çekim ne demek?

Çekim: Fiziksel Bir Kuvvet ve Dilbilgisel Bir Kavram

Çekim, birden fazla alanda kullanılan bir terim olup, temel olarak iki ana anlam taşır:

  1. Fizikte Çekim (Kütleçekimi): Maddesel cisimlerin birbirlerini kütlelerinden dolayı etkilemeleri sonucu ortaya çıkan doğal bir kuvvettir. Bu, evrenin temel kuvvetlerinden biridir ve gök cisimlerinin hareketlerinden, nesnelerin yere düşmesine kadar birçok olayın temel nedenidir.
  2. Dilbilgisinde Çekim: Kelimelerin cümle içindeki görevlerine ve anlamlarına uygun olarak aldıkları eklerle (hal ekleri, iyelik ekleri, fiil çekimleri vb.) değişime uğramasıdır.

Bu makale, her iki anlamı da ayrı ayrı inceleyerek, çekim kavramının farklı disiplinlerdeki önemini ve kullanımını açıklamayı amaçlamaktadır.

1. Fizikte Çekim (Kütleçekimi)

Kütleçekimi, evrendeki tüm maddelerin birbirini çekme eğiliminde olmasıdır. Bu çekim kuvveti, cisimlerin kütleleriyle doğru orantılı, aralarındaki mesafenin karesiyle ters orantılıdır. Bu ilişkiyi ifade eden Newton'ın Evrensel Çekim Yasası şu şekilde formüle edilir:

F = G * (m1 * m2) / r^2

Burada:

  • F: Çekim kuvveti
  • G: Evrensel çekim sabiti (yaklaşık 6.674 × 10^-11 N(m/kg)^2)
  • m1 ve m2: Çekim kuvveti uygulayan cisimlerin kütleleri
  • r: Cisimler arasındaki mesafe

1.1. Tarihçe

Çekim kuvveti kavramı, uzun bir tarihsel süreçte gelişmiştir. İlk olarak Isaac Newton, 17. yüzyılda düşen bir elmayı gözlemleyerek ve gök cisimlerinin hareketlerini inceleyerek kütleçekiminin evrensel bir kuvvet olduğunu öne sürmüştür. Newton'ın yasası, uzun yıllar boyunca evrenin işleyişini anlamak için temel bir araç olmuştur. Ancak, 20. yüzyılın başlarında Albert Einstein, Genel Görelilik Teorisi ile çekim kavramına daha derinlikli bir bakış açısı getirmiştir.

1.2. Genel Görelilik Teorisi

Einstein'ın Genel Görelilik Teorisi, çekimi uzay-zamanın bükülmesi olarak açıklar. Buna göre, kütleler uzay-zamanı büker ve diğer cisimler bu bükülmüş uzay-zamanda hareket ederler. Bu teori, Newton'ın yasasının yetersiz kaldığı durumlarda (örneğin, ışığın kütleçekiminden etkilenmesi, kara deliklerin davranışı) daha doğru sonuçlar vermektedir.

1.3. Çekim Kuvvetinin Etkileri

Çekim kuvveti, evrende birçok olayın temel nedenidir:

  • Gök Cisimlerinin Hareketi: Gezegenlerin Güneş etrafında dönmesi, uyduların gezegenler etrafında dönmesi, galaksilerin oluşumu ve hareketi gibi olaylar çekim kuvvetinin etkisiyle gerçekleşir.
  • Yeryüzündeki Olaylar: Nesnelerin yere düşmesi, gelgit olayları, atmosferin ve okyanusların varlığı gibi olaylar çekim kuvvetinin etkileridir.
  • Evrenin Yapısı: Evrenin büyük ölçekli yapısı, galaksi kümeleri ve süper kümeler arasındaki etkileşimler çekim kuvveti tarafından belirlenir.

1.4. Çekim Dalgaları

Çekim dalgaları, kütlelerin ivmeli hareketleri sonucu uzay-zamanda meydana gelen dalgalanmalardır. Einstein'ın Genel Görelilik Teorisi tarafından öngörülmüşlerdir ve 2015 yılında LIGO tarafından ilk kez doğrudan gözlemlenmişlerdir. Çekim dalgaları, evrenin derinliklerinden gelen bilgileri taşırlar ve astronomlar için yeni bir gözlem aracı sunarlar.

2. Dilbilgisinde Çekim

Dilbilgisinde çekim, kelimelerin cümle içindeki rolleri ve anlamları doğrultusunda aldıkları eklerle değişim göstermesi olayıdır. Bu değişimler, cümlenin anlam bütünlüğünü sağlamak ve kelimeler arasındaki ilişkileri belirtmek için gereklidir. Türkçede çekim, özellikle isimlerde ve fiillerde görülür.

2.1. İsim Çekimi

İsim çekimi, isimlerin hal ekleri, iyelik ekleri ve çoğul ekleri alarak değişime uğramasıdır.

  • Hal Ekleri: İsimlerin cümle içindeki görevlerini belirten eklerdir. Türkçede beş temel hal eki bulunur:
    • Yalın Hal: Ek almamış haldir. Örneğin: ev, araba.
    • Belirtme Hali (-(ı, i, u, ü)): İsmin belirtili bir nesne olduğunu gösterir. Örneğin: evi, arabayı.
    • Yönelme Hali (-(e, a)): İsmin bir yöne doğru hareketini gösterir. Örneğin: eve, arabaya.
    • Bulunma Hali (-(de, da, te, ta)): İsmin bir yerde bulunduğunu gösterir. Örneğin: evde, arabada.
    • Ayrılma Hali (-(den, dan, ten, tan)): İsmin bir yerden ayrıldığını gösterir. Örneğin: evden, arabadan.
  • İyelik Ekleri: İsimlerin kime veya neye ait olduğunu gösteren eklerdir. Örneğin: benim evim, senin araban.
  • Çoğul Ekleri (-(ler, lar)): İsimlerin birden fazla olduğunu gösteren eklerdir. Örneğin: evler, arabalar.

2.2. Fiil Çekimi

Fiil çekimi, fiillerin zaman, kişi, sayı ve kip ekleri alarak değişime uğramasıdır. Fiil çekimi, cümlenin anlamını ve zamanını belirtmek için gereklidir.

  • Zaman Ekleri: Fiilin hangi zamanda gerçekleştiğini gösterir. Örneğin: geldi (geçmiş zaman), geliyor (şimdiki zaman), gelecek (gelecek zaman).
  • Kişi Ekleri: Fiilin kim tarafından yapıldığını gösterir. Örneğin: geldim (ben geldim), geldin (sen geldin), geldi (o geldi).
  • Sayı Ekleri: Fiilin tekil veya çoğul olduğunu gösterir. Örneğin: geldik (biz geldik), geldiniz (siz geldiniz), geldiler (onlar geldiler).
  • Kip Ekleri: Fiilin gerçekleşme şeklini veya konuşmacının niyetini gösterir. Örneğin: gelmeli (gereklilik kipi), gelse (dilek kipi), gelsin (emir kipi).

2.3. Çekim ve Anlam İlişkisi

Çekim, kelimelerin anlamlarını doğrudan etkileyebilir. Örneğin, bir ismin farklı hal ekleri alması, cümlenin anlamını tamamen değiştirebilir. Aynı şekilde, bir fiilin farklı zaman veya kip ekleri alması, cümlenin anlamını ve konuşmacının niyetini etkileyebilir. Bu nedenle, dilbilgisinde çekim, dilin temel unsurlarından biridir ve doğru kullanımı, anlamlı ve anlaşılır iletişim için kritiktir.

Sonuç

Çekim, hem fiziksel dünyayı anlamamızda hem de dil aracılığıyla iletişim kurmamızda önemli bir rol oynayan çok yönlü bir kavramdır. Fizikte kütleçekimi, evrenin işleyişini belirlerken, dilbilgisinde çekim, kelimelerin anlamlarını ve cümle içindeki ilişkilerini düzenler. Bu iki farklı alandaki çekim kavramı, evreni ve dili anlamak için temel birer araçtır.

İlgili Kavramlar:

Kendi sorunu sor