Eczane, Türk Dil Kurumunun sözlüğünde ilaçların yapıldığı ve satıldığı yer olarak tanımlanmaktadır. Eczane kelimesi Arapça 'Ecza' ve Farsça 'hane' kelimelerinin birleşiminden oluşmuş ve zamanla evrimleşerek eczane olarak kısalmıştır.
Osmanlı döneminde Fenn-i saydalâni veya fenn-i ispençiyari denilmekteydi. Müslümanlar, tarihte ilk resmi eczaneleri daha 708'de, el-Mansur’un hükümdarlığı döneminde kurdular. 9. yüzyıldan itibaren, askeri, sağlık alanlarına ait olanları da dahil bütün eczaneler, resmi denetlemeye tabi tutuluyordu. Her şehirde ( belde ) yeni eczacıları imtihan eden ve onlara lisans veren, eczacıların bir şefi vardı. Bu eczaneler, bizzat sağlık zabıtası memurları tarafından muntazam şekilde sürekli denetlenirlerdi. Türkiye'de ise açılan ilk eczanelerden biri olan Eczane-i Hamdi Ahmet Hamdi Bey tarafından 1890 yılında açılmıştır.
Modern eczaneler, 5 yıllık eczacılık fakülterinden mezun olarak eczacı unvanı almış kişilerce açılabilir.1 Eczanelerin ruhsatları sağlık müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığının sorumluluğundadır. Bir eczanenin kullanım alanı 35 metrekareden küçük olamaz. Zemini yanmaz ve temizlemesi kolay bir madde ile kaplanması gerekir. Bir eczanede izin verilen giriş kapısı sayısı 1 ile sınırlıdır. Herhangi bir ilçede 2 veya daha fazla eczane varsa nöbet düzenlenir. Nöbet listeleri eczacı odaları tarafından düzenlenir. Eczaneler ilaç satılmasına ruhsat verilen dükkânlardır. Eczanelerde eczacılara yardım eden kişilere Eczane Teknisyeni (eczacı kalfası) denir. Eczaneler özel ve kamu kurumları (Bağ-Kur, SSK, Emekli Sandığı) ile özel anlaşmalar yapabilir ve bu kurumlara bağlı olanların ilaçlara ulaşmasına imkan sağlarlar.
Orijinal kaynak: eczane. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page