Sanskritçe dhyāna (ध्यान dhyāna) veya Pāli dilinde jhāna, meditasyonda samadhiye ulaşmak için varılan bir aşamayı ifade eder. Hinduizm, Budizm, ve Sihizm'de anahtar bir kavramdır. Çince "Chan", Japonca "Zen", Korece "Seon", Vietnamca "Thien" ve Tibetçe "Samten" kelimeleri aynı anlamda kullanılmaktadır.
Hinduizmde dhyana, illüzyon ile gerçeği birbirinden ayırarak nihai hedef olan mokşa’ya ulaşmayı sağlayan önemli bir enstrüman olarak kabul edilir.
Hinduizmin kutsal kitabı olarak kabul edilen Bhagavad Gita, dört yoga kolundan bahseder:
Pali Derlemesinde Gautama Buddha sekiz kademeli meditasyon hali ya da jhāna (dhyāna) tanımlar. Bunlardan dördü biçim meditasyonu (rupa jhana) ve diğer dördü ise biçimsiz meditasyonlar (arupa jhana) olarak kabul edilir. Buda, ilk dört jhāna’nın hoş bir sürekliliğe ve ızdıraptan kurtuluşa neden olduğunu söylemiştir (Digha Nikaya 22). Jhānalar zihnin beş engel’den (tutku, nefret, tembellik, heyecan, şüphe) ve (ikinci jhānadan sonra) faydasız tutarsız düşünceden kurtulduğu meditatif durumlardır. Derin jhānalar saatlerce sürebilir. Meditasyonu yapan kişi jhānadan çıktıktan sonra, zihni varoluşun en derin gerçeklerine dalmaya yetecek güce sahip olur.
Jhānalar genellikle içinde bulunulan aşamadaki zihinsel faktörlere göre tarif edilir. Bu faktörler:
Dört aşamalı Jhāna durumu:
Yazılı kaynaklarda, kişinin birincisinde ustalaşmadan daha ileri jhanalara geçmemesi gerektiği söylenir. 'Jhanada ustalaşmak' ile kastedilen, kişinin istediği zaman jhanaya ulaşıp istediği kadar o durumda kalması, ve her bir jhananın öğelerini ihtiyacı olduğunda deneyimleyebilmesidir. Yine kaynaklara göre alt seviyedeki jhanalar tam anlamıyla geliştirilmediği takdirde, bunlara ait öğeler, daha ileri jhanalarda ortaya çıkabilir.
Mahayana geleneğinde dhyāna altı pāramitā’nın (mükemmellik) beşincisi olarak kabul edilir. Genellikle "konsantrasyon," "meditasyon," veya "meditatif istikrar" olarak çevrilir. Çin’de dhyana kelimesi önceleri chan-na (禅那; Mandarin: chánnà) kelimesiyle karşılanmış, daha sonra kısaltılarak yalnızca chan (禅) şeklinde yaygın olarak kullanılmaya başlamıştır.
Dhyana, genellikle samadhi2 kavramına dahil olarak, ikinci ve altıncı paramitalar ile birlikte üç temel uygulama veya üç aşamalı eğitim adıyla anılır: ahlaki ilkeler (sila), meditasyon (dhyana veya samadhi), ve bilgelik (prajna). Mahayana Budizm’inde üç uygulamadan her birinde başarı gösteremeyen bir kişinin Budizm’de bir sonuca ulaşamayacağı söylenir.
Budizmin Çin’e geldikten sonra, Budist ustalar üç uygulama alanından birine daha fazla odaklanma eğilimi gösterdi. Vinaya ustaları rahip ve rahibelerin izleyeceği kurallar (sila) üzerine, bilgeliğe önem veren Dharma ustaları, sutraların ve Budist incelemelerin (shastra) öğretimi üzerine, dhyana ya da Chan ustaları ise çeşitli meditasyon uygulamaları ve samadhi durumları üzerine uzmanlaşmıştı. Rahipler eğitimlerine bu üç alandan birinde uzmanlaşmış bir ustanın yanında başlıyor, ardından bilgilerini geliştirmek için diğer alanlardan başka ustaların yanında çalışmalarına devam ediyorlardı. Bu dönmde henüz Chan okulu ortaya çıkmamıştı.
Geleneksel kabule göre, Bodhidharma bağlı olduğu dhyāna ustaları soyağacını Hindistan’dan Çin’e getirmişti. Ancak güney Çin’deki bir imparatorla görüşmesinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine, kuzey Çin’de ıssız bir bölgede Shaolin Tapınağı’nı kurdu. Bodhidharma’nın izleyicileri daha sonra Chan okulu olarak adını duyurdu; ve Çin’in ardından Kore, Japonya ve Vietnam’da yayıldı.
Bodhidharma ile birlikte Çin Chan’ının en önemli karakterlerinden biri olan Huineng, Chan okulunun altıncı piri olarak kabul edilir. Huineng, Chan’ı Çin’de kendine has bağımsız bir Budist okul haline getiren kişi olarak kabul edilir. Platform Sutra Huineng şöyle der:
Değerli dinleyenler, meditasyona oturmak ne demektir? Okulumuzda oturmak, tam özgürlük kazanmak ve, iyi veya kötü olsun her tür dış koşulda zihni tedirginlikten uzak tutmak anlamına gelir. Meditasyon yapmak ise Zihnin Özünün soğukkanlılığını içsel olarak kavramak anlamındadır.
Değerli dinleyenler, Dhyana ve Samadhi nedir? Dhyana dıştaki tüm nesnelere bağımlılığa son vermek anlamına gelir; Samadhi ise içsel huzura ulaşmaktır. Eğer dışsal nesnelere bağımıysak, içsel zihnimiz tedirgin olacaktır. Kendimizi tüm dışsal nesnelere bağımlılıktan kurtardığımız zaman, zihin huzura kavuşacaktır. Aslında Zihnimizin Özü saftır; ve tedirgin olmamızın sebebi, içinde bulunduğumuz koşulların bizi alıp götürmesine izin vermemizdir. Zihnini, hangi koşulda olursa olsun, tedirginliklerden uzak tutabilen kişi, Samadhi’ye ulaşmış demektir.
Tüm dış nesnelere bağımlılıktan kurtulmak Dhyana’dır, içsel huzuru elde etmek ise Samadhi. Dhyana’nın üstesinden gelmiş, ve içsel zihnimizi Samadhi’de tutabilecek durumda olduğumuzda, Dhyana ve Samadhi’ye ulaşmışız demektir. Bodhisattva Sila Sutra der ki, "Zihnimizin özü aslında saftır." Değerli dinleyenler, bunu kendimize hiç unutturmayalım. Kendimizi eğitelim
Kendi başımıza uygulama yapalım, ve kendi çabamızla Budalığa ulaşalım.
3
Orijinal kaynak: dhyana. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Suttapitaka’da doğru konsantrasyonun beş öğesi olduğundan bahsedilir, bununla birlikte odaklanma (ekaggata) jhana dolayımıyla elde edilen kazanımlar arasında sayılmamıştır (örn. bak., SN 28.1-4, AN 4.41, AN 5.28). ↩
Dhyana ve samadhi madalyonun iki yüzü olarak değerlendirilebilir. Dhyana uygulamadır, samadhi ise anlayış. ↩
İngilizce`` ``çeviri,`` ``A.F.`` ``Price`` ``ve`` ``Wong`` ``Mou-Lam,``
1
`` ``ve``
2
``,`` ``erişim`` ``06.05.2009
↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page