Barok, Avrupa'da yaygınlaşan sanatta bir anlatım biçimidir. Barok kelimesi, Portekizce düzensiz inci anlamına gelen barroco sözcüğünden türemiştir.1 Barok sözcüğü, birbirinden ayrı iki şeyi tanımlar; sanat tarihinde, Rönesans ile klasikçilik arasında kalan bir dönemi ve bütün çağlarda verilmiş bazı eserlerin tarzını, başlangıcı ve bitişi için kesin bir tarih verilememekle birlikte 14. ve 18. yüzyıllar arasında oluşup şeklini almış bir dönemdir. Mimarlık, müzik, resim ve heykelin etkileyici temalar altında birleştirilmesi amacını güder. Abartılı hareket duygusu ve net gözüken detayları ile dönemin müzik ve edebiyatında da kendini gösterir. Yoğun bir etki bırakan bu anlatım biçimi, kendi alanında fazla eser verildiğinden dolayı bir dönem adı olarak anılmaya başlanmıştır. 1699'da İtalya'da kilise etkisinde doğmuş ve tüm Avrupa'ya yayılmıştır.
Mimaride Mimar Louis Le Vau ve bahçeci André Le Nôtre tarafından yapılan Versay Sarayı, Barok mimarisinin en tipik örneklerindendir. Bunun yanında resimde Caravaggio, Rembrandt, Rubens, Vermeer; heykelde Gian Lorenzo Bernini; müzikte Johann Sebastian Bach, Antonio Vivaldi, Domenico Scarlatti, George Frideric Handel, Georg Philipp Telemann Barok tarzında eser vermiş kişilere örnek olarak gösterilebilir.
Ayrıca günümüzde de hâlen Barok tarzda eserler veren müzisyenler vardır. Örnek olarak ünlü gitar virtüözü Yngwie J. Malmsteen verilebilir. Barok tarzını en çok yansıttığı albümü ise Concerto Suite for Electric Guitar and Orchestra'dır.
1600'lü yıllarda Almanya'da edebiyat konu ve üslup yönünden karışıklık içindedir. Bununla bağıntılı olarak da bu durumu ortadan kaldırıp düzene sokmak çabaları vardır. Bu dönemde Barok edebiyatçıları bu bağlamda büyük uğraş vermişlerdir. Özellikle özgün yapıtlar ortaya çıkarmak, Almancayı edebi bir dil boyutuna getirmek, taklitçiliğin dışına çıkarak özgün eserler verebilmek için çaba harcamışlardır. Bu edebiyatçıların başında Martin Opitz gelir ki, Almanya’da Barok devri asıl olarak onunla başlar diyebiliriz. Barok devri kendinden önce dine, kendinden sonra ise felsefeye dayalı, reformasyon ve aydınlanma arasında gelişmiş bir devirdir. Edebiyatta ağırlık nazım ve dramdadır. Barok devrinde nazımda(lirik) genel olarak konu ölüm düşüncesidir. Bu döneme göre ölüm kaçınılmazdır ve hayat fanilikten ibarettir. Sone bu dönemde etkin olan lirik biçimidir. Özellikle bu alanda Andrea Gryphius ve İtalyan Petrus de Vinea Barok dönemi sonesinin belirleyici isimleridir. Andrea Gryphius'un sone tarzındaki eserleri kayda değerdir. Dinsel boyutta çok fazla sayıda eseri vardır ve bunları "Sonn- und Feiertagsonette" adlı kitabında toplamıştır. Şiirlerinin çoğu da yine dini boyuttadır ve duayı andırır. Gryphius eserlerini genelde dini mistik bir tarzda ve ölüm korkusu, öte dünya konularını ele alarak işler.
Roman ise daha çok burjuva konularına yönelen humarist roman doğrultusunda ilerler. Özellikle romanda epik kahramanlar yerini, kendisi, hayat tarzı ve dünya hakkında düşünen onları alaya alan bir anlatıcıya bırakır. Bu bağlamda İspanyol edebiyatında ün salmış olan komik roman (Schelmenroman) Cervantes'in Don Kişot'u Alman romanına örnek olur.
Öte yandan Barok devrinde Almancayı yabancı dillerin etkisinden (İspanyolca, Fransızca, Latince vb.) kurtarmak için seferberlik başlatılmıştır. Bu bağlantıda Almanca yazmak ve Almanca'yı arılaştırmak düşüncesiyle hareket edilmiştir. Bu amaca yönelik olarak dil cemiyetleri kurulmuştur. 1617'de kurulan "Die Fruchtbringende Gesellschaft", "Palmenarden", 1644'te kurulan "Pegnitzschäfer" ve "Gekränte Blumenorden" bunlara örnek olarak verilebilir. Bunların içinden önemli olarak bahsedebileceğimiz “Die Fruchtbringende Gesellschaft” üyelerini asillerden ve burjuvalardan almıştır. Palmenarden dil kurumu Almanca'nın Fransızca etkisinden kurtulmasını, onu arı bir dil sayesinde kültür dili seviyesine yükseltmek niyetindeydi. 1642 yılında "Deutschgesinnte Genossenschaft" dil cemiyetinin kurucusu olan Zesen Yunan Tanrıça adlarına Almanca adlar vermiştir. Bundan başka Martin Opitz ise bu konuda bir de kuramsal kitap yazarak edebi dilin Almanca olması için uğraşlar vermiştir. Bu devirde Almanca edebi duygudan yoksundu ve çoğu edebi eserler taklitten ibaretti, ilkel ve çocuksu eserler ortaya konuluyordu. Bu dil çalışmalarıyla birlikte özgün eserler verilmeye çalışıldı. Bu dönemde yapılan poetik çalışmaları barok devrinde kayda değer çalışmalardı. Bu çalışmalarda edebiyatın tekniğini saptamış ve bunları bir ders kitabı olarak hizmete sunmuş önemli poetikçiler vardır. Bunlar: Martn Opitz - Buch von der deutschen Poeterei Harsdörfer - Poetischer Trichter Zesen - Hochdeutscher helikon Buchner - Verskunst Schottel - *Teutsche Sprachkunst*dir.
Orijinal kaynak: barok. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page