Fince ( , ), Finlerin ana dilinin oluşturan bir Ural dili. Finlandiya'nın iki resmî dilinden birisi ve nüfusunun %92'sinin anadili (diğer resmî dil İsveççe) olan Fince, İsveç'in kuzeydoğusunda konuşulan Meänkieli ve Norveç'in kuzeydoğusunda konuşulan Kvence lehçelerini kapsamaktadır. Fince aynı zamanda İsveç'te ulusal azınlık dilidir. İsveç'te hem Fince hem de Meänkieli konuşulmaktadır. Kven ve Meänkieli'nin durumu ise tartışmalıdır. Dünya genelinde ana dili Fince olan 5,5 milyon insan yaşar. Ural dilleri içinde Macarca'dan sonra en çok konuşulan dildir. Finlandiya’da 1863 yılında resmi dil olarak kabul edilmiştir.
Fin alfabesi (aakkoset) a, d, e, g, h, i, j, k, l, m, n, o, p, r, s, t, u, v, y, ä, ö, olmak üzere 21 harften oluşmaktadır. Fince -j harfi Türkçedeki -y harfi gibi, -y harfi Türkçedeki –ü harfi gibi okunur ve –ä harfi ise a ve e arasında bir sestir. Tıpkı İngilizcedeki -man, -cat sözcüklerindeki –a’nın okunuşuna benzer. Fince de Türkçe gibi yazıldığı şekilde okunur.
Fince, Ural dil ailesinin bir üyesidir ve tipolojik (tür bilimsel) olarak hem eklemeli hem bükünlü diller arasında kabul edilir. Fakat çoğunlukla eklemeli bir dil olarak kabul edilmektedir. Bükümlü bir özellik de göstermesinin sebebi yüzyıllar içerisinde Hint-Avrupa kökenli (İsveççe, Rusça, Almanca) dillerden etkilenmiş olmasıdır. Fince, cümledeki rollerine bağlı olarak isimleri, sıfatları, zamirleri, sayıları ve fiilleri büker ve değiştirir. Cümleler normalde özne-fiil-nesne sırasıyla oluşturulur ancak çekim ve bükümün yoğun kullanımı kelime sıralamasının farklı şekillerde yapılmasına izin verir. Kelimeler İsveç alfabesinden türetilen Latin kökenli Fin alfabesiyle yazılır. Kelimeler okunduğu gibi yazılır ve yazıldığı gibi okunur. Her harf bir fonemi (sesbirim) temsil eder yani her harfe karşılık bir ses vardır. Uzun ünlüler ve çift ünsüzler birbirinden ayırt edilebilir. Dilin fonetiği birçok çift ünlü içerir ancak ünlü uyumu çift ünlülerin çeşitliliğini sınırlandırır.
Fince, Ural dil ailesinin Fin dilleri kolunun bir üyesidir. Fin dilleri kolu ayrıca Estoncayı ve Baltık Denizi çevresinde konuşulan birkaç azınlık dilini de ihtiva eder. Fincenin diğer Ural dilleriyle (Macarca gibi) birçok bakımdan ortak yönleri vardır. Bunlar:
Fince ve diğer Ural dillerinin coğrafi kökeniyle ilgili çeşitli teoriler vardır. En yaygın görüş, Ural Dağları bölgesi etrafındaki kutupaltı orman kuşağında ve / veya orta Volga'nın kıvrımında bir yerde Proto Uralcanın ortaya çıkmış olduğudur. Ural dillerinin Proto Uralca'dan geldiğine dair en güçlü kanıt, ses benzerliklerinde belirli bir düzene sahip ortak kelime dağarcığının yanı sıra Ural dillerinin yapı ve dilbilgisinde birçok benzerliğe sahip olmalarıdır.
Fince, çoğunluğu Finlandiya'da yaşayan yaklaşık 5 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. Ayrıca İsveç, Norveç, Rusya, Estonya, Brezilya, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri'nde dikkate değer seviyede Fince konuşan azınlıklar bulunmaktadır. Finlandiya nüfusunun büyük çoğunluğunun yaklaşık % 90,37'sinin anadili ( birinci dili ) Fincedir. Nüfusun geri kalanı İsveççe ( % 5,42 ), Sami dili ( Kuzey, İnari, Skolt lehçeleri ) ve diğer dilleri konuşmaktadır. Buna ek olarak Fince, Estonya'da yaklaşık 167,000 kişi tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. Norveç'in bazı bölgelerinde ve İsveç'in kuzeyinde konuşulan, Fincenin bir lehçesi olan 'Kven' bazılarınca ayrı bir dil olarak kabul edilmektedir.
Fince, Finlandiya'nın iki resmi dilinden (diğeri İsveççe) birisidir ve 1995'ten bu yana Avrupa Birliği'nin de resmi dillerinden bir tanesidir. Fince, milliyetçi Fennoman hareketi ile birlikte Finlandiya Büyük Dükalığı yönetimi döneminde önem kazanmaya başlamış ve 1863'te Finlandiya Millet Meclisi tarafından resmi dil olarak kabul edilmiştir. Aynı zamanda Fince, İsveç'te hâlâ resmi azınlık dili konumundadır. Nordik Dil Anlaşması'nın hükümleri gereğince, Nordik ülkelerin (Danimarka, Finlandiya, İsveç, İzlanda, Norveç) Fince konuşan vatandaşları diğer Nordik ülkelerin resmi kuruluşlarıyla iletişim kurarken herhangi bir sözlü veya yazılı çeviri ücreti ödemeden doğrudan kendi anadillerini kullanma imkanına sahiptir. Bununla birlikte İsveç'te Fincenin gelecekteki durumu ile ilgili endişeler dile getirilmektedir. Örneğin, 2017 yılında İsveç hükûmeti hakkında hazırlanan raporlar, özellikle ülkede yerleşik hâlde yaşayan % 7 civarındaki Finler'e yönelik mevcut azınlık dil politikalarına uyulmadığını göstermektedir.
Fin dilleri, Sámi dili milattan önce 1500 - 1000 civarında Proto-Fin dilinden ayrıldıktan sonra Proto-Fin dilinden gelişmiştir. Günümüzdeki kuramlar milattan sonra ilk bin yıl boyunca üç veya daha fazla varsayımsal Proto-Fin lehçesinin ortaya çıkıp geliştiğini varsayar.
13. yüzyılın başlarına ait 292 numaralı Huş Ağacı Kabuğu Belgesi herhangi bir Fin kökenli dilde yazılmış bilinen en eski belgedir. Fincenin bilinen ilk yazılı örneği ise milattan sonra 1450 yılına tarihlenen Almanca bir gezi günlüğünde bulunmuştur. Günlüğe eski Fince ile "Mÿnna tachton gernast spuho sommen gelen Emÿna daÿda" yazılmıştır. Günümüz Fincesi ile bu ifade " Minä tahdon kernaasti puhua suomen kielen, ~mutta~ en minä taida ( Fince konuşmak istiyorum ~ama~ yapamıyorum) " şeklindedir. Gezi günlüğünde yazan sözler adı bilinmeyen Fin bir rahibe aittir. Günlükteki 'gelen ( dil ) ' kelimesi belirtme durumunda ( ismin -i hâli ) yanlış şekilde kullanılmıştır ve 'mutta ( ama )' bağlacının eksikliği günümüzde bile Finceyi yabancı bir dil olarak öğrenip konuşanların yaptığı tipik bir hatadır. Unutmamak gerekir ki o dönemde Finlandiya'daki rahiplerin çoğunluğu İsveççe konuşuyordu.
Orta Çağ boyunca Finlandiya'nın İsveç'in hakimiyeti altında olduğu dönemde Fince sadece bir konuşma diliydi. O sıralarda uluslararası ticaret dili Orta Aşağı Almanca, yönetim dili İsveççe ve dini törenlerin dili Latince'ydi. Bu, Finlerin ana dillerini sadece günlük yaşamlarında kullanabildiği anlamına geliyordu. Fince, İsveççeden daha düşük görülmekteydi ve Finler toplumda ikinci sınıf vatandaş olarak görüldükleri için hiçbir resmi durumda kendi dillerini kullanamıyorlardı. Papaz yetiştirme okullarında İsveççe eğitim vererek, kilisede İsveççe konuşarak, İsveççe konuşan hizmetli ve hizmetçilerin Fince konuşulan bölgelere göç ettirilmesini sağlayarak, Fince konuşulmasını azaltma çabaları bile vardı.
Fince için ilk kapsamlı yazı sistemi 16. yüzyılda Fin bir rahip olan Mikael Agricola tarafından oluşturulmuştur. Agricola, yazı sistemini oluştururken İsveç, Alman ve Latin yazı sistemlerini temel almıştır. Onun asıl amacı Kitab-ı Mukaddes'i tercüme etmekti ancak öncelikle standart Fincenin bugün hâlâ dayandığı yazımla ilgili kuralları belirlemesi gerekiyordu.
Agricola'nın yazı dili Fincenin batı lehçelerini esas alıyordu ve hedefi her sesin bir harfe karşılık gelecek şekilde ifade edilmesiydi. Fakat o bu uğraşısında birçok sorunla karşı karşıya kaldı ve istikrar elde etmede başarısız oldu. Bu nedenle duruma bağlı olarak aynı sesler için farklı işaretler kullandı. Örneğin O, 'ð' sesini ifade etmek için 'dh' veya 'd' harfini, 'θ' sesini ifade etmek için de 'tz' veya 'z' harfini kullandı. Ayrıca Agricola, 'ɣ' sesini ifade etmek için 'gh' veya 'g' harfini, /h/ sesini ifade etmek için de 'ch', 'c' veya 'h' harfini kullandı. Mesela, modern yazım sisteminde 'tehtiin' olarak yazılan kelimeyi 'techtin' şeklinde yazdı.
Daha sonraları diğerleri Agricola'nın çalışmasını gözden geçirerek daha fonemik ( tek sesi tek harfle ifade eden ) bir sistem için çaba sarf ettiler. Bu sırada Fince bazı seslerini kaybetti. ð ve θ sesleri standart dilden kayboldu ve sadece Batı Finlandiya'daki küçük bir kırsal bölgede yaşamaya devam ettiler. Kaybolmaları Fincenin lehçelerine belirgin nitelikler kazandırdığı için bu seslerin izleri, başka yerlerde hâlâ bulunmaktadır. Örnek vermek gerekirse, doğu ve bazı batı lehçelerinde 'θ' sesi 'ht' veya 'tt'ye dönüşmüştür. Bununla birlikte standart dilde kaybolmuş seslerin etkisi şu şekildedir: ð, d'ye dönüşmüştür. θ, ts'ye dönüşmüştür. ɣ, v'ye dönüşmüştür.
Modern Fince noktalama işaretleri, İsveççe ile birlikte, çoğu alfabetik sistem kesme işareti kullandığı hâlde sözcüğün kökünü ve bazı durumlarda son ekini ayırmak için iki nokta üst üste işaretini kullanır (mesela kısaltmalardan sonra). Dilbilgisinde hata yapmamak için ekler önemlidir ve genellikle uygulanmaktadır. Mesela, EU:ssa (Avrupa Birliği'nde) örneğinde olduğu gibi.
19. yüzyılda Johan Vilhelm Snellman ve diğerleri Fincenin statüsünün iyileştirilmesi gerektiğini vurgulamaya başladılar. Mikael Agricola'nın yaşadığı zamandan beri, yazılı Fince neredeyse yalnızca dini amaçlarla kullanılmıştı. Fakat Snellman'ın, Fincenin tam teşekküllü ulusal bir dil olarak kullanılması hakkındaki milliyetçi düşünceleri önemli ölçüde destek topladı. Dilin durumunu iyileştirmek ve dili çağdaşlaştırmak için ortak çaba sarf edildi. Sonuç olarak 19. yüzyılın sonunda Fince, İsveççenin yanında yönetim, edebiyat, bilim ve sanat dili hâline geldi. 1853'te Daniel Europaeus ilk İsveççe - Fince sözlüğü yayımladı ve ardından 1866 - 1880 yılları arasında Elias Lönnrot ilk Fince - İsveççe sözlüğü derledi. Aynı dönemde Antero Warelius etnografik araştırmalar yaptı ve diğer konuların yanı sıra Fin lehçelerinin coğrafi dağılımını belgeledi.
Fincenin durumunun iyileştirilmesine dair en önemli katkılar Elias Lönnrot tarafından yapıldı. Fincenin çağdaş kelime dağarcığının oluşması ve gelişmesi üzerindeki etkisi özellikle önemliydi. Kalevala'yı derlemesine ek olarak, batı ve doğu lehçeleri savunucuları arasında gerçekleşen standart Fincenin geliştirilmesiyle ilgili anlaşmazlıklarda arabuluculuk yaptı ve Agricola tarafından tercih edilen batı lehçelerinin öncü konumunu devam ettirirken, orijinal olarak Doğu Finlandiya'daki lehçelerde bulunan kelimelerin standart dile girmesini sağladı ve böylece dil önemli ölçüde zenginleşti. Akabinde 1870 yılında Aleksis Kivi tarafından ' Seitsëman Veljestä ( Yedi Kardeş )' ismiyle ilk Fince roman yayımlandı.
Fince, belirli lehçe özelliklerinin farkılılaşmasında görülebildiği gibi 2. Dünya Savaşı'ndan sonra belirli şekillerde değişmeye başladı. Örneğin, Fincenin batı lehçelerindeki 'ts' sesinin 'tt'ye dönüşmesi gibi (metsä kelimesinin mettä hâline gelmesi) veya doğu lehçelerindeki 'd' sesinin yok olması gibi (diän kelimesini tiän hâline gelmesi). Bazı bilim adamları ayrıca, ä sesinin a sesine doğru değişmeye başladığını bildirdiler. Fince konuşanların a sesini ünlü uyumunu korumak için değişen ä sesinden daha farklı bir şekilde telaffuz etmeye başlayacağı teorisini bile dile getirdiler.
Fincenin ülke genelinde kullanılan iki ana şekli vardır. Birisi 'standart dil (yleiskieli) ', diğeri ise 'konuşma dili (puhekieli)'dir. Standart dil, siyasi konuşmalar ve haber programları gibi resmi durumlarda kullanılır. Standart dilin yazılı formu, yani 'kitap dili' (kirjakieli) ise neredeyse tüm yazılı metinlerde kullanılır. Halk tarafından yazılmış popüler düzyazılarda dahi kullanılır. Konuşma dili ise yaygın televizyon ve radyo programlarında ve iş yerlerinde kullanılan Fincenin ana şeklidir hatta günlük kişisel iletişimde bir lehçeye tercih edilebilir.
Standart Fincenin kuralları, Finlandiya Dilleri Araştırma Enstitüsü Dil Kurumu tarafından belirlenir ve bu dil resmi iletişimde kullanılan dildir. 201.000 madde başına sahip olan Çağdaş Fince Sözlüğü (Nykysuomen Sanakirja 1951 - 1961), resmi dili tanımlayan kuralcı bir sözlüktür. Bu sözlüğe, yabancı kökenli kelimeleri içeren ek bir cilt (Nykysuomen Sivistyssanakirja - Çağdaş Fince Eğitim Sözlüğü -, 30.000 madde başına sahip) 1991 yılında yayımlanmıştır. Sözlüğün güncellenmiş hâli yani Dil Kurumu Sözlüğü (Kielitoimiston Sanakirja) 2004 yılında elektronik ortamda yayımlanmış ve 2006 yılında ciltler hâlinde basılmıştır. Yine 2004 yılında betimlemeli bir dilbilgisi kitabı (Iso Suomen Kielioppi - Büyük Fince Dilbilgisi -, 1.600 sayfa) yayımlanmıştır. Ayrıca 1992 - 2000 yılları arasında yayımlanan Suomen Sanojen Alkuperä ( Fince Kelimelerin Kökeni ) adlı bir etimolojik sözlük de bulunmaktadır. Ek olarak Nykysuomen Käsikirja (Çağdaş Fince El Kitabı) isimli bir kılavuz ve Kielikello (Geveze) adında bir süreli yayım da bulunmaktadır. Standart Fince resmi metinlerde (ders kitapları vb.) kullanılır ve okullarda öğretilen dil de bu dildir. Standart dilin konuşulan şekli, siyasi konuşmalarda, haber yayınlarında, mahkemelerde ve diğer resmi durumlarda kullanılır. Neredeyse tüm yayımcılık faaliyetlerinde ve basılı çalışmalarda standart Fince kullanılır.
Konuşma dili, Fince’nin daha önceki formlarından kendiliğinden gelişmiştir ve ana kültürel ve siyasal merkezlerden yayılmıştır. Bununla birlikte standart dil, her zaman edebiyat için bilinçli olarak oluşturulmuş bir araç olmuştur. Standart dil, çoğunlukla zamanın geçmesiyle konuşma diline ait çeşitlilikten yok olan dilbilgisel kalıpları muhafaza eder ve esas uygulama alanı yazı dilinde olduğu için, konuşmada kullanıldığında kullanımı kolay olmayan karmaşık sözdizimsel kalıplara sahiptir. Konuşma dili, standart dile göre önemli ölçüde daha hızlı gelişir aynı zamanda dilbilgisel ve sesbilimsel sadeleştirmeler en yaygın zamirleri ve sonekleri etkiler, bu da sık fakat az miktarda farklılığa sebep olur. Bazı çok kullanılan fiillerin özümseme yoluyla düzensiz hâle getirilmesi gibi küçük ses değişmeleri standart dilin dışında bırakılır. Mesela, tule ( gelmek ) fiilinin ‘tuu’ hâline gelmesi gibi. Ancak, 'tule' gibi daha uzun biçimler, konuşma dilinde başka biçimlerde de kullanılabilir.
Edebi dil, çoğunlukla kelimelerin söyleniş biçimi üzerinde kayda değer bir etkiye sahiptir. Çünkü Fin halkının neredeyse hepsi okuma - yazma bilir ve çoğunluğu kitap okumaya düşkündür. Aslında kitap diliyle (puhuvat kirjakieltä) konuşan insanlara hâlâ rastlamak mümkündür. Kitap diliyle konuşan kişiler bunu bilgiçlik taslama, abartma, dili doğru kullanma, aşağılama ve laf dokundurma amacıyla yapıyor olabilirler. Türkçe konuşurken Arapça veya Farsça kökenli kelimeleri yoğun bir şekilde kullanmak gibi. Örneğin, ‘Bu fevkaladenin fevkinde bir hadise’ cümlesi ile ‘Bu olağanüstü bir olay’ cümlesi arasındaki fark gibi düşünülebilir. Daha yaygın olanı, bilindik edebi yapıların yazılı Finceden alıntı yapılarak konuşma diline girmesidir. Radyo veya televizyonda kitap diline benzeyen kibar bir konuşma duymak oldukça yaygındır ve bu dile sürekli maruz kalmak, bu tür yapıların günlük dilde dahi benimsenmesine yol açar. Konuşma dili yazım hususunda standart dile uyar.
<table> <thead> <tr class="header"> <th><p>Standart Dil</p></th> <th><p>Konuşma Dili</p></th> <th><p>Türkçesi</p></th> </tr> </thead> <tbody> <tr class="odd"> <td><center> <p>anteeksi</p></td> <td><center> <p>anteeks / sori</p></td> <td><center> <p>affedersiniz</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>yksi</p></td> <td><center> <p>yks</p></td> <td><center> <p>bir</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>mutta</p></td> <td><center> <p>mut</p></td> <td><center> <p>ama</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>kyllä</p></td> <td><center> <p>kyl</p></td> <td><center> <p>evet</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>Puhun suomea</p></td> <td><center> <p>Puhun suomee</p></td> <td><center> <p>Fince biliyorum</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>pitkiä</p></td> <td><center> <p>pitkii</p></td> <td><center> <p>uzun</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>pimeä</p></td> <td><center> <p>pimee</p></td> <td><center> <p>karanlık</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>tiedän</p></td> <td><center> <p>tiiän</p></td> <td><center> <p>biliyorum</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>viedä</p></td> <td><center> <p>viiä</p></td> <td><center> <p>götürmek</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>lyödä</p></td> <td><center> <p>lyyä</p></td> <td><center> <p>vurmak</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>ruoat</p></td> <td><center> <p>ruuat</p></td> <td><center> <p>yiyecekler</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>tuoda</p></td> <td><center> <p>tuua</p></td> <td><center> <p>getirmek</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>minä</p></td> <td><center> <p>mä</p></td> <td><center> <p>ben</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>sinä</p></td> <td><center> <p>sä</p></td> <td><center> <p>sen</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>minun</p></td> <td><center> <p>mun</p></td> <td><center> <p>benim</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>sinun</p></td> <td><center> <p>sun</p></td> <td><center> <p>senin</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>hän</p></td> <td><center> <p>se</p></td> <td><center> <p>o</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>he</p></td> <td><center> <p>ne</p></td> <td><center> <p>onlar</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>Olemme Helsingissä</p></td> <td><center> <p>Me ollaan Helsingissä</p></td> <td><center> <p>Helsinki'deyiz</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>Nyt Hatice tulee</p></td> <td><center> <p>Ny Hatice tulee</p></td> <td><center> <p>Hatice şimdi geliyor</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>Menetkö sinä ensin?</p></td> <td><center> <p>Meeksä ensin?</p></td> <td><center> <p>Önce sen mi gideceksin?</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>Mene sinä ensin</p></td> <td><center> <p>Meessä ensin</p></td> <td><center> <p>Önce sen gidiyorsun</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>Luuliko hän minua sinuksi?</p></td> <td><center> <p>Luuliks se mua suks?</p></td> <td><center> <p>Beni seninle mi karıştırıyor?</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>hän</p></td> <td><center> <p>tuo</p></td> <td><center> <p>o</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>he</p></td> <td><center> <p>nuo</p></td> <td><center> <p>onlar</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>Hän rikkoi sen</p></td> <td><center> <p>Tuo/Toi rikko sen</p></td> <td><center> <p>O kırdı</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>kaksikymmentä</p></td> <td><center> <p>kakskyt</p></td> <td><center> <p>yirmi</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>kymmenen</p></td> <td><center> <p>kymppi</p></td> <td><center> <p>on</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>Olenko minä hengissä?</p></td> <td><center> <p>Oonks mä hengis?</p></td> <td><center> <p>Hayatta mıyım?</p></td> </tr> <tr class="even"> <td></td> <td></td> <td></td> </tr> </tbody> </table>Fincenin (diğer bazı Ural dillerinde de ortak olan) karakteristik özellikleri ünlü uyumuna ve eklemeli bir yapıya sahip olmasıdır. Eklemeli yapısı ( sondan eklemeli ) nedeniyle, kelimeler oldukça uzun olabilir. Ana vurgu her zaman ilk hecededir ve bu vurgu ortalama hızda bir konuşmada vurgulu ünlü harf yaklaşık 100 milisaniye ( 0.1 saniye ) uzatılarak elde edilir. Vurgu ünlü harfin niteliğinde ölçülebilir bir değişikliğe neden olmaz. Bununla birlikte vurgu güçlü değildir ve kelimeler eşit miktarda vurgulu görünür. Bazı durumlarda vurgu o kadar zayıftır ki ses en yüksek seviyede olmasa sesin perdesi ve sesletim kuvveti gibi göstergeler ilk hecede yer almasa dahi ana dili Fince olanlar vurgunun ilk hecede olduğunu fark edebilirler.
Bazı Fince çağdaş terimler ödünç almak yerine sentezleme ( birleştirme ) yoluyla oluşturulmuştur. Örneğin;
<table> <thead> <tr class="header"> <th><p>İlk Sözcük</p></th> <th><p>İkinci Sözcük</p></th> <th><p>Yeni Sözcük</p></th> </tr> </thead> <tbody> <tr class="odd"> <td><center> <p>puhel ( konuşma )</p></td> <td><center> <p>+in ( araç yapım eki )</p></td> <td><center> <p>puhelin ( konuşma aygıtı yani telefon )</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>tieto ( bilgi )</p></td> <td><center> <p>+kone ( makine )</p></td> <td><center> <p>tietokone ( bilgi makinesi yani bilgisayar )</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>levy ( disk )</p></td> <td><center> <p>+ke ( küçültme eki )</p></td> <td><center> <p>levyke ( küçük disk yani disket )</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>sähkö ( elektrik )</p></td> <td><center> <p>+posti ( posta )</p></td> <td><center> <p>sähköposti ( elektrikli posta yani e-posta )</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>linja ( güzergâh )</p></td> <td><center> <p>+auto ( araba )</p></td> <td><center> <p>linja-auto ( belirli bir güzegahı olan araba yani otobüs )</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>muovata ( biçimlendirmek )</p></td> <td><center> <p>+i ( araç yapım eki )</p></td> <td><center> <p>muovi ( biçimli araç yani plastik )</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td></td> <td></td> <td></td> </tr> </tbody> </table>Yeni sözcükler, etkin bir şekilde dil planlama kurumu ve medya tarafından üretilir. Üretilen yeni sözcükler büyük ölçüde benimsenir. Üretilen yeni kelimeler halkın büyük çoğunluğu tarafından benimsendiğinde kompuutteri ( bilgisayar ) veya kalkulaattori ( hesap makinesi ) gibi eski kelimeleri kullanan kişiler eski kafalı veya köylü izlenimi uyandırır.
Fince, günlük konuşmada kullanılan kelime biçimlerinin değiştirilmesini gerektiren birkaç morfofonolojik sürece sahiptir. En önemli süreçler ise ünlü uyumu ve ünsüz yumuşamasıyla ilgili olanlardır.
Ünlü uyumu sözcüğün içeriğine bakılarak gerçekleştirilen eklemeyle ilgili ve dolaylı bir özelliktir. Kelimenin ünlü uyumuna uyup uymadığına yapısına bakılarak karar verilir. Ünlü uyumu kuralı kelimenin ilk hecesindeki harfe göre belirlenir ve kelimeye gelecek son ekler bu harfe göre şekillendirilir. Bundan dolayı bir kişi kelimenin herhangi bir parçasını duyarsa ilk hecenin ne olduğunu çıkarabilir. Örneğin tuote (ürün) kökünden tuotteeseensa (ürününe) kelimesini oluşturabilir. Bu örnekte son sesli harf, kalın ünlü bir harf olan 'a' olur çünkü ilk hece kalın ünlü harfler olan 'uo'yu içerir. Bu özellikle dikkat çekicidir çünkü 'a' ve 'ä' harfleri birbirindem farklıdır vr anlam ayırt edici seslerdir. Birbirinin yerine kullanılamazlar ve sesteş değillerdir.
Ünsüz yumuşaması kalıtsal sözcük dağarcığındaki k, p ve t harflerinde gerçekleşen kısmen üretken olan bir yumuşama işlemidir. Kelimenin yalın ve güçlü kökünün zayıf hâle getirilmesiyle elde edilir veya tam tersi. Örneğin tarkka (kesin) kelimesinin yumuşamaya uğramış hâli tarkan (kesin olan)'dır. Yine kelimenin yalın olmayan durumdaki hâli de "tarka-"dır. Yumuşama işlemi gerçekleştirilirken ekler kelimenin yalın olmayan hâli (oblik kök) üzerine eklenir. Daha eski olan başka bir yumuşama biçimi de vardır. Bu durum son eklerdeki t ve k ünsüzlerinin düşmesine neden olur. Bununla birlikte eğer kelime ismin -i hâlinde (belirtme durumu-partitif hâl) ise bu ünsüz düşmesi çok yaygındır. Bu durumun gerçekleşmesi için kelimenin kökünün ikinci hecesinde tek ünlü bulunmalıdır. Örneğin tarkka+ta → tarkkaa.
Fince, fiillere, isimlere, sıfatlara ve sayılara düzenli ekler bitiştirerek yeni cümleler oluşturma kuralını yaygın biçimde kullanan çekimli bir dildir. Bununla birlikte Fince gövdeleyici bir dil değildir ancak çekim eki almamış yan cümleler mastarlarla kurulabilir. Örneğin juode-ssa-ni (ben içtiğimde) ifadesinde harfi harfine juode (içmek), ssa (de), ni (benim) anlamına gelmektedir. Bu örnekte juode (içmek) eylemi mastar hâlindedir.
Cümle içerisindeki sözcük sıralamasında önce ismin yalın hâli ardından belirtme hâli gelir. Bunun yanında nesneler cümlede iki hâlde bulunabilir: ismin belirtme hâli ve parçacıl hâl. Bu iki hâl arasında farklılık bulunmaktadır ve bu farklılık eylemin bitip bitmediği ile ilgilidir. Belirtme hâli yapılmak istenen eylemin tamamlandığını ifade eder. Örneğin Ammuin hirven (Geyiği vurdum -geyik öldü) cümlesindeki gibi. Parçacıl hâli ise eylemin tamamlanmadığını ifade eder. Örneğin Ammuin hirveä (Geyiğe ateş ettim -geyik hâlâ yaşıyor) cümlesindeki gibi. Bu durum sıklıkla fillerin bitmişliği ile karıştırılır. Ancak Fincede var olan bitmişlikle ilgili tek unsur, bitmişlik anlamı bildiren bazı fillerin bulunmasıdır. Geçişlilik ise, geçişli ve geçişsiz iki farklı türde eylemin bulunmasıyla ayırt edilir. Mesela ratkaista (bir şeyi çözmek-geçişli), ratketa (kendi kendine çözülmek-geçişsiz) fillerinde olduğu gibi. Fincede tekrarlılık ve geçicilik bildiren çeşitli fiiller de bulunmaktadır.
Fiiller her kişi zamiri için ayrı bir şahıs eki alır. Bu son ekler standart Fincede hiç kullanılmayan bu kişi zamirlerinden dil bilgisel olarak daha önemlidir. Mastarlar çekimsiz bir hâlde değildir ve –ta veya –da ekine sahiptir. Çekimsiz hâle en yakın olan üçüncü tekil şahıs bildirme kipidir. Örneğin juoda (içmek) fiilinde –da eki mastar ekidir. Bu fiilin üçüncü tekil şahıs bildirme kipindeki hâli jou’dur (iç). Dört tane kişi zamiri vardır. Bunlar birinci minä –me (ben-biz), ikinci sinä-te (sen-siz), üçüncü hän-he (o-onlar)’dir. Edilgen yapı (bazen öznesiz veya belirsiz olarak da adlandırılır) “dördüncü bir kişi” olarak kabul edilebilir. Şimdiki zaman, geçmiş zaman, bitmiş geçmiş zaman ve çok önce bitmiş zaman olarak adlandırılan dört tane zaman vardır. Bitmişlik durumu ve bağlamdan dolayı gelecek zamana ihtiyaç yoktur. Örneğin, Luen kirjan (Kitabı okuyacağım) ifadesi kitap okuma işinin gelecekte yapılacağını, Luen kirjaa (Kitabı okuyorum) ifadesi kitap okuma işinin şu an yapıldığını ifade eder. Burada işin şimdi mi yapıldığını yoksa gelecekte mi yapılacağını belirten şey kirja (kitap) kelimesinin aldığı eklerdir.
İsimlere yukarıda adı geçen belirtme hâli, parçacıl hâl, tamlayan hâli, sekiz farklı bulunma hâli ve birkaç diğer hâlin ekleri getirilebilir. Hâl eki sadece ana isme eklenmez aynı zamanda sıfatlara da eklenebilir. Mesela sure+ssa talo+ssa (büyük evde) harfi harfine ise büyük+de ev+de gibi. Sahiplik hâli iyelik ekleriyle gösterilir. Ayriyeten iyelik zamirleri bulunmamaktadır. Zamirler de isimler gibi ek alırlar.
Yüzyıllar boyunca Fince, çoğu komşu Hint-Avrupa dillerinden olmak üzere çok çeşitli dillerden birçok sözcük ödünç almıştır. Fincenin farklı dil bilgisel, ses bilimsel ve ses dizimsel yapısı sayesinde Hint-Avrupa dillerinden alınmış yabancı sözcükler dilin yapısına uygun hâle getirilerek benimsenmiştir. Fincenin kelime dağarcığında Kök-Uralca kökenli yaklaşık sadece 300 temel sözcük kökü olduğu tahmin edilmektedir.
Genel olarak Ural dillerine giren ilk yabancı sözcüklerin çok erken dönemdeki Hint-Avrupa dillerinden geldiği görülmektedir. Daha sonra dile bağlı olarak Hint-İran, Türk, Baltık, Cermen ve Slav dilleri de önemli kaynaklar olmuştur. Fince de dahil olmak üzere Fin dilleri özellikle Baltık ve Cermen dillerinden çokça ödünç sözcük almıştır. Daha az bir ölçüde de Hint-İran ve Slav dillerinden ödünç kelime alınmıştır. Ayrıca Fince ve diğer Fin dillerinde, öteki Ural dillerinde olmayan ancak bilinen herhangi bir dilde tanınabilir bir etimolojisi de bulunmayan çok temel bir grup sözcük bulunmaktadır. Genellikle bu sözcükler, Kök-Fin dilinin Avrupa'ya gelmesinden önce Finoskandiya'da (kuzey-batı Avrupa'da İskandinavya, Finlandiya ve kuzeydoğu Rusya'ya bitişik bölgeyi kapsayan yer) konuşulan Eski-Avrupa dilinin son kalıntısı olarak kabul edilir. Bu gruba dahil olan sözcükler örneğin jänis (yabani tavşan), musta (siyah), mäki (tepe), saari (ada), suo (bataklık) ve niemi (burun - coğrafi) gibi sözcüklerdir.
Ayrıca Päijänne ve Imatra gibi bazı yer isimleri de muhtemelen Kök-Fin dili döneminden önceki bir dönemden kalmadır.
Genellikle ödünç alınan sözcüklere verilen örnekler kuningas (kral") ve ruhtinas (prens) sözcükleridir. Bu sözcükler Cermence *kuningaz (kral) ve * druhtinaz (asilzade) sözcüklerinden Finceye geçmiştir. Bunlar dilde ses bilimsel korumaya kayda değer bir örnek oluştururlar. Çünkü iki kelime de dilin yapısına uyarlanmış hâldedir. Başka bir örnek ise äiti (anne) sözcüğüdür ki bu sözcük Gotça "aiþei" sözcüğünden alınmıştır. Bu durum ilginçtir çünkü yakın akrabalık ifade eden bir sözcüğün başka bir dilden alınması oldukça nadir gerçekleşir. Anne anlamına gelen ve kökeni Fince olan emo sözcüğü ise nadiren bazı metinlerde kullanılır. Baltık ve Cermen dillerinden (morsian "gelin", armas "sevgili", huora "fahişe") ödünç alınan yakın akrabalık ifade eden sözcükler de vardır. Eski İran dilinden alınmış ödünç sözcükler ise vasara (çekiç) ve orja (köle) sözcükleridir. Vasara, Avesta dilindeki "vadžra" sözcüğünden, orja ise "arya" sözcüğünden alınmıştır.
Daha yakın zamanlarda, İsveççe üretken bir ödünç sözcük alma kaynağı olmuştur ve İsveççe özellikle yönetimle ilgili sözcüklerde Avrupa dillerindeki kelimeleri temsil eden bir temsilci görevi görmüştür. Yani Avrupa dillerindeki yönetimle ilgili kelimeler genellikle İsveççe kökenlidir. Günümüz Finlandiyası 12. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İsveç'in bir parçasıydı ve 1809'da Rusya'ya devredilerek özerk bir Büyük Düklük hâline getirildi. İsveççe bundan sonra bile resmi dil olarak kalmıştır ve üst sınıfın dili olarak kullanılmaya devam etmiştir. Bu dönemde Fince resmi dil olarak kabul edilmiş ve İsveççe ile yasal anlamda eşit bir statü kazanmıştır. Özerklik döneminde Rusça ise halkın veya hükûmetin dili olarak kendisine bir yer bulamamıştır. Bununla birlikte Rusça'dan (özellikle eski Helsinki argosuna) birkaç sözcük alınmıştır fakat bu İsveççe ile aynı oranda olmamıştır. Tüm bu durumlarda, ödünç kelime alma kısmen coğrafi yakınlığın bir sonucu olmuştur.
Özellikle yönetim ve çağdaş kültürle ilgili sözcükler İsveççeden Finceye girmiştir. Üstelik bu sözcükler bazen İsveççenin eski biçimini de yansıtmaktadır. Örneğin eski İsveççe lag sözcüğü Fincede laki (yasa) hâline gelmiştir. Aynı şekilde eski İsveççe län sözcüğü Fincede lääni (il) hâline, bisp sözcüğü piispa (papaz) hâline, jordpäron sözcüğü peruna (patates) hâline gelmiştir. İsveççeden alınmış diğer birçok sözcük ise günlük konuşma dilinde veya lehçelerde eş anlamlı sözcükler olarak yaşamaya devam etmektedir. Örneğin İsveççe flicka kelimesi Fincede likka'ya (kız) dönüşmüştür ve tyttö (kız) sözcüğüyle eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.
Rusça'dan alınan ödünç sözcükler ise eski veya çok eskidir bundan dolayı yabancı kökenli olduğunu fark etmek zordur. Bu sözcükler günlük hayatta kullanılan kavramlar ile ilgilidir. Örneğin papu (fasulye), sini (mavi) ve pappi (rahip) gibi sözcükler. Özellikle raamattu (kutsal kitap) gibi birkaç dini sözcük Rusça'dan ödünç alınmıştır ki bu durum İsveç egemenliği döneminden önceki dil temasını da göstermektedir. Bunun esas olarak 9. yüzyıldan itibaren Novgorod ile yapılan ticaret ve 13. yüzyılda doğuda yapılan Rus Ortodoks misyonerlik faaliyetleri sonucunda gerçekleştiği düşünülmektedir.
Son zamanlarda ve sürekli artan bir etkiyle İngilizce, Finceye giren yeni ödünç sözcüklerin kaynağı durumundadır. Önceki zamanlarda coğrafi yakınlıktan dolayı başka dillerden sözcük almanın aksine İngilizcenin Fince üzerindeki etkisi büyük ölçüde kültüreldir ve bu etki Finlandiya'ya uluslararası ticaret, müzik, filmler (yabancı filmler ve programlar altyazılı olarak gösterilir), edebiyat, internet ve televizyon gibi birçok yolla ulaşmaktadır. İnternet ise muhtemelen İngilizce'ye sürekli maruz kalmanın en büyük kaynağıdır. İngilizcenin küresel ticaret dili olmasından ötürü kazandığı önem, Finlandiya’daki Nokia şirketi de dâhil olmak üzere çalışma dili olarak İngilizceyi kullanmayan birçok şirketin İngilizceyi resmi çalışma dili olarak benimsemesine yol açmıştır. Son zamanlarda İngilizce’den alınan ödünç sözcüklerin daha önce başka dillerden alınmış ödünç sözcüklerin yerini aldığı da görülmektedir. Örneğin daha önce İsveççe “träffa” sözcüğünden ödünçleme yoluyla oluşturulmuş treffailla (buluşmak) kelimesi bırakılarak, İngilizce “to date” sözcüğünden ödünçleme yoluyla oluşturulmuş deittailla (buluşmak) kelimesi kullanılmaya başlanmıştır. İngilizce’den kelime kelime birebir çeviri yapma (öykünme) yoluyla da sözcük alınmıştır. Mesela kovalevy sözcüğü birebir olarak “sert disk” anlamına gelmektedir ve “hard disk” sözcüğünün Fince’ye uyarlanmış hâlidir. Dil bilgisiyle ilgili öykünmeler de bulunmaktadır. Örneğin ei voi (o yapamaz) ifadesi yerine sä et voi (sen yapamazsın) ifadesinin kullanılması gibi. Bu, Türkçede “diş fırçalamak sağlığa faydalıdır” demek yerine “dişinizi fırçalamanız sağlığınız için faydalıdır” demek gibidir. Bununla birlikte bu yapı standart dil bilgisi kurallarına aykırı olduğu için sadece günlük konuşma dilinde kullanılmaktadır.
Ancak bu, Fincenin İngilizce tarafından tehdit edildiği anlamına gelmemektedir. Başka bir dilden sözcük ödünç alma yaygın bir dil olayıdır ve yeni sözcük türetme sadece hükûmet tarafından değil medya tarafından da etkin bir biçimde sürdürülmektedir. Kaldı ki Fince ve İngilizce birbirinden doğrudan sözcük ödünç almayı engelleyen oldukça farklı dil bilgisel, ses bilimsel ve ses dizimsel özelliklere sahiptir. Fince sokak dilindeki (argo) İngilizce ödünç kelimelere örnek olarak pleikkari (playstation-oyun merkezi), hodari (sosisli sandviç) ve hedari (baş ağrısı) gösterilebilir. Genellikle bu ödünç sözcükler argo veya jargon (meslek dili) olarak tanımlanırlar ve resmi dilde ise nadiren kullanılırlar. İngilizce ve Fince’nin dil bilgisi, sesletimi (telaffuzu) ve ses bilgisi (fonetiği) birbirinden oldukça farklıdır. Bundan ötürü İngilizce’den ödünç alınmış sözcüklerin çoğu esas anlamını koruyacak biçimde önünde sonunda Fince’nin dil kurallarına uydurulur.
<table> <thead> <tr class="header"> <th><p>Türkçesi</p></th> <th><p>Fincesi</p></th> <th><p>Alınan Dil</p></th> <th><p>Alınan Dildeki Hâli</p></th> </tr> </thead> <tbody> <tr class="odd"> <td><center> <p>kral</p></td> <td><center> <p>kuningas</p></td> <td><center> <p>Germen</p></td> <td><center> <p>*kuninga</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>tay</p></td> <td><center> <p>varsa</p></td> <td><center> <p>Rusça</p></td> <td><center> <p>varza</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>öykü</p></td> <td><center> <p>kasku</p></td> <td><center> <p>Rusça</p></td> <td><center> <p>skažka</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>yasa</p></td> <td><center> <p>laki</p></td> <td><center> <p>İsveççe</p></td> <td><center> <p>lag</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>il</p></td> <td><center> <p>lääni</p></td> <td><center> <p>İsveççe</p></td> <td><center> <p>län</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>kız</p></td> <td><center> <p>lika</p></td> <td><center> <p>İsveççe</p></td> <td><center> <p>flicka</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>makale</p></td> <td><center> <p>essee</p></td> <td><center> <p>Fransızca</p></td> <td><center> <p>essai</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>buluşmak</p></td> <td><center> <p>treffailla</p></td> <td><center> <p>İsveççe</p></td> <td><center> <p>träffa</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>buluşmak</p></td> <td><center> <p>deittailla</p></td> <td><center> <p>İngilizce</p></td> <td><center> <p>to date</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>dana eti</p></td> <td><center> <p>pihvi</p></td> <td><center> <p>İngilizce</p></td> <td><center> <p>beef</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>cip</p></td> <td><center> <p>jeeppi</p></td> <td><center> <p>İngilizce</p></td> <td><center> <p>jeep</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>akım</p></td> <td><center> <p>trendi</p></td> <td><center> <p>İngilizce</p></td> <td><center> <p>trend</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>yazıcı</p></td> <td><center> <p>printteri</p></td> <td><center> <p>İngilizce</p></td> <td><center> <p>printer</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>dans etmek</p></td> <td><center> <p>bailata</p></td> <td><center> <p>İngilizce</p></td> <td><center> <p>to dance</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td><center> <p>sudoku</p></td> <td><center> <p>sudoku</p></td> <td><center> <p>Japonca</p></td> <td><center> <p>sudoku (数独)</p></td> </tr> <tr class="even"> <td><center> <p>sumo</p></td> <td><center> <p>sumo</p></td> <td><center> <p>Japonca</p></td> <td><center> <p>sumou (相撲)</p></td> </tr> <tr class="odd"> <td></td> <td></td> <td></td> <td></td> </tr> </tbody> </table>Fince zor, şahsına münhasır bir dildir. Fince, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Yurt Dışı Hizmetleri Enstitüsü tarafından anadili İngilizce olanlar için öğrenilmesi son derece zor bir dil olarak kabul edilmiştir. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletindeki Monterey şehrinde bulunan Dil Koruma Enstitüsü Fince’yi öğrenme zorluğu bakımından anadili İngilizce olanlar için 3. seviye ( toplam 4 seviyede ) bir dil olarak sınıflandırmıştır. Dilin zorluğu sadece dilbilgisel yapısından dolayı değil ayrıca İngilizce ile karşılaştırıldığı zaman telaffuz ve tonlamasının da zor olmasından ötürüdür.
Fince, bir Hint-Avrupa dili olmadığından dolayı dilbilgisi ve kelimelerin büyük çoğunluğu diğer Avrupa dillerinden oldukça farklıdır. Fince gibi Ural dillerinden olan iki diğer ulusal dil Estonca ve Macarca'dır. Estonlar ve Finler genellikle birbirini anlayabilir ama dilleri birbirinden farklıdır. Fince ve Macarca akraba diller olsalar bile sesleri ve yapıları birbirinden çok farklıdır. Fince ve Macarca birbirinden çok uzun zaman önce ayrılıp farklılaşmaya başlamıştır ve her iki dil de kendi kelime dağarcığını oluşturmuştur. Fince konuşan kişiler fazladan çalışma yapmazsa Macarcayı anlayamaz. Macarlar da aynı şekilde ilaveten çaba göstermezler ise Finceyi anlayamazlar. Bununla birlikte birbirine oldukça benzeyen birtakım kelimeler de vardır. Örneğin, 'el' kelimesi Fincede käsi, Macarca'da kéz, 'gitmek' fiili Fincede mennä, Macarca'da menni, 'balık' kelimesi Fincede kala, Macarca'da hal'dır.
Genellikle bir yazar olarak bilinmesine rağmen J. R. R. Tolkien’in, çocukluğundan itibaren dillere karşı yoğun bir ilgisi vardı ve o bundan ötürü ilerleyen yıllarda filoloji profesörü olmuştur. Oxford Üniversitesi’nde profesör olarak çalıştığı yıllarda Finlerin ulusal destanı Kalevala’yı okumuş ve ondan çok etkilenmiştir. Fakat Kalevala’nın İngilizce tercümesini okuduğundan dolayı özgün Fince metni de edinmiş ve dilin estetik yapısına hayran kalmıştır. Kendisi bir dil uzmanı ve hayranı olduğu için bununla da yetinmeyerek üniversite kütüphanesinde bir Fince dilbilgisi kitabı bulmuş üstelik kitabı kütüphaneden defalarca ödünç almıştır. Kütüphanede bulduğu bu kitapla dili öğrenmeye başlayan Tolkien, Fince ile ilk karşılaştığında hissettiklerini şöyle ifade etmiştir: “Finceyi keşfetmek, benim için tamamı daha önce hiç tatmadığım türde ve lezzette muhteşem şarap şişeleriyle dolu bir mahzeni keşfetmek gibiydi. Bu keşif, beni oldukça sarhoş etmişti.”
Fincenin yapısı ve özellikleri, Tolkien'in yarattığı yapay dillerden biri olan Quenya dili üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Örneğin Quenya dilindeki lapse (bebek) kelimesi, Fince’deki lapsi (çocuk) kelimesinden yola çıkılarak oluşturulmuştur. Quenya dili, Tolkien’in yarattığı Orta Dünya’da Elfler’in konuştuğu dildir ve o eğer Elfler gerçekten var olsalardı onların Fince konuşacağını ifade etmiştir. Tolkien'in Orta Dünya'da geçen fantastik öykülerinde Quenya dili oldukça saygıdeğer bir dildir.
Fince ile Türkçe arasındaki en önemli ilişki aynı dil ailesinin farklı kollarına mensup olmalarıdır.
Fincenin Türkî diller ile akrabalığı düşüncesinin oluşmasında dillerin genel dilbilgisi yapıları etkendir, iki dil arasında dilbilimsel değeri bulunan benzer sözcüklere rastlanmaktadır ve karşılaştırmalı Fince-Türkçe araştırması yapılmaktadır. Öte yandan bir başka etken ise tarihtir.
Her iki dil de Ural-Altay dil ailesi içerisindedir ve bitişimli dil yapısına sahiptir. Ancak Fince Ural grubunun Fin-Ugor altkolunun Fin Dilleri grubuna dahilken, Türkçe, Altay grubunun, Türkî Diller kolunun, Oğuz altgrubuna dâhildir. Ural dilleri Kuzey Sibirya kökenli, Altay dilleri ise Güney Sibirya kökenlidir. Dilbilgisi yapılarındaki pek çok paralellik Ural ve Altay dillerini bir üst grupta Ural-Altay Dilleri adı altında birlikte sınıflandırmaya olanak verir. Hatta bazı yabancı dilbilimciler Ural-Altay ayrımı yapılmaksızın tüm Ural dillerinin, Altay dil ailesi içerisinde yer alması gerektiği savunur. Türkçe ile Fincenin on binlerce yıl önceki geçmişi aynı köklere dayanabilir.
Başka dilbilimcilere göre Fince, Tatarca ve Çuvaşçaya çok yakın bir dildir. Öte yandan, Japonca ve Fince arasında da benzer sözcükler bulunmaktadır.
Fincenin en yakın olduğu diller; diğer Fin Dilleri olan, Estonca, Karelya Dili, Laponca, Vepsçe, Mordvince, Çeremişçe, Marice ve Komi dilleridir. Bu diller yine Fin-Ugur dil ailesi içinde Ugur bölümünü oluşturan Macarca ve Khanti-Mansi dilleriyle de akrabadır. Ural dillerinin Fin-Ugur kolundan başka bir de Sibirya’da konuşulan bir takım dilleri içeren Samoyet Grubu Dilleri vardır.
Öte yandan, Finlandiya'daki Turku şehrinin Türkiye ile bir bağlantısı yoktur. Bu kelime Fincede pazar yeri manasına gelen eski bir kelimeden gelmektedir.
Karşılaştırmalı Tablo
Türkçe | Fince | Çuvaşça | Tatarca |
---|---|---|---|
Ben | Minä | Ebe | Min |
Sen | Sinä | Eze | Sin |
O | Hän | Val | Ol |
Dokuz | Yhdeksän | Tahhar | Togıs |
Kalın ünlüler: a, o, u; ince ünlüler: ä, ö, ü; nötr: e, i.
Orijinal kaynak: fince. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page