, Kaldea, Sümer
(günümüzde Aşağı Mezopotamya) | etiket5
= Ölüm | veri5 = MÖ 1975{{#tag:ref|Tanah, İbrahim'in 175 yıl yaşında
öldüğüne işaret eder,1 dolayısıyla MÖ 2300–2000 arasından 175
çıkartılır ve MÖ 2125–1825 arası öldüğü hesaplanır. Buradaysa 2125 ile
1825'in aritmetik ortalaması olan '1975' olarak
kaydedilmiştir.|group=lower-alpha}}
Hebron, Kenan
(günümüzde Batı Şeria) | etiket10 = Yattığı
yer | veri10 = | etiket11 = Tanınma nedeni | veri11 = İlk İbrahimî
din olan Yahudiliğin kurucusu | etiket12 = Dinî
hareket | veri12 = İbrahimizm | etiket15 =
Ebeveyn(ler) | veri15 = | etiket16 = Eş(ler) | veri16 = | etiket20 =
Çocuk(lar) | veri20 = Yaş sıralaması: | etiket21 = Akraba(lar) |
veri21 = }}
İbrahim (başlangıçta Abram), Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam gibi İbrahimî dinlerin ortak atasıdır. Yahudilikte, Yahudiler ile Tanrı arasındaki özel ilişkinin kurucu babası, Hristiyanlıkta, Yahudi ya da Yahudi olmayan tüm inananların ruhsal atası, İslam'da ise Adem ile başlayan ve Muhammed'de sona eren peygamberler zincirinin bir halkasıdır.
Yaratılış Kitabında anlatılan hayatı, gelecek nesiller ve toprak temaları etrafında döner. İbrahim, babası Terah'ın evini terk etmeye ve Tanrı tarafından İbrahim'e ve onun soyuna vadettiği Kenan diyarına yerleşmeye çağrılır. Bu vaat daha sonra İbrahim'in eşi Sare'den oğlu İshak'a miras kalırken, İshak'ın üvey kardeşi İsmail'e de büyük bir ulus kuracağına dair söz verilir. İbrahim, Sara' için El-Halilde mezar olarak Atababalar Mağarasını satın alır ve böylece toprak üzerindeki hakkını tesis eder. Varisi İshak kendi akrabasından bir kadınla evlenir, böylece Kenanlıları herhangi bir mirastan mahrum bırakır. İbrahim daha sonra Kantura ile evlenir ve altı oğlu daha olur; ama öldüğü ve Sara'nın yanına gömüldüğünde, "İbrahim'in tüm mallarını" alan İshak'tır, diğer oğullar ise yalnızca "hediyeler" alır.
Çoğu tarihçi, Çıkış ve yargıçlar dönemiyle birlikte ataerkil çağı, belirli bir tarihsel dönemle ilgisi olmayan geç bir edebi yapı olarak görür; ve bir asırlık kapsamlı arkeolojik araştırmadan sonra, tarihsel bir İbrahim için hiçbir kanıt bulunamadı.
Tevratın, erken Pers döneminde (MÖ 6. yüzyılın sonlarında) Babil esareti sırasında Yahuda'da kalan ve toprak üzerindeki haklarını "babaları" İbrahim aracılığıyla izleyen Yahudi toprak sahipleri ve karşı iddialarını Musa ve Çıkış geleneğine dayandıran geri dönen sürgünler arasındaki gerilimlerin bir sonucu olarak yazıldığı sonucuna varılmıştır. (Vadedilen toprakların öyküsü)
İbrahim devri, bir çatışma veya sorunun çözümüne odaklanan birleşik bir yapı olarak yapılandırılmamıştır. Bölümler genellikle yalnızca gevşek bir şekilde bağlantılıdır ve sıralama her zaman mantıklı değildir, ancak aktör ya da tanık olarak İbrahim'in kendisinin mevcudiyeti ve gelecek nesiller ve toprak temaları ile birleştirilir. Bu temalar, Yaratılış 11:27-31'de Sara'nın kısırlığı ve 12:1-3'te İbrahim'e Yahve'nin kendisine göstereceği toprak için doğduğu ülkeyi terk etmesinin emredildiği "anlatı programları" oluşturur.
İbrahimi dinlerde tanrı tarih içerisinde Antropomorfik tanımlamalardan arındırılarak daha soyut kavramlarla ifade edilen, değişerek gelişen bir figürdür. Başlangıçta gökte bir saray içerisinde, etrafında bir sürü yaratıkla yaşayan, göğe merdivenle inip çıkan, diğer tanrıları da tanıyan insan şeklinde bir aile veya klan tanrısı iken, zaman içerisinde sex yaşamları ve insani özellikleri yok edilerek sadece melekler ve şeytanlar üzerinden konuşan ulusal ve son aşamada evrensel tanrı figürüne dönüşür.2 Bu aşamada Evrenin yaratıcısı olan Tanrı; ebedi, her şeye gücü yeten ve her şeyi bilen bir tanrıdır. Günümüzde İbrahimî dinler Tanrı'nın zamandan ve mekandan münezzeh olduğuna inanır, bu yüzden Tanrı somut evrenden bağımsızdır ancak yine de duaları duyar ve tepki verir.
İbrahimî dinlerin kitaplarında Tanrı kişileştirilmiş bir yaratıcıdır. Birincil kişi olarak konuşur ve bazen insanların karşısına "insan görüntüsü" ile çıkar.3 İslam'da Allah Müntakim (intikam alan), Mütekebbir (büyüklenen)dir. Ayrıca Sabur (çok sabırlı), celil (Celalet; 1/azamet, 2/hiddetlilik, hışım), rahim (çok merhametli), halim (yumuşak huylu), vedud (sevecen) gibi insani duygular ifade eden isimlerle de anılır ve insana ait özelliklerin de aslında Allah'a ait olduğu ifade edilir. Hristiyanlıkta Tanrı baba gibi, Sufîlikte arkadaş gibidir.4 Tanah'ta da Yehova'nın sık sık kişileştirildiği görülür.
İbrahimi dinlerde tanrının adı da zaman içerisinde değişim halindedir.
Nuh soyundan, dokuzuncu nesil olan Terah, Abram, Nahor ve Haran'ın babasıydı. Haran, Abram'ın yeğeni olan Lut'un babasıydı; tüm aile Keldaniler'in Ur şehri'nde yaşıyordu. Haran doğduğu şehir olan Ur'da öldü. Abram kısır olan Sare ile evlendi. Terah, Abram, Saray ve Lut, Kenan'a doğru yola çıktılar, ancak Terah'ın 205 yaşında iken öldüğü Haran adlı bir yere yerleştiler. Tanrı, Abram'a ülkesini ve akrabalarını terk etmesini ve kendisine göstereceği bir ülkeye gitmesini söylemiş ve onu büyük bir ulus yapmayı, onu kutsamayı, adını yüceltmeyi, onu kutsayanları kutsamayı ve onu lanetle dileyen herkesi lanetlemeyi vadetmişti. Abram, karısı Saray, yeğeni Lut ve edindikleri mal ve canlarla Haran'dan ayrılıp Kenan'da Şekem'e gittiğinde 75 yaşındaydı. Sonra çadırını Bethel'in doğusunda kurdu.
Kenan diyarında şiddetli bir kıtlık oldu, öyle ki Abram, Lut ve ev halkı Mısır'a gider. Yolda Abram, Mısırlılar onu öldürmesinler diye Saray'a kız kardeşi olduğunu söylemesini söyler. Mısır'a girdiklerinde Firavun'un görevlileri, Saray'ın güzelliğini Firavun'a över ve onu saraya götürüp karşılığında Abram'a mal verirler. Tanrı, Firavun'u ve ev halkını belalarla üzer, bu da Firavun'un neyin yanlış olduğunu bulmaya çalışmasına neden olur. Saray'ın evli bir kadın olduğunu öğrenen Firavun, Abram ve Saraydan uzaklaşmalarını ister.
Mısır'dan sürgün edildikten sonra bir süre Necef'de yaşadılar. Bethel ve Ay bölgesinde Abram ve Lut'un büyük sürüleri aynı meraları işgal etti. Bu, her ailenin sığır çobanları için bir sorun haline geldi. Çobanlar arasındaki çatışmalar o kadar sıkıntılı hale gelmişti ki, Abram, Lut'a, kardeşler arasında herhangi bir çatışma olmaması için sol veya sağ tarafta ayrı bir alan seçmesini önerdi. Lut, doğuya doğru, ülkenin Zoar'a kadar her yeri iyi sulanan Şeria ovasına gitmeye karar verdi ve ovanın Sodom'a bakan şehirlerinde oturdu. Abram güneye El-Halil'e gitti ve Mamre ovasına yerleşti ve burada Tanrı'ya ibadet etmek için başka bir sunak inşa etti.
Ürdün Nehri şehirleri Sodom ve Gomora'nın Elam'a karşı isyanı sırasında, Avram'ın yeğeni Lut, ev halkıyla birlikte işgalci Elam kuvvetleri tarafından esir alınır. Elam ordusu, Sodom ordularını yendikten sonra savaş ganimetlerini toplamaya gelir. O sırada Lut ve ailesi, Sodom Krallığı'nın eteklerine yerleştirilir ve bu onları görünür bir hedef haline getirir.
Yakalanmaktan kurtulan bir kişi gelir ve Abram'a olanları anlatır. Abram bu haberi alır almaz, hemen 318 eğitimli hizmetçi toplar. Abram'ın kuvveti, Siddim Savaşı'ndan yıpranan Elam ordusunu takip etmek için kuzeye yönelir. Onları Dan'de yakalarlar. Abram grubunu birden fazla birliğe bölerek bir savaş planı tasarlar ve bir gece baskını başlatır. Tutsakları serbest bırakmakla kalmazlar, Şam'ın hemen kuzeyindeki Hoba'da Elam Kralı Çedorlaomer'i katleder, Lût'u, evini ve alınan tüm malları Sodom'dan geri alırlar.
Abram döndüğünde, Sodom kralı onunla buluşmak için Şaveh Vadisi'ne çıkar. Ayrıca, yüce El'in bir rahibi olan Salem (Kudüs) kralı Melçizedek ekmek ve şarap çıkarır ve Abram'ı ve Tanrı'yı kutsar. Abram Melçizedek'e her şeyin onda birini verir. Sodom kralı halkına dönecekse, Abram'ın tüm mülkü elinde tutmasına izin vermeyi teklif eder. Abram, müttefiklerinin hakkı olan pay dışında Sodom kralının herhangi bir anlaşmasını reddetti.
Rab'bin sesi bir rüyette Abram'a gelir ve yeryüzünün ve yıldızlar kadar çok soyunun vaadini yineler. Abram ve Tanrı bir ahit töreni yapar ve Tanrı, İsrail'in Mısır gelecek esaretinden bahseder. Tanrı Abram'a, soyunun sahip olacağı ülkeyi anlattı: Ken, Kenizit, Kadmon, Hitit, Periz, Refaim, Amor, Kenan, Girgaşi ve Yebusi ülkeleri.
Abram ve Saray, O'nun nasıl ulusların atası olacağını anlamaya çalışırlar, çünkü Kenan'da 10 yıl yaşadıktan sonra hiçbir çocuk doğmamıştır. Sara Mısırlı cariyesi Hacer'i Abram'a bir oğul doğurması niyetiyle teklif eder.
Hacer hamile olduğunu öğrendikten sonra Saray'ı hor görmeye başladı. Saray, Hacer'e kötü davranarak karşılık verdi ve Hacer vahşi doğaya kaçtı. Şur yolundaki çeşmede bir melek Hacer ile konuştu. Abram'ın ordugahına dönmesini ve oğlunun "vahşi bir adam" olacağı, onun elinin herkese ve herkesin elinin ona karşı olacağı ve bütün kardeşlerinin karşısında duracağı söylendi. Oğlu İsmail'i araması söylendi. Hacer onunla konuşan Tanrı'yı "El-roi" (gören tanrı) olarak adlandırdı. O günden itibaren kuyuya Beer-lahai-roi ("Yaşayan ve beni gören kuyusu") adı verildi. Daha sonra çocuğunu doğurmak için kumasının yanına dönerek kendisine söyleneni yaptı. İsmail doğduğunda Abram 86 yaşındaydı.
On üç yıl sonra, Abram 99 yaşındayken, Tanrı O'nun yeni adını ilan etti: "İbrahim"- "birçok ulusun babası". İbrahim daha sonra sünnet in alameti olacağı bölgelerle ilgili ahdin talimatlarını aldı.
Tanrı, Saray'nın yeni adını Sare ilan etti, onu kutsadı ve İbrahim'e, "Sana ondan da bir oğul vereceğim" dedi. İbrahim güldü ve "yüreğinden dedi ki, 'Yüz yaşında olana bir çocuk doğar mı? ve doksan yaşında olan Sare doğurur mu?" İbrahim Tanrı'yla karşılaşmasından hemen sonra, kendisi 99, İsmail 13 yaşında olmak üzere tüm ev halkını sünnet ettirdi.
Kısa bir süre sonra, günün sıcağında Abraham, Mamre'nin menengiç ağaçları yanında çadırının girişinde oturuyordu. Yukarı baktı ve Tanrı'nın huzurunda üç adam gördü. Sonra koştu ve onları karşılamak için yere eğildi. İbrahim onlara ayaklarını yıkamayı ve onlara bir lokma ekmek getirmeyi teklif etti, onlar da razı oldular. İbrahim, seçme undan külleme yapması için Sara'nın çadırına koştu, sonra hizmetçi çocuğa seçme bir buzağı hazırlamasını emretti. Her şey hazır olunca lor, süt ve buzağıyı önlerine koydu, onlar yerken bir ağacın altında onları bekledi.
Ziyaretçilerden biri İbrahim'e, gelecek yıl döndüğünde Sare'nın bir oğlu olacağını söyledi. Sara çadırın girişinde söylenenlere kulak misafiri oldu ve o yaşta bir çocuk sahibi olma ihtimali hakkında kendi kendine güldü. Ziyaretçi, İbrahim'e, Tanrı için hiçbir şey zor olmadığı için, Sara'nın bu yaşta bir çocuk doğurmaya neden güldüğünü sordu. Sare güldüğünü reddetti..
Yemekten sonra İbrahim ve üç misafir kalktılar. Sodom ve Gomorra'nın kaderini, Tanrı'yı harekete geçirecek kadar büyük olan günahlarını tartışmak için 'ova şehirlerine' hakim zirveye yürüdüler. İbrahim'in yeğeni Sodom'da yaşadığından, Tanrı bu şehirleri doğrulamak ve yargılamak için planlar açıkladı. Bu noktada, diğer iki ziyaretçi Sodom'a gitti. Sonra İbrahim Tanrı'ya döndü ve O'na giderek, "şehirde en az on salih adam bulunsaydı, Tanrı şehri bağışlamaz mıydı?" diye yalvardı. Tanrı, on doğru insan hatırına şehri yok etmeyeceğini bildirdi.
İki ziyaretçi raporlarını vermek için Sodom'a geldiklerinde, şehir meydanında kalmayı planladılar. Ancak İbrahim'in yeğeni Lut, onlara rastladı ve bu iki "adamın" geceyi kendi evinde geçirmeleri konusunda ısrar etti. Lut'un evinin önünde bir grup adam toplandı ve Lut'tan konuklarını istedi. Ancak Lut buna karşı çıktı ve yerine bakire kızlarını onlara teklif etti. Bunu reddettiler ve Lût'un kapısını kırmaya çalıştılar.
Ertesi sabah erkenden İbrahim, Tanrı'nın önünde durduğu yere gitti. O, "Sodom ve Gomora'ya baktı" ve "on salih"in (ayet 18:32) bile bulunmadığı şehirlerde, yerden "fırın dumanı gibi yükselen" dumanı gördü.
İbrahim, Kadeş ve Şur arasında, Mukaddes Kitabın anakronik olarak "Filistin diyarı" dediği yere yerleşti. İbrahim Gerar'da yaşarken, açıkça Sare'nin kız kardeşi olduğunu iddia etti. Bu haberi öğrenince, Kral Abimelek onu kendisine getirdi. Tanrı rüyada Abimelek'e geldi ve bir adamın karısı olduğu için onu almanın ölümle sonuçlanacağını bildirdi. Abimelek ona elini sürmemişti, Tanrıya İbrahimin kendisi ve Sara'nın kardeş oldukları iddiasıyla ilgili doğru bir ulusu daha öldürüp öldürmeyeceğini sordu. Buna karşılık Tanrı, Abimelek'e O'nun gerçekten de kusursuz bir yüreğe sahip olduğunu ve bu yüzden var olmaya devam edeceğini söyledi. Ancak, Tanrı İbrahim'in karısını kendisine geri vermezse, Abimelek'i ve tüm ev halkını kesinlikle edecekti.
Abimelek rüyasını ertesi sabah erkenden hizmetçilerine bildirdi ve İbrahim'e yaklaşıp, krallığına neden bu kadar büyük bir suçluluk getirdiğini sordu. İbrahim, orada Tanrı korkusu olmadığını ve karısı için onu öldürebileceklerini düşündüğünü söyledi. Sonra İbrahim söylediklerinin yalan olmadığını savundu: "Yine de o benim kız kardeşimdir; o babamın kızıdır, ama annemin kızı değildir ve benim karım oldu."
Abimelek, Sara'yı İbrahim'e verdi ve ona koyun, sığır ve hizmetçilerden oluşan hediyeler verdi; ve onu kendi topraklarında dilediği yere yerleşmeye davet etti. Ayrıca Sara'nın için bin parça gümüş verdi. İbrahim Abimelek ve ev halkına dua etti.
Filistîler diyarında bir süre yaşadıktan sonra, Abimelek ve Fikol, bir kuyu için şiddetli bir çatışmayla sonuçlanan bir anlaşmazlık yüzünden İbrahim'le karşı karşıya geldiler. İbrahim Filistinli hizmetçisinin saldırıları ve İbrahim'in kuyusunu ele geçirmesi nedeniyle Abimelek'e sitem etti. Abimelek olaydan habersiz olduğunu iddia etti. İbrahim, Abimelek'e koyun ve öküz karşılığında bir anlaşma teklif etti. Ayrıca kuyuyu kazanın kendisi olduğunu kanıtlamak için ona yedi koyun daha verdi. Bu yemin nedeniyle bu kuyunun yerine Beerşeba adını verdiler. Abimelek ve Fikol Filistiye'ye döndükten sonra, İbrahim Beersheba'da bir ılgın ağacı korusu dikti ve "Tanrının adını ebedi olan" diye çağırdı.
Önceki yıl Mamre'de kehanet edildiği gibi, Sara hamile kaldı ve sünnet ahdinin birinci yıldönümünde İbrahim'e bir oğul doğurdu. İbrahim, İshak adını verdiği oğlu doğduğunda "yüz yaşındaydı"; ve sekiz günlükken onu sünnet etti. Sare için, böyle ileri bir yaşta bir çocuğu doğurma ve emzirme düşüncesi, çok gülünçtü. İshak büyümeye devam etti ve sütten kesildiği gün İbrahim büyük bir ziyafet verdi. Ancak kutlama sırasında Sara, İsmail'i alay ederken buldu.
İshak doğduğunda İsmail on dört yaşındaydı. Sara, İsmail'i İshak'la alay ederken bulduğunda, İbrahim'e hem İsmail'i hem de Hacer'i göndermesini ve İsmail'in İshak'ın mirasına ortak olamayacağını ilan etti. İbrahim karısının sözlerine çok üzüldü ve Tanrısının tavsiyesini istedi. Tanrı, İbrahim'e üzülmemesini, karısının emrettiği gibi yapmasını söyledi. Tanrı, İbrahim'e "İshak'ta nesil sana çağrılacak", İsmail'i bir ümmet yapacağım "çünkü o senin zürriyetindir" der.
Ertesi sabah erkenden İbrahim Hacer ve İsmail'i birlikte dışarı çıkardı. Ona ekmek ve su verdi ve onları gönderdi. İkisi, bir şişe su tükenene kadar Beerşeba'nın vahşi doğasında dolaştılar. Umutsuzca gözyaşlarına boğuldu. Tanrı çocuğun sesini duydu, Rab'bin meleği Hacer'e onun büyük bir ulus olacağını ve "kılıcı üzerinde yaşayacağını" doğruladı. Daha sonra ortaya çıkan su, hayatlarını kurtardı. Çocuk büyüdükçe Paran'ın vahşi doğasında yaşayan yetenekli bir okçu oldu. Sonunda annesi, memleketi Mısır'dan İsmail'e bir eş buldu.
İshak'ın gençliğinde, İbrahim'e Tanrı tarafından oğlunu Moria ülkesinde kurban etmesi emredilir. İbrahim söylenen dağa gelinceye kadar üç gün yol kat eder. O ve İshak tek başına dağa girerken hizmetçilere kalmalarını emreder. İshak odunu taşır ve babasına yakmalık sunu için hayvanın nerede olduğunu sorar. İbrahim soruya “Tanrı kendisine yakmalık sunu için bir kuzu sağlayacak” yanıtını verir. İbrahim, oğlunu kurban etmek üzereyken, Rab'bin meleği tarafından durdurulur ve arkasında "boynuzları tarafından çalılığa yakalanmış bir koç" görür.
Yer daha sonra Yehova-jireh olarak adlandırıldı. İtaati karşılığında, soyundan ve refahtan bol bol başka vaatler aldı. Bu olaydan sonra İbrahim Beerşeba'ya gitti.
Kurban kesme ve erkek sünneti; Günümüz Yahudi ve Müslüman topluluklarında kurban ve erkek çocukların sünnet edilmesi geleneklerine kaynaklık eden anlatılar İbrahim ile bağlantılıdır.
Yahudi toplumunda Tanrıya erkek çocukların kurban olarak sunulduğu bilinmektedir. İbrahim’in rüyasında oğlunu kurban ettiğini görmesi de bu uygulamanın işareti sayılmaktadır. Zamanla insan kurbanı terk edilmiş, vücudun tamamını kurban etmek yerine onu simgeleyen bir parça (sünnet derisi) kesilmeye başlanmıştır. İbrahim’in oğlunu kurban etmek istemesi o toplumda böyle bir uygulamanın varlığına işaret eder.56
Sami Ezzib İbrahim ile ilgili kurban anlatısının Yahudi din adamlarının bir kurgusu olduğunu, bununla İbranilerin Tanrıya erkek çocuklarını kurban verme geleneğinin kaldırılarak yerine hayvan kurbanının getirilmesinin amaçlandığını, ancak erkek çocukların kurban verme anlayışından tamamen kurtulamadığını, bunun yerine onların erkeklik organlarını kaplayan derinin kesilmesinin gelenek haline getirildiğini ifade eder. Ve şöyle der: "90 yaşını aşan büyük babanız bir gün sizi dağa götürüp Tanrı'nın rüyasında emrettiğini söyleyerek kesmeye kalksa, sonra da vazgeçip bir koç kesse, bir başka gün kendisinin cinsel organını kesse ne düşünürdünüz?
Sare ölür ve İbrahim onu, Hititli Efron'dan bitişik tarlayla birlikte satın aldığı El-Halil yakınlarındaki Atalar Mağarası'na ("Makpela) gömer. Sara'nın ölümünden sonra İbrahim, Kantura adında bir cariye alır ve ondan Zimran, Joksan, Medan, Midyan, İşbak ve Şuah isimli oğulları doğar. İncil'e göre, adının "birçok milletin babası" anlamına gelen "İbrahim" olarak değişmesini yansıtan İbrahim, diğerlerinin yanı sıra İsrailliler, İsmaililer, Edomlular gibi İncil'de adı geçen birçok ulusun da atası kabul edilir. Amalekitler, Kenizliler, Midyanlılar ve Asurlular, ve yeğeni Lut aracılığıyla Moablılar ve Ammonlularla da akrabadır. İbrahim, oğlunun Rebeka ile evliliği ve torunları Yakup ile Esav'ın doğumunu görecek kadar yaşadı. 175 yaşında öldü ve oğulları İshak ve İsmail tarafından Makpela mağarasına gömüldü.
Edebiyat bilgini Thompson, argümanını arkeoloji ve eski metinlere dayandırdı. Tezi, ataların MÖ 2. binyılda yaşadıklarına dair ikna edici kanıtların eksikliğine odaklandı ve bazı İncil metinlerinin birinci bin yılın koşul ve anlayışlarını yansıttığını kaydetti.
Van Seters ataerkil hikayeleri inceledi ve ad, sosyal çevre ve mesajların güçlü bir şekilde Demir Çağı (MÖ 1000-2000) yaratımları olduğunu savundu. Van Seter ve Thompson'ın çalışmaları, kutsal kitap biliminde ve arkeolojide bir paradigma kaymasıydı ve bu, bilginlerin giderek ataerkil anlatıları artık tarihsel olarak görmemesine yol açtı.10
Sonraki yıllarda bazı muhafazakar bilim adamları Ataerkil anlatıları savunmaya çalıştılar, ancak bu, bilim adamları arasında kabul görmedi.1112 21. yüzyılın başlarında arkeologlar, İbrahim, İshak veya Yakup'u güvenilir tarihi şahsiyetler yapacak herhangi bir bağlam kurma umudundan vazgeçtiler.
İnandırıcılık bağlamında; İbrahim anlatıları ile ilgili birçok eleştiriler yapılır. Bu eleştiriler onun gerçek bir tarihi kişilik olup olmadığı, nerede yaşadığı, anlatıların kaynakları ve inandırıcılıkları gibi konularla ilgilidir. Örneğin karısı Sara hikâyelerde 90 yaşında bir kralı tahrik edebilecek kadar güzel ve doğum yapabilecek yetenektedir. İbrahim, Sara'nın 127 yaşında ölümünden sonra evlenir ve 6 oğul sahibi olur.13
Yakın tarihli arkeolojik kanıtlar, İbrahim'in akrabalarının isimleriyle eşleşen MÖ 2. binyılın başlarından kalma kil tabletleri içerir. Bu şehirler Peleg, Serug, Nahor, Terah ve Haran'dır.1415 Arkeolojik kazılarda bulunan bir tablette de "Terah oğlu Abram" ifadesine rastlanmıştır.16 Nahor (İbrahim'in kardeşi) ve kabilesinden Kapadokya'da ve Mari Tabletlerinde bahsedilir.1718
Firavun I. Shishak'ın (Tanah'taki Sheshonk) MÖ 925'te Rehoboam'ın saltanatı sırasında gerçekleşen savaşın zafer yazıtında Negev bölgesinde yer alan bir yer adı "Abram (İbrahim) Kalesi"dir.19
İbrahim hikayesi, diğer ata hikayeleri gibi, büyük olasılıkla önemli bir sözlü tarih geçmişine sahipti ve adı görünüşe göre adı çok eskidir. (Hezekiel20 ve Yeşaya Kitabında21 bahsedilmektedir) Tekvin Kitabında bulunan rivayet artık orijinal anlamını yansıtmıyor. (Yaratılış 17:5'te sunulan, muhtemelen "Baba yücedir" anlamına gelirken, "Halkın Babası", popüler bir etimolojidir).
Bir aşamada sözlü kültür, Tevratın yazılı hikayelerinin bir parçası haline gelir; bilim adamlarının çoğu, bu aşamanın, kabaca MÖ 520-320 Pers dönemine ait olduğuna inanıyor. Bunun için iki hipotez var;
Pers İmparatorluk yetkilendirmesi olarak adlandırılan ilki, Sürgün sonrası topluluğun Tevrat'ı Pers İmparatorluk sistemi içinde işlev görecek yasal bir temel olarak tasarlamış olması, ikincisi, sürgün sonrası Yahudi topluluğuna kimlerin ait olacağını belirleme kriterlerini sağlamak ve çeşitli grupların, özellikle rahiplik ve meslekten olmayan "ihtiyarlar"ın güç yapılarını ve göreli konumlarını belirlemek için Tevratın yazılmış olmasıdır.
Tevrat'ın tamamlanması ve Sürgün sonrası Yahudiliğin merkezine yükselmesi, eski metinleri birleştirmek kadar yenilerini yazmakla ilgiliydi - son Tevrat mevcut kültüre dayanıyordu. Sürgün sırasında (yani, MÖ 6. yüzyılın ilk yarısında) yazılan Hezekiel Kitabında,22 Babil'de bir sürgün olan Hezekiel, Yahuda'da kalanların arazinin mülkiyetini nasıl talep ettiklerini anlatır. İbrahim'den mirasa dayalı; ama peygamber onlara Tevrat'a uymadıkları için hiçbir iddialarının geçerli olmadığını söyler. Benzer şekilde Yeşaya Kitabı23 Yahuda halkı ile Sürgün sonrası geri dönen Yahudiler ("gôlâ") arasındaki gerginliğe tanıklık ederek, Tanrı'nın İsrail'in babası olduğunu ve İsrail tarihinin İbrahim'le değil Mısır'dan Çıkış ile başladığını belirtir. Bu ve benzeri kanıtlardan (örneğin, Ezra-Nehemya) çıkarılacak sonuç, İbrahim hikayesinin, sürgün sonrası geri dönenlerin aleyhine, topraklar üzerinde hak iddia eden Yahuda'nın yerli toprak sahiplerine karşı, sürgünlerin güçlerini desteklemeye hizmet eden bir figür olduğu yönündedir.
Muazzez İlmiye Çığ ibrahim peygamberle ilgili yazdığı kitabında, İbrahim'in yaşadığı dönemin M.Ö. 1900-1800 yıllarına tarihlendirilmek istendiğini, bu dönemde Arap ve İbrani diye bir kavmin olmadığını, İbrahim ile ilgili efsanelerle karışık en eski arkeolojik buluntuların kendisinin yaşadığı düşünülen devirden en az 1500 yıllık bir zaman dilimi sonrasında Ras Şamrada bulunduğu ifadelerine yer vermektedir.24 Çığ, İbrahim'in karısını kız kardeşi olarak tanıtıp Firavun'a ve bir başka krala bırakması ve aynı hikayenin oğlu İshak tarafından tekrarlandığı hikayesinin de Sümerlilerden alınma olduğunu ifade etmektedir.25
İbrahim'e üç büyük dünya inancı olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam'da yüksek bir saygı pozisyonu verilir. Yahudilikte, Yahudi halkı ile Tanrı arasındaki özel ilişki olan antlaşmanın kurucu babasıdır. – Yahudilerin Tanrı'nın seçilmiş insanları olduğu inancına yol açar. Hristiyanlıkta, Havari Pavlus, İbrahim'in Tanrı'ya olan inancının - Musa yasasından önce geldiğini - onu Yahudi ya da Yahudi olmayan tüm inananların prototipi yaptığını öğretti; ve İslam'da o, Adem ile başlayan ve Muhammed'de doruğa ulaşan peygamberler zincirinin önemli bir halkası olarak görülür.
Yahudi geleneğinde İbrahim'e Avraham Avinu (אברהם אבינו), "babamız İbrahim" denir ve onun hem Yahudilerin biyolojik atası hem de ilk Yahudi olarak Yahudiliğin babası olduğunu belirtir. Hikayesi haftalık Tevrat okuma bölümlerinde, ağırlıklı olarak peraşada okunur.
Hanan bar Rava, Abba Arikha adıyla İbrahim'in annesinin ʾámatlaʾy bat Karnebo olduğunu,26 Hiyya bar Abba, ise gençliğinde Terah'ın put dükkanında çalıştığını öğretti.27
Yahudi Efsanelerinde, Tanrı cenneti ve yeri İbrahim'in erdemleri uğruna yaratır. İncil'deki tufandan sonra, dindarlar arasında Tanrı'yı asla terk etmeyeceğine ciddi bir şekilde yemin eden tek kişi de İbrahim'dir.
"Tanrı'nın Yolları" hakkında bilgi edinmek için Nuh ve Sam'in evinde çalışır. Nuh ve Sam'den Başkâhinlik soyu ve makamı sonsuza dek Levi'ye ve onun soyuna geçer.
İbrahim, babasının topraklarından ayrılmadan önce, Kildanilerin putlarını parçalamak gibi cesur bir eyleminin ardından, Nemrut'un ateşli fırınından mucizevi bir şekilde kurtulur. Kenan'da kaldığı süre boyunca, yolculara ve yabancılara konukseverlik gösterir ve onlara Tanrı bilgisini de nasıl öveceğini öğretir.
Yahudilikte Tanrı "İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısı" olarak adlandırıldığından, İshak ve Yakup ile birlikte, adı Tanrı ile birleşmiş olarak görünen kişidir. Otuz milletin babası olarak da anılmıştır.
İbrahim genellikle Yahudi mistisizmi üzerine mevcut en eski kitaplardan biri olan Sefer Yetsirah'ın yazarı kabul edilir.28
Avot'a göre İbrahim, Tanrı'nın emriyle on testten geçer.29 İshak'ın Bağlanması İncil'de bir test olarak belirtilir; diğer dokuzu belirtilmemiştir, ancak daha sonra haham kaynakları çeşitli numaralar verir.
Hristiyanlıkta İbrahim, Tanrı'nın kendisini açıklamayı seçtiği ve Tanrı'nın bir antlaşma başlattığı peygamber olarak saygı görür (Antlaşma Teolojisi). Pavlus, İsa'ya inanan herkesin "İbrahim'in zürriyetine dahil olduğunu ve İbrahim'e verilen vaadin mirasçıları" olduğunu ilan etti. Romalılar 4'te İbrahim, Tanrı'ya olan "sarsılmaz inancı" nedeniyle övülür ve bu, "Mesih'in kurtarıcı gücüne iman gösterenler" e kavramına bağlanır.
Tarih boyunca, Pavlus'u takip eden kilise liderleri, İbrahim'i tüm Hristiyanların manevi babası olarak vurguladılar. Augustinus, Hristiyanların, iman yoluyla İbrahim'in "çocukları (veya "tohumları") olduğunu, Ambrosius, "inançları aracılığıyla Hristiyanların İbrahim'e verilen vaatlere sahip olduklarını" belirtti. Martin Luther, Abraham'ı "bir iman adamının paradigması" olarak isimlendirdi.
Roma Katolik Kilisesi, Ayin sırasında okunan Roma Kanonunun Ökaristiya duasında İbrahim'i "İmandaki babamız" olarak adlandırır. Aynı zamanda çeşitli mezheplerin azizlerinin takvimlerinde de anılmaktadır: 20 Ağustos'ta Maruni Kilisesi, 28 Ağustos'ta Kıpti Kilisesi ve Doğu Süryani Kilisesi' ve 9 Ekim'de Roma Katolik Kilisesi ve Lutheran Kilisesi-Missouri Sinodu. Altın Efsane'nin İbrahim'le ilgili anlatımının 15. yüzyıldaki çevirisinin girişinde William Caxton, bu patriğin yaşamının Pazar günü Quinquagesima kilisesinde okunduğunu kaydetti.30 Otelcilik endüstrisindekilerin koruyucu azizidir.
Doğu Ortodoks Kilisesi, onu ayin takviminde iki bayram günü "Adil Ata İbrahim" olarak (22 Ekim'de) yeğeni "Doğru yoldaki Lut" ile birlikte anıyor. Diğeri, İsa'nın diğer atalarıyla birlikte anıldığı "Ataların Pazar Günü"nde. Anaphora'dan hemen önce Büyük Basil'in İlahi Litürjisinde de İbrahim'den bahsedilir ve yeni evli bir çift için rahip tarafından yapılan dualarda Abraham ve Sara'ya başvurulur.
Bazı Hristiyan ilahiyatçılar, İbrahim'in yaşadığı bir teofanideki "üç ziyaretçiyi" Kutsal Üçlü ile eşit tutarlar.31
İslam, İbrahim'i, Adem ile başlayan ve Muhammed'de doruğa ulaşan peygamberler zincirinin bir halkası olarak görür. İbrahim'den Kuran'ın 35 bölümünde bahsedilir. O, hem hanif (tek tanrılı) hem de Müslüman olarak adlandırılır ve Müslümanlar onu bir peygamber ve ata, mükemmel Müslüman'ın arketipi ve Mekke'deki Kabe'nin saygıdeğer kurucusu olarak görürler. İslamda, İbrahim İslam'ın ilk Öncüsü (millet-i İbrahim) olarak kabul edilir ve onun tek amacının Tanrı'nın Birliğini ilan etmek olduğunu düşünülür. İbrahim, İslam'da büyük peygamberler arasında yüksek bir konuma sahiptir ve kendisine "Allah'ın Sevgilisi" anlamına gelen "İbrahim Halilullah" denilir.
İbrahim, İshak ve Yakub dışında, Allah katında insanların en faziletlilerindendir.3233 İbrahim'den Kuran'da "Müslümanların Babası" ve toplum için bir rol model olarak bahsedilmiştir.343536 İslam bakış açısında İbrahim, Haniflik, kurban, Kabe'nin inşa edilmesi, Nemrut'la mücadele ve Nemrut tarafından atıldığı ateşte yanmama gibi hikâyelerin sembol kişisidir. Kur'an'da birçok ayette ismi geçer ve bir peygamber olarak kabul edilir. Öyle ki ona "Allah'ın dostu" manasına gelen Halilullah sıfatı verilmiştir. İbrahim'in "Hanif", Allah'ın birliğine, ortağı olmadığına inananların dininden olduğu kabul edilir.
İslam'da İbrahim'in gördüğü rüyayı, oğlu İsmail'i kurban etmesinin istenmesi şeklinde yorumlayarak onu kurban etmek üzere götürdüğüne ve bu teslimiyetin Allah tarafından ödüllendirilerek kendisine bir melek eşliğinde gökten bir koç indirildiğine inanılır. Kur'an'da çocuğun isimi verilmeden anlatılan bu hikâye Kurban Bayramlarında tekrar anlatılır.
Bu konu Saffat Suresinde şöyle anlatılmaktadır:
İbrahim, Kur'an'a göre Müslüman bir haniftir. İbrahim ne Yahudi idi ne de Hristiyan. Fakat o, hanif bir Müslümandı. Allah'a ortak koşanlardan da değildi. (Âl-i İmrân suresi, 67)
Kur'an'da İbrahim'in, putperest kavmiyle ve kendini ilah sayan Nemrut ile yaptığı çetin mücadele de anlatılmaktadır. Bu tartışmalarda ona cevap veremeyenler, onu ateşe atarak cezalandırmak istemişler fakat bunda başarılı olamamışlardır. Ateşin İbrahim için bir gül bahçesine dönüştüğü rivayet edilir.
Hani o babasına ve kavmine, "Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?" demişti. "Babalarımızı bunlara ibadet ediyor bulduk" dediler. İbrahim, "Andolsun, siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz" dedi. "Bize gerçeği mi getirdin, yoksa sen bizimle eğleniyor musun?" dediler. İbrahim dedi ki: "Hayır! Rabbiniz göklerin ve yerin rabbidir. O bunları yaratandır ve ben de buna şahitlik edenlerdenim." ''Allah'a yemin ederim ki, siz arkanızı dönüp gittikten sonra ben putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım. '' derken (ibrahim) Belki kendisine başvururlar diye içlerinden bir büyüğü bırakarak onları (putları) paramparça etti. Onlar, "Kim yaptı bunu tanrılarımıza! Muhakkak o zalimlerden biridir" dediler. (içlerinden bazıları), "İbrahim denilen bir gencin onları diline doladığını duyduk" dediler. (bir kısmı da) "O halde haydi, onu insanların gözü önüne getirin. Belki (bu konuda) şahitlik ederler" dediler. (İbrahim gelince) "Sen mi yaptın bunu ilahlarımıza ey İbrahim" dediler. dedi ki, "Hayır! Bunu şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa onlara sorun, bakalım!" Bunun üzerine birbirlerine dönüp, "Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz" dediler. Sonra eski inanç ve inatlarına döndüler ve, "Andolsun bunların konuşmayacağını sen de bilirsin" dediler. İbrahim şöyle dedi: "öyle ise siz, (hâlâ) Allah'ı bırakıp da, size hiçbir fayda, hiçbir zarar veremeyecek şeylere mi tapacaksınız?", "Yazıklar olsun, size de; Allah'ı bırakıp tapmakta olduklarınıza da! Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?" (içlerinden bazıları), "Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın da ilahlarınıza yardım edin" dediler. (Enbiya suresi, 52-68)
Dedi ki: siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet günü birbirinizi tanımazlıktan gelecek ve birbirinize lânet okuyacaksınız. Varacağınız yer cehennemdir ve hiç yardımcınız da yoktur. (Ankebut suresi, 25)
Kuran'da İbrahim'in putperest kavmiyle münakaşasının yanı sıra putperest babasıyla da tartışması yer verilmiştir. Tevrat'ta Terah olarak geçen ismi Kuran'a Azer olarak zikredilir.
Kur’an ve bazı Yahudi efsanelerinde İbrahim’in ateşe atılma hikâyesine rastlanır. İbrahim Nemrut'u ve putları ilah edinmeyi asla kabul etmemiş, putları kimse görmeden kırarak baltayı büyük putun boynuna saplamış ve Nemrut'u tek tanrı inancına çağırmıştır. İbrahim'in çağrısına kulak asmayan Nemrut, büyük bir ateş yaktırıp, İbrahim'i mancınık ile ateşe attırmış, ama ateş Allah'ın emri ile onu yakmamıştır. Rivayete göre İbrahim ateşlerin içindeyken Tanrı, ateşi bir gül bahçesi haline getirmiştir. Efsanenin Türkiye versiyonunda olay Urfa’da gerçekleşir, ateş göle (balıklıgöl), odunlar ise gölde yüzen balıklara dönüşür. Kuran'da şöyle geçmektedir:
Kuran'da İbrahim'in ölülerin nasıl diriltileceğini merak ettiğinde de bahsedilir. Kuran'da şöyle geçmektedir:
Kur'an, İbrahim'in bazı Tomarlarına (suhuf) atıfta bulunur. Bütün Müslüman alimler genel olarak İbrahim'in hiçbir parşömeninin hayatta kalmadığı konusunda hemfikirdir ve bu nedenle bu, kayıp bir kutsal metine bir referanstır.38 Bazı bilginler, Yahudi geleneğinin yazarlığını genellikle İbrahim'e atfettiği için, Sefer Yetzirah'a bir referans olmasını önerdi.39 Bununla birlikte, diğer bilim adamları, İbrahim'in Ahit'ine atıfta bulunduğunu öne sürüyorlar.40 Kuran'ın 87. suresi Ala Suresi, surenin konusunun İbrahim ve Musa'nın daha önceki kutsal kitaplarında yer aldığını söyleyerek sona erer.41 Kuran'ın 53. Suresi, Necm suresi, İbrahim ve Musa'nın daha önceki kutsal kitaplarındaki bazı konulardan daha fazla bahseder.
Dürziler, İbrahim'i, Adem ve Nuh'tan sonra, tektanrıcılığın, geniş kitlelere yönelik temel öğretilerini aktarmaya yardım eden üçüncü sözcü görürler. O da Dürzi inancına göre tarihin farklı dönemlerinde ortaya çıkan yedi peygamberden biridir.4243
Mandaeizm'de Abraham'dan Yahudi halkının patriği olarak Sağ Ginza Kitap 18'de bahsedilir. Mandeanlar, İbrahim'in aslen bir Mandean rahibi olduğunu düşünürler, ancak bedensel sakatlama olarak gördükleri ve bu nedenle yasak olduğunu düşündükleri sünnet konusunda İbrahim ve Yahudilerle farklılık gösterirler.4445464748
Orijinal kaynak: ibrahim. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Kitâb-ı Mukaddes 1:25-26 ↩
M.İlmiye çığ, İbrahim peygamber s.20 ↩
Williams, W. Wesley, "A study of anthropomorphic theophany and Visio Dei in the Hebrew Bible, the Qur'an and early Sunni Islam", University of Michigan, March 2009 ↩
"The man who realizes God as a friend is never lonely in the world, neither in this world nor in the hereafter. There is always a friend, a friend in the crowd, a friend in the solitude; or while he is asleep, unconscious of this outer world, and when he is awake and conscious of it. In both cases the friend is there in his thought, in his imagination, in his heart, in his soul." Hazrat Inayat Khan, quoted from The Sufi Message of Hazrat Inayat Khan ↩
https://archive.org/stream/NilGunSunnet/Nil%20G%C3%BCn%20-S%C3%BCnnet_djvu.txt ↩
: "There are a few sporadic attempts by conservative scholars to "save" the patriarchal narratives as history, such as Kenneth Kitchen [...] By and large, however, the minimalist view of Thompson's pioneering work, The Historicity of the Patriarchal Narratives, prevails." ↩
Tekvin 11:17-32 ↩
(Woolley, s. 23-24). ↩
M.İlmiye Çığ İbrahim Peygamber s.14-18 ↩
M.İlmiye Çığ İbrahim Peygamber s.19 ↩
Sefer Yetzirah Hashalem (with Rabbi Saadia Gaon's Commentary), Yosef Qafih (editor), Jerusalem 1972, p. 46 (Hebrew / Judeo-Arabic) ↩
Pirkei Avot 5:3 - עֲשָׂרָה נִסְיוֹנוֹת נִתְנַסָּה אַבְרָהָם אָבִינוּ עָלָיו הַשָּׁלוֹם וְעָמַד בְּכֻלָּם, לְהוֹדִיעַ כַּמָּה חִבָּתוֹ שֶׁל אַבְרָהָם אָבִינוּ עָלָיו הַשָּׁלוֹם ↩
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI, KUR’AN- I KERİM MEÂLİ ↩
A-Z of Prophets in Islam and Judaism, B. M. Wheeler, Abraham ↩
One or more of the preceding sentences incorporates text from a publication now in the public domain: Singer, Isidore; et al., eds. (1901–1906). "YEẒIRAH, SEFER". The Jewish Encyclopedia. New York: Funk & Wagnalls. Retrieved 16 April 2013. ↩
Tafsir and Commentary on 87: 18-19 & 53: 36-37, Abdullah Yusuf Ali and Muhammad Asad ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page