Atina (Yunanca: Αθήνα Athína, Grekçe: Ἀθῆναι Athênai), Yunanistan'ın başkenti ve yaklaşık 4 milyon kişilik nüfusuyla en büyük, Avrupa Birliği'nin yedinci büyük şehri. Attika'ya hakim bir konumda olan Atina, aynı zamanda bu idari birimin yönetim merkezidir. 3.400 yıllık1 yazılı tarihi ve MÖ 7. ile 11. arasındaki binyıllara uzanan insan varlığıyla dünyanın en eski şehirlerinden biridir.2
Klasik Atina çok güçlü bir şehir devletiydi. Bir sanat, öğrenim ve felsefe merkezi olmasının yanı sıra Platon'un akademisine ve Aristoteles'in Lykeion'una ev sahipliği yapmıştı. Avrupa kıtası -özellikle Antik Roma- üzerindeki kültürel ve siyasi etkisi nedeniyle yaygın olarak Batı medeniyetinin beşiği ve demokrasinin doğum yeri olarak kabul edilir.34 Günümüzde, büyük ve kozmopolit bir metropol olan Atina, ekonomi, finans, endüstri, denizcilik, siyaset ve kültürel yaşam alanlarında Yunanistan'ın merkezidir. 2021 yılı itibarıyla 3,5 milyonu aşan kentsel alanıyla ülke nüfusunun yaklaşık üçte birini barındırır.
İsmi, koruyucusu olan savaş tanrıçası Athena'dan gelmektedir. 1896 ve 2004 Yaz Olimpiyatları'na ev sahipliği yapmıştır. Kentin yüzölçümü 39 km², metropoliten alanın yüzölçümü ise 427 km²'dir. Şehir tepelerle çevrilidir ve yalnız batı kısmı açıktır. Limanı olan Pire'ye 7 kilometre uzaklıktadır.
Şehrin Grekçe adı Ἀθῆναι (Athênai) çoğul bir addı. Yunancanın erken lehçelerinde ise Ἀθήνη (Athḗnē) şeklinde tekil bir addı.5 Şehrin adının Θῆβαι (Thêbai) ve Μυκῆναι (Μukênai) adlarında olduğu gibi muhtemelen daha sonra çoğul hâle getirildiği düşünülmektedir. Sözcüğün kökü olasılıkla Grekçe veya Hint-Avrupa kökenli değildir6 ve Attika'nın Yunan öncesi alt tabakasının bir kalıntısıdır.7 Antik çağda Atina'nın adını koruyucu tanrıçası Athena'dan mı yoksa Athena'nın adını şehirden mi aldığı tartışılırdı.8 Günümüzde bilim insanlarının geneli tanrıçanın adını şehirden aldığı konusunda hemfikirdir, çünkü -ene eki yer adlarında yaygınken kişi adları için nadiren kullanılır.9
Mitolojide Atina şehrine ismin verilmesi tanrılar arasındaki müsabaka sonucu olmuştur. Denizler tanrısı Poseidon şehre sahip olabilmek için üç dişli yabasını kayaya vurmuş ve vurduğu yerden at ortaya çıkmış, bazı söylencelere göre de su kaynağı fışkırmıştır. Bunun üzerine Zekâ tanrıçası Athena, yaldızlı mızrağını yavaşça yere dokundurmuş, oradan dalları pıtrak gibi olgun meyvelerle dolu gümüş yapraklı güzel bir zeytin ağacı bitmiştir. İnsanlar zeytin ağacını daha yararlı bulup beğendiklerinden şehir Atina adını alıp Athena'nın olmuştur.
Osmanlıcada آتينا Ātīnā10 olarak adlandırılan şehir Medinetü'l Hükema adıyla da anılırdı.
Modern Yunan devletinin kuruluşunun ardından ve kısmen de yazı dilinin tutuculuğundan dolayı, Ἀθῆναι yeniden şehrin resmî adı oldu. 1970'lerde Katarevusa'nın terk edilmesi ile birlikte Αθήνα (Athína) resmî ad kabul edildi. Günümüzde şehir için sıklıkla kısaca η πρωτεύουσα (ī protévousa ; 'başkent') ifadesi kullanılır.
Atina Neolitik Çağdan bu yana bir yerleşim alanıdır. En eski yapıların tarihi Son Tunç Çağına değin uzanır. O dönemde, kale işlevi gören Akropolis'in doruğuna kiklop (büyük boyutlu) taşlardan örülmüş dev bir duvar çevreliyordu. Duvarlarının sağlamlığından ya da coğrafi konumundan dolayı Atina, Son Tunç ve İlk Demir çağlarının karışık dönemlerini büyük yıkıma uğramadan atlattı. Ele geçen çanak çömlek üsluplarından Atina'daki uygarlığın kesintiye uğramadan geliştiği anlaşılmaktadır. Milattan Önce (MÖ) 1000'lerde kent kuzeybatı yönünde yayılmaya başladı. MÖ 6. yüzyılda, özellikle Peisistratos ve oğullarının egemenliği döneminde (MÖ y. 560-510) olağanüstü bir gelişme gösterdi. MÖ 580'de bugün Parthenon'un bulunduğu yere Hekatompedon olarak bilinen bir Athena Tapınağı yapıldı. MÖ 566'da Peisistratos, Athena'nın onuruna dört yılda bir yapılmak üzere Panathenaia Oyunları'nı yeniden düzenledi. MÖ 530'da Akropolis'te Athena Polias için büyük bir tapınak daha inşa edildi. Akropolis böylece kaleden çok, bir kutsal yer işlevi görmeye başladı. Kentin hızlı gelişmesi karşısında eski agora yetersiz kalınca Akropolis'in kuzeybatısındaki evler yıkılarak burada yeni bir agora düzenlendi. Burası siyasal, hukuksal, dinsel ve ticari amaçlı bir toplanma alanıydı. Ayrı bir tiyatronun inşa edilmesinden önce de oyun yarışmaları düzenlenirdi. Alanın çevresinde çeşitli kamu yapıları ve kutsal yapılar yer alırdı. MÖ 480'de Atina'yı ele geçiren Persler kenti yakıp yıktılar. Akropolis'teki yapılar ve yamaçlardaki pek çok ev yerle bir oldu.
Milattan Önce 479'da kenti geri alan Atinalılar daha büyük surlar yaptılar. Bu tarihten 20 yıl kadar sonra kenti, limanı Pire'ye bağlayan yolun iki yanında ünlü Uzun Duvarlar örüldü. Pers istilasından sonraki 30 yılda Atinalılar yalnızca surlar, agorada Stoa Poikile ve kent meclisi yürütme kurulunun toplantı salonu gibi kamusal yapılar inşa ettiler. MÖ 449'da Perslerle varılan anlaşmadan sonra Atina yeni bir kalkınma dönemine girdi. Güney Attika'daki zengin Laurium (Lavrion) gümüş madenleri de yeniden işletilmeye başladı. Perikles, Perslere karşı Atina önderliğinde kurulan Delos Birliği'ni oluşturan kent devletlerinden para almayı savaştan sonra da sürdürdü. Bu kaynaklarla kent tarihinin en büyük yeniden inşa hareketi başlatıldı. Kırk yıl içinde Akropolis baştan aşağı yeniden yapıldı.
Yapımına MÖ 447'de başlanan Parthenon, MÖ 438'de bitirildi. Tapınağın yapımında Kallikrates, İktinos, Phidias gibi mimarlar görev aldılar. MÖ 431'de Peloponnesos Savaşı patlak verdiğinde Akropolis'in anıtsal kapısı Propylaion'un yapımı bitmek üzereydi. Nikias Barışı (MÖ 421) döneminde Erekhtheion Tapınağı'nın yapımına başlandı. Sicilya'ya düzenlenen sefer yüzünden (MÖ 415-413) Erekhtheion ancak MÖ 406'da tamamlanabildi. Atina'nın Peloponnesos Savaşı'ndan yenik çıkması üzerine tüm yapım etkinlikleri bir süre için durdu. MÖ 394'te Knidos açıklarında Spartalılara karşı bir deniz zaferi kazanan Konon, 10 yıl önce Spartalıların yıkmış olduğu Uzun Duvarlar'ı yeniden yaptırdı. MÖ 338-322 arasında devletin mali kaynaklarının denetlenmesinde görev yapan hatip Lykurgos yeni bir bayındırlık hareketi başlattı. Pnyks Tepesinde büyük bir toplantı salonu yapılırken, Dionysos Tiyatrosu yeniden inşa edildi. Panathenaia Stadionu da bu dönemde gerçekleştirilen yapılar arasındaydı. Bu dönemde Atina'daki mimarlık atılımlarının yanı sıra, felsefe okulları ortaya çıktı. Platon (MÖ 428/427-348/347) Akademia'da, Aristoteles ve yandaşları Lykeieon'da, Antisthenes ve Kynikler, Kynosarges gymnasion'unda felsefe okulları oluşturdular. Zenon agoradaki Stoa Poikile'de ders verirken, Epikuros ve izleyicileri kent içindeki bahçeli bir evde toplanıyorlardı. Ama görkemli tapınaklar, kamu yapıları ve caddeler dışında kentin pek etkileyici bir görünümü yoktu. Su sıkıntısı çekiliyordu. Sokaklar dar ve dolambaçlı, sokağa bakan evler de penceresiz, çirkin yapılardı.
Helenistik ve Roma dönemlerinde yabancı hükümdarlar da Atina'nın gelişmesine katkıda bulundular. Bunlar arasında en önemlileri Pergamonlu Attalos hanedanından II. Eumenes (hükümdarlığı MÖ 197-159) ile II. Attalos'tu (hükümdarlığı MÖ 159-138). İkisi de Akropolis yakınlarında ikişer katlı birer stoa yaptırdılar. MÖ 86'da kenti kanlı bir biçimde ele geçiren Romalı general Sulla, pek çok evi yıktırdı. Perikles Odeionu da savunma sırasında yandı, ama birkaç yıl içinde yeniden yapıldı. Roma döneminde eski agoranın doğusunda bir pazar yeri, gene agorada bir konser salonu, bir kütüphane, Akropolis'te İmparator Augustus ile Tanrıça Roma için bir tapınak yapıldı.
İmparator Hadrianus (hükümdarlığı Milattan Sonra 117-138) yapımına 600 yıl önce başlanan büyük Zeus Olympia Tapınağı'nı tamamladı. Ayrıca bugün Zappion Parkı'ndaki ünlü Hadrianus Kapısı'nı, bir kütüphane, bir gymnasion ve bir pantheion ile bugün hala kullanılan sukemerlerini yaptırdı. Yıkılmış olan Atina kent surları, Valerianus döneminde (Milattan Sonra 253-260) yeniden yapıldı. Ama MS 267'de bir Cermen kavmi olan Heruli istilası sırasında surlar bir kez daha yıkıldı. Kentin aşağı bölümü yağmalandı, agoranın tüm yapıları yakılıp yıkıldı. Probus döneminde (267-282) yıkılan evlerin taşlarından yeni bir duvar örüldü. 4 ve 5. yüzyıllarda Atina, Yunan dünyasının kültür merkezi olmayı sürdürdü. Ama 529'da İmparator Justinianus'un felsefe okullarını kapatması, kentin kültür yaşamını söndürdü. Bu dönemden sonra Atina Bizans İmparatorluğu'nun merkezi Konstantinopolis'in yanında bir taşra kasabası görünümüne büründü.
Milattan Sonra 51'de Aziz Paulus'un Atina'ya gelmesi küçük bir Hristiyan topluluğun doğmasına yol açmıştı. 4-6. yüzyıllarda Hristiyanlığın resmen tanınması ve putperestliğin yasaklanmasından sonra kiliseler yapılmaya başladı. 11 ve 12. yüzyıllarda Atina bir ölçüde eski zengin yaşamına döndü. Kapnikaria, Aziz Theodoros gibi Bizans üslubunda, taş ve tuğla almaşık duvarlı küçük kiliseler bu dönemin beğenisini yansıtır.
IV. Haçlı Seferi sırasında istilaya uğrayan kent, 1204'ten sonraki 250 yıl boyunca Latin boyunduruğu altında kaldı; bu dönemde fazla değişikliğe uğramadı.
1458'de Osmanlılar Atina'yı ele geçirdiler. Latinler tarafından Katolik kilisesine çevrilen Parthenon, cami haline getirildi. Kentin alt bölümlerinde de camiler inşa edildi. Evliya Çelebi 1667-1670 arasında yöreyi ziyaret etmiş ve kentte dört cami, yedi mescit, bir medrese, üç mektep, iki han ve üç hamam olduğunu yazmıştı. Kentte ilk inşa edilen camilerden Fethiye Camisi, bugün müze deposu olarak kullanılmaktadır. Çeşitli dönemlerde yapılan sekiz camiden pek azı bugün ayaktadır. Hamamlar ise hâlen kullanılmaktadır. Barutun kuşatmalarda kullanılması ile birlikte kentin klasik mimarisi değişti. 17. yüzyılın ortalarına değin ayakta kalabilen Akropolis, kuşatmalar sırasında top atışıyla tahrip oldu.
Osmanlı hâkimiyeti devrinde Atina iktisadî yönden gelişme gösterdi ve özellikle şarap, zeytinyağı ve bal üretimi ile koyun yetiştiriciliği başlıca ekonomik faaliyetleri teşkil etti.11
1821'de Yunan başkaldırısının başlamasıyla ayaklanmacılar Atina'yı ele geçirdi. 1826'da Osmanlılar kenti geri aldı. Akropolis top ateşine tutulduktan sonra ele geçti. Bu sırada Erekhtheion hasar gördü. Yunan Ordusu 25 Mart 1833'te Atina önlerine gelerek şehrin derhal kendilerine teslimini istedi ve dış mahalleleri işgal etmeye başladı. Bunun üzerine tahliye edilen şehirdeki son Osmanlı askerinin de 31 Mart 1833'te ayrılmasıyla birlikte Atina'da 350 yıldan fazla süren Türk egemenliği de sona ermiş oluyordu. 1834'te Atina, yeni devletin başkenti oldu. I. Dünya Savaşı'nda Atina, Kral Konstantinos'un tahttan indirilmesine yol açan 1916-17 olaylarına sahne oldu. II. Dünya Savaşı'nda Alman birlikleri kenti işgal etti.
Atina'nın düzenli gelişimi 1920'lerde Türkiye'yle Yunanistan arasındaki Ahali Mübadelesi'yle altüst oldu. 1 milyonu aşkın Rum Anadolu'dan Yunanistan'a göç etti. Yeni gelenler Atina ve Pire'nin çevresinde gecekondu bölgeleri oluşturdular. Nüfusu 473 binden 718 bine çıkan kent güneyde Pire'ye, kuzeyde Kifisia köyüne doğru büyümeye başladı. 1940'larda Alman işgali sırasında kent bakımsız ve harap kaldı. Atina'da 1941-1942 ve 1942-1943 yılının kış ayında 100.000'den fazla insan açlıktan öldü. İşgalin sona ermesiyle başlayan iç savaş boyunca da kentin bu durumu sürdü. Yunanistan'da 1944-1949 yılında İç Savaş başkenti sarstı. 3 Aralık 1944'te polis tarafından Syntagma Meydanı'na kitlesel bir gösteri oldu. ELAS birimleri polis karakolları saldırıya uğradı ve İngiliz kuvvetleri sokak savaşlarında savaştı.
1950'lerde Atina'da bir inşaat patlaması baş gösterdi. Rastgele yapılan apartmanlar kentin görünümünü önemli ölçüde değiştirdi. Bir anayol şebekesi düzenlendi, açık alanlar neredeyse tümüyle ortadan kalktı. Eskiden kentin dışında kalan Likavittos Tepesi, kentin bir parçası oldu. Kent deniz yönüne doğru büyüyerek Pire'yle birleşti. Nazım plan, büyüme hızına uygun olarak birkaç kez genişletildi ve kent merkezindeki arsa fiyatlarında büyük artışlar oldu. Trafik sıkışıklığı önemli ölçüde arttı. Marathon'daki yapay göl kentin su gereksinimini karşılamaya yetmeyince, Mornos Nehrine bir baraj yapıldı. Atina'nın hızlı değişimine karşın, 1931-60 arasında bütünüyle onarılan antik Agora ile çevresindeki caddelerde ve Akropolis'in kuzeyinde yer alan Plaka'da hala eski kentten izler bulmak olasıdır.
Yunanistan'ın tarihsel başkenti olan Atina, Ege Denizine açılan ve artık kentle birleşmiş olan Pire limanının bulunduğu Faliron Körfezinden 8 km içeride, kuzey-güney doğrultusunda bir dizi tepeyle kesilen kurak bir havzada yer alır. Yazları kuruyan Kifisos Nehri kentin batı yarısından, genellikle kuru olan Ilisos Nehri de doğu yarısından geçerek denize dökülür. Kenti Parnita (1,413 m), Pendeli (1,096 m), İmittos (1,026 m), Aigaleon (468 m) dağları kuşatır.
Atina, Köppen iklim sınıflandırmasına göre yarı kurak bir iklime sahiptir.12 Atina'nın iklimi yumuşaktır. Kışları kar çok az yağar, don ender görülür (sıcaklık 0 °C'nin altına pek inmez). Yazları sıcak (ortalama en yüksek 34 °C) ve kurudur. Yazın çoğu zaman gün boyunca poyraz eser, geceler serindir. Atina ikliminin bütün bu özellikleri kentte açık hava etkinliklerinin yaygınlaşmasını sağlamış, mimarlık üslubu, toplumsal yaşam ve siyasal kurumlar üstünde önemli belirleyici etkiler yapmıştır.
Atina'nın nüfusu 1830'lardan sonra gözle görülür biçimde arttı. Atina, Yunan Bağımsızlık Savaşı sırasında tümüyle boşaltılmıştı. 1833'te yalnızca Akropolis'in kuzeyindeki küçük, dağınık evlerde 4 bin dolayında Atinalı vardı. Nüfusu 1907'de 167,479 oldu. 1920'lerde Anadolu'dan gelen göçmenler, daha sonra da II. Dünya Savaşı ile 1946-49 arasındaki iç savaş sırasında kırsal bölgelerden kente akın, bu artışı hızlandırdı. 1960'lara gelindiğinde Atina büyük ve kozmopolit bir kent görünümüne bürünmüştü. Halkın çoğunluğu Ortodoks mezhebine bağlıdır.
2001 itibarıyla kent nüfusu 745.514'tü. Atina, çevresiyle birlikte 3,761.810'a ulaşan nüfusuyla tüm ülke nüfusunun yaklaşık üçte birini barındırır. 1896 ve 2001 yılları arasında şehir nüfusu tablodaki gibidir.
Yıl | Şehir Merkezi Nüfusu |
---|---|
1833 | 4,000 |
1896 | 123.00013 |
1971 | 867.02314 |
1981 | 885.737 |
1991 | 772.072 15 |
2001 | 745.514 |
I. Dünya Savaşı'ndan sonra Atina bir iç ve dış ticaret merkezi oldu. Bugün Pire'yle birlikte ülkenin en önemli sanayi kentidir. Başlıca sanayi dalları pamuklu dokuma, içki, çömlekçilik, sabun, kimyasal maddeler, halıcılık ve tabakçılıktır. Atina'dan zeytinyağı, domates ürünleri, şarap, çimento, dokuma ürünleri ihraç edilir. Yayımcılık da önemli bir etkinlik alanıdır. 1980'lerden itibaren hava kirliliğinin büyük ölçüde artması yüzünden kentteki sanayi tesislerinin çoğalmaması ve başka yörelere kaydırılması için çeşitli önlemler alınmıştır.
Yunanistan'daki otomobil, traktör ve otobüslerin yarısından çoğu Atina'da bulunur. 1960'ların sonunda hükûmet, Yunan gemi sahiplerine yabancı bandıralı gemilerini Yunanistan'a getirmeleri için bir çağrıda bulundu. Bunun ardından Yunan bandıralı gemileri sayısında önemli bir artış oldu. Ticaret gemilerinin büyük çoğunluğu ülkenin en büyük limanı ve deniz taşımacılığının önemli merkezlerinden Pire'ye kayıtlıdır.
Atina'daki ruhani meclisçe yönetilen Yunan Ortodoks Kilisesi, Yunan dilinin, geleneklerinin ve edebiyatının canlı tutulmasında başlıca rolü oynayan kurumlardan biridir.
Atina'nın tam merkezinde ve deniz düzeyinden 150 m yükseklikte yer alan Akropolis, eski dönemlerden beri kale ve tapınak olarak kullanılıyordu. Buradaki yapıların en ünlüsü Parthenon'dur. Eski Yunan'da kentin koruyucusu sayılan Tanrıça Athena'nın baş tapınağı olarak inşa edilen, dev sütunlarla çevrili, dikdörtgen biçimindeki Parthenon, tarihin çeşitli dönemlerinde kilise ve cami olarak da kullanıldı. 26 Eylül 1687'de Osmanlılara saldıran Venedik topçusunun ateşi sonucunda içerideki barut deposu isabet aldı ve buradaki cami ile binanın iç bölümleri yıkıldı. 1801'de Büyük Britanya büyükelçisi Lord Elgin, Akropolis'teki Türk evlerinin yıkılıp heykel kalıntılarının aranması için Padişah III. Selim'den izin alarak Atina'ya gitti. Parthenon'dan geriye kalan heykellerin çoğunu ve başka bazı kalıntıları Londra'ya götürüp British Museum'a sattı. Elgin Mermerleri olarak bilinen ve sökülüp götürülmesi büyük eleştirilere konu olan bu paha biçilmez koleksiyon, hâlen bu müzede sergilenmektedir.
Akropolis'teki öbür tapınaklardan Erekktheion MÖ 5. yüzyılda Tanrıça Athena ve Tanrı Poseidon için yapıldı, Bizans döneminde kilise, Osmanlı döneminde de konut olarak kullanıldı. Akropolis'in özenli giriş kapısı Propylaion, surların tek açık yeriydi. Frank dükleri ortaçağda Propylaion'un kuzey kanadında da iki katlı bir yapı inşa ettiler. 12. yüzyılda da Rum Ortodoks piskoposları burada oturdular. Propylaion'un sağındaki Athena-Nike Tapınağı'nın taşları Venedik saldırısı sırasında sökülerek kale tahkiminde kullanıldı. Tapınak 1836'da kötü bir onarım gördü. 1936'da ise yeniden onarıldı.
Atinalı heykelci ve mimar Phidias'ın Milattan Önce 5. yüzyılda yaptığı ve Propylaion'un arkasındaki açıklıkta durduğu sanılan 9 m boyundaki Tanrıça Athena Promakhos heykeli ile Parthenon'daki gene Phidias'ın yapıtı olan fildişi ve altından Athena heykelini Bizans imparatoru Justinianus, Konstantinopolis'e (İstanbul) götürdü. Bu yapıtlar 1204'te Konstantinopolis'in Haçlılar tarafından yağmalanması sırasında kayboldu.
Zengin bir Romalı olan Herodes Atticus MS 161'de Akropolis'in güney yamacında bin kişilik bir tiyatro yaptırdı. Sonraları onarılan bu yapı günümüzde de müze olarak ve tiyatro festivallerinde kullanılmaktadır. Milattan Önce 5. yüzyılda yapılmış olan Dionysos Tiyatrosu'nda da Şarap ve Eğlence Tanrısı Dionysos için bahar şenlikleri düzenlenirdi. Roma dönemindeki onarımlardan sonra bugünkü görünümünü alan 13 bin kişilik bu tiyatroya Yunanistan'ın birçok yöresinden, ayrıca İtalya ve Anadolu'dan izleyiciler gelirdi. Düzenlenen yarışmalarda birinci gelen koronun onuruna bir anıt dikilirdi. Bunlardan günümüze kadar kalabilen Lysikrates Anıtı MÖ 334 tarihlidir. Tiyatronun doğu yönünde Perikles Odeionu ile Asklepieion kutsal yeri kalıntıları (MÖ 420) ve Akropolis'in güneybatısındaki Nymphalar Tepesinde MS 2. yüzyılda Roma konsülü olan Suriyeli Philopappus'a adanmış mermer anıtın kalıntıları yer alır. Pnyks Tepesindeki ekklesia'da (meclis) Atinalı hatipler dinlenmek için 18 bin Atinalı bir araya gelirdi. Ares Tepesinin kuzeyinde kalan Agora'nın yakınında en iyi korunmuş Yunan tapınağı olan Theseion vardır (MÖ 5. yüzyıl). Bir başka önemli anıt sekizgen biçiminde ve 13 m yüksekliğindeki antik saat kulesi Horologion'dur. Bu anıt Sokrates ve Platon'un mezarı olduğu inancıyla Osmanlılar zamanında korunmuştur. Bizans dönemi yaptlarından üç kilise de günümüze değin kalabilmiştir.
Atina'nın tarihsel ve anıtsal yapıları uzun süre bakımsız ve yıkık halde kaldıktan sonra Kral Otto'nun gelmesiyle yeniden ele alındı. Otto bu kalıntıları incelemeleri ve eski yapıtları ortaya çıkarmaları için bilim adamlarını görevlendirdi. Klasik dönem sonrası yapılarını ortadan kaldırtarak, anıtların eski durumlarına getirilmesi için çalıştı.
Atina, Yaz Olimpiyat Oyunları'na 1896 ve 2004'te ev sahipliği yaptı. 1994 ve 2007'deki UEFA Şampiyonlar Ligi finalleri Olimpiyat Stadyumu'nda oynandı.
Atına'nın mevcut belediye başkanı Kostas Bakoyannis'tir. Atina metropol bölgesi Merkezi Atina, Batı Atina, Kuzey Atina, Güney Atina ve Pire bölgesel birimlerini kapsamaktadır.
Atina Üniversitesi, Yunanistan Millî Kütüphanesi, Atina Akademisi Batı Attika Üniversitesi, Atina Ekonomi ve İşletme Üniversitesi, Panteion Üniversitesi, Atina Ziraat Üniversitesi, Pire Üniversitesi, Atina Güzel Sanatlar Okulu, Atina Ulusal Teknik Üniversitesi, Harokopio Üniversitesi şehirde bulunmaktadır.
Kentin toplu taşıma sistemi elektrikli tren, otobüs ve tramvaydan oluşur. Elektrikli tren hattı güneydeki Pire'yi kuzeydeki Kifisia banliyösüne, başlıca demiryolu istasyonu olan Larissa da Atina'yı ülkenin öbür bölgelerine ve Avrupa'ya bağlar. 2000 yılında hizmete giren Atina metrosu toplam 47 km uzunluğunda 2 hattan oluşur. 2001'de hizmete giren Atina Eleftherios Venizelos Uluslararası Havalimanı şehrin doğusundadır. Havalimanı ile Kiato şehri arasında Proastiakos banliyö hattı hizmet vermektedir.
Atina Uluslararası Havaalanı, Atina merkezinin doğusundaki doğu Messoghia ovasındaki Spata kasabası yakınlarındadır.16
Havaalanına, Atina Metrosu, banliyö treni, Pire limanına giden otobüsler, Atina Şehir Merkezi, Liosion ve Kifisos Şehirlerarası otobüs istasyonları ve Elliniko metrosunun hat 2 güney terminali ve ayrıca taksilerle hizmet verilir.
Havalimanı, 24 kişilik biniş köprüsü,17 144 check-in kontuarı ve ticari alanı, kafeleri, gümrüksüz mağazaları,18 ve küçük bir müzesi olan ana terminali ile saatte 65 uçak iniş ve kalkışa ev sahipliği yapar.
Beytüllahim, Filistin (1986)22
Cenova, İtalya
Los Angeles, ABD (1984)26
Madrid, İspanya
Seul, Güney Kore (2006)28
Washington, ABD (2000)30
Erivan, Ermenistan (1993)31
Orijinal kaynak: atina. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Vinie Daily, Athens, the city in your pocket, pp 6 ↩
BBC History on Greek Democracy – Accessed on 26 January 2007 ↩
Anthony Tung (2001). Preserving the World's Great Cities:The Destruction and Renewal of the Historic Metropolis. New York: Three Rivers Press. ISBN 0-609-80815-X pg. 257 ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page