antisosyal ne demek?

Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Antisosyal kişilik bozukluğu (ASPD), bireyin başkalarının haklarını sürekli olarak hiçe saydığı ve ihlal ettiği bir zihinsel sağlık durumudur. Bu bozukluğa sahip kişiler genellikle empati eksikliği gösterir, dürtüsel davranır, yalan söyler, manipülatiftir ve suç işlemeye eğilimlidir.

Temel Özellikler:

  • Başkalarının Haklarını İhlal: Sürekli olarak başkalarının haklarını çiğneme ve onlara zarar verme eğilimi.
  • Empati Eksikliği: Başkalarının duygularını anlama veya onlarla empati kurma konusunda belirgin bir eksiklik.
  • Dürtüsellik: Sonuçlarını düşünmeden hareket etme ve ani kararlar alma eğilimi.
  • Yalan Söyleme ve Manipülasyon: Başkalarını aldatma, yalan söyleme ve kendi çıkarları için manipüle etme davranışı.
  • Sorumsuzluk: İş, okul veya finansal yükümlülükler gibi sorumlulukları yerine getirmede sürekli başarısızlık.
  • Pişmanlık Duymama: Yaptıklarından dolayı pişmanlık veya suçluluk hissetmeme.
  • Saldırganlık: Fiziksel şiddet, sözlü taciz veya diğer saldırgan davranışlar sergileme.

Nedenleri:

Antisosyal kişilik bozukluğunun kesin nedenleri tam olarak bilinmemektedir, ancak genetik yatkınlık, çocukluk çağı travmaları (https://www.nedemek.page/kavramlar/çocukluk%20çağı%20travmaları) ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonunun rol oynadığı düşünülmektedir.

Tanı:

Antisosyal kişilik bozukluğu tanısı genellikle 18 yaşından sonra konulur. Tanı kriterleri, bireyin çocukluk veya ergenlik döneminde davranış bozukluğu (https://www.nedemek.page/kavramlar/davranış%20bozukluğu) göstermiş olması ve yetişkinlikte de antisosyal davranışlar sergilemeye devam etmesidir.

Tedavi:

Antisosyal kişilik bozukluğunun tedavisi zordur ve genellikle uzun süreli bir süreç gerektirir. Tedavi seçenekleri arasında psikoterapi (https://www.nedemek.page/kavramlar/psikoterapi), ilaç tedavisi ve destekleyici yaklaşımlar yer alabilir. Ancak, bu bozukluğa sahip bireyler genellikle tedaviye dirençlidir.

Önemli Not: Antisosyal kişilik bozukluğu olan bireyler, toplum için ciddi bir risk oluşturabilir. Bu nedenle, bu bozukluğun erken teşhisi ve etkili bir şekilde yönetilmesi önemlidir.