaratı ve güvenlik operasyonlarını kontrol eder ve savaş açmada veya barış kabul etmede tek yetkilidir.98 Yargının, devlet radyo ve televizyonunun, polis kuvvetlerinin, silahlı kuvvetlerin baş yöneticileri ve 12 üyeli Anayasa Koruma Konseyi’nin altı üyesi Dinî Lider şehmuz tarafından atanır.99

Uzmanlar Meclisi

Uzmanlar Meclisi liyakat ve sahip olunan itibara bağlı olarak İran dinî liderini seçer ve görevinden alır.100 Danışmanlar Konseyi dinî lidere yasal görevleri konusunda danışmanlık yapmakla sorumludur. Danışmanlar Konseyi, yılda bir kez toplanır, sekiz yıllığına genel oy ile seçilen 86 “yetenekli ve eğitimli” hukukçudan oluşur. Devlet Başkanlığı ve meclis seçimlerinde olduğu gibi Anayasa Koruma Konseyi adayların yeterliliğini belirler.101 Konsey dinî lideri seçer ve dinî lideri her zaman görevden alma konusunda anayasadan kaynaklanan yetkisi vardır.102 Bütün toplantıları ve belgeleri çok gizlidir ve Konsey’in dinî liderin kararlarının herhangi bir tanesiyle çelişen bir kararı bilinmemektedir.103

İran Devlet Başkanı

Anayasa İran Devlet Başkanı'nı dinî liderden sonraki en yüksek devlet otoritesi olarak tanımlar.104105 Devlet Başkanı dört yıllığına genel oy ile seçilir ve yeniden yalnızca bir kez daha seçilebilir.106 Örneğin İran Devlet Başkanı Mahmut Ahmedinejad 2005 İran Devlet Başkanlığı Seçimleri'nde seçilmiştir ve ardından 2009’da yapılan seçimlerde tekrar cumhurbaşkanı olmuştur.107 Başkan adayları, İslâm devriminin ülkülerine bağlılıklarından emin olmak üzere mutlaka Anayasa Koruma Konseyi’nden onay almalıdır.108 Anayasanın 115. maddesine göre Cumhurbaşkanı Şii mezhebinden olmalıdır.109 Devlet Başkanı anayasanın uygulanmasından ve her konuda son sözü söyleme yetkisine sahip olan dinî lidere bağlı olan konular dışında yönetim yapılarının çalışmasından sorumludur.110 Devlet Başkanı Bakanlar Kurulunu atar ve onlardan danışmanlık alır, hükûmet kararlarını yönlendirir ve yasamanın önüne konacak hükûmet politikalarını seçer.111 Devlet Başkanı’na bağlı olarak sekiz kişilik yardımcılar kurulu ve yirmi iki kişiden oluşan ve meclis tarafından onaylanması gereken bir Bakanlar Kurulu vardır.112 Birçok devlette olan uygulamanın tersine İran’da hükûmet orduyu kontrol etmez. Devlet Başkanı İçişleri ve Savunma Bakanı’nı atasa da, mecliste bu iki bakanlık için güvenoyu almadan önce dinî liderin açık onayını alması bir gelenektir.

İran Meclisi

2008 yılı itibarıyla İran Meclisi tek meclisli bir yapıdır.113İran devrimi öncesinde yasama iki meclisli idi ancak İran Senatosu yeni Anayasa’da kaldırıldı. İran Meclisi dört yıllığına seçilen 290 üyeden oluşmaktadır.114 Meclis yasama faaliyetini yürütür, uluslararası antlaşmaları değerlendirir ve ulusal bütçeyi onaylar.115 Tüm meclis üyeleri ve Meclis’teki tüm yasama çalışmaları Anayasa Koruma Konseyi tarafından onaylanmalıdır.116117

Anayasa Koruma Konseyi

Anayasa Koruma Konseyi altı tanesi Dinî Lider tarafından atanan on iki üyeden oluşmaktadır. Diğerleri İran Yargı’sı tarafından aday gösterilen hukukçular arasından İran Meclisi tarafından seçilmektedir.118119 Konsey anayasayı yorumlar ve Meclis kararlarını iptal edebilir. Eğer bir yasa anayasa veya Şeriat ile uyumlu değilse Meclis’e düzeltilmesi için tekrar geri gönderilmektedir.120 Çelişkili gibi görünse de Konsey İran Anayasası’na dayanarak parlamento üyelerini veto etmiştir.

Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi

Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Meclis ve Anayasa Koruma Konseyi arasındaki anlaşmazlıklarda çözüm bulma yetkisine sahiptir ve Dinî Lider’i ülkedeki en güçlü yönetim yapısı yapacak biçimde ona danışmanlık görevi sunar.121

Hukuk

Yargı sistemi

Dinî lider, sırayla Üst Mahkeme ve Başsavcı’yı atayan Yargı Sistemi Başkanı atar.122 Sulh ve ceza konuları ile ilgilenen mahkemeleri de içine alan çeşitli tipte mahkemeler ve ulusal güvenlik gibi önemli güvenlik konularına bakan “devrim mahkemeleri” de vardır. Devrim mahkemelerinin kararları kesindir ve temyiz edilemez.123 Özel Din Adamları Yargılama Mahkemesi, dinle ilgili konulara baktığı gibi, din adamları tarafından işlendiği öne sürülen suçlara bakar. Normal yargı işleyişinin dışında çalışır ve yalnızca Dinî Lider’e karşı sorumludur. Mahkemelerinin kararları kesindir ve temyiz edilemez.124

İdarî yapılanma

İran, idari olarak ostanlara ( — ostān; çoğul: — استانﻫﺎ — ostānhā), ostanlarda şehristanlara (), şehiristanlarda bahşlara () ayrılmaktadır. Ostanların merkezi genellikle ( — markaz) ostandaki en büyük şehir olmaktadır. Ostan yönetiminin başında Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmasına istinaden İçişleri Bakanı tarafından atanmış olan bir vali-komutan () bulunur125. İran idari olarak 31 ostana ayrılmıştır:

<table> <thead> <tr class="header"> <th><p>Sıra</p></th> <th><p>Şehir</p></th> <th><p>İl</p></th> <th><p><small> Vilayetin Kuruluş Yılı</small></p></th> <th><p>2006</p></th> <th><p>1996</p></th> <th><p>1986</p></th> <th><p>1976</p></th> <th><p>1966</p></th> <th><p>1956</p></th> </tr> </thead> <tbody> <tr class="odd"> <td style="text-align: center;"><p>1</p></td> <td><p><a href="Tahran" title="wikilink">Tahran</a></p></td> <td><p><a href="Tahran" title="wikilink">Tahran</a></p></td> <td><p>1885<a href="#fn1" class="footnote-ref" id="fnref1" role="doc-noteref"><sup>1</sup></a></p></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> </tr> <tr class="even"> <td style="text-align: center;"><p>2</p></td> <td><p><a href="Meşhed" title="wikilink">Meşhed</a></p></td> <td><p><a href="Razavi_Horasan" title="wikilink">Razavi Horasan</a></p></td> <td><p>1918</p></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> </tr> <tr class="odd"> <td style="text-align: center;"><p>3</p></td> <td><p><a href="İsfahan" title="wikilink">İsfahan</a></p></td> <td><p><a href="İsfahan" title="wikilink">İsfahan</a></p></td> <td><p>1928</p></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> </tr> <tr class="even"> <td style="text-align: center;"><p>4</p></td> <td><p><a href="Tebriz" title="wikilink">Tebriz</a></p></td> <td><p><a href="Doğu_Azerbaycan" title="wikilink">Doğu Azerbaycan</a></p></td> <td><p>1917</p></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> </tr> <tr class="odd"> <td style="text-align: center;"><p>5</p></td> <td><p><a href="Kerec" title="wikilink">Kerec</a></p></td> <td><p><a href="Elburz" title="wikilink">Elburz</a></p></td> <td><p>1934</p></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> </tr> <tr class="even"> <td style="text-align: center;"><p>6</p></td> <td><p><a href="Şiraz" title="wikilink">Şiraz</a></p></td> <td><p><a href="Fars" title="wikilink">Fars</a></p></td> <td><p>1950</p></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> <td style="text-align: right;"></td> </tr> </tbody> </table> <section id="footnotes" class="footnotes footnotes-end-of-document" role="doc-endnotes"> <hr /> <ol> <li id="fn1"><a href="#fnref1" class="footnote-back" role="doc-backlink">↩︎</a></li> </ol> </section> <table> <tbody> <tr class="odd"> <td><ol> <li><a href="Tahran_Eyaleti" title="wikilink">Tahran</a></li> <li><a href="Kum_Eyaleti" title="wikilink">Kum</a></li> <li><a href="Merkezi_Eyaleti" title="wikilink">Merkezi</a></li> <li><a href="Kazvin_Eyaleti" title="wikilink">Kazvin</a></li> <li><a href="Gilan_Eyaleti" title="wikilink">Gilan</a></li> <li><a href="Erdebil_Eyaleti" title="wikilink">Erdebil</a></li> <li><a href="Zencan_Eyaleti" title="wikilink">Zencan</a></li> <li><a href="Doğu_Azerbaycan_Eyaleti" title="wikilink">Doğu Azerbaycan</a></li> <li><a href="Batı_Azerbaycan_Eyaleti" title="wikilink">Batı Azerbaycan</a></li> <li><a href="Kürdistan_Eyaleti" title="wikilink">Kürdistan</a></li> <li><a href="Hamedan_Eyaleti" title="wikilink">Hamedan</a></li> <li><a href="Kirmanşah_Eyaleti" title="wikilink">Kirmanşah</a></li> <li><a href="İlam_Eyaleti" title="wikilink">İlam</a></li> <li><a href="Luristan_Eyaleti" title="wikilink">Luristan</a></li> <li><a href="Huzistan_Eyaleti" title="wikilink">Huzistan</a></li> <li><a href="Çaharmahal_ve_Bahtiyari_Eyaleti" title="wikilink">Çaharmahal ve Bahtiyari</a></li> </ol></td> <td><ol start="17"> <li><a href="Kohkiluye_ve_Buyer_Ahmed_Eyaleti" title="wikilink">Kohkiluye ve Buyer Ahmed</a></li> <li><a href="Buşehr_Eyaleti" title="wikilink">Buşehr</a></li> <li><a href="Fars_Eyaleti" title="wikilink">Fars</a></li> <li><a href="Hürmüzgan_Eyaleti" title="wikilink">Hürmüzgan</a></li> <li><a href="Sistan_ve_Belûcistan_Eyaleti" title="wikilink">Sistan ve Belûcistan</a></li> <li><a href="Kirman_Eyaleti" title="wikilink">Kirman</a></li> <li><a href="Yezd_Eyaleti" title="wikilink">Yezd</a></li> <li><a href="İsfahan_Eyaleti" title="wikilink">İsfahan</a></li> <li><a href="Semnan_Eyaleti" title="wikilink">Semnan</a></li> <li><a href="Mazenderan_Eyaleti" title="wikilink">Mazenderan</a></li> <li><a href="Gülistan_Eyaleti" title="wikilink">Gülistan</a></li> <li><a href="Kuzey_Horasan_Eyaleti" title="wikilink">Kuzey Horasan</a></li> <li><a href="Razavi_Horasan_Eyaleti" title="wikilink">Razavi Horasan</a></li> <li><a href="Güney_Horasan_Eyaleti" title="wikilink">Güney Horasan</a></li> </ol> <li> <p><a href="Elburz_Eyaleti" title="wikilink">Elburz</a></p></td> </tr> </tbody> </table>

Şehir ve köy meclisleri

İran şehir ve köy meclislerine aday olanlar halkoyu ile dört yıllığına seçilirler. İran Anayasası’nın 7. maddesine göre Meclis ile beraber bu yerel meclisler “devletin karar alma ve yürütme organı”dır. Bu madde 1999’da ilk yerel seçimler yapılana kadar uygulanmadı. Meclislerin başkanların seçimi, belediye çalışmalarına danışmanlık yapılması, kendi bölgelerinin toplumsal, kültürel, eğitim, sağlık, ekonomik ve refah gereksinimlerini karşılayacak çalışmaların gerçekleştirilmesi ve toplumsal, ekonomik, yapısal, kültürel, eğitim ve diğer refah konularının hayata geçirilmesinde ulusal paydanın planlanması ve düzenlenmesi gibi görevleri vardır.

Dış ilişkiler

Askeriye

Ekonomi

İran ekonomisi planlı ekonomi, petrol ve diğer büyük sektörlerde devlet işletmeciliği, köy tarımı ve küçük ölçekli özel işletme ve hizmet yatırımlarının bir karışımıdır.126 Ekonomik altyapısı son 20 yıl içinde düzenli bir oranda gelişmektedir ancak enflasyon ve işsizlikten etkilenmektedir.127 21. yüzyılın başında hizmet sektörü GSMH’da en büyük yüzdeye sahip oldu; hizmet sektörünü madencilik, imalat ve tarım izledi. 2006'da yaklaşık olarak hükûmet bütçesinin %45’i petrol ve doğalgaz ödemelerinden ve %31’i vergi ve harçlardan geldi. 2000-2004 arasında hükûmet harcamaları yıllık %14'lük bir enflasyon oluşturdu. İran $70.000.000.000'lık döviz rezervinin %80’ini ham petrol ihracatından elde etmiştir.128 2007’de GSMH'nin $206.000.000.000 (satın alma gücü paritesi açısından ise $852.000.000.000) veya kişi başına düşen millî gelir açısından $3.160 (satın alma gücü paritesi açısından ise $12.300).129 İran'ın resmî olarak yıllık büyüme oranı ise %6'dır.130 Bu veriler ve çok çeşitli olan ancak küçük ölçekli sanayi yapısı nedeniyle, BM İran’ın ekonomisini yarı-gelişmiş kabul etmektedir.131

Hizmet sektörü GSYİH içindeki payı açısından en uzun süreli büyümeyi göstermiş olsa da sektör dengeli değildir. Üretimin serbestliği ve ambalajlama ve pazarlamanın yeni ihracat pazarlarının gelişimini desteklemesi ile beraber devlet yatırımı tarım üretimi artırdı. Ülke çapında son yıllarda birçok barajın yapılması ile büyük ölçekli sulama ve ihracat amaçlı üretilen hurma, çiçek ve fıstık gibi tarım ürünleri 1990'lar sonrasında sektörler arasında en hızlı ekonomik büyümeyi sağladı. İran'ın büyük ticari ilişkileri olan ülkeler Çin, Almanya, Güney Kore, Fransa, Japonya, Rusya ve İtalya’dır.

%1,8’e yakın bir oranda istihdam sağlayan turizm sektörünün önümüzdeki beş yıl içinde istihdam açısından %10'luk bir oranı yakalaması bekleniyor.132 2004 yılında 1.659.000 yabancı turist İran'ı ziyaret etmiştir; turistlerin çoğunluğu Orta Asya cumhuriyetleri de dâhil olmak üzere Asya ülkelerinden gelirken çok küçük bir kısmı Avrupa Birliği ve Kuzey Amerika ülkelerinden gelmiştir. 2000’li yılların başında sanayi hâlâ altyapı, iletişim, denetleyici normlar ve yetişmiş çalışan konularında ciddi sorunlar yaşamaktadır.133 İran turizm geliri açısından Dünya'da 89. sıradadır ancak aynı zamanda Dünya'daki en turistik ilk on ülke arasındadır.134 Yetersiz tanıtım, dengesiz bölge şartları, Dünya'daki olumsuz imaj, turizm sektöründe etkili planlama yetersizliği turizmde büyümeyi engellemiştir.

1990'ların sonlarından itibaren İran; Suriye, Hindistan, Venezuela ve Güney Afrika gibi gelişmekte olan ülkelerle ekonomik iş birliğini geliştirdi. İran, Türkiye ve Pakistan ile ticaret ilişkilerini de geliştirmekte ve Ekonomik İşbirliği Örgütü adı verilen kurum aracılığıyla Batı ve Orta Asya’da ortak bir pazar oluşturma hedefini diğer ülkelerle paylaşmaktadır. İran, ithalat üzerinde daha çok azaltılmış sınırlamalar/vergiler ve Çarbahar, Keşm ve Kiş adaları serbest ticaret bölgeleri gibi yatırım için uygun bir iklim yaratarak milyarlarca dolar yabancı yatırım çekmeyi planlamaktadır.

Şimdiki hükûmet daha önceki hükûmetin pazar reform planlarını takip etmeye devam etmekte ve İran’ın petrole dayalı ekonomisini çeşitlendirmeye çalışacağını ifade etmektedir. Bunu devlet yatırımlarını otomotiv, imalat, uzay sanayileri, tüketici elektroniği, petrokimya ve nükleer teknoloji gibi alanlara yaparak gerçekleştirmeye çalışıyor. İran biyoteknoloji, nanoteknoloji ve ilaç sanayilerinde de açılımlar yapmaktadır.135 Güçlü petrol pazarı 1996’dan beri İran üstündeki finansal baskıların hafiflemesine neden oldu ve Tahran'ın borç servisinin ödemelerini yapmasını sağladı. İran'ın bütçe açıkları her zaman kronik bir sorun olmuştur; özellikle geniş ölçekli devlet sübvansiyonları; indirimli yiyecek sağlanması ve özellikle benzin satışı; tek başına enerji sektörüne maliyeti 2008 için 84.000.000.000 dolardır.136137

Tarım, İran'ın geleneksel faaliyetlerinden biridir. Antik dönemde yerleşik düzene geçilmiş olan ülkede doğudan gelen göçebe boylarla yaşanan gerilim ülke tarihinde belirleyici olmuştur. Bugün bile ülkede hâlâ önemli bir nüfusa sahip olan göçebe topluluklar bir sorun kaynağı olarak görülür. Ülkede tarım vadi tabanlarında, plato eteklerindeki vahalarda ve nemli alçak basınç hareketlerine açık yağış alan bölgelerde yapılır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, şekerkamışı, pamuk, tütün, pirinç, çay ve tahıllardır; fakat pirinç dışındaki ürünler ihtiyacı karşılamaktan uzaktır.

Hayvancılık da İran'ın önemli ekonomik faaliyetlerinden biridir. Göçebe yaşantısını sürdüren pek çok topluluk geçimini küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliğiyle sağlar. İpekböceği ve Hazar kıyısında Dünya'nın en kaliteli havyarlarının elde edilmesini sağlayan mersin balığı da ülke ekonomisi için önemli hayvanlardan sayılabilir. Zanaatkârlık tarih boyunca İran için önemli olmuştur. Gerek hayvancılık ve ipek üretimine bağlı olarak gelişen halıcılık, gerekse ülkenin geleneksel sanatları sayılabilecek süslemecilik ve tezhip gibi sanatlara bağlı olarak gelişen bakır işlemeciliği, çanak çömlek yapımı gibi el sanatları İran'ın Dünya'da tanınmasına neden olmuş faaliyetlerdendir. Bunlarla da bağlantılı olarak, küçük ticaret, esnaflık, daha sonra da göreceğimiz gibi, ülkenin sosyo-politik yapısına etki edecek derecede önemli olagelmiştir.

Bütün bu geleneksel faaliyetlere karşın, günümüzde ülkenin ekonomik kaderini tayin eden, nispeten yeni bir ürün olan petrol ve doğal gazdır. Petrol İran için öylesine önemli bir üründür ki; ülkenin son yüz yıllık tarihinin belirlenmesi, modernleşmesi ve sanayileşmesi hep petrole dayalı olarak gerçekleşmiştir. 1908'den beri işletilmekte olan petrolün tamamına yakın güneybatıdaki Huzistan bölgesinden ve Zağros Dağları ile Basra Körfezi kıyıları arasında kalan şeritten çıkarılır. İç bölgelerdeki nispeten zayıf ya da işletilmesi güç petrol yatakları ise doğal gaz bakımından zengindir. Dünya petrol rezervlerinin %10’unun, doğal gaz rezervlerinin ise %20’sinin İran’da olduğu tahmin edilmektedir. İran-Irak Savaşı öncesinde yıllık 300.000.000 tona kadar çıkan savaş döneminde 50.000.000-60.000.000 tona düşen petrol üretimi bugün hâlâ 200.000.000 tonun altındadır. Ülkenin en önemli sanayi işkolu petrole bağlı olarak gelişen petrokimya sektörüdür. Rafineriler dışında petrol ve doğal gaz boru hatları da petrolün işlenmesi ve iletilmesi açısından önem taşımaktadır. Başta demiryolu ve karayolu olmak üzere pek çok altyapı olanağının ve diğer sanayi alanlarının geliştirilmesi de özellikle 1970'li yıllarda elde edilen petrol gelirleri sayesinde gerçekleştirilmiştir.

İran ekonomisi, merkezi planlamanın, devletin ve bazı büyük şirketlerin yönetiminde olan petrol sanayisinin, küçük çapta özel ticaretin ve tarımın karışımından oluşmaktadır. İran ekonomik altyapısı son 20 yılda sürekli bir büyüme göstermese de; ekonomi, enflasyon ve işsizlikten olumsuz etkilenmeyi sürdürmüştür. 20. yüzyılın başlarında hizmet sektörü GSYIH'nin en büyük dilimini oluşturmaya başlamış, hizmet sektörünü sanayi ve tarım sektörleri takip etmiştir. Devlet bütçe gelirlerinin yaklaşık %45'i petrol ve doğal gaz gelirlerinden, %31'i ise vergilerden elde edilmektedir. 2000-2004 yılları arasında, bütçe harcamalarına yıllık %14'lük bir enflasyon oranı eşlik etmiştir. 2006 yılında İran'ın nominal GSYİH'si $195.500.000.000 ve kişi başına düşen millî gelir $2.440 olarak hesaplanmıştır. Tüm bu rakamlar ve İran'ın çeşitli ama küçük çapta sanayisi gözönüne alındığında, Birleşmiş Milletler İran ekonomisini yarı-gelişmiş olarak sınıflandırmıştır.

Hizmet sektörü, GSYIH'deki payı açısından uzun vadede en hızlı artışı göstermesine karşın, inişli çıkışlı bir grafik sergilemektedir. Devlet yatırımları, üretimin serbestleştirilmesi ve yeni dışsatım(ihracat) pazarlarının bulunması ile birlikte tarımda patlama yaratmıştır. Ülke çapında inşa edilen birçok baraj sayesinde, büyük ölçekte sulama projeleri hayata geçirilmiş, ihracata ve sanayiye yönelik tarım geliştirilmiş ve böylece 90'lı yıllarda İran'daki başka hiçbir sektörün elde edemediği bir büyümeye elde edilmiştir. Her ne kadar 1998-2001 yılları arasında art arda yaşanan aşırı kurak yıllar tarımsal çıktıyı olumsuz yönde etkilese de, tarımsal işgücünün önemli bir yüzdesini elinde tutmaktadır.

İran'ın başlıca ticaret yaptığı ülkeler Çin, Almanya, Güney Kore, Fransa, Japonya, İtalya ve Rusya'dır. İran, 90'ların sonundan beri Suriye, Hindistan, Küba, Venezuela ve Güney Afrika gibi ülkelerle yaptığı ekonomik iş birliğini de geliştirmektedir.

<table> <thead> <tr class="header"> <th><p>Kıta</p></th> <th><p>Ülkeler</p></th> <th><p>Proje sayısı</p></th> <th><p>Yatırımların toplam tutarı</p></th> </tr> </thead> <tbody> <tr class="odd"> <td><p>Asya</p></td> <td><p>BAE, Singapur, Endonezya ve Umman</p></td> <td><p>190</p></td> <td><p>$11.600.000.000</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><p>Avrupa</p></td> <td><p>Almanya, Hollanda, İspanya, Birleşik Krallık, Türkiye, İtalya ve Fransa (toplamda 20 ülke)</p></td> <td><p>253</p></td> <td><p>$10.900.000.000</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><p>Amerika</p></td> <td><p>Kanada, Panama, A. B. D. ve Jamaika</p></td> <td><p>7</p></td> <td><p>$1.400.000.000</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><p>Afrika</p></td> <td><p>Moritanya, Liberya ve Güney Afrika</p></td> <td></td> <td><p>$8.000.000.000</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><p>Avustralya</p></td> <td><p>Avustralya</p></td> <td><p>1</p></td> <td><p>$682.000.000</p></td> </tr> </tbody> </table>

Enerji

İran doğalgaz rezervi açısından Dünya'da ikinci ve petrol rezervi açısından Dünya'da üçüncü durumdadır.138 2005'te, kaçakçılık ve yetersiz ülke içi kullanım nedeniyle İran petrol ithalatına $4.000.000.000 harcamıştır.139 2005'te petrol endüstrisi günde ortalama 4.000.000 varil üretime ulaşmıştır; 1974'te ise günde ortalama 6.000.000 varil üretim yapılıyordu. 2000'li yılların başında endüstri altyapısı teknolojik yetersizlikten dolayı çok zayıflamıştı. 2005'te çok az sayıda araştırma kuyusu açıldı.

2004'te, İran'ın doğal gaz rezervinin büyük bir kısmı henüz kullanıma açılmamış durumdaydı. Yeni hidroelektrik istasyonlarının eklenmesi ve klasik kömür ve petrol ile çalışan istasyonlarının hatlara bağlanmasıyla ülke kapasitesi 33.000 megavata yükselmiştir. Bu miktarın %75'i doğal gaz, %18'i petrole ve %7'si hidroelektrik enerjiye dayanmaktadır. 2004'te İran ilk rüzgâr enerji ve jeotermal santrallerini açtı; ilk termal güneş santralini da 2009'da kullanıma açmaya hazırlanıyor.

Nüfus artışı ve yoğun endüstrileşme elektrik ihtiyacının yılda %8 oranında artmasına neden olmuştur. Hükûmet, 2010 itibarıyla 53.000 megavatlık kapasite hedefine ulaşmak için gaz ile çalışan yeni enerji santrallerini etkin hale getirmeyi, hidroelektrik santraller eklemeyi ve nükleer enerji santraleri kurmayı planlamaktadır. İran'ın Buşehr'deki ilk nükleer enerji santrali 2007 yılı itibarıyla henüz faaliyete geçmemişti.140

Demografi

[[Dosya:Ethnicities and religions in Iran.png|küçükresim|İran'ın etnik haritas: -Pembe:Farsiler

-Turkuaz:Azeriler

-Kahverengi:Kürtler

-Maviler:Lurlar |300x300px]] Yapılan araştırmalara göre İran nüfusunun %61'ini Farslar, %16'sını Azerî Türkleri, %10'unu Kürtler, 6%'sını Lurlar, %2'sini Belûcîler, %2'sini Araplar ve %2'sini Kaşkay Türkleri ve diğer Türkmen gruplar oluşturur.141

Dil

İran Anayasası’nın 15. maddesine göre İran’ın resmî dili bir Güneybatı İran dili olan Farsçadır, ancak Farsçaya ek olarak yerel ve aşiret dillerinin basında ve kitle iletişim araçlarında ve çocukların edebiyatlarını öğrenmeleri için okullarda öğretilmesine izin verilmiştir.142 Buna rağmen Farsça İran’da lingua franca görevi görmektedir ve yayınların ve basılan eserlerin çoğu bu dildedir.

Farsça, Hint-Avrupa dillerinin Hint-İran dilleri dalına ait bir dildir. Eski Farsça’ya ait en eski kayıtlar Ahameniş İmparatorluğuna kadar gitmektedir143 ve Eski Farsça örnekleri günümüzde İran, Irak, Türkiye ve Mısır’da bulunmaktadır. Modern İran'da Farsça toplumun %53'ünün ana dilidir. Farsçaya ek olarak İran'da konuşulan, Kürtçe (%10), Mazenderanca ve Gilanca (%7), Luri (%6) ve Beluçça (%2) gibi pek çok İrani dil bulunmaktadır.144

İran coğrafyası belli dönemlerde farslaşmış ve Türk-İran geleneğine mensup hanedanlar, aşiretler ve ordular tarafından yönetilmiştir. Türk dilleri de bu nedenden ötürü modern İran'da da yaygındır. Bu dillerin başında Güney Azerbaycan ile Fars Eyaleti'nde yaygınca konuşulan Azerice ve Kaşkayca gelmektedir. Toplumun yaklaşık %18'i Türki bir dil konuşmaktadır.145

Arapça genel toplumun yaklaşık %2'si tarafından konuşulmakla beraber, bu oran Arapların nüfusun %33'ünü oluşturduğu Huzistan Eyaleti'nde çok daha yüksektir. Hürmüzgan Eyaleti' nde de Arapça ortalamadan daha yüksek oranlarda konuşura sahiptir.

Bu dillere ek olarak Talışça, Gürcüce, Ermenice, İbranice, Tatça ve Çerkes dilleri konuşurları toplumun yaklaşık %1'ine tekabül etmektedir.146

Din

İran'da din, CIA World Factbook'a göre, İranlıların yaklaşık %90-95'i147 kendilerini resmî devlet mezhebi olan Şiilik ile yaklaşık %5-10'u ise Sünnilik ile ilişkilendiriyor. Geri kalan %0,6'sı kendilerini Bahailik, Sâbiîlik, Ehl-i Hak, Zerdüştlük, Yahudilik ve Hristiyanlık dahil İslam dışı dinsel azınlıklarla ilişkilendirmektedir. Son üç azınlık dini resmen tanınmış ve korunmuş ve İran parlamentosunda sandalyeleri bulunmaktadır.148 Zerdüştlük bir zamanlar çoğunluk diniydi, oysa bugün Zerdüştler sadece on binlerce kişiden oluşmaktadırlar.149 İran, İslam dünyası ve Orta Doğu'daki en büyük ikinci Yahudi cemaatine ev sahipliği yapıyor.150 İran'ın ikinci en büyük gayrimüslim dini azınlığı olan Bahailik, resmen tanınmadı ve İran'daki varlığı boyunca zulüm gördü.151152153154

İran hükûmeti, dini olmayan İranlıların varlığını resmî olarak tanımıyor. Moğol istilalarından önce İran'da Sünnilik baskın bir mezhep idi, ancak daha sonra Safevîlerin ortaya çıkışı ile Şiilik İran'ın ve günümüz Azerbaycan'ının tamamında hâkim oldu.155

Nüfus

84.179.534'luk (Şubat 2021) nüfusa sahip olan ülke, hem etnik hem de mezhepsel bakımdan büyük çeşitlilik göstermektedir. Genel nüfusun %60'ı İrani denilen karakteristiğe sahiptir. Ülkenin kuzeybatısında, "İran Azerbaycanı" olarak adlandırılan bölge ve etrafında; Doğu Azerbaycan Eyaleti'nin Ahar, Bunab, Merend, Sarab, Shabestar, Tebriz; Batı Azerbaycan Eyaleti'nin Hoy, Maku, Miyandoab, Nakadeh, Salmas, Takab, Urmiye; Erdebil Eyaleti'nin Erdebil, Meskinşehr, Parsabad; Hamedan Eyaleti ve Zencan Eyaleti'nde yaşayan Türkler İran'da Farslarla beraber en büyük etnik topluluktur.

İran'da Türklerin yoğun olduğu yöreler: Abhar, Abiverd, Abyek, Ahar, Akbarabad, Alvand, Anzali, Ardabil, Asadabad, Astara, Avej, Bahar, Bayadistan, Bijar, Binab, Bojnurd, Buinzehra, Damavand, Esferain, Eslamshahr, Fereydan, Firuzabad, Firuzkuh, Garmi, Geydar, Gharadagh, Gharchak, Ghazvin, Ghods, Ghom, Ghorve, Guchan, Hamadan, Hurramdara, İshtihard, Julfa, Kabudarahang, Kalat, Karaj, Khalajistan, Khalkhal, Kharaghan, Khoy, Khudabande, Kivi, Mahanshan, Maku, Malakan, Maragha, Marand, Mazdaghan, Melard, Meshgin, Miyandoab, Miyane, Mughan, naghade, Namin, Nazarabad, Pakdesht, Razan, Razghan, Rey, Robat Karim, Salmas, Sarab, Save, Savujbulakh, Shabistar, Shahindej, Shahriyar, Shirvan, Songhur, Soyughbulagh, Tabriz, Tafresh, Takistan, Tarum, Tehran, Tekab, Tufargan, Urmiye, Zanjan, Zarrinabad.

Azeriler dışında Kaşkaylar, Fars Eyaleti: Abadeh, Faraşbend, Firuzabad, Kazerun, Semirom ve Şiraz'da, Türkmenler ise Gülistan Eyaleti'nde Bender-i Türkmen'de ve Günbed-i Kavus yaşamaktadır.

Bunun dışında Bahtiyarîler ve Belûciler gibi Fars kökenlilerden başka etnik topluluklar da ülke nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturur. Çoğunluğu Sünni olan ve Irak sınırına yakın bölgede yoğun olarak yaşayan Kürtler de 5.000.000 yaklaşan nüfuslarıyla önemli bir etnik topluluktur. Kürtler, resmî mezhebin Caferîlik olması sebebiyle sisteme entegre olamamışlardır.

Kültür

İran kültürü İslâm öncesi ve İslâmî kültürün bir karışımıdır. Büyük olasılıkla Orta Asya ve Andronovo Kültürü'nden kaynaklanan İran kültürü, MÖ  2000’lerdeki İran bölgesi kültürünün mirasçısı olarak büyük oranda kabul edilmektedir. İkinci bin yıl sırasında entelektüellerin ve dinin ve daha önce de halkın dili olarak Farsça ile beraber İran kültürü uzun bir süre Orta Doğu ve Orta Asya’nın baskın kültürü olmuştur. İran kültürünün görece olarak Çin, Hint ve Roma medeniyetlerini etkilemesi açısından Sâsânî İmparatorluğu İran’da önemli ve etkili bir dönem oluşturmuştur,156 ve aynı şekilde batı Avrupa ve Afrika’yı da etkilemiştir.157 Bu etki hem Avrupa hem de Asya Orta Çağ sanatında önemli bir rol oynamıştır.158 Bu etki İslâm dünyasına da taşınmıştır. Daha sonraları İslâmî öğrenimin filolojisi, edebiyatı, hukuku, felsefesi, tıbbı, Mimarisi ve bilimi İslâm dünyasına Sâsânî İmparatorluğu’ndan aktarılan yapılardan oluşuyordu.

İran'ın İslamlaşmasından sonra İslâmî töreler İran kültürüne girdi. Bunlardan en önemlisi Muharrem ayında yapılanlardır. Her yıl Aşure Günü İran’da, Ermeniler ve Zerdüştler dahil İranlıların büyük çoğunluğu Kerbela Savaşı’nda şehit olanları anma törenlerine katılır. Modern İran’da [[günlük yaşam]] Şiîlik anlayışına göre düzenlenmiştir ve ülkenin sanat, edebiyat ve mimarisi İran’ın derin ulusal geleneğini ve edebi kültürünü daimi bir hatırlatıcısı durumundadır.159 160 İran’ın Yılbaşısı (Nevruz) İran’da baharın gelişini kutlamak için 21 Mart tarihinde kutlanan eski çağlardan kalma bir gelenektir. Bu tarih aynı zamanda Türkiye, Kuzey Irak, Afganistan, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kazakistan, Gürcistan ve Ermenistan’da da kutlanmaktadır.161 2004 yılında Nevruz UNESCO tarafından İnsanlığın Sözlü ve Manevî Mirası listesinde gösterildi.162

İran sineması modern İran’da gelişmiştir ve birçok İranlı yönetmen dünya çapında yaptıkları çalışmalarla tanınmıştır. İran filmleri son yirmi beş yıl içinde üç yüzden fazla ödül kazanmıştır. En çok tanınan yönetmen Abbas Kiyarüstemi’dir. İran medyası özel ve kamu işletmeciliğinin bir karışımıdır ancak kitaplar ve filmler yayınlanmadan önce Kültür ve İslâmî Rehberlik Bakanlığı tarafından mutlaka onaylanmalıdır. Onay almayan filmler genellikle devlet sansürüne uğramıştır.

İnternet İran gençliği arasında inanılmaz oranda yayılmış durumdadır. İran bugün Dünya'da dördüncü büyük blogger sayısına sahip ülke durumundadır.163 Birçok İrani dil İran kökenlidir, Farsça bunların arasında en yoğun kullanılanıdır. Farsça Aryan veya Hint-Avrupa dillerinin Hint-İran dilleri dalına ait bir dildir. Eski Farsça’ya ait en eski kayıtlar Ahameniş İmparatorluğuna kadar gitmektedir164 ve Eski Farsça örnekleri günümüzde İran, Irak, Türkiye ve Mısır’da bulunmaktadır. Sekizinci yüzyılın sonlarında Farsça çok fazla Arapçalaştırılmıştı ve Arapça’ya benzetilerek yazılıyordu. Bu Farsça’nın yeniden canlandırılmasını savunan bir harekete neden oldu. Bu uyanışın en önemli sonuçlarından birisi Firdevsi’nin yazdığı Şehname oldu. İran’ın millî destanı sayılan bu eser özgün bir Farsça ile yazılmıştır.

Dosya:20101229 Top panoramic view of Persepolis Iran.jpg|Persepolis Pers İmparatorluğu'nun başkenti Dosya:Raghs-isfahan.jpg|Dans eden İranlı kadınları gösteren bir minyatür Dosya:ورزشگاه آزادی در سایه.JPG|Azadi Stadyumu Dosya:Iranian Wedding Ceremony.jpg|18. yüzyıldan kalma İran'da düğün törenini gösteren bir minyatür

Dosya:Antique Persian Mashad rug.jpg|Antik bir İran halısı

  • İran Yahudileri ile ilgili bilgi için Parsim maddesine bakınız.

Edebiyat

Farsça İran’da lingua franca görevi gördüğünden ötürü yayınların ve basılan eserlerin çoğu bu dildedir. Farsça’dan hariç olarak İran’da kullanılan görece yaygın olan diğer Azerice, Kürtçe ve hatta izafi olarak çok yaygın olmayan Arapça ve Ermenice dillerinde de yapılan birçok yayın ve basılan eser vardır.

Sekizinci yüzyılın sonlarında Farsça çok fazla Arapçalaştırılmıştı ve Arapça’ya benzetilerek yazılıyordu. Bu Farsça’nın yeniden canlandırılmasını savunan bir harekete neden oldu. Bu uyanışın en önemli sonuçlarından birisi Firdevsi’nin yazdığı Şehname olduBu Farsça’nın yeniden canlandırılmasını savunan bir harekete neden oldu. Bu uyanışın en önemli sonuçlarından birisi Firdevsi’nin yazdığı Şehname (Farsça: “Kralların Hikayesi”) oldu. İran’ın millî destanı sayılan bu eser özgün bir Farsça ile yazılmıştır.

<center> </center>

Farsça Arapça’nın yanı sıra özellikle Anadolu, Orta Asya ve Hindistan’da edebiyat ve bilim dili olarak kullanılmıştır. Şiîr İran kültürünün çok önemli bir öğesidir. Şiîr İran’da kültürden, bilim ve metafiziğine kadar birçok önemli eserde kullanılmıştır. Mesela İbni Sina’nın tıp makalelerinin yaklaşık yarısının nazım yazıldığı bilinmektedir.

İran birçok ünlü şair yetiştirmesine rağmen ne yazık ki Ömer Hayyam gibi ancak birkaç isim batılı okurlar tarafından bilinmektedir oysa Hafız Sadi ve "ferdosi" gibi isimler çoğu İranlı için çok değerlidir. 1634’ten beri ünlü şairlerin kitapları batı dillerine çevrilmektedir. Fars şiirinin gücünü gösteren, BM’in Uluslar Salonu’nun girişinde yer alan bir şiir örneği aşağıda yer almaktadır:

<center> </center>

Sanat

İran, Dünya'nın en zengin sanat geleneklerine sahip olan ülkelerden biridir ve birçok disiplini içine almaktadır; çömlekçilik, dokuma, hat sanatı, metal işleme, mimari, resim ve taş oymacılığı gibi. Halı dokuma Fars kültürünün ve sanatının en özgün dallarından biridir ve kökü antik çağlara kadar uzanmaktadır.

İranlılar mimaride matematik, geometri ve astronomiyi ilk kez kullananlardandı ve kapalı çarşı ve camilerin inşasında sıklıkla görülebileceği gibi büyük kamusal alanların yapımında sıra dışı yetenekleri vardı. Klasik İran mimarîsinin ana yapıları cami ve saraydır. İran, çok sayıda sanat evi ve galerisinin yanı sıra Dünya'daki en büyük ve değerli mücevher koleksiyonlarına da sahiptir. Dünyadaki en eski tavla 60 parçasıyla beraber Güneydoğu İran'da bulunmuştur.165

İran UNESCO tarafından arkeolojik kalıntıları ve yerler açısından Dünya'daki en önemli yerler arasında yedinci sıradadır.166 UNESCO'nun Dünya Miras Listesi'ndeki 15 mimari eser İran mimarisine aittir. Anadolu'daki Pers egemenliği sırasında inşa edilen Halikarnas Mozolesi Dünyanın Yedi Harikasından biri kabul edilse de günümüzde İran yönetimi Pers sanat ve arkeolojik mirasının özellikle İslâm öncesine ait olan kesimine önem vermemekte ve birçok tarihi miras yıkım tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.

Dosya:Khalvat Karimkhani Golestan2.jpg|Khalvat-i Karim-khani Fars Bahçeleri Dosya:Khaneh-abbasi bassin kashan.jpg|'18. yüzyıldan kalma Abbasi evleri Kaşan. Dosya:Kharaghan.jpg|Selçuklu Hanedanı'ndan kalma kuleler Kazvin Dosya:Qareh kelissa.jpg| Cami ve Kiliseler Thaddeus Monastery, 68CE, Batı Azerbaycan eyaletinden. Dosya:Jamkaran Mosque-3855.jpg|Cemkaran Camii Dosya:Mausoleum of Amir Temur (1).JPG|Gur o Amir Camii

İran mutfağı

Fars, Arap ve Türk mutfağı tutulmakta olup, ülkenin her yerinde döner lokantalarından İran otellerinin lüks lokantalarına kadar her yerde bulunabilmektedir. Hızlı yiyecekler, Fars, Arap, Türk ve Batı mutfakları da çok popüler olup, geniş miktarda bulunabilmektedir. Fars, Arap ve Türk mutfağı birbirleriyle binlerce yıllık etkileşimle günümüze gelmiş gayet zengin ve farklı bir mutfaktır. Mutfağın temel malzemeleri kuzu eti, yöresel baharatlardır, pirinç ve bulgurdur. Bu nedenle İran mutfağı ağır yemeklerden oluşur. Mutfağın temel bileşenleri kebap, lahmacun, etli yemekler ve hamurlu tatlıları olup, Dünya'nın her yerinde tanınmakta ve tercih edilmektedir. Fast food tarzı Batı kültürünün de arttığı bu devirlerde, fast-food ile yarışabilir hızlı hazırlanabilen bir mutfaktır.

Giyim ve kurallar

İran'da giyim bakımından bir zorlayıcılık yoktur. İnsanlar istedikleri kıyafeti giyebilmektedirler örneğin: yöresel kıyafetler veya batı tarzı kıyafetler. İran'da insanların birçoğu yöresel Arap kıyafeti olan kandura ve Kürt kıyafeti giyerler. Bu giyim biçimleri, İran'ın çok sıcak ve nemli veya çok soğuk olan iklimine göre degişmektedir. Ama kadınlar başlarına; tülbent, eşarp veya şal takmak zorundadır.

Kodlar

İran'ın uluslararası kodları:

Kaynakça

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Orijinal kaynak: iran. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Xinhua, "New evidence: modern civilization began in Iran", 10 Aug 2007 , retrieved 1 Oct 2007

  2. Iran Daily, "Panorama", 3 Mar 2007 , retrieved 1 Oct 2007

  3. Iranian.ws, "Archaeologists: Modern civilization began in Iran based on new evidence", 12 Aug 2007 , retrieved 1 Oct 2007

  4. parliament.uk, "Select Committee on Foreign Affairs, Eighth Report, Iran , retrieved 1 Oct 2007

  5. IRAN @ 2000 and Beyond lecture series, opening address, W. Herbert Hunt, 18 May 2000 , retrieved 1 Oct 2007

  6. Joshua Project|erişimtarihi=28 Nisan 2022|arşivtarihi=28 Mart 2014|arşivurl=https://web.archive.org/web/20140328063500/https://joshuaproject.net/countries/IR%7Cçalışma=joshuaproject.net}}

  7. hinduwebsite.com, "The Concepts of Hinduism — Arya" , retrieved 1 Oct 2007

  8. imp.lss.wisc.edu, "Iranian Languages", Political, Social, Scientific, Literary & Artistic (Monthly) Oct 2000, No. 171, Dr. Suzan Kaviri, pp. 26–7 , retrieved 1 Oct 2007

  9. "Iran — The Ancient Name of Iran", N.S. Gill , retrieved 1 Oct 2007

  10. retrieved 25 Feb 2008

  11. http://oi.uchicago.edu/OI/MUS/VOL/NN_SUM94/NN_Sum94.html retrieved 2006-04-29

  12. "The Palaeolithic Indo-Europeans" — Panshin.com (retrieved 4 Haziran 2006)

  13. Encyclopædia Britannica Concise Encyclopedia Article: Media

  14. ancient region, Iran {{!}} Britannica | erişimtarihi = 28 Nisan 2022 | dil = İngilizce | çalışma = www.britannica.com | arşivurl

    https://web.archive.org/web/20150615022932/https://www.britannica.com/place/Media-ancient-region-Iran | arşivtarihi = 15 Haziran 2015}}

  15. İngilizce) G. Windfuhr, « Dialectology and Topics », dans G. Windfuhr (dir.), The Iranian Languages, Oxon et New York, 2009, s.5-8.

  16. Tarih Kitabı (The History Book), Alfa Yayınları, 2017. (sayfa: 45)

  17. vohuman.org, "Historical perspective on Zoroastrianism", Reproduced from Âtaš-è Dorün — The Fire Within, Jamshid Soroush Soroushian Memorial Volume II, 1st Books Library, Bloomington, IN, 2003 , retrieved 1 Oct 2007

  18. Fattah, Hala Mundhir (2009). A Brief History Of Iraq. s. 46

  19. Persians: Masters of Empire, 1995, ISBN 0-8094-9104-4, p. 142–143, Time-life Books

  20. Cotterell, Arthur. From Aristotle to Zoroaster: An a to Z Companion to the Classical World. 1998, p. 272, Free Press

  21. Garthwaite, Gene R., The Persians, p. 2, ISBN 1-4051-5680-5, Wiley-Blackwell (2006)

  22. Lorentz, John H. *Historical Dictionary of Iran.*Asian Historical Dictionaries; No.16. 1995. ISBN 978-0-8108-2994-7, p. 189

  23. Persians: Masters of Empire, 1995, ISBN 0-8094-9104-4, p. 134, Time-life Books

  24. Persians: Masters of Empire, 1995, ISBN 0-8094-9104-4, p. 138, Time-life Books

  25. "Even the architecture of the Christian church, with its hallowed chancel seems inspired by the designs of Mithraic temples". Abbas Milani. Lost Wisdom. 2004. Mage Publishers, p. 13. ISBN 0-934211-90-6

  26. Andrew Marr, Büyük Dünya Tarihi, Yakamoz Yayıncılık, 2018.

  27. Andrew Marr, Büyük Dünya Tarihi, Yakamoz Yayıncılık, 2008.

  28. Caheb C., Cambridge History of Iran, Tribes, Cities and Social Organization, vol. 4, p. 305–328

  29. Bosworth C. E., Cambridge History of Iran, vol. 4, p. 90

  30. Grousset, Rene, The Empire of the Steppes, (Rutgers University Press, 1991), 574.

  31. Bingham, Woodbridge, Hilary Conroy and Frank William Iklé, History of Asia, Vol.1, (Allyn and Bacon, 1964), 98.

  32. Seljuq vizier {{!}} Britannica | erişimtarihi =8 Mayıs 2022| dil =İngilizce| çalışma = www.britannica.com | arşivurl = https://web.archive.org/web/20150906064449/https://www.britannica.com/biography/Nizam-al-Mulk-Seljuq-vizier | arşivtarihi = 6 Eylül 2015}}

  33. Kühnel E., in Zeittschrift der deutschen morgenländischen Gesell, Vol. CVI (1956)

  34. The memoirs of Edward Teller, Lawrence Livermore National Laboratory "Science and Technology Review". July/August 1998, p. 20, link: http://www.llnl.gov/str/pdfs/07_98.pdf

  35. Mackey, S.. The Iranians: Persia, Islam, and the soul of a nation. 1996. ISBN 0-525-94005-7, p. 69.

  36. Battuta's Travels: Part Three — Persia and Iraq retrieved 23 January 2008

  37. Mackey, S.. The Iranians: Persia, Islam, and the soul of a nation. 1996. ISBN 0-525-94005-7, p. 70

  38. Old World Contacts/Armies/Tamerlane retrieved 23 January 2008

  39. Mackey, S. The Iranians: Persia, Islam, and the soul of a nation. 1996. ISBN 0-525-94005-7, p. 69.

  40. Bertold Spuler. The Muslim World. Vol. I The Age of the Caliphs. Leiden. E.J. Brill. 1960 ISBN 0-685-23328-6 p.29

  41. "The Islamic World to 1600", The Applied History Research Group, The University of Calgary, 1998 , retrieved 1 Oct 2007

  42. Alireza Asgharzadeh, Iran and the Challenge of Diversity, New York, Palgrave Macmilla Press, 2007, s. 86.

  43. Prof.Dr. Aygün Attar (Haşemizade), İran’ın Etnik Yapısı (Yakın Dönem ve Günümüzde), Ankara, Divan Yayıncılık, 2006, s. 270.

  44. Ervand Abrahamian, “Iran Between Two Revolutions (Princeton Studies on the Near East)”, New Jersey, Princeton University Press, 1982, s. 478.

  45. Islamic Revolution of 1979 , retrieved 23 Ocak 2008

  46. Islamic Revolution of Iran , encarta, retrieved 23 Ocak 2008

  47. Fereydoun Hoveyda, The Shah and the Ayatollah: Iranian Mythology and Islamic Revolution ISBN 0-275-97858-3, Praeger Publishers

  48. The Iranian Revolution retrieved 23 Ocak 2008

  49. Ruhollah Khomeini , Encyclopaedia Britannica retrieved 23 Ocak 2008

  50. Iran Islamic Republic , Encyclopaedia Britannica retrieved 23 January 2008

  51. Encyclopædia Britannica 23 Ocak 2008

  52. Jahangir Amuzegar, The Dynamics of the Iranian Revolution, (1991), p. 4, 9–12 ISBN 0-7914-0731-4

  53. Arjomand, Turban (1988), p. 191.

  54. Cheryl Benard, Zalmay Khalilzad, "The Government of God" ISBN 0-231-05376-2, Columbia University Press (1984), p. 18.

  55. National Council of Resistance of Iran Foreign Affairs Committee,Crime Against Humanity, France, 2001, S:V

  56. PBS, American Experience, Jimmy Carter, "444 Days: America Reacts" , retrieved 1 Oct 2007

  57. Centre for Documents of The Imposed War, Tehran. (مرکز مطالعات و تحقیقات جنگ)

  58. retrieved 23 January 2008

  59. http://www.fas.org/cw/intro.htm 23 January 2008

  60. NTI Chemical profile of Iran 23 January 2008

  61. World Statistics by Area retrieved 23 January 2008

  62. Welcome to Iran retrieved 25 Feb 2008

  63. Iran-Location, size, and extent retrieved 23 January 2008

  64. SurfWax: News, Reviews and Articles On Hindu Kush retrieved 25 Feb 2008

  65. Nature & Mountains of Iran retrieved 25 Feb 2008

  66. "Constitution of Iran" . Switzerland: University of Bern.

  67. "Democracy Index 2017 : Free Speech Under Attack". www.eiu.com. 30 Ocak 2018.

  68. Totten, Michael J. (16 Şubat 2016). "No, Iran is Not a Democracy". Dispatches. World Affairs Institute. 4 Mayıs 2018'de kaynağından arşivlendi.

  69. Schmidt, Patrick. "Iran's Election Procedures" . The Washington Institute.

  70. Bezhan, Frud. "Explainer: Iran's Process For Vetting Presidential Candidates" . Radio Free Europe/Radio Liberty.

  71. "Iran: Stop Prosecuting Women Over Dress Code" . Human Rights Watch. 2018.

  72. "Iran: Three Child Offenders Executed" . Human Rights Watch. 2018.

  73. Freedom House (2017). "Iran" . Freedom in the World 2017. Freedom House. "The Islamic Republic of Iran holds elections regularly, but they fall short of democratic standards due to the role of the hard-line Guardian Council, which disqualifies all candidates deemed insufficiently loyal to the clerical establishment. Ultimate power rests in the hands of the country's supreme leader, Ayatollah Ali Khamenei, and the unelected institutions under his control. Human rights abuses continued unabated in 2016, with the authorities carrying out Iran's largest mass execution in years and launching a renewed crackdown on women's rights activists. The regime maintained restrictions on freedom of expression, both offline and online, and made further arrests of journalists, bloggers, labor union activists, and dual nationals visiting the country, with some facing heavy prison sentences. Hard-liners in control of powerful institutions, including the judiciary and the Islamic Revolutionary Guard Corps (IRGC), were behind many of the year's abuses. There were no indications that President Hassan Rouhani, a self-proclaimed moderate seeking reelection in 2017, was willing or able to push back against repressive forces and deliver the greater social freedoms he had promised. Opposition leaders Mir Hossein Mousavi, his wife Zahra Rahnavard, and reformist cleric Mehdi Karroubi remained under house arrest for a sixth year without being formally charged or put on trial. As in 2015, the media were barred from quoting or reporting on former president Mohammad Khatami, another important reformist figure."

  74. Avery, Daniel (4 Nisan 2019). "71 Countries Where Homosexuality is Illegal" . Newsweek.

  75. "Iran defends execution of gay people" . Deutsche Welle. 12 Haziran 2019.

  76. http://www.leader.ir/langs/en/index.php?p=leader_law retrieved 13 May 2008

  77. Iran The Presidency retrieved 25 January 2008

  78. Biography of popular peoples: Mahmood Ahmadinejad retrieved 28 Feb 2008

  79. Chibli Mallat, The Renewal of Islamic Law: Muhammad Baqer As-Sadr, Najaf and the Shi'i international, ISBN 0-521-53122-5, Cambridge University Press

  80. http://countrystudies.us/iran/84.htm retrieved 2 February 2008

  81. The Structure of Power in Iran retrieved 28 Feb 2008

  82. http://www.electionguide.org/country.php?ID=103 retrieved 3 February 2008

  83. http://wapedia.mobi/en/Majlis_of_Iran retrieved 2 February 2008

  84. Iran - The Council of Guardians retrieved 3 February 2008

  85. http://www.photius.com/countries/iran/government/iran_government_the_council_of_guard~276.html retrieved 3 February 2008

  86. http://www.iranonline.com/iran/iran-info/Government/constitution-6-2.html retrieved 3 February 2008

  87. http://news.bbc.co.uk/1/shared/spl/hi/middle_east/03/iran_power/html/expediency_council.stm retrieved 3 February 2008

  88. http://www.iranchamber.com/government/articles/structure_of_power.php , retrieved 3 Feb 2008

  89. http://www.traveldocs.com/ir/economy.htm retrieved 23 January 2008

  90. Forex Reserves Put at $70b Retrieved on 24 February 2008

  91. Surrounded:seeing the world from Iran's point of view Military review July-August 2007 Houman A. Sadri p.21

  92. "New World Encyclopedia" , retrieved 28 Jan 2008

  93. http://www.farsinet.com/travel2iran/ retrieved 23 January 2008

  94. http://lcweb2.loc.gov/frd/cs/profiles/Iran.pdf retrieved 23 January 2008

  95. http://www.iran-daily.com/1384/2241/html/focus.htm retrieved 15 Feb 2008

  96. List of Iranian Nanotechnology companies retrieved 23 January 2008

  97. http://www.payvand.com/news/07/jan/1295.html "Ahmadinejad's Achilles Heel: The Iranian Economy" retrieved 23 January 2008

  98. http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/Iran/Background.html retrieved 23 January 2008

  99. "U.S. targets Iran's vulnerable oil" retrieved 23 January 2008

  100. Colin Brock, Lila Zia Levers. Aspects of Education in the Middle East and Africa Symposium Books Ltd, 7 mei 2007 p 99

  101. https://www.jewishvirtuallibrary.org/jsource/Judaism/jewpop.html (10,200 vs 17,400 in Turkey)

  102. United Nations (2005-11-02) Human rights questions: human rights situations and reports of special rapporteurs and representatives General Assembly, Sixtieth session, Third Committee. A/C.3/60/L.45

  103. Fensham, F. Charles, "The books of Ezra and Nehemiah" (Eerdmans, 1982) p.1

  104. J. B. Bury, History of the Later Roman Empire: From the Death of Theodosius I to the Death of Justinian Volume 1, p.109 ISBN 0-486-20398-0, Dover Publications

  105. Transoxiana 04: Sassanids in Africa retrieved 23 January 2008

  106. Iransaga: The art of Sassanids retrieved 23 January 2008

  107. http://www.zoroastrian.org/articles/nowruz.htm retrieved 23 January 2008

  108. Freedom in Farsi blogs retrieved 23 January 2008

  109. "Iran's Burnt City Throws up World’s Oldest Backgammon" , Persian Journal, 4 Aralık 2004. Retrieved on 5 Ağustos 2006.

  110. Bustling bazaars and ancient sights, parched deserts and snowcapped mountains, awesome architecture and simple hospitality retrieved 23 January 2008

Kategoriler